: Ap ö — — — MA e EY 722 mleket -Habe My leri e : ÜL Çorum ve Yozgat gençlerini n teması Halkevi temsil şubesinin temsili ve beraberlikle kalan maç Yozgat, (Hususi) — Bu sene! Trakyadaki. seyyar muhabiri - ilk baharın son günlerinde Yozgat) daştı. Birinci baftayimde sahanın | em Turgut beyli, Lülebur- Halkevi spor, temsil, musiki komi- teleri Çorumda bir konser vermiş, Çoban piyesini temsil etmiş ve Ço- rum Halkevi futbolculariyle de: bir maç yaparak sıfıra karşı 3 sayı ile galip gelmisti. Çorum gençleri spordaki bu muvaffakıyetsizlikten o müleesşir olmuşlar, idman cemiyetleri ittifa- | kı umumi merkezine mensup M. Öpiçi antrenör olarak klüplerine şağırmışlar, intikam maçına hazır lanmıya başlamışlardı. Çorum gençleri Yozgadımıza geldiler, İyi bir karşılanma ile Yozgadı şereflendiren Çorum gençleri Fa- ruk Nafiz Beyin Çoban piyesini takdire lâyik bir muvaffakıyetle temsil ettiler. Ertesi sabah maç yapıldı. Çorumlular antrenörle- ri M. Opiçin ilk oyunda hakemlik yapacağı salâhiyet sahibi ağızlar. dan işitilmişken her nedense Ço: rum Hale idman yurdu kendisini antrenörleriyle takviyeye | lüzum gördü “ve antrenör de oyuna işti- rak etmezse Yozgat Halkevi üç ok| klübüne maalesef maç yapamıya- | caklarını ileri sürdü. İttifaka dahil olmıyan Üç ok klübiyle Çorum Hale © klübünün başlarında antrenör olarak bulu - nan M. Opiçin maça iştirak etmesi bir nizamsızlık ise de Çorumdan aldığı üçreti helâl ettirmek istiyen M. Opiç ile takviye edilmiş takım karşısında oynamayı şeref telâkki eden Yozgat futbolcuları manevi kuvvetlerine ve teknik kabiliyetle- rine itimat ediyorlardı. | Maç başladı. Hakem (Çorum! Hale idman yordundan bir arka - hem fena hem güneşe karşı tarafı Yozgatlılara isabet etmişti, Çok heyecanlı ve alâkalı olan bu maçta üç binden fazla hanım, erkek, ve çocuk bulunuyordu. Hem takviye edilmiş hem de Hüsnü tali ile sahanın en iyi tara- fını işgal etmiş bulunan kardeş Ço rum gençliği birinci haftayımda dört gol ile galip gelmişti. İkinci haftayim bunun aksi ola- rak Yozgatlılara kuvvetli bir fırsat vermişti, Daha on dördüncü dakikada idi kiYozgatlılar üç gol yaptılar. Oyun bütün hararet ve heyecanla devam ediyordu. Çorumlular 5 ve Yoz - gatlılar 4 gol tutuyorlardı. . İkinci haftayimin sonuna 12 dakika kal- mıştı.. Top Çorum kalesine 10 met re mesafede idi. Kale ıssız, kale- ci hem yorgun, hem de güneş göz- lerine çarpıyordu. Çorumlu ha- kem kardeşimiz Yozgatlı futbolcu ların her halde gol yapacaklarını kestirmişti, paydos düdüğünü öt türdü. Oyunun en ehemmiyetli yerin. de ve vakit gelmediği halde yapı- lan bu müdahaleden dolayı hakem kardeşimiz sonra itirafı kusur etti, Çorumlu arkadaşlarımız otomobil lerine bindiler ve sahadan uzak. laştılar. Hükmen berabere kalan Yozgat hı futbolcular Çorumlu misafirleri- ni başlarında antrenörleri olduğu halde tebrik ettiler, şereflerine ve. rilen öğle yemeğinden sonra Yoz- gattan Sungurluya doğru hareket ettiler. Bekir Ziya e ein Salihlide buğday ucuz, ekmek Salihli (Hususi) — Salihlide buğdayın bir kilesi yani 22-24 okkası 60—70 kuruştur. Buğda - yın fiatı böyle fevkalâde düşkün iken ekmeğin beher kilosu altı bu- çuk kuruştur; beş veya altı kuruş luk bir paket köylü sigarasını üçilâ kişinin toplanıp tedarik ettiği bir imemleketteyiz. Köylüden buğda- yın okkasinı üç kuruşa alıp akme. | ğin kilosunu 6,5 kuruşa verenleri belediyenin görmesi ve buna bir ça re araması lâzımdır. Arpanın 18 okkası 20— 25 ku- ruşa, buğdayın 23 okkası 60 — 70 kuruşa satılan ve köylünün borcu» | nu ödemek için tohumluk ekinini ve çiftlik öküzlerini sattığı şu sıra- da Salihli ve Turgutlu un fabrika- larının yevmiye yaptıkları kârdan bir miktar fedakârlık yapmaları lâzımdır. Çünkü yaptığımız tah. kikat bize gösteriyor ki ekmeğin | okkasını altı buçuk kuruşa satan fısmcı para kazanmamaktadır. Salihlinin mühim bir derdi i ki halâ da pahali ! Ye de pek fazla ihtiyaç görüldüğü halde maalesef bir umumi halâ vardı, bir buçuk ay evel eski cami de ki halâ belediye tarafından yık. tırılmıştı.. Bu halânm yıktırılması üzerine belediyenin bir umumi ha- Â yaptıracağı zannolunurken, on beş, yirmi gün evel çarşı camiinde- gene belediye tarafın- dan yakıteılmıştır, Bağ zamanı olması ve etraf ka. sabalardan bi; mesi, Kula, Gördes, kasabaların da merkezinde bulun. ması hasebiyle uğrak bir kasaba o- Jan Salihlimizde bir umumi halâ bulunmaması işçileri ve çarşı esna fını güç mevkide bırakıyor, İşittiğimize nazaran belediye bu halâları sıhhate muzirdir, diye ortadan kaldırıyormuş; çok güzel, fakat şimdi işçinin ve çarşı esnafı. nın yangınlıklara pislemesi acaba sıhhate muzir değil midir? ki halâları kaldıracaktı. Nazarı dik Salihli (Hususi) — Civar kaza- ların her birinde olduğu ve Salihli kati celbederiz. ji miş olsa gene borcunu ödeyemiye. rgok amelenin gel. | i | den takdire lâyıktır. Tatil devre- | Turgutbeylide Köy hocasının kütüpanesinde gazın 150 hanelik bir köyüdür. Es- mer bir akşamın serinlikleri içinde Turgut beylinin ilk harmanlarma geldik. Batozlar işliyor, düvenler dönüyordu. Çocukluğumun şen ve mesut demlerini ihya eden bu düvenler karşısında bir düvene at- ladım. Fakat bu dönüşler bana, çocuklukta verdiği neşeyi verme - di, yalnız başım fena halde dön- dü; işte o kadar!.. Harmanın kenarından akan de- renin suları kararırken oradan ay- rılarak dereyi takip ederek köye vardık. Meşe ağacından yapılmış üzerini büyük bir asmanm örttü - ğü bir kameriyeye konukladık. Harmandan dönen köylüler ak. şam molasını burada verir Günün dedi kodusunu burada yaparlar - I mış. Bu akşam da öyle oldu. Çam tahtasından yuvarlak bir masa ka- meriyeye nakledildi, bunun çevre. sine sekiz on köylü ile beraber di- zildik. Ayaklı çay bardaklarını şişelerin açılması takip etti. ka- dehler mütemadiyen dolduruluyor du, Dereye düşen mehtap enfes bir tablo yaratıyor, bu cömert ve | mükrim insanla “bütün saffet ve | samimiyetleriyle konuşuyorlardı. Saat 12 ye kadar devam eden bu rakı sohbeti esnasında köylü- nün Yaşayışında müessir olan bü tün dertlere temas ettim. Bunların en mühimmi; borçlar, köylünün borçlarıdır. Köylüyü solduran, muztarip eden bütün dert bu.. Zahire ucuz, istih sal bereketli, fakat bütün bu bol- luğa rağmen köylü borcunu ödiye- miyor., Filbakika bu bolluk karşısında köylü bütün istihsalâtını devret - cek, kendisi de sıkmtıya düşecek- tir, Köylünün bu çaresizliğinin önü- ne geçmek için, evvelki senelerde olduğu gibi borçların tecili ve hat- itâ bunun, eşhasa ait matlüplara da teşmilinin bu fena vaziyeti ıslah edecek yegâne tedbir olacağı söy- | lenmektedir. Buranın genç ve ateşli bir mu: allimi var.. Hususi kütüphanesin- de bir kaç saatimi geçirdiğim bu değerli gencin köy çocuklarını ye- tiştirmek için sarfettiği gayret cid- sine rağmen çocukları ile alâkası- nı kesmiyen bu kıymetli genç, ço- cukların dersleri gibi terbiyelerine de son derece dikkat ediyor. köyün arzi mahsulâtı içinde kavun ve karpuzlarının nefaset ve tatlılığı harikulâdedir. Lüleburgazda Hamzalı, ve ilâh... dört beş tütüncü köyü / de var. Bu köyler de eskidenberi tütün yetiştirmekle meşgul, Ancak | Celâliye *İ bir iki yıldanberi tütün kumpan - yalarının fena ruhlu, hilekâr ve gayri Türk mübayaacıları, komis- yoncuları bu zavallıları ezmekte Milli müesseseler, bu gençlere iş veriniz! Dünyaile boy ölçüşen yureş şampi- yonlarımız nasıl yaşarlar ? İtalyan rakiplerini hayran eden Salm Çalışkan ve bilgili ellerde idare edilen güreş şubemiz, gün geçtikçe yaman bir varlık. haline geliyor. Beş altı senelik kısa bir çalışma bi- ze evvelâ şerefli bir “Balkan şam piyonluğu,, kazandırmak suretiyle verdiği ilk eserle kalmadı. Arkasın dan Macarlara, sonra Ruslara ve nihayet dünyanın en ileri üç mil- letinden biri olan İtalyanlara kaışı göğsümüzü haklı bir iftiharla ka- bartan neticeler aldık. Birkaç gün sotira ayni Türk ço- cukları Matarların ziyaretini iade için Orta Avrupaya gidecekler ve hiç şüphe etmiyoruz ki gezecekle- ri mauhitin. ik rini, asil hareketleriyle de bütün! insanlarını hayran edeceklerdir. Fakat biz bu satırları yalnız şe- refli hadiseleri çizmek ve tekrarla. mak için yazmıyoruz. Bu güreiçi- lerimize karşı yalnız müsabaka günlerine has olan takdirle iktifa etmemenin ve bu çocukların yaşa- yış şartlariyle de alâkadar olmanın tam sirasr olduğunu işaret etmek istiyoruz. Muhtelif defalar yazdığımız gibi bizi güreş sahasında şerefle temsil eden ve adet itibariyle pek te çok olmıyan bu gençlerin yaşayış şart. ları, geçinme işleri çok kötüdür ve federasyonun muhtelif teşebbüsle- rine rağmen de kötü gitmektedir. Meselâ Balkan şampiyonu (A) ta- kımın uzuvlarını gözden geçire- lim: Çoban Mehmet tütün inhisarın - da aylığı kırk lirayı geçmediği söy lenilen cüz'i bir para mukabilinde kapıcılık etmektedir. Bütün ye- mesi, içmesi, giymesi ve ailesine göndereceği para bu aylığın için - dedir, Kendisine Haliç klübü yat- ması için bir oda vermiştir ki bu ©- danın rütubetini söyliye söyliye bi. tiremiyenler ve Mehmedin bu yüz den hastalandığını işaret edenler vardır. Bu Mehmet ki en umulmaz sam piyonların sırtını yere getiriyor ve ismi orta Avrupada bile söyleni - yor, Gene A takımından bilhassa ve tütünlerini yok pahasına ellerin | den almaktadırlar. Bu gibi hareketlere meydan ve- rilmemesi ve köylünün hukukunun muhafazası için tütün işi ile alâ - kadar olan tütün inhisar idaresi - nin bir tedbir alması temenni edi. lir, Pelvanoğlu Ekrem İtalyanları tekniği ve kuvvetiyle hayrete düşüren büyük Mustafa bugün tamamiyle işsiz bir halde- dir. Küçük Mustafa Cibalide “bir tütün fabrikasında sabahtan akşa- ma kadar küçük bir yevmiye ile ve göğse çok dokunan tütün işleriyle uğraşıyormuş ve güreş için çalışmı ya vakit bulamadığını çünkü işle- rinin kendisini yorduğunu, eğer güreşe çalışırsa bu sefer işine yor- gun gideceği için bu işten de mah- rum kalmak tehlikesinin kendisini beklediğini söylüyormuş. Bu iki Mustafa ki Balkan şam- Piyonudur. Gene Balkan şampiyonumuz Saim, federasyonun gayretiyle bir müessesede tahsildarlık Yapıyor ve belki sabahtan akşama kadar dolaşmayı mucip olan bu yorucu işten ancak hayatını kazanacak derecede bir para çıkarabiliyor- muş. Bu Saim ki evelki gece raki- bi İtalyan şampiyonunun daha al- uncı dakikada sırtını yere getirdi. Gene bunlardan İsmail arabacı» lık ediyor. Pek az kazanıyor, bazı günlerini ancak kuru ekmekle ge- girdiğini, sıcak yemek yüzü gör- mediğini söylüyormuş. Bu İsmail ki rakibi İtalyanı iki kere yenmiş ve İtalyan kafile reisi kendisi için: «77 Ben bütün dünyada bu siklet te şerbest süresen AHA Yöne vi, güreşçi görmedim, demiştir. Diğer şampiyonlarımızın da maddi hayatları bu saydıklarımız- dan farklı değilmiş! Yazık değil mi? İşitiyoruz ki federasyon bu genç lere biraz daha rahat yaşamak ve rahat çalışmak imkânmı hazırla. mak için meşgul olmakta ve büyük ve milli müesseselere müracaat et- mek üzere bulunmaktadır. Biz de federasyonla beraber, milli müesseselerimize, zenginleri- mize hitap ediyoruz: Bizim için, sizin için, hepimiz için çalışan bu gençleri koruyunuz, müesseselernizde onlara biraz da- ha refah temin edecek birer iş ve- riniz, Bu bir borçtur! İnsaniyet borcu, şeref borcu... A. Sırrı İstanbul ve civarında spor faaliyeti raporu Istanbul Halkevi sporcular $u » besi dün öğleden sonra toplana - rak İstanbul ve mülhakatında spor faaliyetinin “canlı bir şekle sokulması için tetkikatta bulun - muş ve bir de rapor hazırlanmış- tur. Bu rapordaki faaliyet şekli İs - tanbul Halkevi deniz idare hey- sti tarafından tasdik * edildikten sonra derhal çalışmağa geçilecek- tir. —o Eskişehirde tifo Eskişehirde bulunan bazı Al man işçi ve mühendisler arasında tifo hastalığı çıkmıştır. Hastalık hemen hemen bunlara münhasır gibidir. Hastalığı bunların Alman yada iken sidıkları anlaşılmakta- dır. Şimdiye kadar iki kişi ölmüş- tür. Bir kişi Cz hastanede yatmak tadır.