ay ee ' Maş taralı 6 eme Sayıfada) kü Uautulmaz bir gün olan bugün- riyaset buyuran muh Be Mari Vekilimiz. Hikmet da dola *Y€, gerek bu lütufların- Yı, gerek benim ve arka» en hakkında ibzal buyurduk in sözlerden dolayı Şükran 'arımızı arzederim. Büyük ia vi Şaşmaz ve yanılmaz bir isa - e katiyetle Şizdiği istikamette akıyetten muvaffakıyete ink: , VE Mücsseseyi kurmak isin hiç bir maddi fedakârlıkan çe ; Yen Cümbhuriyet hükümeti - hi yet hükümeti erki m Vekili emin olabi - le ndisinden beklediği vazıfe - etile çalışacak ve su & tetle kendisine göslerilen büyük e ve itimada lâyık oldu - Spattan geri durmıyacaktır. Yaş İM aşkının hakikat ülküsünün im ğı derin bir samimiyet ha - , Sinde, daha şimdiden sıkı bir Türk Mesaiye koyulmuş o olan ie Ve ecnebi bütün arkadaşla - y rug riversitemizin bahis bu - i ii ğunuz parlak istikbali hak - Ida aynı iştiyakı, aynı (imani N dırlar. o Türk milleti in en büyük — kabiliyetleri - olduğu gibi, o Türk da en insani fikirlerin, en ülerin temiz o havası da €dilen bir inkılp ve iman kN di on mii 1 sinin yarattığı ük var - ve, önünde bütün dünyanın , nasıl v. JET ile sevi ile iyildiğini şu ara bir gurur ile azisinin sevgisile bir mia olarak çarpan, onun gü - altında daima ileriye, güzele, ve iyiye doğru koşan hak ve ve kuvvetinden emin ol- için başka milletlere karşı ve hayırhahlık bes - Muhteşem birlik, © bu saf ve Türk birliği karşısında, temiz Öp kalbının sevgi ve saygı - i başka bır şey duymasına ım - Olamaz * Bizimle müşterek “ay, , #leri Kakkındaki savletimizi k a seve kabul ederek yurdumu - i bu Âziz misafirler, bu de - i a er elbet bu duy - em idiler; * şimdi, > esen inkılp ve iman l Vi teneffüs ettikten, o Türk Yüksek kabılıyetlerini na, bu âsil ülkü candan teşriki me ; 2 | yl t ; ii 7 . Üniversitemi - zi Sek yoj ” ıfelerı, gidile - e” Prem ini, “yarılma - kt Ale ah eri büyük bır ısa - Ve izah buyurdular. Bü niversite d , Mücssesemiz, memleke «| bünye Yvaffakiyetle başarmak için | bu | i | kıki bir kuvvet olabilirler. Lâkin | rattığı milli Türk -11 ün merasimle açıldı imansızlığa, atalete sevkeden bir | âmil değil, bilâkis yapmağa mec- bur olduğumuz milli vazıfe husu- ! sunda en büyük fedakârlıkla çalış- i mağa mecbur eden bir müşevvik - tir. o Milli ülküden kuvvet alan Türk ruhu, hiç bir müşkül karşı - sında bir an bile sarsılamaz. İn - ve kültür merkezi olarak (o büyük fedakirlıklarla kurduğu Üniversi - temiz, memleketin (kendinden neler beklediğini pek iyı bırıyor. Orta zaman zihniyetinin asırlarca âtalete mahküm bıraktığı Türk di- mağmı, Türk zekâsını Türke lâyık İ bir sekilde inkişaf ettirmek, işlet- mek, müstakil bir varlık o haline getrmek için, ilmin enson usul- lerini, tekniğin en son terakkile- rini kendimize mal etmek mecbu- ryetindeyiz. (Saltanat devrinin Maarif müesseseleri, Garp ilmini ve Garp zihniyetini iktibas ıddıa- sında bulunduğu zamanlarda bile, kör bir ezbercilikten, anlaşılma- mış bir mütercimlikten ileri gide- memiş, daha açık tabir ile, orta za- man zihniyetinden kurtulamamış - tı. Nasıl maddi istiklâline sahip de ğilse, mânevi istiklâline de sahip değildi. — Hakıki ılım ile bayağı | bir ilim komisyonculuğu arasında- | ki tezat anlaşılmazsa, ilmin haya- İtr, ehemmiyeti elbette idrâk edile- mez. Geniş ve tam manasiyle ilim, yalnız ve maddi ve müspet ilimler l değil, kültür ilimleri de, bir millet İ için bir ziynet değildir; en hayati bir ihtiyaç, bır zarurettir. Bu ha- | kikatın anlaşılması bize ancak Cümhuriyet devrinde nasip oldu. İşte bütün inkılâplarımız gibi yeni Üniversite de bunun bir neticesi - | dir; ve işte bunun içindir kı bütün (inkılâpları kendi ellerine bıraka - cağımız Türk gençliği, yeni Üni - i versitede, inkılâba lâyık yep yeni bir zihniyetle, ilmin ve yüksek tek- niğin en yenj usullerin tamamıle kavramış, müstakil çalışmağa ve müstakıl düşünmeğe alışmış ola - rak yetişecektir. Yeni Üniversitemiz, Türk genç- liğine ilmin en son usullerini aşı - lamakla vazıfesini tamalamış sa- yılamaz. Milli hayat için hattâ ilimden daha mühim bir unsur var dır ki, Üniversitemiz kendi çatısı altında yetişen gençlere her şeyden evvel onu nefhetmekle mükellef - tir. o Mili seciye, yüzlerce asır - lik hâşmetli bir mazinin yarattığı bu seciye, bu Türk seciyesi, başlı ! başıma bir çok muvaffakıyetlerin | âmili, bir çok fazıletlerin yaratı - cısı olmuştur. Ancak bu seciyeye malik olan insanlardır ki, milli hayat için ha - Türk tarihinde milli ahlâk ananelerinin hâkim olduğu zamanları, milleti - mizin şevket ve kudret zamanları ! olarak görüyoruz: Çünkü bü ah - ilâk, daima güzeli, iyiyi, doğru - yü arıyan bir ahlâktır; fedakâr - gisini en yüksek derecesine çıka - ran bir ahlâktır; Milli vahdetin muazzam ahengi karşısında şahsi harsları yok eden bi: ahlâktır. Hiç bir teolojik esasa © dayanmıyan, daima lâyık bir mahiyette kalan bu eski Türk ahlâkını ve onun ya - ü ve yarınki m vi kılâp Türkiyesinin en büyük ilim | | ve temiz bir şekilde vermek, inkı - " lâp gençliğinin ruhunda daima ya- işıyan bu kudreti inkişaf ettirmek İ Üniversitemizin mukaddes bir va- zıfesidir. | Cümhuriy»: ve inkılâp ülküsüne her zaman candan bağlı olan Türk gençliği, milli inkılâp | tarihi kürsüsünde bu asil hıslerme hakıki bır mâkeş ve yüksek bir il - ham menbar bulacaktır. Üniversite gençleri, mühürliyen Cümhuriyet hüküme - ti; ikinci on beş yıllık o devresine girerken genç âzimle, genç bilişle en yeni usullerle tarihi ve an'anevi varlığını bütün dün nıtaca - Zını düşünüyor. Bu olacaktır. Bu - nü, bu inkılâp bilgi evi doğuracak ve biz başaracağız. Ahdediyoruz. Yemin ediyoruz. Gene Vekil Beyefendi buyurdu- Şimdi. sizlere hitap ediyorum. | Jâr: Hayatınızın en güzel ve en feyizli | 5 bi a 5 İ torunlarıyız. Bundan üç dört yüz çağlarmı, büyük O inkılâbımızın yarattığı saf bir ülkü havası için - de, memleketin maddeten ve mâ - nen ber gün daha yükseldiğini gö rerek yaşıyorsunuz. o Milletin bu yeni Üniversiteyi kurmak için bu kadar büyük fedakârlıklara kat - lanması, yalnız sizin içindir. Çün - kü, millet kendi çocuklarını dün - yanın en ileri milletlerinin çocuk - larından geri değil, ramak ıstıyor.. Ve bu, Türk milleti ıçın, hem bir bak ve hem bir vazıfedir. Büyük eseri olan Cümhuriyeti size emanet eden, sevgili Reisimizin bu yüksek itimadına karşı, © ona her suretle lâyık olduğunuzu, Üniver - sitedeki fedakâr mesainizle ıspat edeceğinizden (eminim. Başka milletlerin gençleri kadar çalış - mak, onların seviyelerine ( ulaş- mak sizler için çok küçük bir ga - yedir; siz onlardan çok fazla ça - lışmak ve daha yüksek seviyelere çıkmakla mükellefsiniz. £ Bunları söylerken, sizden © beklediğimiz bu vazıfenin ne kadar ağır oldu - ğunu hissetmiyor değilim; < fakat düşününüz ki, sizler, bütün in - sanlık tarihinde daima harikalar yaratmış bir milletin çocuklarısı - nız. Siz Türk çocuklarısınız. Gazi çocuklarısınız...... Neş'et Ömer Beyin nutkunu da- kikalarea süren alkışlar takip etti. Bundan sonta Tıp fakültesi te besinden Rüknettin Bey kür çıktı ve bütün Üniversite talebeleri nâmma şü sözleri söyledi? Talebe namına Çok saygı değer Vekil Beyefen di, aziz rektörümüz, kiymetli” İo- | calarımız, arkadaşlar; Sevinçli bir gün; şerefi ve zevki bütün bir ömür değecek bir saat yaşiyoruz.Dünyada ileri gidişin bir remzi olan Türk inkılâbı bügün bir bilgi evini açıyor. Siyasi, içtimai inkılâplarını en sağır © kulaklara duyuran en kör gözlere - gösteren varlıklı milletimiz bugün bilgide yeni bir “ilerleyiş muvafalıyatı gösteriyor.. Gazi çocukları; bugünü yaşadı- gından bahtiyardır. Veonunbu | zevki doyulmaz bir aşktır. o Müh- iterem Vekil Beyefendi. * buyurdu- İlar: “Üzerinize düşen yükün ağır. Lığını tahmin etmiyor di lim, Bu yüksek (eveccühlerine te- şekkür etmekle beraber ilâve: &t- mek ve haykırmak isterim ki: Bu bize hiç bir zaman bir yük değil « lığı, feragatı, yurt ve millet sev -| dir. Bu bir vazifedir. . Biz bu va - zifenin âşıklarıyız. Biz bu vazi - feye tapıyoruz. o Dâmarlarımız - daki her zerre kan, hücrelerimizin her köşesi bu imanla doludür. Kal bimiz yalnız bu ülküyle çarpıyor. Ülkülü Türkiye, Büyük yarm... Bugünkü Türk gençliğinin varaca- “Biz ilk medeniyeti kuranların sene evveline kadar medeniy hasında her türlü yenilikler bi den, Orta Asyadan doğardı,, Cevap veriyorum ve diyorum | tür Aradaki karanlık günleri ünit | tuyoruz. Bundan sonra da bütün biliş, görüş, çiziş ve düşünüş kud- reti küçük Asyadan ve bu bilgi €- vinden doğacaktır, Aziz rektörümüz söylediler: “Gazi istikbali size emanet etti. Bu emanet çok ağırdır.,, Çok doğru.. Fakat bu ne şerefli emanet ve biz Türk gençliği bu e - maneti sağlamı omuzlarımıza yük - | lenince bu bize ne kadar hafif ge- lecek; Biz Türk çocuklarıyız. Bu - ! nu'velev hayat pahasına olsun ba şarmak bize engin bir tat verir. Mustafa Kemal bizden biridir ve bizim en büyüğümüzdür. Oda Türk gencidir. Bize en büyük bugünü o yarattı. İlme, kültüre dayanacak büyük Hiç bir şeyden geri durmamalıyız ! M. Baldvin Edimburg'ta nutuk söyledi LONDRA, 18 (A. A.) — Dün Edimburgdâ söylediği bir nutukta | M. Baldvin ezcümle demiştir ki: “Karşımıza dikilen ve silâhları bırakma konferansına yol açmak üzre ortadan kaldırılması icap e « den siyasi güçlüklerden birçok kim se korktu. Halbuki hepimızın bugün, bu müşkülleri ortadan kaldırmaya ça lişmamız lâzımdır. Gazetelerin yaz dıkları gibi Almanyanm eksikliği ve İtalyanın vazıyeti hakiki siyasi müşküllerdir. Vazifemiz bu müş - külleri yenmek ve silâhları tahdit için bir mukavele yapmak elan işi- mize başlamak üzere hiçbir şeyden geri durmamaktır. M. Baldvin askeri stoklar sipa « rişi ve yeniden mühimmat imalâtı ! hakkmda yanlış haberler neşrede .İ irek halkı korkutmak malsadi le ya pılan matbuat propagandasınm a- ileyhinde bulunduktan sonra şunla rı ilâve etmiştir: “Uzun senelerdenberi © garbi Avrupada emniyetin esasını teşkil etmiş olan bir muahede var ve bu muahedeye iman sayesinde silâh « ları birakma konferansını bugün getirmiş olduğumuz noktaya kadar | cağını söylemiş ve sözlerini şöyle getirmek kabil oldu. Sulhü, ne taahhütlerimizin bi - rer kâğıt parçası olduğunu âleme lilân ederek, ne de yaptığımızdan daha fazla silâhlarımızı azaltarak | olmıyacaktır. elde edecek değiliz. İngiltere de, her ne pahasına olursa olsun ken- | kısmı olarak mali encümenden i 'dilerine hükümeti ele geçirmek va ' kararın alınmasını ii ie b ör — VAKIT 19 Z.nci teşrin 1933 — I yarını da onun sözüyle biz yarata. | cağız. g On yılın şenlikleri gününde O bunu haykırdı iletimizi dün « ya milletleri kültürlerinin fevkme © © çıka ğ ğ AĞIZ.» ıcağız. Hep beraber ! ş çıkaraca - ğız. (Çıkaracağız sesleri) Başımızda bu şef, kürsülerimiz- | de bu değerli, yüksek hocalarımız | bulundukça muvaffakıyetimiz yüz dı .dür. Muvaffakıyet muhak - © mes'ut gün ; ne şerefli daki « JOYUZ. I Beyefendi; size bü - te arkadaşlarım na- varıyorum. di Bizim bu imanımızı, bu andı « lanızı, bu aşkımızı Büyük Şetimize, “ ' Büyük Mustafa Kemal'e iletin. | Bizden ona sonsuz saygı ve sevgi / götürün. Çalışacağız, çalısacağız, son ne- KIZ, i gibi; ben de hepimiz gibi haykır. © yorum? Ki Ne mutlu “Türküm,, diyene? Bundan sonra merasim bitmiş İ ve davetliler Üniversite merasim salonunda hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir. Vekil Bey gidiyor Maarif Vekili Hikmet Bey bu akşam Ankaraya hareket edecek- tir. | zifesmin verildiğini zanneder gibi i görünmelerin teşebbüslerine mâ » <g ni olmak lâzımdır. Serbest bir mil- İete diktatörlük yapabilecek kadar bilgili ve iyi bir adamın İngilterede mevcut olduğunu zannetmiyorum, Fransada bütçe meselesi PARIS, 18 (A. A.) — Havasas | jansmdan: Meb'usan meclisr maliye encü - K | meninde M. Bonnet, hazinenin der hal bütçe muvazcnesinin tesisini icap ettiren, vazıyetın: anlattı, M. Bonne bilhassa Amerikada» i para muamelâtı karşısında itis madın korunması lüzumunu göster di ve hazinenin 1934 senesi için İ ihtiyacını 17 milyar olarak tahmin etti. di Şimdiki halde hazinenm elinde | mevcut olan bonoların tazelenme « isi hissedilir derecede bugünkü a « i hengi muhafaza ettiği takdirde ha N zine mevcudu tamamen kâfi ge « lecektir. va M. Bonne Amerika tarafından | yapılan altın mübayaası « İnın filen durmuş olduğunu ve bü | zayıf miktarın Fransa bankası üze- rine ehemmiyetli bir tesiri olmıya» bitirmiştir: “Eğer bütçe tevzin ve hazinenin vaziyeti uzun a temin edilirse hıçbır para mi | “ Nazır, kalkınma projesinin ilk istemişlir. £ ” rağ