muz 1933 see Eski Stüdyoda Hâdise! | Yıldızın Giydiği ta 1 VR bi Bir aslan, tahtadan Parmaklığı devirince.. Stüdyolara bilhassa son zaman- da mazbut şekiller verildiğini Uzun uzadıya izaha hacet yok. Şim iki vaziyete nisbetle eski vaziye - tin nasıl oduğu da az, çok tahmin *dilebilir. bir şeydir. Burada, sadece dün ve bugün Mrasında bir mukayese yapabilmek imkânını vermekle beraber, merak tâ verici bir hâdiseyi anlatıyoruz . 1913 senesindeydi. “Pate,, film tirketinin Tempelhofdaki atelye- Vinde “Literaryad,, da.. Bu came - nl bina, o zamanın film çevir- ip müsait en büyük stüdyosu - Burada, dört rejisör ayni za- Manda film çevirmek işini idare *debilirdi. Rejisörlerin © faaliyet sahası, tebeşirle çizgiler çizilerek iribirlerininkinden ayrılırdı. Bu Sizgilerin geçilmesi, rejisörler ara- “ında şiddetli münakaşalara se - olur, topu topu sekiz büyük lâmbanın paylaşılması da, ayrıca kavga sebebi teşkil ederdi. Burada film çevirmek, elbette Şok güçtü. En ziyade güçlük vahşi (o hayvanların rol aldığı filmler çevrilirken görülürdü. Çünkü, artistleri bu hayvanla - —a hücumuna uğramıyacak, tehli- iz bir vaziyette çalıştırmak im- bulunamazdı, Binanın vazi - Yeti buna müsait değildi. Meselâ, aslanın rolü olan bir film çevrilecek. Aslan, koruyucu tertibatı eksik olan bu bina içeri - *inde bir kaza çıkarmıyacak vazi- Yette nasıl muhafaza edilecek ?. 'ususile, aslan, filmde yaradılışı- da tam manasiyle uygun, müthiş bir rol oynıyacak.. Bir insan par- Salıyacak!, Gerçi, bu sahnenin insanı par - Salanmadan parçalanmış gibi gös- Vererek filme alınması için, gad- 'âr hayvan afyonla sersemletil - Miştir, Üstelik yanında eli kırbaçlı iyecisi de bulunuyor, am- ma işin gene nazik, kuşkullandırıcı bir ciheti var. O da, aslanın içinde bulundurulduğu kafesin tahta par Maklıklı, biribirine bitiştirilmiş , ne çatma bir parmaklık olma- Hakikaten böyle... Afyonla ser- Semletilmiş © olan ,ayni zamanda tehdidi altında bulunan as- Tan, bir taraftan da parmaklığın irden olduğu hissine kapılarak ulu duruyor! Fakat, günün birinde, vahşi hay “e filmi çevirmiye (ara verildiği sırada, terbiyecisi yanından u- , aslanm canı sıkılıyor. tahta parmaklığa dokunuyor. Par- geldik devrilince, aslan ilerleme- başlıyor. taşitk telâş, korkuyla haykırış - Ye kaçışları tasavvur edin. Niha- eli kırbaçlı terbiyecinin yetiş - iyle tehlikenin önü alınıyor! . Kısaca anlattığımız bu hâdise, Ski #tüdyoların vaziyetini göste - mak, Adiselerden bir tanesi. An - <n ehemmiyetlisi! .. / rejisö Pavl Vestermayer Birlikte film çeviren kadın ve erkek yıldızların biribirine uygun- luk göstermesi, filmin muvaffar- kıyeti için, en esaslışart olarak gözetilir. Vaziyet, filmde baş rolleri temsil eden artistler için böyle ol- duğu gibi, ikinci derecedeki rol- İeri oynıyan artistler için de böy- ledir. at, daha ziyade baş rolleri oynıyanlar için... . Kadın ve erkek yıldızların biri- birlerine uygunluk gösterip gös termediklerini tayin eden, rejisör- dür. Çevrilen filmin mevzuunda kadın ve erkek'iki yıldız, biribir- dür. Ayıran da o! Eş değiştirme zamanını tayin eden rejisör, bu işi ne düşünce ile, neye istinatla yapar? Liyan Haydle Magda Şnayderin eşleri son zamanlarda değiştirildi .. leriyle evlenmeseler bile, onları biribirlerine uygunluk gösterdik- | leri kanaatini edinerek kendilerini filmde birleştiren rejisörün bu seç- me işini yapmasını, Avrupada “yıldızları evlendirdi!,, — tabiriyle anlatırlar. Bazan, bu “film evlenmeleri, sahiden evlenmelere de vesile o - lur. Sevişmek rolünü oynıyan iki yıldız, sahiden sevişirler ve sahi - den evlenirler. Fakat, bir veya daha fazla film çevirdikten sonra bu “film evlenmeleri,, nin “film ayrılıkları,, şeklinde neticelendiği, daha çok görülmüştür. Şahsi iğbirarlara yahut para ih- tilâflarr ve başka sebepler de, bir- Hikte film çeviren yıldızların artık birlikte oynamamaları hususunda tesih icra etmekle beraber, bu saha da onları biribirinden ayırmakta, birleştiren rejisörün kanaatinin değişmesi de müessir olur. Mese» lâ birleştirdiği iki yıldız, birlikte bir veya birkaç film çevirdikten sonra, yapilan tenkitler, seyre denlerin aldığı cephe, iki yıldız- dan birisinin aleyhinde ifade bu- Idu mu, rejisör, hemen bu evlen- me bağını çözüverir. Ve dola- yısiyle, (rejisör, hem evlenme memuru, hem boşanma hakimi işini görür! Iki yıldızın ayni filmde oynar- *İ ken iyi tesir bırakmaları, mutla- Magda Şnayder ka bunlardan birisinin, yahut iki- sinin de kabiliyet ve kıymet husu- İ yıldızı,, Haydin yeni eşi, Pavl Vesterma- Liyan Hayd Şimdi İspanyada “Valensiya filmini çeviren Liyan yerdir. Ona bu eşi bulan, rejisör Alfret Zayslerdir. Liyan Hayd, “Sevil yıldızı, fil- mini çevirirken eş değiştiği gibi, Magda Şnayder de eş değiştirmiş- tir. Yeni eşi, Volf Albah Retti- dir. İkisi birlikte “hakim olan aşk,, isimli filmi çeviriyorlar. Liyan Haydin yeni eşiyle, baş- ka birkaç film de çevirmesine şim- diden karar verilmiştir. Mazda Şnayder de yeni eşiyle beraber, | başka dört film daha çevirecektir. sunda derece inişi gösterdiklerine |, delâlet etmez. Rejisör, böyle va -| ziyetler için sadece “artık uygun- luk gösteremiyorlar, Uygunluk - larmı kaybettiler!,, der. O kadar... Şimdiye kadar bu suretle bir - Tikte oynıyanlar arasında Elizabet Bergner — Rudolf Forster, Kete| Nagi — Villi Friç, Liyan Hayd — Vili Forst, Magda Şnayder — i| Georg Aleksander vardır. Bunlardan Liyan Hayd, Villi Forsttan başka Georg Aleksander, Frist Şülte, Frits Kampersle birlik- te de muhtelif filmler çevirmiştir. Volf Albah Retti Film Yıldızlarına Daic Kısa Haberler Çevirdiği bütün filmler İstan - bula gelen ve fevkalâde alâka ile karşılanan kudretli tenor Röşard Tavberin Avusturyada İşlde bir villası vardır. Kendisi, hemen her sene yaz mevsiminin bir kaç ayımı burada geçirirdi. Fakat bu yaz buna imkân bulacağı zanne- dilmiyor. Çünkü, Avrupada bir kohser turnesine çıkmıştır. Şimdi Pariste bulunan Rişard Tavberin sesi, her yerde olduğu gibi orada da derin hayranlıkla dinlenilmekte, üst üste könser vermesi, ve Pariste mümkün oldu- ğu kadar uzun müddet kalması is- tenilmektedir. Konser lurnesi ağustosa ka- dar sürecektir. Bu itibarla ancak son baharda yeni bir film çevir - mesi muhtemeldir, -—-> Konrad Vayd, evelce harp cep- hesini yakından görmüştür.. Harp sahası dekorunda oynanan filmler- deki muvaffakiyetinde, harbi ya - kmdan görüşünün büyük tesiri ol- duğu kanaati vardır. Yeni filmi- İ nin bir harp filmi olması muhte - İ mel görülüyor. Kendisi şimdi Kapride sayfiye hayatı geçiriyor. Ne zaman yeni bir film çevireceği belli değildir. Güstav Fröhliş, şimdi Pariste film çeviriyor, Karısı Gitta Alpar da Paristedir. Gitta Alparın ne za- man ve hangi erkek artistle bir - likte film çevireceği hakkında henüz bir karar yoktur. Kocasma gelince, bundan sonraki filmini Kamilla Hornla birlikte çevirecek- tir. —© Medi Kristiyans, Amerikada - dır. Orada Zziyafetten ziyafete, müsamereden müsamereye dolaş- makta, dinlenmek isterken yorul- maktadır. Elbise! Bir filmin çevrilmesi bitince ne yapılır ? Film yıldızlarının elbiseleri, — tabii yüzde doksan sekiz kadm yıldızlarınki — bir çok kişiyi alâ- kadar ediyor.Bu alâkayı ispat için, bu hususta gerek kendilerinin, ge- rek mensüp oldukları film şirket - lerinin devamlı olarak deste deste mektuplar aldıklarını, bu elbise - lerin kaça mal olduğu, hangi ter - zinin diktiği, falan filmde giyilen elbisenin biçimini yıldızın mı, yok sa başkasının mı tayn ettiği, bir el- biseyi kaç defa giydiği, sonradan elbiselerin ne yapıldığı tarzında ve daha türlü türlü sorgularla karşı * laştıklarını kaydetmek yeter, yıldızları, bir başka Tanınmış film filmde giydikleri elbideyi; bir filmde giymezler. Bununla beraber, bu elbiseler, İ bozan biçimleri değiştirilerek, başka filmlerde ikinci derecedeki- lere değilse bile; üçüncü, dördün « cü, beşinci derecede rol alan artist- lere giydirilir. Daha sonra da, bun- lar kesilip biçilerek, lâzım gelen i» lâveler yapılarak, yastık ve örtü haline getirilir. Tabii bunlar, ku - maşları pahalı, lüks elbiselerdir. Tanınmış yıldızların film çevi « rirken giydikleri elbiselerin bir çok isteklisi vardır. Bunlar, mese- | lâ bir Greta Garbo, yahut Marlen Ditrihin elbisesini o ele geçirmek için, her fedakârlığı gösterirler Bas zıları arzularını yerine getirmek imkânını bulurlar. Elbiseyi bozuk madan ele geçirmek mümkün ol * « İ masa bile; bir köşe yastığı, yahut piyano örtüsü halinde ele geçire « bilirler. Bu itibarla tanınmış film yıldız- larının elbiselerini | alıp satmak, | kârlı bir ticaret işidir. Bundan iş - !tifade etmek istiyen açıkgözler yok değildir. Hem hayli çoktur. 1s> tifade yolunu buldukları da olur. Amma, bazan da muvaffakıyet- sizliğe uğrarlar. Çünkü, tanınmış j yıldızlar, giydikleri elbiselerin bu suretle almıp satılmasını hoş gör * © mezler, ç ve Daha ziyade, elbiselerini hayır müesseselerine hediye etmeği ter » İcih ederler. İşte, bunları örtü, | yastık haline getirerek satanlar da ü bu hayır müesseseleridir. Yıldız » 4 ların temin edeceği para hayır iş *. lerine tahsis olunan bu şekilde sax © tışa itirazları yoktur. İsteklileri de, onların giydikleri elbiselerin bir parçasını olsun, das N ha çok bu yoldan ele geçirerek, is“ © İ teklerini yerine getirirler. Eskiden bilhassa Amerikan film şirketleri, her mevsim o sonunda toptan elbise salişr yaparlardı. Şimdi de bunu yapmağa taraftar « © dırlar. Ancak, yıldızların çoğu, i buna şiddetle itiraz ettiklerinden, | vaz geçmeğe mecbur kalmışlardır. Şimdilik hahsi bu kadarla kese- © vek, film yıldızlarının elbiselerine dair anlatacak daha bir çok me” raklı şeyi, sonraya bırakıyoruz. i