vw ay tar, Mican ANİ inci sayıtamızdu) Arkaya Beyin daveti o üzerine, , inde yan vverlerinin Halke - ali kları bir toplantıda işin | ime sö, i ilmiye a'tı yardımcı komi- rd, Yardımcı komite - İri ibtisasına göre bir Meray, salışmaktadır. Meselâ: de ay mite; bütün şehirler- İm marn ne şekilde başla” geleceğini, bayrama “ mea şevk ve mana Hele! Bag e kimlerin nasti, ban- ekleyi Ye ne şekilde iştirak ede İvan, huhuslarınz temn ve üç vü 'k bayram esnasında heyecan ve alâkanın tama- | ! hi z hürünü tesbit etmiştir. Ma eden yüksek komisyo | Sana gayesi şu sözlerde top- i dır; Ay Meke, bayrama seyirci Pegi kutlu ayıcı olarak, Bi Hn içine katılmış olarak en i uk milyon yurttaşın iş - Yagy as tutuldu; her kasaba ve- e” bayramda o kutlulaşmak | bayer Macağı meydanı seçerken & “ilerinin en az onda birinin Yy, Va gelebilmesne müsat bir ' ayı ana iş yapacaktır. Bu UN gis isabet i aranışla her | irer büyük O toplantı| alam hazırlanmış olu « i bunlara Cümhuriyet mey» Adı verilecektir. i Dekorasyon işleri X gi ve dekorasyon komitele - ç, Pâyram günlerind lı “akı günlerinde salonları, aca süsliyecek ve manalan- le, < grafikler, temsi'i resim -) Man tabloları (o hazırladı. İli , her yerin en mühim cad. i ni A e koridoru haline sokabi- ça kemiyet ve keyfiyette yapıl- Si, smi ve hususi müessesele - Şi i. evlerin ne şekilde süs- ğ i lâzım geldiği kararlaştı - ç © Evlerin enazbir bayrak, a ©nerle donatılarak bu bayra- | İğ gündüz canlandırılması | İ olundu. j birer açık ve muvaffakı-| Radyonun faaliyeti gil kutlulayıcı olacak ; le ve sebat i bi hazırlandıktan sonra da iyiden | (Maş tarafı 4 İnel sayıfaanızan) | kânındaki tezgâhının başında... Dudakları üzerinden çenesine doğ ru kıvrılan pos bıyıkları, kırpık | saçları akpaktır. Amma, kambur- laşmıyan sırtı, iri vücudiyle dinç bir adamdır. Hacı İskenderi, arkadaşlarına çok eski bir hatırasını anlatırken buldum. Ne tuhaf adam! Sözünü bitirmeden konuşamadık. O ha tırayı oturdum, dinledim. Bir gün, çarşı içinde yemek ye- tin feyzini, göze görünen ve ilk hatıra gelen eserlerini sıralayıp an latan destanlar bastırdı. Temsil işleri Temsil komitesi, eldeki milli piyeslerin cümhuriyet bayramın - da oynanması uygun olanlarını seçti; memleketin ülkülü yazıcıla rından yeni eserler istedi. Büyük şehirlerden en küçük köylere ka - dar her birine temsil edilebilir pi- yesler temin etti. İ diği lokantanm sahibi Boğosla ka Yurdun bütün elleri İ rarlaştırmışlar. Her yemek ye- Bu kutlu'ama hazırlığı dolayı- | yişinde peşin para vermek, her ne siyle yurdun bütün elleri, kolları! dense Boğos içinde, İskender E - kendilerini inkılâbın bu on yıllık! fendi için de külfetli bir iş olu- hesaplaşmasına ve kutlulaşmasına | yormuş. verdiler. Yüksek komisyon, ona| Hacı İskender bir ay yemek yi- bağlı bütün teşekküller seferber | yecek, Boğos hesap tutacak, borç olmuş bir kuvvet, intizam, tezlik-| ay sonunda birden temizlenecek - ile çalıştı. Her Türk | miş. İskender Efendi bütün bir ay üstüne düşen vazifeyi başarmak| veresiye yemek yemiş. Boğos E - için çırpmdr. fendi de, her hangi bir yanlışlı - Komitelerin teşebbüslerini yük- | ğa meydan vermemek üzere, lo - sek komisyon, bir düziye direk - | kantanın esmer, yosunlu, kalın du Ufler vererek beslemiş olduğu gi- | yarına boyalı bir kalemle veresi - yelerin sayısını ( işaretlemiş: 75 piyaz, 5 kuruş fasulye, 3 kuruş ek- mek... Derken efendim, ay bitmiş, ve , İskender Efendi bir daha dükkâna uğramayıvermiş.. Gel zaman, git zaman, hacının dükkânme uğra * madığını gören zavallı Boğos © iyiye tetkik ederek bunların Türk topluluğuna mal edilecek kıymet- lerini yüze çıkardı. Bütün hazır - Irklar, büyük maksat uğrunda coşkun bir (o heyecanla devamlı bir çalışmanın adsız ve müşterek eseri oldular; yalnız elele değil, kalp ka'be ve başbaşa çalışmanın | gece çırağını salmış, borcu istet - meyvaları alındı. En küçük bir miş, İskender, ustayı dükkânma iş üzerinde bile başta Recep Bey, | çağırtmış: kutlulama hazırlıklariyle uğraşan. | — Ey Boğos Efendi, alacağın ların hemen hepsi hastalandılar, ! var demek?, yorulmadılar; dikkatlerini, düşün —Elbette ya! Unuttun mu?. ce'erini esirgemediler; bir tek dö-| o — Bilmiyorum, çıkar hele def - vizin yazılmasında, bir şiitin ba-) terini'de anlıyalımaı-- sılmasında, imkân ve zamanm — Defter mi dedin?. o Hangi müsaadesi olduğu kadar en doğru | defter?. Lokantadaki duvarı mı yu, en iyiyi, en güzeli bulmak! sırtlıyacağım?. için savaştılar. Piyesten destana; | — Ben onu tanımam, hesabımı i ir ağızdan söylemeleri i re komitesi, bayramın üç | de radyoyu kabil olduğu ka- | i Lik vatandaşın dinliyebilmesi 4, Dümkün olan tertibatı aldı. dayi dolayısiyle yazılmış ve ha İ amı Meyi siki parçalarmm, söylen - Op. “Nİ çalınmasını temin Mr amını yaptı. Başka memle- 4 adi istasyonlarmın alâka - İması, yeni marşların gra- İ mlara söylenilmesi işleriyle ir. | Matbuat işleri Mag atbuat komitesi, gazeteleri- Na şenlik © yapması, yabancı 1, »leketlerdeki | gazetelerin de mıza karışması yolların - 1, Yürüdü. Bayram günü İscim;| Binin bir kaç misli çıkacak gaze, | kez olmuşlar, bu geceli gündüz'ü ' ie ve hazırlanacak bütün bu gi Oyçgerleri hazırlamak istiyenlere a drmer olarak tertip edilen kita- İk İdı; iç vedış gazeteler İı, “esilmiş resimler çoğaltıldı, leri yaptırıldı 1 la Ferans ve inşa komitesi, bay günlerinde, radyoda, meydan | Hi salonlarda okunacak, söy - i, “Tans mevzularını hazırladı. şiirleri, konferansları, ve Y için halk dili ile cümhuriye ş konferansların, şiirle - | resimden dövize gelene kadar içte ve dışta yurdun her bucağı ile an- laşmak, yazılanları, söylenenle ri anlar muhatapları çoğa'tmak baş düşünce oldu Kütlelerin he- yecanlarını bir ağızdan haykıra - bilmesi için marş hazırlandı. Ve | yer ve ardı ardınca toplantılar, öğ- getir, borcum varsa ödiyeyim de io Hulâsa, borç verilmiş, verilmiş amma, bu iş te günlerce uzamış ve bütün çarşı esnafına alay mevzuu olmuş.. "m — Evlât, bugün 67 yaşındayım. Şu kara kemerlerin altına girdi - maz! — Neye?. — Ben kızışmanın yolunu bul - dum!., — Nasıl?. — Rakı içerim.. Şaştım, konuşuyorduk. Sabahın / alaca karanlığında gelir, akşamın alaca karanlığında gidermiş. Elli bir uzun yıl içinde güneşi üst üste Z İ iki ay ya görmüş ya görmemiş. Ge- İ ne şaştım: Bu kötü şartlar içinde 67 yaş yaşamak, hem de dinç ol - i mak, az iş değil. Sordum: — Hacı İskender Efendi, müşteriler mi, yoksa yeni müşte- riler mi eziyet çıkarıyorlar?. — Eskiden bu kadar eziyetçi müşteri yoktu, evlât, bir mala 3,5 kuruş isterdik; yüz © paraya olur mu derlerdi. Şimdi otuz kuruş is- tediğimiz mala on kuruş veriyor - lar. Bazan da bir alay lâkırdı itişiyo- ruz, küfür yiyoruz: “Utanmaz mı sın?... Allahtan Okorkamaz mı- sın?,, — İskender Efendi biraz da bü yük zelzeleyi konuşalım, o esna - da çarşıda mıydın?. — Sene 1310 du. Günlerden ga- liba bir salı günüydü. Saat on iki idi. Henüz ekmek yemiştik. Dük - kânımda oturuyordum. Birdenbi « re gök gürültüsünü Oandırır bir çatırdıyla sarsıldık. İnan bana ev- lât, koca taş kemerler açılıp ka - pandı, Gök yüzünü gördüm. Bir taraftan da her yer durmadan yı - kılıyordu. eski Bağrışanlar, çığrışanlar vardı. Kadınlar o “kıyamet!.. kıyamet!,, diye saçlarını yolarak kaçışıyorlar dı. İstanbula gezmeğe gelen ve o sırada çarşıda bulunan sürü sürü Mısırlı, sokağa çıkıyoruz diye dük i kânların içine saldırdılar, o çoğu toprak altında öldü, gitti.. Göğüs göğüse kendimi dışarı zor attım... Hacı İskenderin birdenbire alnı kırıştı: — Canına rahmet İzanti, * ! Diye fısıldıyarak başını salladı için yer | Bu aym sonunda 68 e gidiyorum . | ve anlatti: İ — Zelzeleden bir saat sonray - renip öğretmeler basladı. Böyle- ğim gün nah şu kadarcık bir bız- |dı, çarşının kapısında bizim kom- ce, cümhuriyetin onuncu yılı mil- li duyguları bir tek ağızdan yük başı oluyor. Vapurlar, demiryol- ları tar'felerinde yapılmış kolay - lıklar kir yerden bir yere tertip e - di'miş ziyaretlerle memleket par- 1, #ünün Geleli milli5 ) sek sesle söylemek alışkanlığının ba #aatlerinde radyoda (o büyük! etti, | Şaları birbiri lehine artan bir sev- gi ile sarılacaklar, Güzel değerli birçok hususiyet - leri olan kutlulama hazırlıklarını bir taraftan da daha dolgunlaş - tırmak için her gün biraz daha faz la çalışılıyor. Yüksek komisyon, şehirler, kasabalarımızdaki, köy- lerimizdeki komiteler, bütün bun larm yardımcı o heyetleri, bütün memleket çocuklarını o gönülden kopan alâkalarına canlı bir mer - çalışmanın üzerindeler... Şimdi- den görüyoruz ki onuncu yrl bay- ramı bu bayrama gerçekten yara- sır bir şenlik, bir donanma, bir kendini gösterme olacaktır. “Amy Mollison hasta mı? Nevyork, 12 (A.A.) — Amy Mollison, müşahede altına alın - mak üzere bir hususi hastaneye girmiştir. Bu tedbirin sebebi meç- huldür. dıktım. Yaşım 16 vardı. Şu 80- İ o sokağın?. o Yaradanım Allah, neydi ki? Hah, tamam, Divrik so- kağı) Davutpaşalı yazmacı Ah - met Efendinin yanında haftalığı beş kuruşa çıraklık ediyordum. Para az maz deme.. Düşün ki ev- vel zamandaydı oObu dediğim.. Hem ustam öğle yemeğini de caba dan verirdi: Kuru fasulye, kuru ekmek, kuru üzüm... İki sene böy- ye geçti, Sonra, usta insafa geldi. Haf - talığım yedi buçuk kuruş oldu. Zanaati kavramıştım. Ustanın işine yarıyordum. Günün birinde 40 kuruş haftalıkla oayartıldım Başka bir dükkâna tezgâhtar el - dum. Daha sonraları yalnız ba - şıma dükkân açtım. İste 5İ sene - dir buradayım evlât!. Kapalı carşınm bu en kıdemli adamına dedim ki: — Hacı İskender © Efendi, bu karanlık kasvetli ve duvarların - dan $ırıl şırıl su sızan rütubetli yer de 51 sene dayanabilmek için de - mirden yaratılmak lâzım değil mi? Pos bıyıklarını sığazladı, güldü. Bu gülüste, biraz da, gurur vardı: — Evlât, rütubet bana dokun - pe .) — Nurucsmaniye 'şu Pozanta rastladım. “Çekmem - . | kakta.. (Dur bakayım ismi neydi|de kalan paralarımı alayım! Fe- simi alayım!,, diyordu. Benim de İ fesim içeride kalmıştı. İşe bak ev. lât, mallarımızın ziyan zebil oldu- ğunu düşünmiyorduk ta fesimizi kurtarabilmenin yoluna bakıyor - duk. Tam kapıda bana bir ürkek- lik geldi... Döndüm. Pozant yal - nızgitti, O gittiğinden az sonra or talık yeniden sallandı. Zavallı i Pozant, geri gelmedi.. Canına rah met Pozant.. . Hacı İskender o Efendi, kapalı çarşr koridorlarında O muhteşem İ saray arabalarının © dolaşışmı da i şöyle anlatıyor: tarafından i gelirlerdi. Upuzun boylu, kara su- İratlı bir haremağası, elinde koca- man, meşin altın cantası (olduğu halde, kanalı arabanın yanıbaşın- da vürürdü. Saraylılar en çok (o tuhafiyeci ! Kini bevden alıs veriş ederlerdi . ! Tüy gibi bir delikanlıydı bu.. Gü- izel oğlandı.. Yaşmağın takımı on kuruşa gidiyorsa, bunlara pazar - İkaz altmışa verilirdi. Hacı İskender Efendiden, şim- diye kadar merak O ettiğim bir seyi sordum. Bilmem siz de duy - uz mu?. Vaktiyle, kapalı çar - olsun, Po - | 9 — VAKIT 13 B. teşrin 1933 — ir buçuk milyon seyirci 51 sene kapalı çarşıda ! İşmın bazı dükkânları, kibar ha « nımların âşıklariyle buluştukları bir tuhaf yerlermiş!, Kapalı çarşı- nın bu en kıdemli adamı hem de bir eski kurtdu. Bıyık altından güldü: ! — Yalan değil, yanlış, bazı ka- İ dınlar dükkân sahibine vurulur - lardı. Kocasının ihmaline uğrıyan kadın, kapalı çarşıda güzel, yakı - şıklı delikanlı arardı. Amma bu - ralarda pek ileri varılmazdı. Sa- de tantiriminton... — Bu nedemek?. — Çarşı lisanıdır... Suyuna ti- rit!., — Yani?1., Hacı (“ha,, lı değil, “he,, li ha- &r..) İskender Efendi : — Kapat o tarafı kapat!. Diye, sustu, kıs kıs güldü.. REN Cumhuriyet Marşı Cümhuriyet bayramında İz- mirde de on binlerce halk tarafın- dan cümhuriyet marşı söylenecek- tir, Bunun için İzmir halkevinde a- çılan kursa yüzlerce halk iştirak etmektedir. Cümhuriyet halk fır- kasının bütün nahiye merkezle - rinde ve ocaklarında da halka cümhuriyet marşının o öğretilme » si için faaliyete geçilmiştir. See M. Şahtın politikası Lon- dradâ endişe uyandırıyor Londra, 12 (A.A.) — M. Şaht- ım bilfiil diktatörlük salâhiyetleri alarak Rayhişbank müdürü oldu - ğu vakittenberi takip ettiği siyaset i Londranın mali merkezinde gittik- çe artan bir endişe duygusu uyan- dırmaktadır. Finansiyal News © gazetesi bu münasebetle diyor ki: Rayhişbank umum müdürünün iki projesi hak- / kında pek yakında © İngiltereden İ bir itiraz sesi yükselmesi muhte - i meldir, Bu projelerden biri Al « i manyanın muhtelif alacaklıları a- rasında şahsi bir fark © gözetmek maksadmı O gütmektedir. Öteki proje muhtelif memleketler yapı - lan ihracatın arttırılması mukabi - linde Alman borcunun mütenasip bir surette ödenmesi için pazarlığa girişmek gayesini gözetmektedir. Blasko İbanezin kemikleri Ispanyaya götürülüyor Paris, 12 (A.A.) — Bu sabah Elysede M. Lebrunun reisliği al- tında toplanan nazırlar meclisi M, Poul Boncourun — aldığı vaziyeti ittifakla tasvip etmiştir. M. Poul Boncour bu toplantıda bilhassa si- lâhları azaltma konferansı hakkın da Cenevrede yapılan konuşma- ları mesai arkadaşlarına anlatmış» tar, Meşhur İspanyol muharrirlerin iden Blasco İbanezin kemiklerinin İspanyaya nakli münasebetiyle 27 birinci teşrinde yapılacak mera - simde Fransız hükümetini temsile bahriye nazırı M, Sarraut memur ! edilmiştir. vi Nazırlar cumartesi günü gene Elysede toplanarak mali projeler hakkında tetkikler yapacak'ardır. —e— Tayyare kazası Amsterdam, 12 (A.A.) — İki askeri tayyare Kestren civarında uçuş csnas'—da çarpışmışlardır. Bu Kaza neticesinde iki mülâzım ile iki küçük zabit ölmüştür.