iğ 2 ER 5 —ğs — VAKIT 13 Eylul 1933 ÖLÜLERİN B e AŞINA GELENLER Münkarız olmuş medeniyetlerde tedfin tarzları — Mısırlılar cenazeleri ne yaparlar ? Ozirin mahkemesinin İnsan cesetlerinin imha edilmesi her millette kabul edilmiş bir âdet “değildir. Bu cihet ahret hakkında- ki telâkkilere göre muhteliftir. Tür lü türlü dinlere inanan insan züm- releri dinlerinden ilham alarak ce nazeleri ya imha etmişler veyahut ta mümkün mertebe muhafazaya | çalışmışlardır. Cenazeleri muba - faza için iki usul vardı; biri güneş te veyahut ateşte kurutmak öteki de mumya yapmaktır. Mumya yapmak ilminde en ileri giden Mısırlılar olduğu için yalnız onların usulünü zikredeceğim: Mısırlılar acaba ne için bu kadar güç ve masraflı bir yolda gittiler? Bu swalin cevabını verebilmek için onların hayatını ve hususiyetlerini tetkik etmek lâzımdır. Mısır; dediğimiz vakit hayatını Nil nehrine medyun sıcak bir mem | leket gözümüzün önüne gelir. Nil nehri her sene ilkbahara doğru ta- şar bir çok'sahayı su altında bıra - kır, Nehrin'etrafında bugün mev - | cut olan seller evvelce yoktu, ne - hir; gayri muntazam surette taşar tahaffuza imkân vermeden etrafı kaplar, bir çok insan ve hayvan ka | çamıyarak su altında kalır boğu - Vurdu. Nehrin suları azalıp. kendi ya - tağıma girdiği vakit. . ötede beride bir çok insan cesedi ve hayvan lâ- şeleri kalır, bunlar tefessüh ederek kolera veba ve saire gibi bir takım müstevli ve sari hastalıklara sebe- biyet verirdi. Cesetlerin ve lâşelerin hastalık. | lava sebebiyet verdiğini anlıyan Misırlılar bunları takim etmek için | mumyalamak usulünü tuttular, © | Cesetlerin dahili âzasnı çıkarır- lar, beynini burun deliklerinden kanca gibi bir takım aletlerle çe - kerek 'akıtırlar ve nihayet damar - larma da antiseptik bir madde zer kederek tefessühe mâni olurlardı. Gözlere gelince onları da çıkarır » lar yerine, mevtanın servetine gö- re elmastan başlıyarak bir takım kiyrsetli taşlar koyarlardı. Cesetler iyice yıkanır, temizlenir bir takım | #triyatla talir olunur böylece mum yalamak âmeliyesine nihayet veri lir ve bu ameliye bittikten sonra rütubetsiz bir yere defnedilirdi, İptidalarında ancak sıhhatlerini | Yazan: Muallim Necip szabıt kAĞbI korumak için yaptıkları bu mua mele gün geçtikçe âdet ve an'ane haline girmiş, nihayet bir din aki- desi olmuştur. Bu itikadın kayna ğı herhalde tefestih eden cesetlerin yaşıyanlara zarar iras etmesidir. Mısırlıların itikadına görein» #anlar ve hayvanlar öldükten son- va ilâhlar zümresine girermiş. Ö - lülerin öteki dünyada tekrar vüvut bulabilmesi için cesetlerinin mah - fuz kalmasına, eşkâlini kaybetme - mesine lüzum ve ihtiyaç varmış. Fıravunlar, rahipler ve içtimai mevkii yüksek olan kimseler, ceset lerinin tesiratı havayieden bozul - maması, vahşi hayvanların tecavü zünden mahfuz kalması ve bera - berce götürdükleri servetlerinin gaspedilmemesi için pek büyük fe i dakârlrklarla mezarlar yaptırmış - lardır. Binlerce esirin her türlü müşkü- lât içinde senelerce uğraşarak vücude getirdiği ehramlar fıravun ların cesetlerini muhafaza etmek '— için yapılmıştır. Cize mevkiinde bulunan ve fıra- vun (Keops) a âit olduğu söyle » nen ehram, iki Ayasofya camiini içine alacak kadar büyüktür. Bu ehramın tam ortasında fıra- vunun lâhdi bulunduğu gibi gene ehramın içindeki hazine daireleri- ne bütün serveti konulmuştur. Mı- sırlıların itikadına göre insanlar ahrette dahi dünyadaki servetini muhafaza edecektir, Lâhitlerin içi ne konulan kitabelerle dıvarlarma yazılan yazılarda ölüye, öteki dün yada ittihaz edeceği hattı hareke - te dair nasihatler bulunmakta ve bü yazılardan Mısırlıların “itikadı tamamen anlaşılmaktadır. Mısırlıların itikadına göre ruh » lar muvakkaten cesedi terkedip ah rete gittikten sonra sık sık cesedi İ nü, bu şehirdeki tayyare taburu - İ nun kışla değiştirmesi münasebeti. | Hitlerci Alman, Avusturya polisi » | ; Fransa — Rusya | Fransız havâ nazırı Rusyaya gidiyor Paris, 12 (A.A) — Hava Neza» retinden verilen son haberlere gö- re, Hava Nazırı Pierre Cot, Mos - kova'ya bugün öğleden sonra Vil- | lâcornblay hava meydanından ha- reket edecektir. Hava Nazırının filosunu teşkil e! den 4 tayyare, saat 14 te uçacak-| lardır. Filo, Strasbourg'a saat 16,30 da varacaktır. M. Cot, Çarşamba gü- le yapılacak merasimde buluna -| caktır ve Perşembe sabahı Mosko- yaya hareket edecektir. | | Avusturya - Bavyera hududunda Viyana, 12 (A.A) — Bavyera hududunda, Hallein civarında, iki ne kulübe vazifesini gören bir yere | bir bomba atmışlar ve ateş etmiş- | lerdir. Hitlerciler kaçmıya muvaf- fak olmuşlardır. Zararlar sadece maddidir. e Hindistanda BOMBAY, I2 (A. A.) hafta tatilinde Gandi ile ibtilâlci | liderlerden Nehru arasında mü -| him siyasi görüşmeler olmuştur. İngilterenin mali kontrolünü ta - mamen bertaraf etmek için başlı- ca mâni olan Hindistanın İngilte- | reye olan borçları işi ile meşgul Hikâye FALAN Galip Paşanm kızı Bedia, kom: susu doktor Kadri Beyi seviyordu. Fakat Bediayı da seven biri vat- idı: Bahriye mülâzimi Cavit, Kadri uzun boylu, geniş omuz - lu, leven! gibi bir delikanlı idi. Gü zeldi, cana yakındı. çirkin bir gençti. Yegâne meziyeti iy yüzücü olmasıydı. : Halbük Kadri de, Cavit kadar yüzücü idi. Bahriyeli değildi ama, mükemel kürek çekerdi. — Bir kaç yüzücülük yarışı kazanmıştı. Doğrusu, Bedia, Cavidi Kadriye tercih edemezdi. Kadriyi seviyor du ve Kadriyi sevecekti, onunla ev lenecekti, Kadri de onu seviyor - du. Acaba Cavit kadar seviyor mu idi?. Bedianın şüphesi yoktu. Kadri İ onu, Cavitten çok daha fazla sevi- ! yordu. ». çine gitmek üzere buluştular. İskeleye indiler. Orada Cavidi gördüler. Cavit, sessiz, sakin bir aşkla da ima Bediayı takip eder .. Kadri ile Bedia Büyükderede indiler. Sahil boyunda yürümeğe başladılar. Rıhtımı geçtiler, cadde ler. olunmuştur. | İngilterenin Amerikaya bor - cunu ödemek için: Hindistandan | aşağı fiatla gümüş satın “ alması meselesi de görüşülmüştür. sriiieniin Amerikada grevciler PATTERSON, (Amerika), 12 (A. A.) — Bir boya fabrikasının etrafını çevirmiş olan binlerce grevcinin asayişi bozmamaları i « çin muavin polis kuvvetleri çağı - rılmıştır, Itfaiye, dağılmak istemiyen ka labalığın üzerine tulumba ile su sıkmış, fakat halk gene dağılma - mıştır. oğlu Horus, ölü - i iyi ve kötü işleri tar » tarlar. Kötülükler bir toprak testi, iyilikler ise kuş tüyü İle temsil edilir, Günahlar ve sevaplar tartı - | irken maymun şeklinde bir ilâh kontrol eder, terazide yanlışlık vu: Ta arkadan, ağır ağır Cavit ge Panayırda Zaro ağa ayrı bir höcrede! izmir, 12 (A.A.) — 9 eylül pa- nayırının ziyaretçileri gün geçtik- çe artmaktadır. Bugüne kadar pa nayır, 130 bin kişi tarafından ziya- ret edilmiştir. Dünyanın en ihti- yar adamı olan Zaro ağa da dün- | denberi panayırda umuma teşhir edilen ayrı bir höcrededir. Pana- yır her gün sabah saat ondan gece 12 ye kadar umuma açıktır. Gece manzarası pek caziptir ve akşam dan gece yarışına kadar hıncarınç dolup boşalmaktadır. o Panayırda gibi hassaten yerli malı teşhir eden firmalar âmmenin rağbetini celbet kuuna meydan bırakmaz. Adalet! divanında kırk iki hâkim © vardır. | Bu hâkimlerin ekserisi hayvan baş lıdır. Hâkimlerin her biris muhte - ! lif ahlâkın mütehassıslarıdır. Bun- lar kendi ihtisaslarına ait ef'alin hükmünü verirler. Bu kırk iki hâ - kimin şekilleri, ihtisas sahibi olduk | ları ahlâkı temsil edecek surette - dir, Bu mahkemei kübranın reisi o | lan (Oziris) in ayağının dibinde | cehennem bekçisi olan köpek yat - maktadır. | Ruhu bizzat Oziris isticvap € ziyaret eder, Anubis nammdaki | der. Mahkemenin zabıt kâtibi ke- köpek başlı bir ilâh ruha rehber - | mal ilâhr olan (Thoth) tur. Thoth | Dili Tetkik Cemiyetinden: lik ederek onu öbür dünyaya götü | kuş kafalı bir ilâhtır. İ mektedir. Şehrimizde bulunmakta olan maarif vekâleti mütehassıs mimarı ve güzel sanatlar akademisi mual- limlerinden profesör Egli, panayır için şu sözleri söylemiştir: İ “Bu panayır, dekoratif itibariy- le Avrupa panayırlarının bir eşi - dir. Panayır itibariyle şimdiye ka dar gördüğüm Balkan merıleketle ri panayırlarnın çok fevkindedir. T.D. T. Cemiyetinde İstanbul, 12 (A.A.) — Türk Türk Dili Tetkik Cemiyeti umu- Cavit ise çelimsiz, ufak tefek, : Bir gün Kadri ile Bedia Boğazi” | yi bırakıp asağıya kayalara gitti «| Sümer Bank, inhisarlar ve halıcılık | “Can ve Aşk Yazan : Nezahat Hasan liyordu. Sanki onlarla meşgul de * ğilmiş gibi yürüyordu. Bedia bir aralık: — Kadri, dedi, ben şu binsy? çıkmak istiyorum. Kadri derhal; — Hayhay, dedi, çıkalım” Kaya yalçındı. Bedia tırmanır * İ ken ayağı kaydı. Bir anda deni?* ! yuvarlandı. . Denizin o kenarında akmtı haf” li kuvvetliydi. Genç kız, akıntıd | kayboldu. Kadri, bir an duraladı. Akıntı)” gözüne kestiremedi. Başladı: | -— Can kurtaran yok mu? Diye haykırmıya... Fakat Cavit uzaktan kazayı gö” | müştü. Koştu ve düşünmeden kef” dini denize attı.. Bediayı kurtardı. İki genç, kızı derhal bir eczahf neye götürdüler. Orada tedavi €“ dildi. Kendine geldi. 4 . 4 . Akşam üstü, eczanenin kapısı” da iki otömobil duruyordu. Birinin önünde Cavit, - öteki önünde Kadri bekliyordu. Bedia eczaneden çıktı. İ sağa, sonra sola baktı. | Biraz düşündü. Ve hiç teredüt etmeden Cavidi İ otomobiline bindis. ... E Dün, Cavitle Bedianın nişan mf & bulunduk. i Tayyarelerde yan” gın tecrübesi PARİS, 12 (Hususi) — Bugüf Brükselde, şayanı dikkat bir tay yare tecrübesi yapılmıştır. Tecrü beyi yapan tayyareci Rollenge9 idir. Tecrübe, tayyarelerin yan, dan vikayesidir. Küçük bir tay?# ire 1200 derece sıcağa dayanmif| benzin deposu ateş almamış” | tiki fare, alevler içide tam bi İ çeyrek kalmışlar ve ölmemişler * idir. j | z e 1 Amerikada milli kalkınm? idaresi Nevyork, 12 (A.A) — Nevyorl Esnaf Cemiyeti bir istatistik nef” retmiştir. Bu istatistikte milli kal” kınma idaresi işe başladığı günde” beri yüzde 10, 15 nisbetinde işle" rin arttırdığı ve 100, 150 bin işsi#* iş bulunduğu kaydedilmektedir: —— ——— Yeni basılacak paralaf Londra darphanesi müdürü gi Johnson basılacak olan yeni 8“ i müş paraların, Londra darphi 3 namına basılmasını deruhte etm | üzere hükümete bazı teklifleri" | bulunmuş, fakat hükümetçe, s Vtanbul darphanssinin bu paralar" basmıya vesaiti kâfi olduğun i dahilde basılacağı cevabı verili İ ti. Sir Jhonson darphanemizi #” ettiği mit mek arzusunu izhar rür ve Temel denilen ilâheye tak'-| Bu âli mahkeme huzurunda be - | mi merkez heyeti bugün biri saat | Türkiyeye davet edilmişti. dim eder. raat kazanan ruh, Oziriş olmıya | 11 de diğeri 14,30 da İbrahim Nac- Tıei denilen ilâbenin, hakikati | liyakat kesbeder, Güneşten yapıl - | mi Beyin reisliği altında Dolma» ve adaleti temsil eden iki şekli var | mış bir kayığa binerek ziya âlemi- | bahçe sarayında iki toplantı yap- ir. ne gider. Berant kazanamıyan ruh mıştır. Bu toplantılarda ankete Tmei'nin başında iffet ve doğru | ise cehennem kekçisi olan köpeğe | gelen cevaplar üzerinde tetkikata tuk alâmeti olmak üzere tavus kuy | teslim edilerek zulmetler: diyarını | devam edilmiştir. Umumi merkez ruğundan bir tuğ vardır. nubis * boylar. heyeti yarın toplanacaktır. X Yeni basılacak paraların bea mi, terkip ve ayarları o hak fikri sorulan Sir Johnson, b. susta faydalı fikirler vermişti Sir Johnson Ankarada m di vekâletiyle temas ettikten | İstanbula dönecektir. iğ ğ