iv O —ıo— VAKİT 19 Haziran 1933 Dünyada ilk defa ihdas olunan bir nezaret Alman propaganda nazırı D. kimdir? Berlin, 10 (Uta press) — Natio- nal sosyalizm tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi; şüphe yok tur ki (Propaganda ve halkı ten- vir) vekili bulunan Dr, Goebbels tir. Hitlerden sonra Almanyanın en halkçı bir şahsiyeti olan Dr Goeb bels 35 yaşında bulunuyor. Kendi: İ #i sima itibariyle insanda iyi bir tesir bırakanlardan değildir. Bilâ- kis; onun çok çalışmış kafası al - tındaki bütün kıymeti yüzünde ol- dukça soğuk bir ifade vardır. Fa- kat Goebbelsin sözleri... İşte bü- tün kıymeti burada. Simsamm yaptığı soğuk tesir ile sözlerinin candan gelen harareti arasındaki tezat ona büyük bir cazibe veri - yor. Goebbels hususi konuşmaların- da bile kürsüde söyliyen bir hatip kadar tesir bırakan, hem de dinli: yenleri jestleriyle veya sesinin şid detiyle değil sözlerinin derin ma- Da ve hararetile teshir eden bir in- sandır. Goebbelsi radyodaki nutuk larile her kes tanır.. O, göstermek istediği hakikati o kadar canlı o- larak tasvir eder ve sesine fazla şiddet vermeğe hacet görme- den' kadâr ruha nüfuz eder ki in-| yasi meseleler üzerinde halkı ten- | maddelerin ve gıdat mahsullerin fi san (Hitler) in (Berliner Sportpa- last) da başvekil olarak söylediği büyük nutkunu hatırlar.. Hususi kâlemelerinde böyle olan Ge- ; nutuklarında büsbütün ya- kan ve teshir eden bir ateş gibi- di Bununla beraber o kadar nazik ve şendir ki Dr. Goebbelsi tarif e- den bir biyograf diyor ki: — Bir çoklarının yalnız ateşli bir propagandacı, sert bir iş ada- mı, kuvvetli bir hatip; hulâsa si - yasi bir asker olarak tanıdıkları bu adam hakikatte o kadar iyi kalpli, o kadar şen ve mültefit, o kadar naziktir ki; şimdiye kadar onun fikirlerini kabul etmemekte ısrar edenler bile hususi temasla - rında Göebbelse meftun kalmış - p lardır. Eskiden beri hükümet memuti- yetinde bulunan büyükçe bir me- mur; vazifesi icabı Göebbelsle te- masta bulunduktan sonra arkadaş “larına şöyle demiş: | mukavemete maruz kaldığı bir za- lada Hitler namına Berlini feth eden Goebbels olmuştur.. ! Hatırlardadır ki Berlin nastio- nal sosyalistlik fikrine karşı diğer İşehir ve vilâyetlerden daha sert İ bir mukavemet göstermişti. Bu i- tibarla Goebbels Berlini national sosyalist yapmak fikrile yola çık- tığı zaman onun bu hareketini ü- belsi dişlerini ve yumruklarını sı- karak, sert adımlarla silâhsız ve ordusuz, koca bir şehri yalnız ba- şma zaptetmeğe giden bir roman kahramanı gibi görüyorlardı. Bu gün ise bütün Berlin national 608: yalistliğin kalbi denecek kadar Hitlercidir. Nationalistliğin getirdiği yeni - likler arasında yeni bir (Propa: ganda Vekâleti) nin tesisi en mü him hareketlerdendir. O zamana kadar siyasi propaganda hariciye dairelerinin gizli odalarında yapı- lan ve alenen “bahsedilmesi hoş i görülmiyen -bir hareket addedilir. idi.. Eski siyasilerin propaganda hakkındaki bu telâkkilerini yıkan i Dr. Goebbels oldu. tidadanberi propagandanın ve si - vir etmenin bugünkü hükümetler için hem mübrem bir ihtiyaç ve 1 de büyük bir vazife olduğu kanaatini ileri sürmüştür. Propaganda vekâletinin — Ge: ebbels dünyanın ilk propaganda vekili bulunuyor — vazifesini ve i ehemmiyetini en iyi ifade eden İsözler, bu yeni vekâlet dairesinin | tesisi münasebetile Goebbelsin söy ilediği sözlerdir. Goebbels bu nut i kunda demiştir ki: | © “© Propaganda vekâleti ne | bir iğra, ve de bir idare makamı- dir. Burası halkla hükümetin an- (laşması ve kaynaşması için kurul: i muş bir vekâlettir. Bu eve kırta- £siyecilik ve memur ruhu hiç bir zaman giremiyecektir. Buraya an- cak halkın arzuları girecek ve bu- tadan Alman halkının arzuları dünyaya işittirilecektir.. Hükümete halkın hisleri bura- dan bildirilir ve hükümetin halka tanıtmak istediği yeni idealler va- tana buradan yayılır. İnkılâplar- da ve yeni fikirlerin neşrinde mu- mitsiz bir cidal addedenler Goeb- | Goebbels ip: | — Goebbels öyle bir adam ki| vaffak olmak için iki yol vardır; insan onun her sözüne candan e) ya fikirlerini kabul ettirinciye ka- » vet diyor. Çünkü onun sözleri in-! dar muhalif tarafı kurşuna tut - sanda hayır diyecek kudret bırak-| mak, ve yahut ta fikir bombardı- miyor, İşte bu söz Goebbelsin şahsiye tini en kısa ve en doğru şekilde gösteriyor. Dr. Goebbels geçenlerde evin- de verdiği bir çay ziyafetinde bir - çok sanatkârları ve bu meyanda bazı sinema yıldızlarını da davet etmişti.. Bunlardan beyaz perde- de şöhret almış genç bir kadın ta: hassüsatını anlatırken diyor ki: — Doğrusu bu davete kalp çar- pıntışı içinde gittim. Niçin ve ne- den korktuğumu bilmiyordum, fa- kat çok heyecanlanıyor ve tam manasile korkuyorum. Halbuki bu büyük adam hepimiz gibi bir! insarmış. Hem de ne kadar ca - zip ve samimi bir insan... 1 senelik kahraman ! Dr. Gosbbels National sosya - Mestliğin 11 senelik kahramanıdır. Hitlerin fikirleri bütün Almanya - da revaç bulup yalnız Berlinde maniyle ruhları ve dimağları mağ- İlâp ederek bütün düşünenleri ken: | di tarafına almak. Birinci yol kolaydır. Fakat böyle bir inkılâbın temelleri çürük kalmağa mahkümdur. | o İkinci yol uzun ve güçtür. Fa- | kat zaferi de o nisbette tam ve ka- tidir. Biz natiyonal sosyalistler da- ima ikinci yol üzerinde yürüdük.. Şimdi en son ferdine kadar bütün Alman milletini yeni Alman hükü metinin ideallerine çekmek ve bi- lâistisna bütün vatandaşları bu yo- lun iyiliğine inandırmak, yeni ve kâletin ilk ve son vazifesi olacak- tır.,, Muhteşem koridorlarda Dünyanm ilk (Propaganda Ve- nuyor. Dr. Goebbels yeni vazifesi başma gitmek için sarayın muhte- j sem, fakat loş koridorlarından ge- içerken ağır ve pahalı perdelerin kâleti) Leopold saraymda bulü -| İkt ld eba Şurası nazarı dikkate almmalı - dır ki, fiyat düşüşü kapitalizmin doğurduğu buhranlar için bir em- niyet supapıdır. Fiyatların düşüşü tabii bir surette istihsalâtı azaltır; ve istihlâkâtı çoğaltır. İstihsal a - zalmağa ve istihlâkât çoğalmağa devam ettikçe fiyatlar düşmekten kalır ve yavaş yavaş yükselme baş lar. Eğer bugünkü bubranda da va ziyet böyle olsaydı buhran vahim İ mahiyetini tamamen kaybederdi. | o Fakat göreceğiz ki, bugünkü va- | ziyet maalesef böyle değildir. Fi - yat düşmesi vaziyetini hulâsa e-| dersek görürüz ki, iktısat tarihin: de fiyatlar umumi mahiyet göze * terek ayni vüs'at ve ahenk ile bir- den düşmektedirler. Bu sukut gös teriyor ki, arz talebi büyük bir mik yasta geçmektedir. Fiyatların şim- diye kadar gösterdiği sukut arz ile talep arasındaki bu nisbetsizliği hâlâ azaltmamıştır. Bunun sebebi şudur: Fiyatlarda. İ ki bu büyük sukut henüz müsteh- İlikin ödediği fiyatlar üzerine te - mas etmemiştir. Başlıca iptidai ; yatları üçte bir düşmüşse de kapi- İ talist büyük memleketlerde fiyat - lar hâlâ harpten evvelkindne yüz de 50 fazladır. Bu sebepten kapi- talits sisteminde emniyet supapı ve nazım vazifesini gören fiyat bu gün ortada rol oynamıyor. Arz ile talep arasmda artık mu- adelet kalmamıştır. Bir taraftan arz bir sel gibi bütün setleri yıkı- yor, fiyatları düşürüyor, diğer ta - raftan, talep günden güne betaet arzediyor, Çünkü, bütün dünyada insan ihtiyacatı tatmin edilmekten uzaktır. Fiyat nazım olmak rolü - nü artık oynamayınca, taşkın bir arz ile aç bir talep birbirine çatışr" yorlar, mefluç ve kuvvetsiz bir ha- le gelen bu kuvvetler tabii muvaze neyi teminden aciz kalıyorlar, İptidai maddeler fiyatının düş - mesi, buna rağmen kartellerin ve monopolların tesirleri yüzünden fi | yatlarda israr edilerek stokların sarfedilmemesi, çiftçileri, köylüle- ri büyük bir sefalete sürüklemek - tedir. Çünkü bu zavallılar istihsal masrafını (o bile kapatamıyorlar. Fabrikalarda işlerin durması ame- le kütlelerini işsiz bırakıyor ve bu surette işsiz amelenin adedi gün - den güne milyonlarla artıyor, bu mamulât ve masnuat fiyatı ise as- la düşmek imkânı göstermiyor. Çünkü fabrikalarda istihsalâtın man kaan sava 00 vas vari / koyu rengine ve mobilyanın eski usul heybetli ifadesine bakarak fakat bana çalışabilmekliğim için halkı ürkütecek saray loşluğu de: gil, ümit verecek ziya ve canlan- dıracak güneş lâzım demiş, Üç gün geçmeden sarayın pen- çerelerine hafif ve sıhhi perdeler, duvarlarına açık renkli örtüler ve lüks avizelerin yerine basit fakat kuvvetli bir ziya ve uyandırıcı bir ışık saçan yeni ampuller konuldu ve Vilhelm meydanının ihtiyar va- kur sarayı, nasyonalist inkılâbının genç ve zinde çehresini takınarak | İ güneş ve ziyaya büründü. Karan- Ilık ve gizlilik yerine nur ve ziya dolu temiz bir gençlik. İşte ilkılâbın ilk adımı... ili o tihsal masrafını artırıyor, Bu su - retle görüyoruz ki, bir taraftan köy lüler fakirleşiyorlar ve masnuat, İ makina alât almaktan aciz kalıyor lar, ihtiyaçları tatmin edemiyor - lar ve iptidai maddeler sarfedemi- | yorlar, Köylü masnuat alamayınca sanayiin satişi azalıyor. Fabrika - larda işler durdukça işsiz amele - nin adedi bu nisbette çoğalıyor. İş siz amele çoğaldıkça köylünün za- hire satışı da azalıyor ve bütün be şeriyet bir dairei fasidenin içinde bunalıp kalıyor. Bu cehennemi da| irenin içinde beşeriyet ağır bir 18) tırap içindedir. Köylüler boğazla- rına kadar borca batmışlar, ve 3e- falete düşmüşlerdir. Bunların borç ları büyük “olduğundan istihsal mastafları da bu nisbetlerde ka - barmaktadır; gümrük resimleri yüzünden fiyatlar memleket hu - dutları dahilinde sun'i olarak tu - tulmasına rağmen istihsal masraf- larını kapatamamaktadır. En yüksek sukut kauçuk üzerin» dedir. Bugünkü kauçuk fiatı harp - ten evvelki fiatın ancak yedide bi- ridir. Şurası nazarı dikkate alınma - lıdır ki, fiat düşüşü kapitalizmin doğurduğu buhranlar için bir em - niyet süpabıdır. Fiatlarım düşüşü i tabii bir surette istihsalâtı azaltır; i ve istihlâkâtı çoğaltır. İstihsal a - i zalmıya ve iştihlâkat çoğalmıya de İ vam ettikçe fiatlar düşmekten ka - lr ve yavaş yavaş yükselme baş - lar. Eğer bugünkü buhranda da vaziyet böyle olsaydı buhran va - him mahiyetini tamamen kaybe «| derdi. Fakat göreceğiz ki, bugünkü va. ziyet maalesef böyle değildir. Fi -| at düşmesi vaziyetini hulâsa eder- sek görürüz ki iktisat tarihinde fi- atlar umumi mahiyet gözeterek ay- ni vüs'at ve ahenkle birden düş - mektedirler, Bu sukut o gösteriyor ki arz talebi büyük bir mikyasta geçmektedir. Fiatların şimdiye ka. dar gösterdiği sukut arz ile talep arasındaki bu nispetsizliği (o halâ | azaltmamıştır. Bunun sebebi şudur: Fiatlarda- ki bu büyük sukut henüz müstehli- kin ödediği fiatlar üzerine temas etmemiştir. Başlıca iptidai madde- | lerin ve gıdai mahsullerin fiatları üçte bir düşmüşse de kapitalist bü- yük memleketlerde fiatlar halâ barpten evvelkinden yüzde 50 faz ladır. Bu sebepten kapitalist sis - teminde emniyet süpabı ve nazım vazifesini gören fiat bugün orta- da rol oynamıyor. Arzla talep arasında artık mua- delet kalmamıştır. Bir taraftan arz bir sel gibi bütün setleri yıkıyor, fiatları düşürüyor, diğer taraftan, talep günden güne betaet arzediyor, Çünkü, bütün dünyada insan ihtiyacatı tatmin edilmekten uzaktır. Fiat nazım olmak rolünü artık oynamayınca, taşkın bir arz ile aç bir talep biribirine çatışıyor- lar, meflüç ve kuvvetsiz bir hale gelen bu kuvvetler tabii muvazenc. yi teminden aciz kalıyorlar. İptidai maddeler fiatının düş - mesi, buna rağmen kartellerin ve monopolların tesirleri yüzünden fi. atlarda israr edilerek stokların sar. fedilmemesi, çiftçileri, (o köylüleri kali ısat KonferansındaTürki Dünya iktısadı ve iktisadi buhra! hakkındaki fikirlerimiz | tenkis ve tahdidi aynı zamanda is | büyük bir sefalete sürükle İdir. Çünkü bu zavallılar masrafını bile (kapal Fabrikalarda işlerin durma” le kütlelerini işsiz bırakıyof” surette işsiz amelenin ad den güne milyonlarla mamulât ve masnuat fisti düşmek imkânı göstermiy0 kü fabrikalarda istihsalâtif ve tahdidi ayni zamandâ "5 İ masrafını arttırıyor. Bu s0” İ züyoruz ki, bir taraftan Kö) j ' kirleşiyorlar ve masnuat, “.N slât almaktan âciz kalıyor” ğer taraftan amele kütleler zeşiyorlar, ihtiyaçları tat” miyorlar ve iptidai maddel&" / demiyorlar. Köylü ma « mayınc? sanayiin satışi Fabrikalarda işler olduk$# melenin adedi bu nispette * yor. İşsiz amele çoğaldık$*” Ni nün zahire satışı da azal tün beşeriyet bir dairei f içinde bunalıp kalıyor. Bu” nemi dairenin içinde beş€” ğır bir ıstırap içindedir. 4 boğazlarma kadar borca "| lar, ve sefalete düşmüşler. İ i larm borçları büyük oldW? istihsal masrafları da bu de kabarmaktadır; güm! leri yüzünden fiatlar mem” # dutları dahilinde sun'i ol#* 4 İ tulmasına rağmen istihsal” ilarını kapatmamaktadır. b” | o Bu gümrük resimleri “ / olan halk kütleleri tarafi” gif denmektedir. Bu yüzde, yi dünyanın her tarafında e nı muhafaza etmektedir. li lelerinin satın alma ki yalnız zaruri ihtiyaçtan dai maddeler üzerine kof i rük resimlerinden değil, İ rette vergilerin artmasındi” yı azalmaktadır. Halk kü amelelerin satın alma ri azaldıkça istihlâkât bu azaltmakta, fabrikaların ” sürmesi müşkülleşmekte d hanelerde işler durmaki$ lelere yol verilmektedir. faaliyetten kalan tesisatı” taşımak mecburiyetinde © İdan bu yüzden devlet bir işsiz sanayie doğrudan : veya dolayısile yardım vermektedir. Bu iki nevi tahsisatları amme yükü” maktadır. Bu yükün ( 8” kat daha satın alma K* düşürmekte, bunun düşme den işleri durdurmakta V9” gi amelelere yol verilmekte a halk kütleleri, gerek ks di cudiyetlerini o koruyabil”” devlet bütçesi ve binneti? ler kabarmakta ve devlet e maktadır. Ziraat borç alg İl mekte, sanayi borç yüzü” külâtla işliyebilmektedi”” lizm iktsadi cihanın fe”” sinden mütevellit olan Pİ bir de Almanyanın nı ödemesi vaziyetinde” yali reaksiyonu bütün cihan : NE tına sirayet eden vaziyet! ' mek lâzımdır. “Yol -J cibince Alzanyanı” af İ ye mecbur olduğu faiz man yekünu iki m 0 Wi — Piya ee