e — VAKTI 3 2.vci teşrin 1933 — Sergiler ve blânço memleketi ç, Jstanbal Ziraat Sergisinde Ankarada mektepler, ilk tedrisat, dolaşmağa değer yeri maarifte ileri hamle , Yi Ankara yalnız baştan başa do- a bir düğün evi değildir. O, See yrak, ampul altında hesap .,ON senenin bilânçosunu ve- dr, P gününü yaşamakta - ali ii inkılâbımın on senelik he- YE yoda sea, sergide grafık Tesim halinde veriliyor, için Ankara bir sergi ve Ma armine halını aldı. Bu Tr ğı mi Min gördü. Mi ğı koymayı mü: may karada maarif sergısı, yerli key; , , *erBi8i, sıhhiye sergisi, Hal- ti, © açılan inkılâp sanatı ser- Ni birden on senenin hesa - A Veriyor. Bu hesabı hiçbir sa- a kay apmadan millete, milletin isine veriyor, : e ba ilerden sırayla bahsedece - i « Birinci yazı maarif sergisi ikkında, olacaktır. —1— toy karada karaya oturmuş be - m transatlantik diyebileceği- “© “kocaman bir bina: * İsmet al enstitüsü, Kapının üstün- Saç m bütün cephesini kaplı- ya caman bir yazı size cümhu- Yeri anlatır, yekağsiliğ; * k w © Manrif sergisinde: : 9 Memleketteki rejim inkılâ - — İİK tedrisat, “© Orta tedrisat, D) Yüksek tedrisat, 3? Mesleki tedrisat hakkımda “dayı dolduran grafikler, Halon, kabartmalar, vesikalar gö- Z, Bu resimler, bu grafikler, bu üç alar size yepyeni bir âleme Dr ii inkılâp maarifinin ka- lerini gösterecektir. “o #im inkılâbı ve maarif Rejim inkılâbının maarif sis - 2 “mizde yaptığı değişmeleri si- Li misaller anlatır: in nutku, Kubılâyın me - iy atanbulun işgalinde Ga- ba len ilk iki telgrafın ka - d ü suretleri ,yıkılan medrese, Te tek esaslı mektep, batan e Kikan yeni harf, Türk mille - 100 çadır halkından türemiş Sananlağıy, gedeniyet aş Yan hulyalarımı, . dünyaya taşıyan Türk milletmm ve gittikleri yerleri Gn görüyoruz. gördükten i sonra Ga- Yâni gençliğe hitabesi © lo$ “ odada size rejimin enerjisini, İehazını, iradesini veriyor. ilk tedrisat Cümhuriyet maarifi ilk tedrisat yda N mprikibe olmuştur. on senede hem kemiyet, Serme itibarile © yükselmiş KR 1 artmıştır. m ilkmektep neydi. yi ben anlatmıyayım. Sergi Vi enimle beraber dolaşan ihtiyar kal kadınla şalvarlı torunla- N vlinleyiniz, ihtiyar anlatıyor: Bn gördün mü?, hoca bu- , “tüne cüzü koyardı. Çocuklar Yağı, gökerdi. Hoca verirdi da- Mi © kop, esirdi dayağı ben dayak ti ilk günü mektepten I Çocuklar odalarda vesikalara İ göre yapı miş resimleri gösteriyor- ilar: “. Bak, bak çocuğun ayağını hoca usturayla kesmiş, üstüne tuz dökmüş! Öbür çocuk falakada dayak yi- yen çocuğu gösterdi: “- Bak... Ayakları dayaktan şişmiş, Eski ilkmektep bir izbe, bir cen dere ve bir: hapishaneden hiç te farklı değildi. 1908 den evvelki mektep buydu, 1908 den sonraki mektep 1923 e kadar o hususi bir karakter taşıdı. Bu zamanda bazı ilerleme arzuları göze çarpıyor. Fa kat ilkmektep, devlet elinde tek bir elle idare edilir bir mekaniz - ma halinde değildi. 1) Meşihate, 2) Evkaf nezaretine, 3) Gayrrmüslim cemaatlere, 4) Ecnebilere, 5) Ciddi teftiş ve murakabeye tâbi olmıyan şahıslara, 6) Maarif nezaretine, 7) Meclisi maarıfı askeriye tâbi ilkmektepler vardı. Bunların prog ramları kendilerine göre yapılır - dr. Meşihat ne isterdi?, Evkaf ne yapardı?. Cemaatler, ve ecnebiler hangi maksatla mektep açarlardı?. Hususi şahıslarin elinde bulu- nan'mekteplerin ne halde olduğu- nu hatırlarsınız. Osmanlı maarif nezaretının na sıl çalıştığını sormıya lüzum var mı?. Osmanlı imparatorluğu tanzi - mat ve meşrutiyet (devirlerinde sadece mütereddit, orta zamanla muasır devletlerin sistemlerini bir- leştirmeye çalıştı. Onun için yaptığı sahte, bu sahtelıkten dolayı iradesi na mev- cuttu. İnanmadığını inanmış gibi göstermek sahte Osmanlılığın şi - arıydı, Onun için Osmanlı ilkmek- tebi orta mektebi gibi, yüksek mektebi de yarı dini bir müessese idi. Cümhuriyet ilk mektebi bir defa mektebi hayatlaştırırdı. Tek mektep esasını kabul etti. Çocuk - ları artık bir malümat hammalı bi- rer zavallı haline koymuyor, ona hayatta rehberlik ediyor. İlk tahsilin ilk üç senesinde ço- cukların hayatı görüşleri, anlayış- larını resim defterlerinde, el işle- rinde görmek mümkündür. 7: 10 yaşları arasındaki çocuklarımızın çizgileri, yazıları, işleri millete en açık hesaptır. Sarığı, fesi, falakzyı bilmiyen çocuğun bir satır yazısı, bir resmi, bir çamur işi bütün maarif siste - mini karakterlendirmeye kâfidir. İlkmektep hayata gidiyor. İlk- mektebi bitiren çocuk nazariyeler- den ziyade işe hazırlanmış bulu - nuyor. İlk tahsılın ilerleme seyrin- de keyfiyet gibi kemiyet te değiş- miştir. Cümhuriyetın ilk tedrisat saha- sında aldığı hasıla saltanat devri- vahdeti altında bir küldür. Orta tedrisat neydi, ne oldu? 5 tedrisatta, Cüm et i in. Kk Kk Orta devriyle saltanat devri arasındaki sebzeler, fark çok keskindir. İkisinin arasın- da geçilmez bir uçurum vardır. Or ta tedrisat artık teokratik mahiye- | sında yerleşmiş ufacık kümesler, üni kaybetmiştir. Türkiye orta ted risatının gâyesı lâik zihniyeti ha - kim kılmaktır. Bunun “ için orta tedrisat müesseselerimiz artık din için değil, dünya için işletmekte « dr. Bunun için orta tedrisat; A) İyi vatandaş, B) İyi muasır insan yetiştirmek, davasındadır. Bunun için orta ted- risat ıyı vatandaş yetiştirmek için kültüre pek çok yer vermekledir. Tarih, yurt bilgisi; coğrafya, €- debiyat ,türkçe dersleri ve bunla - rın verimi hakikaten cümhuriyet maarifinin ileri hamlesini göster - mektedir. Sergide kültürün inkişa fını gösteren eserler bu muvaffa - kiyetin ifadesidir, Orta tedrisat lâikleşme şartla - tını tamamladığı için müspet il - me ,müspet düşünceye ehemmiyet vermektedir. Bunun için müspet i- lim telâkkisi orta tedrisatta hakiki seyrini bulmştur. Lâboratuvar faaliyeti, tecrübe yoluyla ilerlryen müspet ilim hava sı bundan 10 sene evvelki ile mu - kayese edilemez bir haldedir. Dün müspet ilim olması İâzımgelen ru- hiyat, içtimaiyat değil biyoloji, fiziyoloji bahısları bile müspet bir #ürette tetkk edilemözdi. Daha 12 İ sene evvel çocuklara (Darven) nazariyelerinden bahsetti diye az- ledilen bir muallim arkadaşımı ve bu yüzden azledilen nice hocaları hatırlıyorum. Halbuki bu gün 305- yoloji ve ruhiyat ( bahisleri bile müspet bir ılmm fasılları halinde okutuluyor. Bu atlama, orta zamandan mua sır hayata geçiştir. Bunu serginin | orta tedrisata ayrılan salonlarında ne kadar canlı görürsünüz. Orta tedrisat prensip rtıbarile isid Tavukçuların şikâyetleri — Meyvalar, Vilâyet konağının hemen arka- renk renk çiçekler, çeşit çeşit ma- kineler, türlü türlü meyveler... Daha kapıdan içeri girer girmez muhitin, havanın değiştiğini anlı- yorsunuz. Ziyaretçilerinde bir hu- susiyet, yaşattığı âlemde günlük hayatın bizi alıştırmadığı bir baş- kalık var... Ziyaretçiler hep ihti - yar; mütekait memurlar, zengin meraklılar, ve bunların arasında tek tük genç simalar... Kapıdan içeri girer girmez ta- vukları görüyorsunuz... Cins cins tavuklar: Etleri için beslenen Or- pington'lar, “yumurtaları için ara- nan Leşonr'ler, Pilmut'lar, sim si- yah gövdeleri üzerinde beyaz bi- rer krizantemi hatırlatan ibikleri ile nadir Padolar ve onların yanın: da şişman vücutlarını güçlükle ks | mıldatan Pekin ördekleri... Ters! tüylü kazlar, “kırmızı “gözleri ve | uzun beyaz kolları ile Ankara tav-| sanları, tavuslar, ceylânlar.... Da-| ha ötede kimyevi gübreler, konser | veler ve makineler. | çeşit çeşit mahsul arasında edici bir sebep olur. Müstahsil da ha iri tavuk yeliştirmeğe gayret e- der, Bunun müşteriye de faydası vardır: Aldanmaktan kurtulur... Hele tavuk eti ihracına imkân bu- lunsa memleketimiz sonsuz bir ser vete kavuşmuş olur...,, Yurumtaya gelince: Ekseriyetle piyasada satılan yumurtalar dam: gasızdır. Ve bazılarının başından haylr garip maceralarda geçer... Ekseriyetle toptancılar gayet ucuz fiatla yumurtaları toplatır ve s0 » ğuk depolarda piyasanın yüksel * mesini bekletirler, Bazan aylar geçer ve piyasada fiat değişikliği olmaz.. Uzun zaman bu, sırtların da ayların yükünü taşıyan ihtiyar yumurtalar ucuz fiatlarla ve ya - yaş yavaş piyasaya çıkartılır ve bu günlük yumurta piyasasını sarsar, Tavukçuların elinde yumurtaları kalır. Bunun önüne geçmenin yegâne * çaresi yumurtaların üzerine tarih damgası vurmaktır. Serginin tavuk kısmını bahçivan Dikkatle bakarsanız bu makine- | lık, meyvecilik, çiçekçilik ve to - ler üzerinde Avrupada iral edil - | humculuk kısımlarından ayıran, diklerine dair damgalar görürsü * | yeni boyanmış bir demir kapıdır. nüz. Buna rağmen bütün bu pul- luklar burada imal edilmişler, bu- rada markalanmışlardır. e Yerli imalâthaneler halkımızın Avrupa malına olan sempatisini bu suretle tatmin ediyorlarmış... Serginin bu kısmının bütün me raklıları doyuracak kadar büyük olmayışı dikkatimizi çeler. Sebep- leri şudur: Bu mevsim tavukların tüy değiş tirme mevsimidir. Bu mevsimde tavuklar gözelliklerini kaybeder - İler. Bu suretle bir çok amatör ta- vukçular sergiye iştirakten çekin- mişler, Tavukçular umumiyetle n tane ile satılmasından lartık orta tedrisat cümhuriyetçi, | , piyasada yumurtaların tarih sı” milliyetçi, halkçı, lâik, inkılâpçı nesilleri yetiştiren bir cıhaz halını almıştır. Yükeek tahsil Yüksek tahsil ihtisas şubelerine | mmm aaa ayrılan bir tahsildir, Bu sergide| nun en güzel misalidir. teknik ve kültür, yüksek tahsil mü esseselerinin tekâmülünü, adım, a- | ihtiyaçlarına göre ilga edilen da. | dım takip etmek mümkündür. Medreseden modern üniversi - | nun bir ifadesidir. teye gidişin bütün anlarını burada canlı olarak görebilirsiniz. Yüksek tahsil randıman itiba riyle cümhuriyet devrinde kemi yetten ziyade keyfiyete chemmi yet vermek davasındadır. Bu iti barla on senelik yüksek tahsil se viyesr kendini hissettiren bir üs tünlük gösterir. Bu üstünlük bilhassa yeniden yapılmakta olan ve mem'eketi i - mar ihtiyaçlarına cevap veren $a - halarda çok bariz bir surette ken- | sabasında yaptıklarının sergi inti- | dini hissettirmıştır. " yeni programlı: lele iğ? - | türmektedirler. de görülen eser Dün basit tesrübeleri yapacak | maarifin başardığını gördüğümüz âleti olmıyan mühendis o mektebi | bu eserin semerelerini yarın hu -| bugün en asri lâboratuvârlarla teç | zurla bekliyebılrız. Çünkü Gazi -| ne nazaran yüzde bindir. Ve mek -| hiz edilmıştır. Bu böyle olduğu | nin dediği gibi maarifte süratle tepler maarif vekâletinin program | gibi hepsinin tekâmülü bir hususi- yüksek bir seviyeye çıkacak bir yet gösteren yüksek mektep'erden milletim hayat mücadelelerinde meselâ mülkiyenin memleketin ye- | maddi ve manevi bütün kuvvet'e - ni, yeni ihtiyaçlarına tekabül eden | rinin artacağı muhakkaktır. © ara tâbi olamsı bu - > rasiyle ayrılmamasından şikâyet ediyorlar ve diyorlar ki: — tavuk eti okka ile satılsa müs tahsili teşvik ve tavuk neslini ıslah Gene memleketin yeni doğan rülfünun ve kurulan üniversite bu- Güzel sanatltar sergideki köşe- lerinde huşusiyetlerini tebarüz et - Eski tedrisat Mesleki tedrisatın ilmi mahiye- tini takdır etmek bana düşmezse lerin gözlere haykı ran nümuneleri karşısmda bu san- at mekteplerinde cümhuriyet dev- rinin feyizleri görülmektedir. Cümhuriyet devrinin maarif balarıma toplanmış hulâsası bugün ! ” Sadri Etem , si ği & Bu kapınm eşiğinden atlayınca evvelkine hiç benzemiyen bir mus n günlerin en çok hite giriyorsunuz. Köşede bir ban. do... Sıra sıra sandalyalar ve yer yer meyveler, çiçekler, sebzeler. Öyle meyveler ki; her türlüsüne 1 den ve en âlâsmdan var.. Hiç bir manav dükkânında buradakiler - den daha iri ayvalara, bu kadar çeşitli ve göz alıcı üzümlere tesa- düf edilmez.. Öyle sebzeler kiç karşılarındakinin o gözlerine bir hz veriyorlar.. Domatesler, bi“ berler, lâhnalar,. . Sonra çiçeklerin gözelliği: Ka- sımpatılar ince sapları üzerinde | bütün halâvetleriyle sallanıyor,. Karenfiller daha ince ve daha le- vent... Güller.. Nadir sıcak mem» leket nebatları, hepsi ayrı ayrı bir güzellikte,. Yazık ki bu serginin gezicisi çok az.. Bu akşam kapatılacak olan bu sergiyi mahdut meraklılar dan başka ziyaret eden pek azdır. Halbuki orası son günlerin en çok | dolaşmağa değen yâri..... Semih Celâl Ankara ziraat enstitüsü hakkında bir fikir Cümhuriyel bayramı münasebe- tiyle Ankarayı ziyaret eden ve 0 rada yüksek ziraat enstitüsünün as çılışmda bulunan bir zat bir mu- harririmize intibalarından bahse derek şöyle demiştir: “ Enstitü binasınm ehemmiye j ti, yalnız büyük bir ilim müessesi olmaktan ibaret değildir. Bu mü essese, aynı zamanda yeni Türk devletinin medeni karakterini gös > teren bir abidedir. Çünkü bu a- bide Cümhuriyet O hükümetinin memleketi yükseltmek için ne ke dar kuvvetli bir azim ve iman ile Anadolu yaylasında çalıştığını işe etmektedir. ii ”