Otomobil, Yeniköyden sonra, çi “lek tatrlalarının yokuşuna sapmca, > ortalık bütün bütün zifirleşti. Karı koca, gece yarısından sonra, Bü - . yükdereden, Şişlideki evlerine dö- © — müyerlardı. Cemile korkuyordu. © Otomobili kullanan kocasr İhsan gülüyordu. © Cemile kızdı: © — Gülme! çıkarsa anlarsın. — Seni teslim eder, ben kaça - rım, — Yaparsın da... Ve birden, tam yokuşun bitimin de karşılarma biri çıktı. Beli bü - külmüş, eli sopalı bir ( ihtiyardı. Cemilenin yüreği hop! etti, İh - san korne çaldı. İhtiyar yana çe- kildi, İhsan otomobili yavaşlattı. — Duralım mı? — Neden? — Şu biçare adamı alalım... — Katiyyen. — Peki.. Otomobil gene yollandı. İhtiyar: yolda bırakıp uzaklaştı. : Li 5 Karşımıza iki kişi Cemile o gece uyuyamadı. Beli bükük ihtiyar (orüyasına giriyor, gözlerinin önünden ayrılmıyordu. Şefakla beraber kocasını uyan - dırdı: — Dün geceki ihtiyar yok mu... , — Ne olacak? — Onu yolda bırakmamalıydık. — Sen almak istemedin. — Ne yapayım, korkuyordum. “Aklım başımda değildi. Bu gece seyranlarile beni çıldırtacaksın... Ihsan esnedi: * «— Anlaşıldı, anlaşıldı, bırak ta uyuyayım... ... Bir gün, bir gece daha geç - ti. Sabahleyin gazeteleri okuyan Cemile bir çığlık kopardı. İhsan sordu: — Ne var? — Al bak, oku... İhsan şu hâvadisi okudu: Kulak il (Baş tarafı $ üncü sayıfada) kası filân yerde kurulmalı. mız ki beyefendi elhak pek derin bir iktisat mütehassısı - dır. Bu bilgiden memnun olduğu - nuza şüphe yoktur, Beni dinleyin memnuniyetınızı muhafaza etmek isterseniz sakın bu beyefendiye şunları sormayın... Türkiyede kaç kişi vardır, bun- lar ne kadar şeker yerler? Şeker fabrikası nerelerde açı - lırsa faydalı olur?. Şeker fabrika: sı hangı maddelerle işler?. Hele şunu hiç sormayın: “— Bizde pancar mı, şeker kamışı mı daha çok çıkar? > Alpullu fabrikasında şeker pan cardan mr yapılır, şeker kamışın - dan mı?. Bu misalleri uzatabilirsiniz. Bu tipler kendi hallerine kal - dıkları zaman zararsızdırlar. Fa - kat çok defa bunlar birer mütehas- ns gibi işleri yarımyamalak mem- — Jeketlerin başına sözde entellektü- — elliğin zorbalığını kurarlar, o za - Vicdan azabı | —ö — VAKIT 13 2.nci teşrin 1933 Yazan : IZZETOGLU “Evvelisi gece, Yeniköy sırtla - rında, çilek tarlası yolunda bir çu- kurda ihtiyar bir adamın o cesedi bulunmuştur. o Zabıta tahkikata i başlamıştır.,, Cemile boğuk bir sesle: — Bizim yolda bıraktığımız ih- tiyar! Diye inledi. : .. . Ondan sonra karı koca arasın - da geçimsiklik başladı. Cemile mütemadiyen ölen ihtiyardan bah sediyordu: — Neden adamcağızı otomobi - le almadın sanki... e Şimdi vicdan âzabı çekmezdik. — Sen istemedin. — Sözümü dinlemeseydin... O « nu almak senin elindeydi. Otomo - bili ben değil, sen idare ediyor - dun.. — Keyfini bozmak istemedim. — Aferin!... Tam keyfimi yap - tın doğrusu!.. ... Nihayet karı koca ayrıldılar. Bir gece, İhsan, tek başına, ge - ne Büyükdereden dönüyordu... Çi- lek tarlasına giden yokuşu tırma» nırken, hatırına ihtiyar geldi: “Biçareyi durup almalıydım,, Diye söylendi ve tam yokuşun bitiminde, eli deynekli, beli bükük | bir ihtiyar gördü. | —Otl.. Ta kendisin. İhsan deli olmak üzere olduğu - nu hissetti. Otomobili durdurdu. İhtiyar yaklaştı: — Merhaba oğuül... İhtiyar dikkatle Ihsana bakıyor- du: — Tanıdım seni... Geçen sene de burada bana tesadüf ettin... Ko ' nuşmak ister gibi duraladın... Ak- | Iımdan gitmez... Ve ilâve etti: — Nasıl gitsin, ki o gece, biraz ötedeki çukürda, bir adam bul - dum. Ölmüştü, Neden öldüğü de bir türlü anlaşılamadı ya... Kulak üniversitesi Maarif vekâleti ümmilikle mü- cadele ediyor. Şüphesiz ki dünya - nınen zararlı düşmanına karşı cepheler kuruyor. Fakat bu kulak- tan dolma ilim bana kalırsa ümmi- ma, uyma kabiliyeti var. Kristof Kolomp (Amerikada İ bit olundu. İmparatoriçeye bizmet | mının likten milyon defa daha muzırdır. | caktı? Biraz da bununla meşgul ol listlerle faşistler, dine karşı zecri | Çünkü he de olsa cehaletin hayvan | mak lâzımgeliyordu. Neyse.. Onu lığa yakın bir tarafı var. Hayvan - | da az çok bir himmetle ortaya çı- larda sevkitabiiler bozulmadığı i - karacaktık.. çin hayata karşı bir nevi yumuşa *| İmparatoru ağırlamak İzzet Aptülhamidin Yaveri Keçeci Zade rn Fuat Pş.nın hatıraları ANAK AAA IAN AAAAAP sali Dz ? ğ —- Aman efendim.. Bu ne gaflet, n€ gaflet.. Ya bir kıyam olsa ve o met un, o alçak —30 — Bunları görünce tabit yaptığı - Ya salonlara gelince. kâffesi | mız işe pişman olduk. Çünkü Al - | ya kokot veya Amerikalı veyahut | manya imparatorunun sofrasına | Romanyalı dişçi salonlarma ben - | konacak tabakların ortasında Fran ziyordu. Yalnız bir güezl şey ya -| sa imparatorunun tacı ve markası pılmıştı. Hoş... O da insanın yirmi | bulunmasının hiç münasebet al - gözü olsa yırmısıyle de ağlamıya | mıyacağını bilmiyecek kim var - değer bir kepazelikle bitmişti. Bir | dır?. N muhibbi sadık curnalma kurban €-| © Derhal tabakları toplattırarak dilmaştı!... göndermeye karar verdik. Fakat! Yemek salonunun iki kapısı -| hünkârın sadık adamları derhal İ nm sağına ve soluna, Topkapı 8â-| haber vermişler. İ rayı hazinesinden almarak geti - l İse 3 a Biz de bunu duyunca vazıyeti rilmiş olan pek nadide eski silâh- > lardan dört.levha teşkil edılmıştı. | 2İM8E Almanya imparatorupun - e bu işten memnun olmıyacağını bü Bu güzel manzara bütün ecne- i bileri, hatta “Biğden olanları da | 74K bir gaf olacağımı tekrar tek - mostedosuk Bayaz güzeldir. rar rik Lâkin kime anlatırsı- Halbuki sadık bendegândan bi-| “7: ; ri günün birinde müthiş bir zekâ | , Hünkârın adamları bir kere (bu oyunu yurmurtİamaz mi7. olacak) demişlerdi. Bu vazıyet ü « — Aman efendim... Bu ne gaf- zerine tekrar tekrar hünkâra ha - let.lNs gaflet.) Ye Bir kıyam ol; ber gönderdik, Boş... Herkes (de - İ sa ve o mel'un; o alçak düşmanlar dığım dedik) deyip duruyor, Ve bu | : bu silâhları alıp hünkârm üzerine | !#'7 şüzel olacağını iddia ediyor- hücum etseler... Aman yarabbi..,, ardı. “ Hünkâr bu sözleri işitince bir « denbire reddeder ve der ki: — Canım bunları birçok gören- ler oldu. Şimdi kaldırırsak türlü türlü manalar verirler. Fakat Abdülhamidin korkaklı- ğımdan istifadeyi düşünen herifler derhal buna da cevap bulurlar. — Efendim... Beyoğlunda İtal - (Baş tarafı 3 üncü sayıfada) yadan gelmiş bir san'atkâr var. Jen ufak tefek farklardan başka Her türlü eşyayı alçıdan taklit adi- aykırılık yoktur. | yor. Ona sipariş buyrulduğu tak - Cahit Beyin dediği gibi, memle- | dirde...,, ket yarı müstemleke olmak tehli - Hünkâr bu teklifi muvafık bu. | kesine uğradı. Düşman memleke - Tuyor ve o suretle hareket ediliyor. | tımızı istilâ ettı, Türk unsuru zaa- Alçıdan taklirlerle hakiki silâhla - | fa uğradı ve hilâfet bunlara âmil rın yerleri dolduruluyor. Neyse. | oldu. Bizde milliyetçilik bunların İmparatorla İmparatoriçe için | aksülâmelıdir. | Şale köşkünde yerler bu süretle ha Avrupa nasyonalizminin do « zırlandı. Daha doğrusu hazırlandı | ğum sebepleri bu değildir. Faşiz » farzedildı. mi ele alalım. Faşizm, sırf komü - Bu dairelerde çalışacak memur | nızmın aksülâmeli olarak doğdu. lar tayın erdidı. Mihmandarlar tes | Hitlerizm de, Avrupa emperyaliz- yumruğundan © sıyrılmak edecek saraylılar tefrik edıldı, Bu / kaygusuyla meydana geldi. Ora - suretle hünkârın misafirlerine ait | larda, din propagandası; millet ilk hazırlıklar bitti. aleyhinde bir cereyan uyandırma - Fakat. o koca Istanbul ne ola. | diğ! isindir, ki sosyal - nasyona Bunun olmıyacağını bir kere da ha hünkâra söylemek lâzımdı. O i harekete geçmemişlerdir. Bunun için Avrupa nasyonalizmi, bizim milliyetçiliğimizden bir de lâiklik noktasından ayrılır, Birleştiğimiz noktalar da var - dır; Bizim milliyetçıliğrmiz, tam bir için İmparatoru ağırlamak için en düşmanlar.. “ j kadar kızmış ve hiddet ki, hünkâra bu vazıyeti şöyle * ettim: — Bunu yapmak şapkayi# “ imamın Ayasofyada vaaz ©” i ne benzer... dedim. vadi Olmadı. Sözümüzü dinleterit”. dik. Çünkü diğer adamlar kib. lığı, azameti yaldızda bulanlardı” ibaretti. - Yalnız bu değil... Diğer O güzel ince kakmalı altın v€ müş çatal, bıçak, kaşıkların şatafatlı madenler arıyorlardi ni kilerci efendilerin zevkiselii. ne göre kibarlık, büyüklük P ii ve yaldızlı eşyalarda olduğu i imparatorları ağırlamak için hari ladığımız eşya hayretten siye kepazeliğe yakındı. , Bunun neticesi çok büyük | dal olacaktı. Çünkü şarkla $ b üçüncü derecedeki kokot görüfü! i le hazırlanmış sarayı içinde en mümtaz vazıyette bulunan Ni İl siyetleri kahkabayla süleceklerii. « Devamı Sf Avrupa nasyonalizmi aynı ruhts” il dir neticesine varmıyacağıZ. Mi cak, ruh ayrılığı var diye, nas? nalistiz demememiz lâzım g: i Nasyonalizm ve milli 2 arasında fark yoktur, fakat muh il telif nasyonalizm ve muhtelif liyetçılık tarzı vardır. Sos; de böyle değil mıdır?. On zuncu aşırda Fran 5 reformistler sösyalisttiler, Gay? leri, eski nizamı bozmadan, hal” kın, bilhassa amelenin, yeni nunlarla refahlarmı temin etmek tir. i > ni . bi Sovyetler de sosyalisttir. Onl rn gayesi, mevcut bütün Dİ devirmek ve yeni bir nizam l ! takımları da hepsi bunun sin i Bizde milliyetçilik, Av rupada nasyonalizm Yİ maktır. Fakat ne Fransız refor”. 5 ler, ne de Sovyet sosyalistler birlerine benzemedikleri için t€ etmez ve “Biz sosyalist dei demezler. 4 Hüseyin Cahit beyin: Me rupaya hitap ederken, biz de ye yonalistiz diyebilir miyiz?. m derhal “Evet,, cevabını z Nasyonalist olmak için, muhakk* karaya çıktığı zaman yanındaki| güzel sofra takımlarını Yıldız ve tayfalar açlıktan bir deli gibi otla- saray haznelerinden çıkarmak üze ra saldırmışlardı. Aynı kafilede | re hünkâr tercüman Münir paşa ile İ bir haylı da at vardı. Atlar da aç- beni memur etmişti, tı, onlar da otlara saldırdılar, Tay Dün gibi hatırımdadır. Depo - falardan birçokları öldü, Fakat at-| nun gayet karanlık ve örümcekle. lardan zayiat verilmedi. Hayvan -İre bürünmüş yuva olmuş köşeleri- dan başka bir şey olmıyan tayfalar |der veren (Sevr) tabaklarından faydalarınm zıddıma zehirlemişler-! paratorlarının tacı ve markası bu- di. 0oO© Oo Sadri Etem İlunuyordu. ld çarkının en asil ırk olduğu iddiasın- ! Jar sevkitabiilerr ile zehirden ken-| nin birinde ne oldukları sandıkla- dadırlar, Faşizm de “Irk safiyeti- | dileri körudular, fakat sevkita - | rmın biçiminden anlaşılan fakat | e» dayanır ve siyasetini bu nok - bitleri dejenere olmuş hayvanlar - | şimdi ismi bize pek hüzün ve ke. | taya dayandırır. ahret yolunu tuttular, Yarı münev- birkaç sandık veriyordu. Bunların | esaslara dayanıyor. Yeni Türk ta - ver ve kulaktan dolma ilimle iş| içinde 800 tabak bulduk. Yıldıza | rihi, Türk dili, bızım mıllıyetçiliği- görmek istiyenler daima ellerinde | naklettik. Halbuki her tabağın or- | mızın belli başlı vasıflarından de- ki memleketler: Kristof Kolombun | tasında (N) harfı ve Fransız im « | gil midir?. o İsonunda, bizim milliy parlemantarizme taraftar değil - dir. Bu cihetten, Almanya ve İtal- ya kadar sol değilsek de, Fransaya nazaran sağ sayılabiliriz. din taraftarı, hükümdarlık ari rt olmak şart mıdır, ki A di” yonalizmi ile bızım milliyetçi) mız arasında bu hususta a vardır diye, nasyonalistiz d 1 yelim. z Bütün Avrupa bızım yi yıktığımızı, hükümdarı de bili mizi ve lâik olduğumuzu şan Fakat bizi nasyonalist ai gi ve böyle tanıdığı için de gi hear Hayır, Avrupaya: e şi Nasyonalistiz,, dersek, ne bi# la etmiş ne de Avrupayı çok Ti nıltmış oluruz. t Sosyal - Nasyonalistler, Alman Bizim milliyetçıliğimız de aynı Hayır, bütün bu iddialarımızın dl.