ın Tefrikası : 33 e... 3 MAYIS >> Şimdi heyecandan bahsetme- sirası mı?.. >— Sen bir az itidalini muhafa- X #tmeğe çalış, sinirlerine hakim >— Canım, sen de ama garip &- oldun.. Ne zaman Nahideden m. Bu aralık Müfit hayretle bir AL. dedi. Cemilin sözü yarıda Müfit, bir az ötede, tahta kane- görmüştü.. Bu kadın Neriman Cemil Kâzım arkadaşının ğı tarafa baktı ve sordu: >— Ne oldun, ne var?. —Hiç!.. Burada göreceğimi İt etmediğim birini gördüm. Anma gitmeliyim. Cemilin yanından ayrılıp Neri - yanına gitti, Bir az iğildi ve usulca sordu: > Burada ne işin var Neriman? >— Buraya herkes iş için gelmez. Sntm, istedi geldim. > Rica ederim Neriman... >— Doğrusunu söyliyeyim mi Almak için geldim. Çünkü 5S. göre, bir gün buraya, bir az in di, aya a arasında gelmem ihtimali he Yarmış. b Safa o tarafa doğru geliyordu. tat karısı ile Müfidi görünce, İMne-relerden birinin kenarma gir Neriman sordu: — Gördün mü?. Sx Evet, buraya neye geldi? Se- | (NİN geleceğini biliyor muydu?.. . | > Nereden bilecekti?. Bizim n irimizden haberimiz yok.. Ar- i k birbirimize yabancıyız, i ü” Siz ikiniz de delisiniz.. Hay- müsaade et te, gidelim, Bura- dap, seni çıkarayım. > Hayır. — a Hanımla meşgul ol... Ben serbest Şiar bir kadınım.. Herkes ba - ,Yor... Çünkü her kesin nazarı etini celbediyoruz. Ama bel- bir gün burada, daha fazla na dikkati celbederim. >— Böyle şeyler söyleme. | Haş, Haydi beni yalnız bırak... Ni bak, galiba bastonuna daya- i yı, Ayana Hasan Sitkı Bey geli - | — Evet, ta kendisi. dı) Şimdi beni görürse, olan ol- demektir. >— Yani?. >— Yani haykırır, bagırır. — Ne der?. > Beni göstererek: “İşte karı- Mn katili, der. k zaman salin ve soğuk kan- olan avukat Müfit Bey, müstan ; "yanma ga; h nlı ve in sana bakıyor. Sen vazifene bak. Nahide pin odada Cemil Kâzım vardı. ani, kendisi çok sinirli ve heye- Di olmasaydı, Müfidin gayri ta- i farkederdi. üç” âz sonra Nahideyi de getir- Müstantik. Nahideyi sıkı sikiya Ya Zuya çekti. 3 mayıs günü ne , nerelere gittiğini, nasıl geçirdiğini sordu. ki Kendisine müteaddit defalar s0 j ven a #uallere Nahide cevap Yalnız mavi eşarplı kadı - â den birisinde oturan bir ka-| Yonra getirilecek kız gibi, iki jan-| Rica ederim kalk. Bak her- İ GECESİ .. inı tarif ederken heyecanlandı. Bu | kadımın istikbali ile çok alâkası olduğunu hissediyordu. Müfit Bey kendini toplamıştı.. İ Dudaklarınm ucuna gene her za- İ manki müstehzi tebessümü takıl - İ mıştı. Cemil OKâzıma gelince, | gözlerini kaldırıp genç kıza bak - Imağa cesaret edemiyordu. Halbu ki, Nahidenin kendine baktığını hissediyordu.. Nahidenin yüzü süzgündü. Göz- lerinde korku alâimi vardı. Ağlı du... Bir saat süren istintaktan sonra belli başlı şahit Hasan Sıtkı Bey odaya çağırıldı. Bir koluna uşağı, 5bür koluna hasta bakıcısı girmiş- ti. Bir koltuğa oturttular. Uşak çik tı, hasta bakıcı yanında kaldı. © Cemil Kâzım kız kardeşini ta- nıymca bir az şaşırdı, şöyle hafif- ten ürperdi. O sabah bir kart al- mıştı, Refika Hasan Sıtkı Beyin adliyeye gideceğini yazıyordu. Fa i kat kendisinin de beraber olacağın İdan bahsetmiyordu.. Hasan Sıtkı Bey Müfidi gördü. Gözleri döndü, Dudakları gerildi, Dişleri gıcırdadı. Müstantik, Hasan Sıtkı Beyin yüzündeki işmizazları, kine değil, ıstıraba hamletti. Cemil Kâzım usulca mırıldandı: i — Hasan Sıtkı Bey seni tanıyor galıba? (Devamı var) | — Polis Haberleri “Bir kadın (Çocuğunu Belediye apte- sanesine bırakıp gitti Dün saat üçe doğrü uzunca boy- lu, arkasında yeşil bir pardesü bu- lunan bir kadın kucağında üç ay- lık bir çocukla belediyeye gelmiş; — Bir diyeceğim var!. Diyerek belediye koridorlarmda mıştır. Meçhul kadın bir aralık mu avin Hâmit Beyin yanma girmek is temiş, Hâmit Beyin meşgul oldu - ğunu söylenince beklemeye başla- mıştır. Hareketlerinin gittikçe gay ri tabiileştiği görülen bu kadın İk- tisat müdürünün oturduğu kısma geçmiş, gözden kaybolmuştur. Bir kaç dakika sonra : odacılar ikinci kat apdesthanesinden bir çocuk feryadı geldiğini işitmişler, kapıyı açmca ağzında emzik bulunan ve biraz evvel yeşilli kadının kuca - ğında dolaştırdığı küçük çocuğu görmüşlerdir. Hademeler her tara- fı iyice aramışlarsa da kadını bula. mamışlardır. Çocuk Darülacezeye i gönderilmiştir. Bununla, son on beş gün zarfında belediyeye bıra- kılan çocuklar iki olmuştur. Mantar tabancasile yaralanmış Aksarayda Selçuk Sultan ma - hallesinde oturan 50 yaşında Fat - ma Hanım Aksaray pazar yerin - den geçerken kasap çırağı Musta - fanın attığı mantar tabancasile sağ gözünden yaralanmıştır. Fat- ma Hanım dün polise müracaatle şikâyette bulunmuş ve Mustafa ya kalanmıştır. yacakmış gibi dudakları titriyor - | üpheli, şüpheli dol: la «| şüpböli yüpbeli. Gökğeniye bakla İ sizlik — Meskün: Yerlesilmiz — Mesuliyet | İ çi © . Dilimiz Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 63 üncü liste 41 inci mektep: iskan! Yerleşmek — İsnat: Yüklemek — Israrı Vazgeçmek — Istılah: Düzgün lâf —| Istırapi Act, sizi — Tstırar: Yoklük, zorda kalmak — İssa: Duyurmak, yaymak — İ garet; Bellik — İaat: Boyun #ğmek — it minan; Yürek bağlanması — Yttrat: Ardı 4 üncü mektep: İsabet; Yerinde — iskün: Yerleştirme — İsnat: Üzerine atını, © dayanmak — Esrar: İ Zorlama, döneme — İstirap: İneinme, acı, sızı — İşsa Yaymn — İşaret: Gösterme — | Seg: Uğraştırma — İtant: Saygı — İtmi - nan İnandırma — Ittiratı Uygunluk » 64 üncü liste 37 inci mektep: Mesafe: Aralik — Diesaha: Ölçmek — Mes leki İş — Meskenet: Uyuşukluk — Meskün: "uliyet: Yük altıma girmek— eri — Meşgeliyet: İş yap - Meşrep: Yaradılış, gidiş — Yleşru: Yasaya uygun — Meşrahat: Uzun W- zadıya anlatmak — Meziyet; Üstünlük. 33 üncü mektep: Mesafe: Aralık, ara, uzaklik — Mesaha: Ölçme — Meslek: Tütulan 1ş, yol — Mesko- net; Uyuşukluk — Mesin: Otorulmnş, tu - tulnmış — Mes'tliyet; Soçluluk — Mesire: Ge ainti yeri — Mesguliyet; Uğraşma — Meşrep: Gidiş, oluş — Meşru: Yasaya uygun, türaye uygun — Meşruhat Genişletmeler — Mezi - yet; Üstünlük. 14 üncü mektep: Merhem: Delen — Mesafe Uzaklık — Mesahn: Ölçme — Meslek: Tutulacak yol, gi diş — Meskenet: Beceriksizlik, o rüğürtlük, muzmazlık — Meskün; Oturulan yer — Mes- uliyet: Sorgu — Mesire: Gezme yeri — Meş- güliyet: Uğraşan — Meşrep: Yaradılış — Meşru: Yasaya uygun — Meşruhat Açılmış sözler — Meziyet: Üstünlük. 18 inci mektep: Merberi: Melhem — Mesafe: Aralık — Mesiha: Yer ölçüm — Meslek: İş, zanaat — İ Mesleenet: 'Terbehiik — mros'uliyet; Suçlu — Mesire: Gezilecek yer — Meşguliyet Uğraş- ma — Meşrep: Hay — Meriyet; İşlik — Meşru: Yasaya Uyun. 12 inci mektep: Mervan: Ondurak — Mösafe; Uzaklık — Mesaha:; Ölçmek — Mesir; Gidiş — Meske- net: Uyuşukluk — Meskün: Oturuk — Mes'u liyot: Sorgulu — Mesire; Gezmek — Meşgu- Niyet: Uğraşılma, dalma — Meşrep: 'Bidiş — Meşru: Uygun — Meşruhat: Aşıntlar — Me ziyet: Üstünlük. 17 inci mektep: Merhemi: Yumuşatan — Mesnfe: Uzak - lik, aralık — Mesaha: Ölçme — Meslek; İ Tutulan iş — Meskenet: Beceriksizlik, uyü- sulduk — Menktin: İçinde oturulan — Mena. — Niyet: Sorgulanma, YÜK — Mesire: Gezinti yeri — Meşyuliyet: İste bulunma, iş — Meşe ruz bağışlanmış, YASAYA Uygun — Meşrep: Yarıdılış — Meşruhat: Acımakfık — Mezi - yet: Üstünlük, 40 ıncı mektep: Merhem: Macun — Mesafe; Aralık — Mesaha: Ölçü ölçme — Meslek: Gidiş, tutu- lan yöl — Meskenet: Uyuşukluk, beceriksiz- Yük — Mesire: Gezinti yeri — Meğgntiyet: Uğraşma, iş — Meşrep: Yaradılış, gidiş — Meşru: Yasıya uygun — Meziyet: üstünlük. 43 üncü mektep: Merhem: İyi edici Se — Mesafo: İki yor arasındaki uzaklık — Mesuha; Yer ölçmek — Moslek: Tutulacak Yol — Meskenet: Pisliğe alışık — Meskün: Oürulmuş — Mes'uliyet: Sorgu sorulan — Mesire: Gezilecek yer — Meşçuliyel: İşle uğresma — Meşrep: Vara ış — Meşruhatı AÇMIŞ, açılan — Meziyet: Bilgi yüksekliği. 48 inci mektep: Mesafe: Uzaklık, açıklık — Mesahn: Ölç - mek, ölçü — Meslek: İs, gidiş — Meskenet: Uyuşukluk — Meskün: Barınan — Mes'uli- yet: Sorgulanma — Mesire: Gezinti yeri — Meşguliyet: İste — Meşrep: Yaradılış, gidiş — Meşru: Uygun — Meşruhat; Açılinlar, an tılanlar — Mesiyet: Değerli, üstünü Değer, 4 üncü mektep: Merhem: Çıban yağı — Mesafe; Uzak — Mesaha: — Ölçmek — Meslek; Yuk — blenliyet: Nani karşılığı — Meşru: Görüle - eek yer — Moşguliyet: Uğraşmn — Meşrep: Kendisinde olan — Meşruhni; Meydana çi « kardan — Meziyet: Gizli bilgi, 9 uncu mektep: Mesafe: Uraktık — Mesuha: Ölçü — Mes- kenet; Uyuşukluk, beceriksizlik, üyömme — Meskün: Otarulanlar — Mesüjiyet: Cezalan- ma, sorgülaama — Mesire: Gezinti yeri — Mestaliyet: Uğraşma — Meşrep: Yaradılış — Meşruhat: Anlatma oçum — Meşiyet: İyilik- tee, yücelik. 41 inci mektep: Merhem: Yara yuğı — Mesafe: Iraklık — Mesaha: Ölçü — Meslek: Tutulan iş — Mes- kenet: Tembellik — Meskün: Olurulun yer — 5 — VAKTT 19 Haziran 1933 apalı Hudutları AŞANLAR — 7 — Bu telgrafı sizi gelip görecek olan zata Dançiğ'den Reval'e şimendifer le bir çok gün yel vardır; bu yolda dokuz gümrükten geçilir, pasaport dokuz defa muayene edilir. Beş memleket boydan boya katedilir. Beş lisan ile konuşan kimselere he sap vermek lâzımdır. Bank kâime lerinin filiğranı beş defa değişir. Bu demir yolu âdeta seyyar bir Babil kulesidir. Yalnız telgraf di rekleri değişmez. Onların teşkil et tikleri fasılalı parmaklığını berisin den bir milletler resmi geçidi ya - pılır. Bu milletlerin her biri kendi kafesinde o homurdanmakta komşusuna hain hain obakmakla dır, Letonyada Leh dehlizlerinde mavi mizraklılar; Şarki Prusyada yeşil piyadeler; Litvanyada Hu -! sar çizmeli karabi yerler, Estonya- da başında oturak kalpaklı piya -! deler... Kumsallıklar, ormanlar, fakir tarlalar vardır. Cesim binalı ve tramvaylı modern payitahtlar o - lan Kovno ve Riga etrafında isbe- lerin siyah ve pis damları görülür. İlk mujiklere tesadüf edilir. Bun- lar binlerce kilometre mesafedeki Siberya hududundan Kafkas tepe- lerine kadar uzanan arazi köylü - lerinin piştarları adını alabilirler. Valkoye vardık. Burası dokuzun cu hudut, yani Estonya hududu idi. Burada gümrük memurları - nın İngiliz biçimi fakat pekte temiz olmıyan üniformaları vardı. Büfe- de kara buğday ekmeği ile yapıl- mış pide satıyorlardı. Erkekler umumiyetle mongole benziyor. Kız ları kavi adaleli venüsler. O ka- dar güzel. Lisan tatlı ve tumturak- lıdır. Bu küçük Estonya milleti en eski, en fakir aynı zamanda da ne şen milletlerden biridir. On saat daha şimendiferle yol aldıktan sonra Eski zamandan kalma renk renk kilise çanlı ve orta yerde mhasus kuleli binalarla bezenmiş sokak - lar. Güğercin kafileleri yosunlu kaldırım üzerinde yem toplıyor. Otellerde sabahın ikisine kadar dans ederler. Son moda üzerine giyinmiş bir çok kadınlara tasa - düf olunur, Avamdan olan kadınlar liman- mama Mesuliyet: Yük — Mesire: Eğlence yeri — Mesşguliyet: Didişme uğraşma — Meşrep: Cibilliyet — Meşraz Açık yol — Meşrubat: | Kenar yazısı -— Meziyet: Yücelik, bilgiçik. 20 inci mektep: Merhem: Türkçe merhem — Mesafe; U- zakiık — Mesahın: Geri ölçme — Meslek: Gİ- diş — Meskenet: Meseriksizlik — Meskün:| ve Kizaya vardık. gösteriniz ! ida gemilere mal yükletiyorlar.. Bunlar hem çalışıyor hem gülü - İ yorlar, Omuzlarındaki yükü dans eder gibi yürüyerek taşıyorlar. Bu şen ve sevimli millet için dans et- mek nefes almak kadar tabii, Bu rada ekmekten ziyade şevk ve sü- rur var. Bu şen ve kahkahalara boğulmuş sefalet, Fenlandiya kör- fezinin koyu sularında inikâs edi- yor. Daha geriden o körfezin müntehasında ve kızıl diyarında i (Leningrat) eski satvetini kaybet İ miş günden günesönüyor.. d . » » a Emin olunuz ki bir numaralı mösyö ile üç numaralı mösyö dün- yanım en açık göz adamları. Her türlü ihtiyat tedbirini almakta as- Ja kusur etmiyorlar. Kom oteline endiğim zaman kapıcı bana bir telgraf verdi. Telgrafta yalnız şu sözler dardı: “Bu telgrafı sizi gelip görecek zate gösteriniz.,, Az sonra beni “gelip görecek zat,, geldi. Anlaşılan beni bekli- yordu. Alman tipinde iri yarı bir adamdı. İsmi “Fort, imiş. Doğ- rusu böyle tiyatroda dram oynar gibi gizli ve esrarengiz bir hayat geçirmek hiç te hoşuma gitmiyor- du. Bunu kendisine ima ile an lattrım. Bana soğuk bir tavırla: zin sabırsızlığınız beni hayrete dü- şürüyor. Azizim dostum kuman - dan Persival bana yazdığı mektup kadar ettiğini bildirmiş. Bu suret ğım. İşte bu kadar. Bu sözler bana gir dersti ben “Bana bildirilenden fazlasını öğ“ © renmiye çalışacağım hakkında, söz vermiştim. Bu söze riayet mec- 1 buri idi. Mösyö Jort beni yeme » ğe davet edrek dedi ki: t — Benim evim gayet rahattır. Peypus köyü civarmda Seunez kas sabası yahında güzel bir sayfiyem © Otomobille buradan dört vardır. — Afedersiniz, dedi. Fakat sisi) ta Rus hududunun sizi ayrıca ala- le size ilk lâzım olacak bazı malü- matı vermek şerefine nail olaca - * saat mesafededir. Tenha ve soğuk | gece içinde can sıkıcı Estonya ova- sını kata başladık. Köye tesadüf edilmiyordu. Ötede beride savan- berlerin vücude getirdiği kara kör. i di. Dağmık izbeler vardı. Arayer « lerde ıhlamurlar Oarasında be- henüz einen > Memliyeti Yebel gile leri kırık ve içerileri boş idi. Sas ima — Mesdut; ek yer — “İ ileri ğ yet: Uğraşma — Meşrop: Yaradılış — Mes- | hipleri olan zengin baltık baron - ru: Din yasası — Meşruhat: Bildirilmek — | ları kızıllar tarafından kurşuna di- İ zilmişti.. Sağ kalanları da Riganım © Mesiyeti Üstünlük. 10 uncu mektep: Merhem: Yara macamu, ser gideren — Me- | #ütet Uzaklık — Mesahmi Ölçü — Meslek: Oldiş. yol — Mesktnet: Beceriksizlik — Mes - kün: İçinde oturan — Mesire: Gezinti yeri — Mesguliyet: Uğraşma, çalışma — Meşrep: Ya i meyhanelerinde aç aç sürünüyor * du. Mösyö Kurt dedi ki: — Burada komünistlik ilân e * dildiği zaman asillerin hepsini radılış, huy — Meşru: Yasaya uygun — Meş- | hakladılar. Beyaz muhafızları ve ruhak: İyice anlatma — Meziyet: Yaradılış, üstünlüğü — 4 düncü mektep: Mesafe: Arahk — Mesaha: Ölçü — Mes » hek: İş güç — Meskenet: Uyuşukluk — Mes- »/ aileleri mahvedildi. | (Devamı Var) | Yangın Kün: Oturulmuş — Mesire: Gezinti yeri — Meşrep: Gidiş — Meziyet: Üstünlük — Tatbikat mektebi: Kadıköyde Çifte cevizlerde 52 numaralı svden yangın çıkmış, yas Merhem: Em — Mesafe: Aralık, uzaklık | tak odası kısmen yanmıştır. Yan * — Mesaha: Ölçme — Meslek: İş yolu — Mes knet: Becerliknizliik, o uyuşukluk — Mesires Gezinti, İ gmın yere düşen cigaradan çıktığı İtahmin edilmektedir. ifez gözüküyordu. Mahsul fakir « * yaz ve zarif şatolar göze çarpıyor» © du. Bu güzâl şatoların pençere - |