Hİ K Â Y E MERENNMEN Açık Sözlü Adam Yağışlı bir kış günüydü. Beyoğ- lunun küçük barlarından birinde oturmuş, bekliyordu. Belki onuncu defa garsona sor- du: — Sahi sana bir şey söyleme-| di mi?. — Söylemedi; telâş nerdeyse gelir. — Acaba gelir mi?. Garson bu suale cevap vermedi. O akşam, her zamandan fazla süslenmişti, Fakat bütün itinasına | rağmen, güzelliği, her zamanki gi- bi göze çarpmıyorda. Çünkü mah - zundu, çok mahzundu. Hazin bir hali vardı. Erkek bara girince, biraz daha sarardı. Erkek de heyecanlıya ben | Ziyordu. Kadına sordu: — Çok oldu mu geleli? Ben bir az geciktim. — Ziyan yok. Seni iyi gördüm. Sevindim. Ben bir aydır hastayım. Ama hasta hasta gene çalıştım. Ne yapayım, başka türlü geçinmemi - zin imkânı yok. Haydi ben yeyse, fakat yavrumu aç bırakamazdım... Yavrucak her gün seni soruyor. Ben söyliyecek söz bulamıyorum. Bereket versin daha bir şeyelr an - lamıyor. Bunları canını sıkmka için anlatmıyorum... Neden öksürüyor- sun ?.. Kendine bakmıyorsun gali - ba?. Adam bir sigara yaktı, bir kon- yak wmarladı. — Sıcak bir şey içsene.. Göğsü- ne iyi gelir. Hastalandığn zaman sana fena mı bakmıştım? Ama ge- ne kadrimi bilmedin.. Yok, hayır, sitem etmiyorum. Biraz sustu. Bekledi. Erkekten cevâp çıkmayınca, kendini artık tutamadı. Ağlamıya başladı.. Adam, kadının elini tutarak: — Artık ağlama! dedi. Bir tek kelimeyle onu teselli et- se, susacak, gözyaşlarını kuruta - caktı, Fakat adam ne bir şey söyle-| di, ne bir şey yaptı. | Birden, kadının izzetinefsi is - | yan etti, yerinden kalkmıya, gitmi. ye hazırlandı. Erkek mâni oldu: — Dur, hemen gitme, konuşa - caklarımız var. Eğer ondan başka bir kadın ol. saydı, kalkıp giderdi. Fakat o, en küçük şeyden ümide kapılıyordu. etmeyin, Yazan: Mediha Münür Belki de her şey düzelir, gene bir - leşirlerdi. Bu adama rastgelmiş, onu sev - mişti. Evlenmişler, bir çocukları | olmuş, ondan sonra kavga başla -! mıştı... Ondan sonra da bir gün a- dam çıkıp gitmiş, bir daha gelme- mişti, — Beni neden bıraktn7?. Kaba- hatim ne deri?. Bunu bir türlü anlı yamadım. Mektup yazdın, beni bu. raya çağırdın. Demek söyliyecek - lerin var?. — Evet, artık tamamile ayrıl - malıyız. Mahkemeye müracaat e* deceğim. Kadın tekrar hınçkırdı. — Bütün bunları bir başka ka - dının hatırı için yapıyorsun. O ka- dını da gördüm. Benden çok daha çirkin bir kadın. — Rica ederim, o kadından bal setme... Ben seninle meşgul olu - yor muyum?. — Benim, nömle meşgul ola - caksın?. Ben namusumla yaşıyo - rum. — Ben de namusumla yaşıyo - rum. Ama ömrüm oldukça sana sa- dık kalamazdım. — Kalma, bu benden ayrılma- na sebep teşkil etmez. — Eder. Ben açık sözlü bir a - damım. Yalandan hiç hoşlanmam.. Sen de hayatımı tanzim et. Mâni o- lacak değilim. Biz, biribirimizle an İaşmak için yaradılmamışız. — Ben anlaşmıya çalıştım . — Ama olmadı, her neyse, şim- di çocuğa gelelim. Eğer resmen na- faka istemezsen, sana onun geçi - mine bol bol kâfi gelecek para ve- ririm, — Ya ben?, — Sen kendini kurtarmıya bak. Senin birçok meziyetlerin var. Ha- yatını tanzim et. Ben başka bir ka- dini seviyorum. Onu severken, se- ninle yaşıyamam, yaşıyamıyaca - ğım.. Kadın kalktı. Erkek kibarca yol verdi. Biribirinin ellerini sıktılar. Kadın, kocasından ayrılacağına müteessirdi. Bu teessürü, kocası - nm doğru sözlü bir adam olduğu - nu düşündükçe artıyordu. Bu ka - dar doğru sözlü bir adamdan ay - rılmak çok acı bir şeydi. —iNn020 100100 EUNEUEANAEANE YENEL KES EUENEEEN SEKEN ANU 010140404 4080009088 800908008 89000990 Almanya ve Macaristan BERLİN, 18 (A. A.) — Başve- kil Hitlerle Macar başvekili M. Go- emboes, dün öğleden sonra Alman- | ya ile Macaristanı alâkadar eden siyasi ve iktisadi meselelere dair görüşmüşler, bu meseleleri derin - den derine tetkik etmişlerdir. İki başvekilin görüşmeleri tama men bir netice ve muvaffakiyet vermiştir. Görüşme bilhassa çok iyi bir şekilde bitmiş, iki devletin biribir- lerine karşı samimi hisleri hakkın- da karşılıklı teminat verilm$itir, Bir tren kazası BERLİN, 18 (A. A.) — Mançu riye 45 mil kala Siberya ekspresi bir kazaya © uğramıştır. 5 vagon devrilmiş fakat tren, Japon men - balarından verilen havadise göre, Hindenburgun sıhhatı BERLİN, 18 (A. A.) — Volf ajansından; Radyo ve ecnebi gazeteleri rei- sicüimhurun sıhhati ile alâkadar ol makta devam ediyor. Riyaseticümhur kâtipliği, Hin » denburgun sıhhatinin iyi olduğu - nu, eskiden olduğu gibi Neudeck- te vazifesile meşgul olduğunu, ci: varlarda gezindiğini bildirmiştir. Yugoslavyada bir facia BELGRAT, 18 (A. A.) — Yay.| tse mıntakasında şiddetli bir fırtı- na olmuş ve gökten boşanırcasına bir yağmur yağarak, derelerin bir denbire taşmasına sebep olmuştur. Seller iki kız çocuğunu sürükle- miş ve boğulmalarına sebep olmuş sayısız kurşun ve hatta top yara - ları ile istasyona gelebilmiştir. (Paşı 1 inci Sayıfada) nu unutmamalıdır. Konferansm İ muvaffak olmaması, sadece maddi | zararlarda değil, fakat müthiş bir manevi inkisara sebep olacaktır. Mesele, bugün bir veya birkaç dev- i letin refah selâmeti değil, fakat me deniyetin devamı veya kaybolma - sı meselesidir. Refaha mani olan başlıca sebep olarak, M. Hull, iktisadi müfrit mil liyetperverliği göstermiş, buna ilâç olarak iktisadi beynelmilelciliği tavsiye etmişlir. M. Hull, borçlar meselesi için be yanatta bulunmamıştır. Londra, 18 (Hususi) — Fransa ve taraftarları burada M. Kordell Hull'ü adeta göz hapsine aldılar. Ne tek kelimesini kaçırıyorlar, ne de tek hareketini, Mahaza M, Hul- Vün günde on, on beş defa telefon la Amerikadan talimat almasına bakılırsa konferansa esaslı bir plân la gelmediği anlaşılıyor. Kürsüde söz söylerken, mütemadiyen kol, omuz, baş oynatan, yumruk sıkan, haykıran yegâne murahhas M. Hul idür. Her halde borçlar meselesi bu konferansta halledilemiyecek. A - merika ile İngiltere arasında yeni- den bir pazarlık müzakeresi başlı” yacaktır. M, Litvinoff'un sözleri büyük a- lâka uyandırdı, Rusya ithalâtmın, ber sene arttığını ve 1931 de itha- lâtın 370 milyon altın dolar kıyme tine baliğ olduğunu söyledi, ve de- di ki: -— Siz stok mallarınızı satamı - yorsunuz. Ben bir milyar dolarlık mal almağa bazırim. Bana kim 300 milyon dolarlık madeni, 400 milyon dolarlık makine, 100 mil- yon dolarlık şimendifer malzeme- si, 50 milyon dolarlık yeni gemi, 35 milyon dolarlık hayvanat satar? Fransaya göre Paris, 18 (A.A.) — M, Dala - kabul ettikten sonra matbuat mü- messillerine şu beyanatta bulun - muştur: “.— Londra konferansının ilk günlerinde vaziyetimiz sarih bir | surette tesbit edildi. Nakitlerin istikrarı temin ve altın esaşma rü cu edilmedikçe iktisat meseleleri- nin halline imkân yoktur. Bu ilk şarttır. “Bu şart yerine getirilmedikçe bütün iktısadi tedbirler boşa gide cektir. Esasen buhranın başlangı- cındanberi dünya istihsal ve istih lâk şartları o kadar alt üst olmuş- tur ki kontenjantmanların otoma- tik surette ortadan kalkmasını ve buğday; şarap, kereste gibi belli başlı ziraat istihsalâtından başla - mak suretiyle muhtelif istihsalât makul bir surette tensik edilme - dikçe gümrük tarifelerinin indiril mesini derpiş etmek mevzuu bahs olamaz. “İhracat ticareti yapan memle ketler, istihsallerini tanzim etmek, ve mukabilinde ihracatm tenkisi ve ticari itilâfnamelerde takası el- de etmek mecburiyetindedirler. “Bu suretle mmtakavi itilâflar sistemi vücuda getirilecek ve bu sistem, iktisat teşkilâtlarını yap * mak yolunda bulunan memleket - leri alâkadar eden itilâflara yol a- çacaktır.,, LONDRA, 18 (A, A.) — Havas tur. Birçok yaralılar ve büyük za- | ajansı muhabirinden: rarlar vardır. Fransız maliye nazırı M. Bonne, | simlerini hissedilir derecede yük - | <ilmiştir. dier, ticaret ve ziraat nazırlarını" “AKIT 19 Haziranl933 m ——————— Londra konferansında murahhaslâ kral ve kraliçeye tanıtıldılar Fransiz heyeti murahhasası ile İn- giliz, Fransız Amerika mütehassıs ları tarafından Konferans müdde - tince devam edecek bir istikrar mütarekesi teşebbüsü (hakkında yaptıkları anlaşma meselesi hak - kmda görüşmüştür. Bu teklif İngi- liz ve Fransız hükümetleri tarafın- İ dan daha şimdiden kabul edilmiş- tir. Eğer Amerika hükümeti de ka- i bul edecek olursa, mütareke, Lon- dra mesaisi için Fransız heyeti murahhasasının arzu ettiği esas ve başlarıgıcı teşkil edecektir. Fran - sız hükümeti, daha konferansın toplanmasından evvel Londra ve Vaşington ile yaptığı görüşmeler - de bu anlaşmıya yol hazırlamış, an İlaşmanın, dünyanın düzelmesine İne dereceye kadar lâzım olduğunu bildirmiştir. PARİS, I8(A. A.) — Havas | ajansının Londra muhabiri yazı - yor: Fransız heyeti murahhasası, pa- ra yardımı meselesinin ana hatla- rını tesbit etmiştir. Pazartesi gü - nü iktısat komisyonunun tasvibine verecektir. Metinde buhrana en iyi bir ça- re olarak istihsalâtın tanzimi var - Amerika kabul etmiyor Vaşington, 18 (A.A.) — Res- mi mahafile göre Avrupa hükümet ler tarafmdan muvakkat bir para istikrarı teklifi, Amerika hükâ - meti tarafından memnuniyetle te- lakki edilecek mahiyette değildir. M. Rozvelt, bu tekliften Vaşing tondan ayrılmadan evvel haber - dar olmuştu. Reisicümhurun nok tai nazarı Londradaki Amerikan heyeti murahhasasına bildirilmiş - tir. Bu itibarla Amerika heyeti murahhasası bundan sonraki mü - zakerelerde daha tedbirli hareket ed e Maliye nazırı vekili M, Ache - son Amerika hükümetinin bütün ihtilâfları dinlemeğe hazır oldu - ğunu, fakat son yapılan tekliflerin bugünkü şekilleri ile ve müzake - relere bir başlangıç olmalarına rağmen işine gelmediğini hisset - tirmiştir. M. Rozvelt, heyeti murahhasa- lara salâhiyetlerinin hudutlarmı çizmişti, Fakat reisicümhur, sa - dece muvakkat bir istikrar şeklini düşünen bir plâna taraftar değl - dir. Gümrük mütarekesini kabul edenler kimler ? Londra, 18 (A.A.) — Dün ak- şam saat 18 de 41 hükümet güm- rük mütarekesine dahil oldukları- nı bildirmişlerdir. Bu hükümetler şunlardır: İngiltere, Almanya, Belçika, Amerika, Fransa, İtalya, Japon- ya, Norveç, Arjantin, Estonya, Macaristan, İrlanda, Letonya, Ni karagua, İsveç, Lituanya, Holan - da, İsviçre, Fenlandiya, Danimar- ka, Romanya, Hindistan, Brezilya Sovyet Rusya, İspanya, Çekoslo- vakya, Bulgaristan, Lüksemburg, Bolivya, Chili, Yunanistan, Guate- mela, İzlanda, Paraguay, İran Pe- irou, Polonya, Portekiz, Türkiye, Urguay ve Dominika cümhuriye - | i tidir. | Gümrük mütarekesi teklifi 29 nisanda Amerika heyeti murahha sası tarafından yapılmış olan şek- / li ile bütün hükümetler, mütareke devamınca, yeni gümrük resimleri yapmamağa, mevcut gümrük re - Amerika isterse konfer?” muvaffakiyetle netice şeref verecek kıymette la gi seltmemeğe, malların ihracın& , ni memnuiyetler koymamsği mevcut olanları daha ağırlali”” mağa matuf bir anlaşma yaP hüsnü niyetle tatbikini teahböt mişlerdir, | dağıtabitir ! | Le Temps gazetesi feransma dair yazdığı bir kalede konferans mü: ii âmil olacak yegâne kuvveti merika olduğunu iddia ediy€ diyor ki: “di “Fransa, para harbine ve Pe; larm istikrarsızlığına ni l rilmek lâzım geldiğinde : ısrar etti. Fransa, İngiltere V* , merika maliye mütel yek | görüşmeleri meselenin 6489 gesi talarını aydınlatmağa kâfi # tir, Fransa, bu esas noktada i tılmıyacaktır. Eğer dola #madi ve istenildiği kadar ten düşmesi, kendi iktısadi yetini bozmak tehdidini mese, İngiltere isterline min etmeğe Rıza göst mit edilir. Her halde bütü sele Amerikanın parasını ettirmek isteyip istemiy: meğe kalıyor, Aklı selim, dl v e, Aa. Ed isl SN decekler mi, yoksa dahili ya ram olup, fiatları suni tereffü ettirmek emeliyle tikrarsızlığı içinde yaşamal vam mı edecekler?, ç Londra konferansın Amerikanın elindedir d balâğa etmiş olmayız. lar paraların istikrarını borçlar meselesini hal edi tün dünyaya iyilik etmiş © veya esaslı hiç bir meselei letmeyip, bu zamana kadaf büs edilmemiş ve bir daha lemiyecek olan siyasi ve sulhu temin maksadile top bu konferansı iflâs ettirirlef” Pariste bir Türk 7 « Pariste tahsilde bulunan R gi Salih H. fen fakültesinde Pİ” gf tora tezi müdafaa etmişti: ” yi sız gençlerine bile nadiren A olan bir şeref ve mı gf jürinin tebrikini ve doktor © nı kazanmıştır. Remziye H bondan diplomasını aldıkt#” ra üç senedenberi bu ül lâboratuvarlarında ilmi bulunmakta idi. Bu sında mühim bir kimyevi bulunmuş, bu keşfini bir tezi olarak muhtelif fen P lerinden müteşekkil bir runda izah etmiştir, Jüri b“ hatı dinledikten ve sorduğü suallere cevap aldıktan ziye H.ın eser ve mesaisi! : memleketi ve hem ilim bildirmiş ve kendisine tevcih etmiştir. Ibrahim Sovalak Hüseyin: ” Recep, Tatar Sait ve diğe” ları Kadife besinde eğ rar içtikleri sırada bu İyan kavga idle il t dan Tatar Sait Papa .İ dürmüştür. Katil zabaf* ge X yakalanarak tevkifhne? - a