10 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

10 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

la sturyanın kadın muharrir - die a dostluk mefhumunu ka - ie rın erkeklerden daha üstün “taslı olarak benimsediklerini, in kadın dostuna olduğu ka - erkek dostuna karşı da daima maz dostluk duygusu besledi. ei erkeğin hem kadın di, 8, hem erkek dostuna karsı gevşek bağlarla bağlandığını tk, or. Aşk mevzuundan ayıra - Sözden geçirdiği bu mevzuda, İsa olarak, şöyle diyor: dığı, kadınlara inanılamıya - ; kadınlarla anlaşılıp uzlaşıla - İt ğı, ötedenberi söylenip du - lay tabii erkeklerin aleyhimiz bir propagandasıdır. Ve o ka şeyim, ki bu zihniyetle müca- N *ye girişmek lâzım geldiğini Yer her münevver kadın düşünü- , Hakikat, hiç te erkeklerin dedi- tibi değildir. Bilâkis, kadınların “akları, erkeklerinkinden daha adr, kadınlara erkeklerden k ziyade inanılabilir, kadınlar- iş Bir kadın kadar sağlam dostluk ebilen tek erkek yoktur. Sar donla göstermek, yalnız edi. vergidir. Daha genç kızken şeklen dostluklar, çok samimi, hararetli görünmekle bera - iniz birinde gevşiyebilir. iğ, $ kız, kadınlaştıktan, hayatı tg dikten, inkisarlar, tecrübeler e ükten, iç yalnızlığı duyduktan < edinilen dostluklar, genç kız *dinilen dostluklardan farklı- * Bunlardan sonraki dostluklar, İğ sonuna kadar sürere, Say- j eler, hakiki kadın una esas teşkil ederler. kadıların iğbirarları geçicidir, Na den uzaklaşanları unut - Üy z » Kadm, gözünden kaybetti- “Kadınların dostlukları sağlam | daa uzlaşmak daha kolay ! Kadınların dostluğu , erkeğinkinden sağlam! İki kadın tasavvur ediniz, ki ara den Mariyanne Stern, bir ya- ! larında sıkı dostluk vardır. Günün birinde bu sebeple birbirlerine da rılıyorlar, yahut hayatm © akışına tâbi olarak aykırı yerlerde kalıyor lar, Aradan uzun zaman geçiyor. Bu uzun zaman sonunda, eğer yö” şıyorlarsa, muhakkak (buluşurlar ve eski dostluğun ayni sağlamlığı» nı muhafaza ettiği görülür. Kadın, erkek dostuna, arkada - şına karşı da böyle hareket eder. Fakat, ayni tarzda mukabele gör - mez, Erkeğin, erkek dostuna, arka - daşma karşı da gayricndiş bağl lık gösterdiği nadirdir. Samimiye- ti, araya menfaat girinice, hiç de - ğilee azalır. Dostlukların, bütün başka beşeri bağlar gibi, yükseklikleri ve uçu - rumları bulunduğu şüphesizdir. Bu arada temiz, lekesiz dostluk ka - dar, herhangi bir menfaat endişe - sinden uzak dostluk kadar güzel bir şeyin mevcut olmadığı oiddia olunabilir. Kadınlara erkeklerden daha zi- yade inanılabileceğini, onlarla an- laşıp uzlaşmanın kolaylığını, bil - mem, uzun uzadıya izaha hacet var mı? Eğer kadın bu meziyetlere | sahip olmasaydı, kurulan ailelerde ' bağ çözümü, şimdi olduğundan daha fazla nisbette olurdu. Evlen- menin saadete eriştirmesi, kadının arada çıkan ihtilâf, geçimsizlik se- bepleri karşısında anlaşıcı, uzlaşı- cı davranması, düzeltici, yoluna koyucu rol oynaması sayesindedir. Bu vaziyette kadın, erkeğin sade karısı değil ,ayni zamanda ve hat- tâ daha önce dostu ve arkadaşı - dır. Aile hayatının bozulmaması için gösterdiği gayret, erkek tarafın - dan şiddetle inkâr edilse bile, ha- kikattir!,, Mariyanne Şter İ önlünde yaşatır. m a ağ. Şık eserler vücude getirebilir. Bu suretle elinin Mar 8 evini istediği gibi süsler. Resimdeki masa ör- işe öyle yapılmıştır. Örtünün masa üzerinde duru- Mi gal, ayni zamanda evini kendi zevkine göre istiyen bir kadının itinasını sezdiriyor. NR kadını, boş zamanlarında elişi olarak hari- E üzellik . Kolet i Tabii değil, sun'i i güzelliğe taraftar Paristeki meşhur güzelleştirme karışık elbiseler, pek O modadır. salonunu idare eden Kolet, “tabii Hafif kumaşların en çok beğeni - | güzellik,, denilen şeyin, şimdiki zamanda eskisi kadar hoşa gitme- diğini söylüyor, Ona göre, bugün güzel sayılan bir kadın yüzü, an - cak bir güzelleştirme mütahassısı- nın eli değen kadın yüzüdür. Göz- ler, kaşlar, burun, dudaklar, ya - neklar... Hulâsa, bütün yüz, her kısmı sun'i vasıtalarla derece de- rece değiştirildikten sonradır, ki güzel görünebilir. Bu itibarla, yaşın ilerlemiş ol - ması da, güzel görünmiye mühim bir mâni teşkil etmez. Ve bugün, | yaşı ilerlemiş bir kadm, güzel gö- rünmek için sun'i vasıtalara baş vurmıya ne kadar muhtaçsa, genç bir kız da hemen ayni derecede bu vasıtalardan istifade etmek ihtiya- | cındadır. Kolet, bu hükmü vermekle bera: İ ber, ihtirazi bir kayıt ta ilâve edi- i yor: “Ancak, güzelleştirme müta- i hassısı, her yaşın hususiyetini, her yüzün ifadesini gözetebilmeli, bu iki cihetten en uygun olan sun'i vasıtaları kullanarak yüze imti - Kitep Mahfazası Yaz günleri açık havada gezme- &e yilerken götürülen bir roman, cildi bozulmaması İçin elişi bir mab- İşte, zarif bir çift kitap mabfazam ve minimini anahtarlar. fazaya konulabilir. —ua, a zaç edici rengi verebilmelidir. Ak- si takdirde, genç kızlarla yaşı iler- lemiş kadınlar ve bunların arasın- dakiler, hej birden birer maska - za olur, yer yüzünü karnaval mev- siminde bir balo sahnesine çevirir ler. Doğrusunu isterseniz, böyle a- caiplik nümuneleri görülmüyor da değil!,, Kolet, nihayet her yaşın hususi- yeti ve her yüzün ifadesi için de - rece derece sun'i renk farklarının tayini işinin tam bir ihtısas işi ol: duğuna işaretle “güzelleştirme mü tahassısları, bugün tıpkı birer dok tor vaziyetindedir, Onlar gibi bun- lar da reçete yazıyorlar, Tabii dok torlar arasında acemileri bulun - duğu gibi güzelleştirme mütahas - sısları arasında da böyleleri bulu” nuyor. Sun'i vasıtalarla güzelleş - mek isteyip te bu acemilerin eline | düşecekler tam mânasile acına - cak hale düşerler?,, diyor. © — Koletin idare ettiği güzelleştir- İ me salonunda muhtelif yaşlarda - ki müşterilerle arasında geçen ko- nuşmaların hayli tuhaf olanları var. Kendisi anlatıyor. Sonra, bun- lardan ve onun tatbik ettiği bazı süze'lestirme usullerinden bahse - deceğiz. > |Beyaz - siyah, renkler bu sene pek modadır! Bu yaz, beyaz ve siyah renkler İeni, beyaz ve siyah karışık olan larıdır. Siyah zemin üzerine beyaz çiçekli kumaşlar, yahut bunun ak - si... Çiçek şekilleri yerine benekli Kürek çekmeğe giderken giyilen örme bir spor bluzu veya çizgili olanları da hep ayni derecede hoş gidiyor. Bu tarzda beyaz ve siyah renk- ler karışık elbiseler giymiyen ka dımlar da, hiç değilse elbiseleriyle şapkaları arasında bu iki rengin | ahengini temin etmeyi gözetiyor - lar. Meselâ, ya elbiselerini tama - miyle siyah, şapkalarını beyaz, ya da elbiselerini tamamiyle (beyaz ve şapkalarını siyah renklerde se- 7 — VAKIT 10 Temmuz 1933 see iler. çiyorlar. Ayni ahengin eldivenlerde, şem Dedikodu Cigara Bu sebepten vazifesine Parisin büyük ticaret müessese- lerinden birinde daktiloluk eden İ bir kızın vazifesine geçende niha- yet verilmiştir . i Bu vazifeye nihayet verilişin se- bebi, onun vazifesini ihmal etmesi değildir. Bilâkis, şefi, bu noktadan kendisini dama takdir etmiştir. Şimdi de öyle... Şu halde vazifesine niçin niha - yet vermiş? Bir gün büroda cigara içerken gördüğü için... Şef, büro - sunda çalışan erkeklerin cigara iç- | melerini hoş gördüğü halde, bu kı- zın ayni şeyi yapmasını, bir türlü hazmedememiş. Bunu ahlâki bir zaaf mahiyetinde görmüş... Cazip, sarışın bir kız olan Mat - mazel Süzan, da vazifesine niha - yet verilince, hemen şefi aleyhine bir dava açmış, yok yere kendisine yol verildiğini, erkek memurların büroda cigara içebildiğine göre, kadınların istisnai bir vaziyete ta- bi tutulamıyacağını ileri sürerek, mühim miktarda tazminat iste - miş... Mahkemenin verdiği karar ne şekildedir? Mahkeme, şefin, ken - İdi kanaatine uymıyan bir hareke - bir kız, dava açlı ve neticede... / ifade eden bu hareketinin, müesse | kıza tazminat verilmeği neticesine — siyelerde, çantalarda ve iskarpin lerde temini noktaları da ihmal e- dilmiyor. Bu yaz, örme blüzların pek mo- da olduğundan evvelce bahsetmiş- tik, Örme blüz modası, bu sene- nin hakikaten en çok benimsenen bir modasını teşkil ediyor. Aşağı yukarı her memlekette kızlar ve kadınlar, bunların muhtelif ör - nekte yapılanlarını giymekledir - Örme gömlekler, kırda ve de « nizde, güneşte ve rüzgârda, hulâ- sa açık havada sıhhati koruma ci- hetinden faydalı olmak itibariyle tercih edildiği gibi, şık durduğu, göze hoş göründüğü için de beğe- niliyor. Bunlarda beyaz ve siyah renk- lerin karışıklığı, pek o kadar aran mıyor. Süslerinin, desenlerinin, düğmelerinin renkleri biribirleri » ne uygunluk göstermek (şartiyle, her renkte yapılanları var, Siyah zemin üzerine beyaz şiçekli bir yazlık elbise — içmek / nihayet verilen Parisli tinden dolayı daktiloyu vazifesin - den çıkarabileceğini kabul ediyor. Ancak, görüş ve düşünüş ayrılığı sedeki vazifesini hakkile yerine ge tiren kıza tazminat vermek lüzu « munu ortadan kaldiramıyacağı ne ticesine vararak, şefi, mühim mik- tarda tazminat vermiye mahküm ediyor. Bu suretle, yazılışı şefin yaptır ğını tasvip yollu olmasma rağmen, | bağlandığına göre, karar, kaça" | maklı bir karar sayılmıştır. Ne de olsa, muhakemeyi merakla takip eden Paris daktiloları, şimdi ihti- yatı elden bırakmıyor, bürolarda gizli gizli cigara içiyorlarmış! Kadının cigara içmesi yakışık alıp almadığı, Avrupada hâlâ müs nakaşa ediliyor, İtiraz ileri sü « renler, yalnız erkekler değildir. Bu arada kadınlar da vardır. Hat- ta, bugünlerde bazı Almanka « dımları, kadınların cigara içme * meleri yolunda, konferanslar ve- riyorlar!

Bu sayıdan diğer sayfalar: