al TT ie 2.nci teşrin ” ai İŞERLOK HOLMES'e KA VAKIT yer R ŞI. | Başvekil Pi Hz. Dün Zonguldağa vardı çiy tarafı 4 anes mayaladmzda) kaklara dökülmüş aziz el Emperyalizm cereyâ İ ve misafirlerini beklemişlerdi. Numara: 11 “Mercan Al, cinayeti 1920 senesi haziranının 17 inci Cumartesi günü Galatada Papaz * yan hanının 18 numarasında meş- hur ve zengin bir komisyoncu o - kasanm etrafını tetkik ettiler; ne Ereğli halkının emsalsiz muhabbet lan Hacı Ömer zade Fethullah E - fendi ölü olarak bulunmuştu. İçe - riki odada kâtipleri, hademesi bu- | lunduğu halde onun ölümünden ba | “berdar olamamışlar, onu büyük! bir fındık partisi için gelen bir tüc | carla pazarlıkta sanmışlardı. İsi Odaya ilk giren kâtip Fethullah Efendiyi masasınm başında kana- peye yaslanmış, başı arkaya devril miş görünce birden uykuya dalmış | Giz sanarak çekilmiş, biraz sonra gene ayni vaziyelte görünce şüphelen - miş, nihayet öldüğü ( anlaşılmıştı. Polisin ilk tahkikatı meselede bir kast olmadığına dayandığı halde doktorun muayenesi garip bir ne - tice vermişti: Doktor: 18 numaralı oda kilitli olduğu i- çin hâdiseden sonfa en küçük bir! değişiklik olmamıştı. İki memur bir iz vardı, ne bir tehlikeli elek - trik cereyanı... Memurlardan biri odada meş - gul iken öteki aşağıya indi. Oda - başı ile ve kahveci ile konuştu. A - ğızlarını aradı. Elektrik saatlerini, BAM araştırdı. Sonra bir tel a- ra — kilnen bir tel var mı? Dedi. Telefon hatlı ile tenvirat hattı arasında bir tecrübe yapacak | Kahveci hemen: — Var, dedi. Hem kalınca, hem de epeyce uzun... Küçük odasının rafından yuvar» jlak bir halde sarılmış, epeyice u - | zun ve yeni bir teli çıkarıp verir - — Kalp sektesine de benziyor, | | ken ama... Hayır! Demişti, Odada hiç bir dağınık- | ık yoktu. Yalnız telefon açıktı. Fethullah Efendi tam telefon eder ken ölmüştü, Anahtarı gene tele - fonun yanına asılı bulunan kasa açıktı. İçinde 25 lira vardı. Etra - fımdakiler Fethullah Efendinin .«çok zengin olduğu, bankada bir “ö sok paraa: olduğu halde kasasın - ç da 25 lira bulunmasına ihtimal vermediklerini söylediler, İ — Her zaman Fethullah Efendi İ kaxasından bir kaç binlira çıka” ran bir adamdı!.. Diyorlardı. Çoktanberi Fethullah Efendiyi | ikinci defa ziyarete gelen bir orta | yaşlı adamdan bahsediyordu. En son Fethullah Efendinin yanından böyle bir adam çıkmış, başka kim se görünmemişti, Polis tahkikatıni (derinleştirdi. Bir kaç doktorun birden muayene si ölümün şüpheli olduğunu mey - dana çıkardı. Ceset morga gönderildi. Po - — O gün üst kattan kapının ö - nüne düştü, Kimin teli bilmem, al- dım, saklıyorum! z İlbak Baga Biz. deniz Hükeilği | motör ve kayıklarla binlerce hâlk | İ ve Zonguldaktan Vali riyasetinde gelen beyet tarafmdan selâmlan - İ mışlardır. Bu esnada iskelede! gençler birliğinin bandosu tara -| | fmdan İstiklâl marşı ve müteakı - ben bütün halkın iştirakile Cüm - huriyet marşı söylenmiştir. Başvekil Hz. iskelede (o tekmil tezahüratı arasmda halkım arasma karıştı. Yaşa, varol sesleri ve şid- detli alkışlar arasında hükümet ko nağımı teşrif etti. Burada bir müd det istirahat ederek kaza erkânile | görüştükten sonra memleketin her tarafını gezdiler. İsmet Paşa Hz., saat on birde Zonguldağa hareket ettiler. Ge - m'ler, matörler ve kayıklarla Ba - baburununa kadar sevinç tezabü - rafı içinde teşyi edildiler, Zonguldak'ta Zonguldak, 17 (Hususi) — Baş ! vekil İsmet Paşa Hazretleri ve refa katlerindeki zevat bugün saat on üçte, binlerde halkın hararetli tes | zahürleri arasında şehrimize gel - | mişlerdir. Başvekil Paşa vilâyeti, fırkayı, | i halkevini ziyaret ve limanda yükle me işlerini tetkik etmişlerdir. İs. | met Paşa Hz, bundan sonra ma -| a İm me fi ayyy e amma e Garp Muharrirlerinin Görüşleri gay gg yy yy yarar i ğ » garptan şarka geçiyo” “İngilterenin en değerli muhar ivirlerinden Aldons Huplay “Milli - yetperverlik;; serlevhası yazdığı bir yazıda diyor ki: “Jül Sezar, milâttan 55 yıl ev - vel İngiltereye geldığı zaman, İn - giltere adası vahşi kabi eler yur | du idi. Bu vahşi kabileler insanla | rı kurban eder, parçalar, ateşlere atarlardı. 1897 de İngılızler garbi Afrika- ya girdikleri zaman oranın hakkı, Jül Sezarın gördüğü İngilizlerden farksızdılar. Bular da kabile haya- tı sürüyor, bunlar da insan kanına susamış ilâhlara tapıyor'ardı. Bun- ların sihirbaz doktorları insanları parçalamıyor, fakat asıyorlardı. İngiltereyi istilâ eden Romalı'a rı harekete geçiren âmillerle Afri- kayı, Hindistanı, Malayayı istilâ eden İngilizlerin arasında hiçbir fark yoktu. Milâttan 55 yıl evvelki vahşi İngiliz, 1897 de medenileş - mişti. 1897 de henüz vahşet halin- de yaşıyan Afrikalı, kimbilir ne za man medenileşecek ve sıra onun da emperyalizm yapmaşma gele - cek. Beyaz insana karşı, siyah in » sanı himaye işini ne zaman sırtlı- yacak! Dünyanın mütecanis olmaması, Diyince memurun gözü . birden | den mıntakalarına gitmişlerdir. Bu ! yani medeniyetin muhte'if merha- bire açıldı. — Hangi gün? Diye sordu: — Efendi merhumun öldüğü gün... — Nerden düştü? — Üni kattan, ama hangisinden bilmem. Kapının önüne düştü. Ben de alıp sakladım. Memur birden hanın dış kapısı önüne çıktı. Yukarıya baktı, Kah- veciyi çağırdı: — Fethullah Efendinin odasınm i pencereleri hangisidir? Kahvecinin gösterdiği iki pence re tam kapının üstüne tesadüf edi- yordu. Memur sevinerek teli aldı, yuka rıya fırladı. Arkadaşına haykırdı: — Buldum! Fethullah Efendiyi öldürmüşler... Bundan #onra telin nasıl kulla - nıldığını bulmak güç olmadı. Pen- listen iki memur meseleyi takip 6-| core açılmış, tel tramvay teline ü- diyorlardı. Morg ölümün bir elek- zatılmış, sonra telefona bağlan - trik darbesile yapılmış — olduğunu mış, yahut ona da lüzum görülmi- temin edince iki memur odayı en i yerek tramvayın kuvvetli; cereyanı küçük noktasına kadar tetkik etti- | Fethullah Efendiyi doğrudan doğ ler. Elektrikle alâkas olan iki âlet vardı: Masanm üstündeki telefon, oda nın ortasındaki büyük avize... Avize yanmıyordu, prizler sağ - lam ve tehlikesizdi. Telefona gelin ce, İş burada çatallaşıyordu. Oda- ya ilk girenler telefonu açık bul - muşlar, ahizeyi makineye takılı ve masanın kenarında sarkılmış bir halde görmüşlerdi. Bu ahize tek - ra? yerine konduğu halde onu tu - tan zata bir şey olmamıştı. Demek | ki teldfonda bir şey yoktu. Fakat morgun teminatı, telefo - nun açık bulunması iki polis me - murunu şiddetle işgal etti. Telefon | şirketinde tahkikat yaptılar; böyle bir kaza mevzuu bahsolamıyacağı neticesine vardılar. O zaman bü - tün mesele odada halledilecekti. Evvelâ hâdisenin bir cinayet mi, bir kaza eseri mi olduğunu tahkik etmeleri lâzımdı. © İri siki ruya aktarılmıştı. Mesele müddei umumiliğe de aksedince polis memurları katilin araştırılması için bir taraftan par - mak izlerinden, diğer taraftan iki sigara bakiyesinden istifade etti - ler, Kasanın, masınm ve kasa anah- tarmın üstündeki parmak izleri Fethullah Efendinin parmak izle - " rine uymuyordu. Demek ki bunla - rın üstünde bir yabancının eli do - laşmıştı. Sigara tablasında — Yunan cigarasının ucu var - i. Hademe en son odaya adamın Türk olmadığından emin görünüyordu. Hacı Fethullah Efendi Türkçe- den başka bir lisan bilmediğine göre ya bir rum, yahut bir Yunan- İı aranacaktır. ADevama var) giren! gece İş bankasında şereflerine bü- | i yük bir ziyafet verilmiştir. Yarın | j Filyos hattını tetkik etmeleri muh temeldir. Kömür havzamızın bugün- << kilyaziyetir. Birim , ve e Pİ Başvekil İsmet Paşa dündenbe İri Zonguldaktadır. Başvekil bera- rebinde iktisat vekili Celâl Bey ol i duğu halde kömür mıntakalarmda tetkikat yapacaklardır. Bu ziya - ret münasebetiyle kömür havzası hakkında okuyucularımıza kısaca bazı malümat vermeği faydalı bul duk. Zonguldak — Ereğli (o havzası Türkiyenin bugünkü ve yarınki ma den mıntakalarını besliyecek yegâ ne kömür mıntakasıdır denebilir. Bu sahada 4 milyar ton tahmin e- dilen kömür 170 kilometrelik bir uzunluğa ve 50 kilometrelik bir de rinliğe maliktir. Kömür mıntaka- sı sahile yakınlık o ve kömürlerin cinsinin nefaseti itibariyle kendi. sine yüksek bir mevki temin et - miştir, Türkiyede maden kömürü 1853 | Kırım harbinden sonra keğtedil. | mişlir. O zamana kadar © yakıcı madde olarak maden Oo kömürüne | ihtiyaç hissedilmiyordu ve maden kömürünün de istismarma Jüzüm | hasıl olmuyordu. Kırım harbinden sonra keşfedilen maden kömürleri Osmanlı bahriye nezareti tarafın - dan bir müddet işletilmiş, © fakat| sonraları bazı imtiyazlarla tersane | itercümanlarına ve Avrupalılara | verilmiştir. 1882 den itibaren kö-| mür havzasında ecnebi sermayesi- nin inkişaf ettiğini görüyoruz. Mü. i him ocaklardan bir kısmı Fransız- ların, bir kısmı İtalyanların nüfu zu altına girmiştir. Hususi ocakla- ira gelince, is- tismarcılarm çoğunu Türk ol - muyanlar teşk'l ediyordu. Meselâ | Zonguldak mıntakasında 35 ocağa mukabil ancak (9) ocak, Kozlurla | 13 ocağa mukabil 15 ocak,| Kilimlide 16 ocağa mukabil 8 o -| icak, Ereğlide 4 ocağa (o mukabil bunlar arasında lelerinde yaşıyan insanlarla mes - kün olması, şüphesiz bir nimettir. Yoksa bütün insanlar aynı dil le konuşsa; aynı seviyede hars ve medeniyet, aynı siyasi müesseseler di, insanlığın hayatı tahammül e - dilmez bir sefalet içinde kalırdı. Fakat madalyanm ters tarafı da var. Dünyada gördüğümüz değışık liğin hoşa gitmiyecek safhaları da bulunuyor. Bir milletin başkasın - kabil (4) ocak Türklerin elinde idi. Cümhuriyetten sonra kömür hav zasında büyük iktisadi bir değişme oldu. Kömürlerin istismarı daha az ellerde temerküz etti, Şirketler in- kişaf etti. Bugün kömür mıntakası 8 şir- ketle, 16 münferit âmilin o elinde bulunmaktadır. Saltanat devrinde iki şirket ve yüz elli kadar iş idaresi vardı. Bu- gün bu temerküz (kömür hissesi- nin bem verim itibarile kuvvetlen- mesi, hem de modern tesisat ile teçhiz edilmesine sebep olmuştur.. Bügün işlemekte olan şirketlerin ve münferit âmillerin isimleri şun- lardır: Şirketler: 1 — Maden kömürü işleri Türk anonim şirketi (Zonguldak), 2 — Kozlu kömürü işleri Türk anonim | şirketi (Kozlu), 3 — Kilimli kö - mürü madenleri Türk anonim şir « | keti (Kilimli), 4 — Türk kömür! madenleri anonim şırketr (Kozlu — Ereğli), 5 — Ereğli şirketi (Zon! | guldak), 6 — Türk mandin ano - nim şirketi (Kilimli), 7 — Kilimli kömür marlenleri Türk anonim şır keti, 8 — Amasra istismar'mınta- kası Türk anonim şırketi. Alaca ağzı istismar mmtakası Türk kömür madenler şirketi tara- fından işletilecektir. Münferit ocak âmilleri: 1 — Süleyman Sırrı Bey (Zon - ileri olması yüzünden, dahe. j medeni olanlar emperyali altında | ve başka arının yurtları islismara boyayı İrın Britanyaya kadar 424! nm, Britanyalıların Hin: dar gitmelermin sebebi Tarih, cemiyetlerin aynı inkişaf ettik'erim gösleri) bilecılık milliyetçiliğe, milli İ emperyalizme yer veriyor” * İmparatorluk ya a't üst oluyor” kut emperyalistlerm ateşi i yor ce cemiyet başkalarının yet | bna genişlemekten vazg€f diya zi Garp milletleri arasındâ yetçı ık ve emperyalizm hali kim, ve halâ tehditkârdir- bu âfetin en tehlikeli devi sayılır. Çünkü, henüz plâ nazari bir mahiyette ol ber milletler birleşmeye doğ diyor. Silâhlanma yarışına peryalizme rağmen garp arasında teşriki mesai cer€ kuvvet bulmıya baş'amıştır torunlarımız beynelmilel sulh ve müsalemet dairesini” re etmeyi kabul edecekler kanun dairesinde harekete fak olacaklardır. “ ii Bu mes'ut rüya garpta etüği sırada onun ziddı b yerde başlıyacak, Çinle Hin€ 4 ve Afrika milletleri on alt on dokuzuncu asırlarda A: yaşadığı hayatı yaşıyacak, v8 ra benziyecek. Görpı Tederasyona doğ ken Asya ile Afrikanın ye! letleri Romalıları Britany: türen, İngilizleri Afrikaya s9 yen saiklerle hareket edec! Dünyadaki tenevvü mu de buna tahammül etmek i (Kozlu) 3 — Hamit Efendi) Naci Bey ve şürekâsı (o (B' 5 — Dağcızade İsmail Bey * li) 6 — Karamehmet zade reğli) 7 — Halil Paşa İS — Alca Mehmet Efen& Kasap İsmail Efendi ve lu) 10 — Mehmet Arif Bey" j takları (Kozlu) 11 — Mi i kup Bey (Zonguldak) 12 İsmail Bey (Kozlu) 13 — Bey (Kozlu) 14 — Mülâ (Kilimli) 15 — Etem ağ& sesi (Amasra) 16 — (Leonfor) (Zonguldak). Saltanat devrinde hiç i görmiyen Türk madenci! iğ biden harabiye sürükle! Memleket içinde sarfediler ler dışardan geliyor ve gW” kabetinden müteessir o 9 memleketin her köşesinde gü kömürlerini baltalıyordü harpten evel azami isti bin tonu geçmiyen kömür senede bir buçuk bilyan 19“ kın isthsal yapmaktadır. Türk kömürleri hükt fından hususi bir himaye?” olduğu gibi kalitesinin itibariyle de Akdeniz 58 güzel istismar sahaların“ ' teşkil etmektedir. Gittik$€ modernleşen kömür hav? şe v şu memlekelere de ihracat z tadır. j Gi