——VAKIT 13B teşrin 1933 kay mmm Mühim iş?!.. Cali bey Karaköyde tramvay - dan indi ve karşıki saate göz at-| tı. Altıyı çeyrek geçiyor. İ — Bir çeyrek geç kalmışım. Dedi. Neyse pek çok değil. Ben alelekser randevulara bir saat geç giderim. Fâki bey şaşacak. Fâki bey, Cali beye rica etmiş- ti. “Tam saat altıda Cenyoya gel, mühim bir iş var, hayli para kaza nacaksm... Gün de geçirme, de - mişti. İ Cali bey gün geçirmemişti a sl ma, karşıya nasıl geçetekti?. Siz hiç kışın yağmurlu bir ak- şamında, Karaköyün bir kaldırı - mından öte kaldırımma geçmiye| teşebbüs ettiniz mi?. | Cali bey o akşam tecrübe etti. | Haddin varsa adımını at. Otemo-| biller, ucu bucağı bulunmaz bir zincir gibi mütemadiyen gidip ge liyorlar. Etrafta da belediye me - İd muru falan yok. | On dakıka sonra Cal; bey halâ | olduğu yerdeydi. İ Cali bey, on dakika kadar da; | Cenyonun neden bu kaldırımda | olmayışını düşündü. Kahve, bira - | hane, lokanta dediğin ,tramvay durak yerinin tarafında olmalıdır. Saat altıyı otuz beş geçiyor. | Cali bey söylendi: | — Fâki sabırsızlanmıştır. Be- reket versin telâşlı değildir. Önü- ne kadehi koydu mu dünya dur - M. Titülesko Yazan: Mediha Münür ben de durdukça dukça bekler. Evet ama, bu kaldırmda dünya duramam ya! Bunu söyledi ve bir adım ileri attı.. Derhal üzerine irili üfakir bir alay otomobil saldırdı. Korna- lar çaldı. Cali bey derhal adımını geri aldı. Ezemedik'erinden müteessif olan şoförler küfür savuruyorlar - dı: — Aptal herif!... Sersem bu - dala!... İnsan müsveddesi, Yağmur hızlanmış, sular birik- meye başlamıştı. Bir taraftan da zifos yağıyor - du. — Bu böyle olmaz, ne yapıp yapıp karşıya geçmenin çaresini bulmalıyım ?.. Ama nasıl?. Derin bir düşünceye daldı, ni- hayet saat yedide ak'ı başma gel- N Geçmekte olan boş bir otomo- bile atladı, yukarı doğru gitti, Do- muz sokağından aşağı saptı, Cen- yonun önünde indi. Yediyi yedi geçiyordu Girdi. Fakat Fâkiyi bulut gibi sarhoş buldu. Arkadaşı burnunun ucunu görecek halde olmadığından mü - bim iş de suya düştü, Buna Fâki itiraz etti: — Hayır, rakıya düştü! i Kral Ibnissuutla Bir mülâkat “Ben kenaimi yabancı temeller üzerinde yükselimem ! ,, | İ Türkiyeye dair yalan yanlış bir eser yazan ve Türk matbuatı İ tarafından lâyık olduğu mukabe - | leyi gören yüzbaşı (Harold Arms- | trong) son zamanlarda Arabistan- da dolaşıyordu. | Yüzbaşı Armstrong Arabistan- da dolaştığı sırada Hicaz ve Ne - cit kralı Melik İbnissuut ile de gö- rüşmeğe muvaffak olmuştu. Kral İbnissuut kendisine soru- /lan ilk suale cevâpp olarak çocuk- ! lağunu ve gençliğini fakrı sefalet içinde geçirdiğini, nihayet mace » i ralara atılarak hanedanınm şan ve İ şerefni temin ettiğini uzun uzadı - İ ya izah ettikten sonra şu suallerle karşılaşmıştır: İ — Selefiniz Şerif Hüseyin ne- İden düştü?. Hüseyinle Faysala yardım eden Lâvrens hakkında ne düşünüyorsunuz?, Kral İbnissuut hazretleri şu ce- vabı vermiştir. — Lüâvrensten bahsetmek iste - mem. Kendi memleketine hizmet | etmiştir. Fakat Hüseyne gelince kendisi elinde ayı tutarak İngiliz- lerin önüne çıkmış ve onlara gü - neşle yıldızları vadetmiştir. (© DÜNYA HA — Sabık Hidiv Suriye tahtı peşinde dolaşıyor (10 Gün evvel Londraya seyahatine siyasi mahafil Sabık Hidiv Abbas Hilmi paşa | Londra ve Misir gazetelerine | göre sabık Mısır Hidivi Abbas Hil | mi Paşa bir taraftan Suriye, bir ta raftan Irak tahtınr ele geçirmek için çalışmaktadır. Londrada çıkan Deyli Herald'ın verdiği malümata göre Hidivin on | gün evvel Londrayı ziyaret etmesi BERLERİ i mânalar verdi linden feragat etmediğini, yek l tahtını ele geçrimeyi de umduğu” nu, bilhassa Kral Faysalm vefat!" dan sonra Hidivin büsbütün mi” de düştüğünü ilâve etmektedir. Kahirede çıkan (Elbelâğ) ge d tesi Hidivin bu mesaisine dair bir ij makale yazarak şu malümatı ver” yor: Suriyenin bugünkü vaziyeti 8” bık hidivi ümüde düşürecek meli” yettedir. Bunun iki sebebi vardır Birincisi, Suriye meselesinin hal “ i ledilmek üzere bulunmasıdır.Frâ9 sanın sabık fevkalâde komseri M- Ponsonun siyaseti muvaffakıyet ” | sizliğe uğradığı için Suriyeye i bir fevkalâde komiser gönder” | miş bulunuyor. Yeni komiserin S4 | riye meselesini halledecek derec& | de salâhiyet aldığı anlaşılmakta * İ dır. Sabık Hidivin bu fırsattan isti fade ederek Fransadaki siyasi v€ maliyeci dostlarını harekete geçir” z miş olması çok muhtemeldir. İkinci sebep şudur: Son zama * | Ağırcezada yeni ir Ankara mükâlemelerinden sonra | bir karar verilecektir. Kendisinin buradan doğruca Çenevreye git - mesi ihtimali de vardır. Sofyada nasıl karşılandı Sofya, 12 (A.A.) — Romanya hariciye nazırı M. Titülesko Bul -! gar hükümetini resmen ziyaret et- | mek maksadı ile bu sabah saat| ş A önek mayrfamanzdn ) muhakeme (Baş tarafı 1 inci sayıfamızda) Mevkuf olan Obubeş kişinin usulen hüviyetleri tesbit edildik - ten sonra, muhakeme kararna- mesi, zabıt, fen heyeti raporu o- kunmuş, beşinin de sorğuları ya- pılmıştır. Bunlardan Ahmet, kendisinin on yedi senedir tren yolu işlerinde 10,30 hususi trenle Sofyaya gel - İ çalıştığını, vidaları sökmediğini, miştir. ı sökülmüş gördüğünü, arkadaş - Mumaileyhe, huduttan itibaren | lariyle beraber yerine © taktığını demiryolları umum müdürü ve | söylemiştir. protokol şefi refakat etmiştir. Ro- Hikmet, “Ben, istasyona ha - manyanm Sofya sefiri Niş'tenberi | ber verdim. Gebzede izinli ola - kendisiyle seyahat etmekte idi. | rak bulunan Halit çavuşu getir. İstasyon ve sokaklar Bulgar ve | Jim. O zamana kadar vidalar ta- Romen bayrakları ile donanmıştı. kılmıştı,, demiştir. M. Titülesko istasyonda başvekâ- Emin “Vida sökmedik,, demiş, let ve hariciye nazırı vekili M. Gir. | “Bu işi Halidin teşvikiyle yaptık, ginof, hükümet azası Sobranya şeklinde yazılı ifadesini, yik ! dolayısiyle o şekilde verdiğini id-- reisi, kralın yeveri miralay Pa -| 5 va İ din etmiştir. naof, hariciye nezareti umumi kâ tibi ve bir çok zevat Arif te “Biz, yalniz “sökülmüş karşılanmıştır. olarak gördük.,, demiştir. Halk, M. Titüleskoyu hararetle | | Halit çovuşa gelince, o da ken- alkışlamıştır. Mumaileyh Sofya - disinin o zaman izinli bulunduğu: da kaldığı müddetçe oturacağı Ro | P8 hiç bir şeyden haberi olma - manya sefaretine gitmiştir. dığını ileri sürmüştür. Mahkemece daha bazı alındıktan sonra, tarafından M. Girginof, müşarünileyhi ziya r izahat - ret ederek kendisine çok samimi | 3 şabitlerin tel - bir surette hoş amedide bulunmuş- | grafla çağırılmaları, muhakeme - Sar İ nin gelecek salr gününe bırakılma z | sı kararlaştırılmıştır. Bayrak yok za İzmir piyasasında bayrak kal.) © mamıştır. Vilâyet ve belediyece | Mârkoni şerefine bir ziyafet yaptırılan tetkikatta gümrükte | Vaşington, 12 (A.A.) — Cüm- © iki tüccar namına gelmiş 890 top hur reisi M. Rozvelt, İtalyan ayan — bayraklık kumaş bulunduğu tes - | azasmdan Goğlielmo Marconinin — bit edilmiş ve bunların kontenjan | şerefine resmi bir ziyafet verecek- © harici olarak ithaline müsaade e - | tir. “dilmesi için vilâyetçe iktısat vekâ | o Markoni, bundan sonra Italyan leti nezdinde teşebbüsatta bulu - / elçiliğinde yapılacak kabul resmin aEYİ EY Lâvrensin hakikatı anlaması - na imkân mı vardı?. Lâvrens, Hü| seyne yabancı askerler, silâhlar ve paralar getirdi. Fakat asıl iş, bu paralar tükendikten, bu askerler çıkıp gittikten sonra başladı ve j Hüseyin düştü. Çünkü kuvveti yoktu. “Ona nasıl galip geldim ,anla- tayım! Ben yalnız allaha ve hal - ka güvenirim. İngilizler benimle birkaç kere temas ettiler. Ecnebi - | ler tarafından yabancı maksatlar için kullanılacak bir adam olma - dığımı onlara anlattım. Bağdatta- ki İngilizler, bunu sana izah ede - bilirler. Ben kendimi, yabancı te - meller üzerinde (o yükseltemem! Ben yalnız allaha ve kendi mille. time güvendim ve onlar sayesin - de muvaffak oldum.,, Yunan, Balkanlar Kral Aleksandrın seyahati ve M. Venizelos | o Atina, 11 — Birkaç gündenberi alâkadar mahafil arasmda mem - leketin müdafaai askeriyesi husu- sunda şiddetli münakaşalar cere - yan etmektedir. Venizelist gazete | ler hükümeti fırka menafii ve tar- | zı idarenin temellerini sarsalamak | maksadı ile askerin infisahı husu - İ sunda çalıştığı iddiası ile ittiham / etmektedirler. Venizelistlerin naşiri efkârı o - lan “Dimokratiki amina,, gazetesi şu suali sormaktadır: — Acaba bugün Yunanistanı idare edenler M. Baldvinin terki teslihat meselesi etrafımda irat ey- lediği nutkunda harbin kabili içti- siyasi mehafilde bir çok dedikodu | Da kadar Suriye efkârı umumiye” lara sebebiyet vermiştir. Hidiv iki | 9İ> Suriye ile Irakın birleşmesi Je" | sene evvel de Londrayı ziyaret ede | hinde idi, Pariste bile bu fikre ta * " rek ora mehafilinin'hilâfet hak - | Taftar olanlar bulunuyordu. -Krel ndakiiilsünenlerizi 2 vE Faysalın vefatı bu cereyanı berieiği makama talip olduğunu bildirmiş, ! daha sonra Fransaya dönerek Su- riye tahtına namzetliğini ileri sür- düğü takdirde muvaffak olup ola mıyacağını anlamak istemişti. O zaman Hidiv team bir muvaffakı - | yetsizliğe uğradı. i Deyli Herald'ın daha sonra Hi- divin Mısır tahtına dönmek eme - İranda bir ölüm Saray nazırı esrarengiz | bir adamdı TAHRAN, 8 (Deyli Telgraf) — Şarkın esrarengiz adamı sayıl - mıya lâyık olan Abdülhamit han! Timurtaş ansızın vefat etmiş bu - | Junuyor, | Birkaç ay evvel Şah hazretle -| rinin sarayından koğulan ve da - | ha sonra suiistimal ve rüşvet yü- zünden hapse mahküm olan Ti - murtaşım ansızın ölümü hayretle karşılanmıştır. Timürtaşın © kalp hastalığından vefat ettiği bildiri - liyor. Timurtaş Rus askeri akademi- sinde tahsil görmüştü. Bir aralık, bugünkü şah hazretleri, Timurta - | şın kumandası altında bulunan | bir kazak kıt'asında neferdiler. Timurtaş 1906 da İran meşru - tiyetinin ilânı ile siyasi hayata a - tıldı, umumi harpten sonra sürat - le ilerledi, 1919 da Ceylân umumi | valisi olan Timurtaş han iki sene | sonra kabineye girdi. Ticaret, zi - | raat, nafıa nazırlıklarını © yaptı. Kacarların sonuncusu olan şah Ah | raf etmş bulunuyor. Sabık Hidivin bu fırsattan isti * fade ederek Suriye tahtına geç * mek istemesi ve Fransa tarafın * | dan istenilen teminatı vermek iste “ mesi çok muhtemeldir, Hidivin Irak tahtını ele | geçir * i mek istemesi ise, mânasız bir İş* tir. Kâbilde Sanatoryom /Bir Türk doktorunun yap- tığı bu müessese açıldı Kâbil, (Hususi) —Efganistan kra lı Nadir Şah Hz.nin tabibi o” lan Rıfkı Bey, Kral Hazretlerinin kendi hesabına inşasını arzu ettiği verem sanatoryomunu ikmale mu vaffak olmuş ve sanatoryoma “Rıf kı Sanatoryomu,, namı verilerek | küşat resmi yapılmıştır. Rıfkı Be? bir Türk doktorudur. Rıfkı Sanatoryomunun küşat resmi gayet parlak bir surette ya * | pılmış bulunuyor. Efganistan rice” li, ekâbiri hazır bulunmuşlar, kral hazretleri bizzat teşrif buyurmü$” lardır. Rıfkı sanatoryomu, en son fen” ni tekâmüller dairesinde yapılmı$ bir sıhhat ve şifa yurdudur. ! Sanatoryom Turkan Bey namı da bir türk dokteru tarafından i * dare olunmaktadır. rı arasına geçti. Geçen senenin kânunuevveli8” inap olmadığmı söylediğini gazete medin hal'i ve Rıza hanın tahta o- | de saray nazırlığından azloluna9 turması üzerine, Timurtaş, (yeni | Timurtaş bu senenin başında, te“ şahm en mukarrip ve en mutemet | kif olunmuş, ve martta bir mah * adamları arasa girdi. Şah haz - | kemei mahsusa tarafından muhs * retleri kendisine prenslik tevcih | keme olunarak üç sene hapse 9€ i etti ve Timurtaş han beynelmilel | 25.000 isterlin nakti ersava mah”