yük Bü D Bir kelime şımda bekliyen kor - l ongre ülen Aşk karşı | Bugün yapılacak Gençliğine ve güzelliğine Hikâye: 20 1 ın NAME YANLAR €nize Göm | e mii Yazan : Nezahat Hasan| değil mi?. O ne?..| de, çok yalnız bir hayat yaşadı.! 5 — VAKIT 13 B. teşrin 1935 see Suat Derviş Mizah gazetelerinden birisinde | müddet dikiş tutturabileceğini zan Ölüm! ça Ne a Odam sessiz, | sevgi, aşk nedir bilmedi. Etrafın - ni beko r. Bilkâr ve Oktay be | da dolaşan, ona fazla yüz veren Münag, > orlar. Fakat niçin?.. Ya: | genç kızları ciddi bir mağruriyet- çek ,, SİR mi?.. Artık bu bana | le reddetti, O yalnız mektebi, yak| bak Ayselden bir nefes nız derslerini ve arkadaşlarını se- arad Ölüm nefesi, işte kulak- verdi. Fakat bugün hangi kuvvet | “Evlenmek istiyorum,, adlı bir tef rika çıkıyordu, Bunun müstear bir İ imzası vardı ama, meraklının biri» si, asıl yazanı öğrenmiş, bana: — Suat Derviş Hanımın! demiş kongre mühimdir İstanbulspor kongresi bu sabah saat onda Halkevinde toplanacak. Bu zamansız kongrenin toplanma- | ,;. ya çağrılması sebebini karilerimiz” Evlenmek istiyen bir kahrama | netmezdim. Çünkü Nezihe Mubhit- tin Hanımefendi teyzemizden be. ri ö cemiyetle Suat yaşındaki genç İlere ne mevki veriliyor, ne şöhret.. i Budaolmadı.. O halde ne olmasaydı? Muhar « rir olmasaydı. Peki, muharrir ol - yor? » ponldarar, ruhumu ça - » Ylüm havası... Bilkay, teyzezadesi Ayselin ha- itirdikten sonra yorgun Yan ci satırdan kaldırdı. Acı defey rini yurdu. Siyah ciltli Yine i kapattı. Başı kitabın üze - in Kü, hıçkırdı, hıckırdı... im, <A hasta gibiydi. Birkaç gün . ME ettikten sonra tekrar ma- 1 Odasına çekildi, ve masanın ka, e onu bekliyen Oktaym kı- tıra tina başladı. Rada âr, Oktayın hatıratını cku- eg, €vvel defteri şöylece karış- Ya » Oktayın hatırası birkaç sa bea Yalnız bu kalın defter dol hş diğer kopuk, beyaz sayıfa. * Âyselin “Denize gömülen Ra notası ile doluydu. Onlar, Ay 4 , dik “mek üzere Bilkâra bırakılmış- ona hatıralarını yaşatmak, mace - rasını terennüm etmek için mu - hakkak insanların bir şey bilmesi ve onların başından geçmesi lâ - zımmış... : İ .. Bugün hatıralarına başa'rken İ vaziyeti allak bullak etmişti. Klüp elbette hatırlıyaçaklardır. lig maçlarının on On gün evvel, programının yapılacağı gün, iki klüp namına verilen bir takrir ler bu takrirlerinde futbol heyeti Yeni talihliler 9çok sevdiği arkadaşlarına | ilk sayıfaya şuhu da ilâve ede > | pesine karşı itimatları kalmadığı- yim: Sevgi bilmiyen Oktay, niha-! rı işaret ediyor, bir iki sebep ile- yet bir genç kızı, bir yıldız gibi| riye sürüyorlar ve kendisinin isti- par ıyan mavi sular kızını, Marma faya davet edilmesini istiyorlardı. ranın kızını sevdi, Ona yaklaşmı- | Bu takririn ortaya attığı vazi - İ ya nasıl cesaret etti?.. yetin neticesi kongre kararı oldu. illenanı var) Bu çok iyi bir karardı. Çünkü, gibi yanlış bile olsa, netice itiba- İriyle bir vuzuhsuzluğu işaret et - tiği için dikkat ve alâkaya değer- di. | 700 bin liranın parçaları kimlerde ? Vi : See in olmasa bile, bizzat On beşinci tertip tayyare piyan- Klüplerin .. in selâmeti için kosunun sonuncu keşidesi dün bit- | Spor, #enen, şeyin — LGİSİ | miştir. Bu keşidenin en büyük ik- | vaziyetin durulması ve hiç deği l iyesi olan 200,000 lira 27412 i ekseriyetin yeniden inanacağı bir ramiyesi olan 200, | nın romanını yazan genç romancı, : masaydı, kendisini ne diye * tanı - önün arkasından bir akşam gaze » | yacaktık? tesinde “Bir haremağasının hatı: o Durun, buldum... Suat Hanım, raları,, nı tefrika ettirmeğe başla- ! her zaman zayıflık modasma uyar dı, Geçen gün de bir haftalıkta ka | şekilde zayıf ve ince olmasaydı da dınları eve sokmağa uğraşan Ce - | iri, yarı, güçlü, kuvvetli olsaydı... lâl Nuri Beyin yanı başmda “biz | Biraz daha ileri gidelim, kadm ol- dışarda çalışacağız; eve girmiye * ceğiz!,, diye terter tepinen bir ma kalenin altında gene “Suat Der - viş,, imzası vardı. Onun için, genç dostumuzu “ya olmasaydılar....,, serisine sokmak, bu takrir, iddiasında söylendiği İ hayliden hayliye zor olacak. İzdivaca taraftar olduğunu dü - şünelim! desem, gene imkânsız bir şeyi düşünmüş olmıyacağım. Düş- man olduğunu... desem gene ayni. Hattâ ikisinin ortasını düşünmek mümkün olamaz ya, o bile “hare- mağasının hatıralarını,, yazan bir yazıcı için tasavvur edilebilir. Görüyorsunuz ya, Sadri Etemin >— Bilkâr defterin ilk sayıfası- neticenin alınması lâzımdı. Aksi | yalnız fıkralarında gevelediği di - l masaydı da erkek olsaydı, sporla, pehlivanlıkla, boksla © uğraşsaydı ve orada bir de Kalgay Sami gibi spor yazıları yazsaydı... İsmini de- İ diştirmeğe de hacet yok. Suat Der viş Hanım, hiç değişmeden Suat Derviş Bey olabilir, | Tassvvur edebiliriz: İşte, üstüs | te sarılmış vapur halatı gibi adele lerle süslü bir vücut resmi ve al. tında “Almanyanm orta siklet | şampiyonu Her Kraysler'i yenen | kıymetli pehlivanımız Suat Der - | viş Beyi, | O zaman spor münekkitleri, ken | disinden, kimbilir, ne kadar bal - landıra ballândıra, bahsedecekler- l « tekrar açtığı zaman evvelâ gö vi kıp V inde şunlar yazılıydı: gut beye Bilkâr merakla zarfın içinde katlı kâğrde açtı, ve okudu! Turgut, evgili çocuk, seni bir il wi. Si X ki N Börmeden ebediyete çekiliyorum, | daha , #anenin şu yalnız köşesinde ö- ıstıraplarıyla © kıvranırken, Yalnız seni düşündüm. Biliyorum Urgut, seni çok üzdüm. Kaç ke - "ter bana yalvardığm halde ha Watrmı sana anlatmadım. Çünkü 9 zaman o ölmemişti. Onunla be - rTken başka bir şey hatırlamı- Yor, başka bir şeyle meşgul olamı- Yordum... O öldükten sonra da geçmedi. Ben de hastane kö h rine atıldım, derin iniltiler bi - tibirini takip eden kesik öksürük- * sık sık gelen kan pıhtıları nda çürüyorum. Bugün, sana bu karışık satırla- İ Oktaydan son bir hatıra bıra - Yken, ölüm etrafımda bir öd a -| ACI gibi tütüyor. Fakat mes'u -| dum Turgut, hem çok mes'udum! | ünkü oraya, onun yanma gide - “eğim. Ruhlarımız birleşecek, ten- a sahilin uzletinde beraber yata - “ağız. Bazan mezarımız üzerinde | tüten ruhlarımız, çok sevdiğimiz Mavi sularda dolaşacak, o sular Zan coşarak mezarımıza kadar Yetişip bir avuç toprağımızı ısla - k. Ta ruhlarımıza kadar sü - Zülecek. Sabahleyin doğan güneş bizi bu uzun uyku -| dan uyandırmıyacak. İşte Turgut, | lümü, senin Oktayın bir an ev - iyor...,, i Oktayın hatıraları Defterimin ilk sayıfasmı açtı -| #tm zaman evvelâ parmaklarım a-| Tasmdaki kalemime soruyorum. | Niçin, bu kadar acele ediyor. Oktay, yedi yaşından on do - kü yaşına kadar mektep... Haya- | men güzel bir şeklini yaşadığı i halde, bir gün hatıratını yazmıya *tebbüş etmedi. O mektepte bü - <» arkadaşları arasında çok sa -! mezarımıza e ilişen beyaz bir zarfı aldı, bu | maraya, 15,000 Jira 33104 numa- atılmamış açık bir zarftr.. Ü -| rayâ'çıkimıştır. İzmit 221 bahriye mülâzimi| bacılr kahyası Cemil Bey'ile on | mıştır. -İfendiye “elli bin, Kadıköyünde! 20,000 lira 32358 nu- numaraya, gibi sürüp gidecekti. İki yüz bin lira “Taksimde ara- | bölü düpüüzde İndi Kübel et- miş olmalılar ki kongre kararı ver diler. Takririn imzalandığı günle bu gün arasında epeyce bir zaman Farkı bav. Bügütiler içinde neler oldu, takriri imzalıyan klüpler a rasında, hakikaten böyle bir im- zanın klüplerini temsil etmediği - İne ve etmiyeceğine dair karar ve- renler olmuş mudur?. Bunu ha - kiki teferruatı ile bugün anlıyaca- ğız. Bizim dedi kodu ile işimiz yok. Eğer bunlara biz de kıymet İ bir arkadaşının aldıkları bilete çik Bundan başka akay idresi köp- rü kontrol memuru Mahmut Beye de iki yüz bin liranım bir paçası çıkmıştır. İki yüz bin liranın ü- İçüncü bir parçası da Beşiktaşta | oturan kaptan Bedri Beydedir. İ Galatada diş tabibi Dimitri E- I Söğütlü caddesinde nalbur Kirkor > va i Ge " cmd BİRE me mi verseydik bugün aynı mevzu üze- e ii rinde sütunlar dolusu yazmak bi - | İlyaya yirmi bin, Sultanhamamın si EŞ koliy ölücekir. da şemsiyesi Leona 15 bin li | da şemsiyesi rare Yalnız kongrenin çok hararetli | çıkmıştır. Taksimde 23 numarada outran Matmazel Vidanahamyas elli bin; Karagümrükte Karabş mahallesin | de Gül dede sokağında 16 numa- rada sıvacı Hasan ustaya da on beş bin lira çıkmıştır. Gelecek aydan itibaren yeni ter- tip piyanko başlıyacaktır. Hilâliahmere teberrü Hilâliahmer İstanbul merkezin- den: Cünbüşyan Efendinin kain val- desi Kayane Hanımın ruhunu ta -| ziz için çocukları tarafından mer- kezimize elli lira teberru edi'diği. ni maaşükran ilân ederiz. 2000 lira teberrü eden bir Hanım Hilâliahmer İstanbul Merkezin- den; Ankarada Hacı Zıya Beyefendi refikaları Faika Hanımefendi ta- rafından gıdasız talebeye yardım için merkezimize iki bin'lira teber ru edildi, Servet ve kazancın yüksek bir kıymet kazandığı bir devirde asil bir ferağatle yapılan bu teberrudan derin bir tahassüs duyan merkezi. mir, bayır uğrundaki emeklerin memlekette yüksek bir makes bul- İbi hakikat ve ahenktir. i ket sporu şahsi meselelerin tema” i salnamesinde neşredecektir. olacağına dair bir tahmin yapmak ile iktifa edeceğiz. Çünkü spor tarihimizde böyle bir vaziyet çok nadir rast gelinecek vaziyetler ara smdadır. Ne bunlar, ne şunlar... izim istediğimiz şey, daima olduğu gi-| Memle - miyle üstünde bir iştir. Biz bulut- suz bir spor havası istiyoruz, işte bu kadar.. | A. S. Bir Yunan salnamesi müdürü Yunanistan salnamesi müdürü | M. Jan Nikola dün Ankaradan şeh | rimize gelmiştir. Yunanistandan İzmire ,oradan Ankaraya gitmiş olan M. Jan Nikola memlekeimiz- | de Türk ihracat malları, sanayi ha- İ reketleri, Türkiyede fabrikalar, | bunların ne iş yaptıkları ve kabi - liyetleri hakkında malümat topla” maktadır. Bu malümatı Yunan! ! duğunda, mütevellit bir memnuni yetle bütün yurttaşların elden gel- diği kadar bu yüksek teberrudan bir örnek almalarını diler ve Muh- | terem Hanımefendiye alenen min- netlerimizi arz ederiz. takdirde anarşi müzmin bir kurt | namizm, Suat Dervişin bütün dü - İşte; iş başında bulunanlar da | yor.. | l di meselâ: “Suat'teki soluk kudreti bir mu cize halindedir. Güzide —aman, Ya olmasaydı... Ne olmasaydı? | bu güzide kelimesinden, birisini Suat Derviş olmasaydı da, meselâ methedecek sıfat bulamadınız mı, Halide Nusret olsaydı... “Geceden | dayanın güzideyi— pehlivanımız şünüş ve görüşlerinde yer tutu -| taşan dertler,, ini içli, içli, inliye, inliye yazsaydı.. Hayır, o zaman Almanyada böy le hisli şiirler geçmediği için aç ka lırdı. Yahüt Almanyaya gidemez. di. Almanyaya gitmeyince kültür tarafı, bizim gibi, yufka kalırdı. Ama, diyeceksiniz, ki varaydı, kültürü eksik kalaydı. Bizim mem lekette hanımlar için şöhret yolla- rı kapalı mı? Kadın Birliğine âza olurdu. Şu toplantıda, bu toplantı. da kâğıdın üzerine yazılmış nu - tuklarını okurdu, Ertesi günkü ga- zetelerde fotoğrafı basılır, nutku - nun başmdan, ortasından ve so - yorulmak nedir, bilmiyordu. i Bu soluk kudreti, onu bir çok güreşlerinde muvaffakıyetin'yük. isek şahikalarına “ulaştırmakta - | ES | Halbuki ince ve zarif romancı « muz “ne bir ses, ne bir nefes, ese « rinin muharriridir. Toplu iğne i Mekteplerde Kooperatif Maarif idaresinden İzmirdeki | bütün mektepler başmuallimlikle- rine bir tamim gönderilerek mek- teplerdeki kooperatif | teşkilâtı, sermayeleri ve vaziyetleri sorul - nundan parçalar konur, şöhreti art tıkça artardı, Hayır... Kadın Birliğine âza o- lacağını, olsa bile bu işte uzun 4 Cümhüuriyetin 10 uncu Yıldönümü için Tenvirat Elektrik Şirketi, resmi daireler ve muhterem ahali tarafın- dan yapılacak tenvirata ait tesisatın, ruhsatlı tesisat müteah- hitlerine yaptırılması icap ettiğini bu vesile ile hatırlatır. Bu tes'sat her ne kadar muvakkat ise de muaddit kudre- tini tecavüz ettiği takdirde bir ihbarnaneye tâbi tutulmalı" dır. Aksi takdirde tesisat ya tağdiye edilemeyecek yahut ten- viralın heyeti umumiyesi üzerinde teşevvüşatı mucip olmak tehlikesine sebebiyet verebilecektir. Ihbarnamelerin birinci Teşrinin 14 ünden evvel Elektrik şirketine gönderilmesi rica olunur. muş ve talebeye kooperatif fikri - nin şimdiden aşılanmasına büyük ehemmiyet verilmesi tavsiye edil- miştir. Istanbul, 1 Teşrinievvel 1933 Müdiriyet