18 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

18 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 8 — VAKIT 18 Hasrn 1933 217 sene önce bir Türk sefiri Mehmet Efendinin Aksaray caddesi | niçin yapılmıyor ? i Kari Mektupları Kavgası —— | — miye naklettirmesi için Sent kale- “sine yolladık. Biz de iki gün kak dıktan sonra üçüncü günü Sent » kalesine gittik. Altı saatte var - © dık. Eşyamızın çoğu gemiye ta- © şınmıştı. Geri kalanını ve yanımızda o- — lanını da iki günde gemiye yük- — İettik.. Zilkadenin ödrdüncü cuma © günü kendimizi allaha emanet e- © dip kalyona bindik, z Bizim yanımıza memur olan beyzade Sent kalesine geldiğimiz saatte bizden ayrıldı. Yüklerimi- — Zi toparlamak için Sent kalesinde © Üç gün aram etmiştik. Lâzım olan — biz kalyona bininciye kadar yanı- mızdan ayrılmaması idi. j Cumartesi gecesi allah refiki - o miz olsun diyerek vatan canibine doğru yelken açtık. Yedi gün git- tik. Sekizinci gün Tunusta Seyit — ebu Sait önünde demir attık. “© Tunus Beyi tarafmdan büyük © pişkeş ve hediyeler çekildi. Ocak - halkr geldi, bizi kalyonda buldu- lar. Bulunduğumuz yerden “Halk- elvedat, yedi sekiz mil, oradan da Tunus iki saatlik yol imiş. Na-! — file teklif olmasın diye kalyondan | dışarı çıkmadık. Oğlumuzla kâh- | Gelen eşyayı bir an evvel ge-| Paris Seyahatnamesi Biz de gelen zahireleri bir eh- line terk eyle diye kaptana verir- dik. Burada bir kaç gün durduk. Hava bize uygun gelince mütevek kilen alallah demir aldık. Yola çık tık.. Hava müsait olduğu için beş günde Mora adasını Tebük önleri: ni geçdik. — Eh, artık işimiz kolaylaştı!. Derken bir poyraz esmeğe başla dı ki bizi Girit adası hizaları - na attı. Açıkta orsa alabanda et- tik., Rüzgârm şiddeti öyle bir hale geldi ki, yanımızdaki kalyon ile aramızda bir mil mesafe varken dalgadan uzaklaşmış, birbirimizi görmez olmuştuk. Bu hal üç gün iki gece sürdü.. İki gün daha limanda kaldık. Son- ra bin zahmetle Menekşe burnunu dolaştık. Değirmenlik adasını ar- zu ettik. İkinci gün adanm lodos tarafına demir ettik. Bu adada Fransadan gelen kalyonlara kıla- vuzluk etmek için Beyin iki gemi- si varmış, Bunları kalyonlara aldı- lar.. Üç gün de burada havanın müsaadesini bekledik. Dördücü Aksarayda oturan bir kariimiz bize şu mektubu gönderdi: Aksaray caddesi şehrin kalaba - lık ve işlek caddelerinden biridir. Topkapıya, Cerrahpaşaya, Yedi - kuleye giden yollar buradan ayrı- lır Civarda Cerrahpaşa, Haseki, Gureba hastanelerinin, Selçuk kız san'at ve kız muallim mektepleri - nin bulunuşu bu caddeye daimi bir gidiş geliş, sürekli bir nakil vası - taları bolluğu veriyor. Bu yolun ehemmiyetini: dikkate alan belediye, Aksaray caddesini genişletmiye karar vermiş, güzel ve ihtiyaca uygun bir bulvar yap- tırmıya başlamıştı. Bir kısmı yapıl dığı halde her nedense yol bir tür- lü bitirilemedi? Niçin?. Belediyenin başladığı işi yarıda bırakmasını hiç beğenmedim; he- le burada yolun ortasında yıkılmı- ya yüz tutmuş, harap, boş bir dü - kâr. etraftaki tesviye edilmiş saha ya karşı bir istihza teşkil ediyor. Belediyenin dikkatini celbetme- nizi rica ederim. Matbaamıza Gelen ESERLER Asür kanunu | Milattan 17 — 13 asır evvel kaleme alın- | dığı anlaşılan Asur kanununu darilfimin müderrislerinden Avram Galanti Bey 'Türk- veye çevirmiş, haşiyeler, izahlarin meşret. yamız çıkıp Bey ile ve vali ile gö- gün bir ince lodos çıktı. Yelken rs'siir, Kadma, sroziye tasltuk eden mad- — Tehlikeden pek fazla kork » tuğunu anlıyorum.. O halde ilk ön ce seni göndereyim!. — Ben sensiz bir yere gitmem!. — O halde ben de halkın mu - kaddes bir cibat açtığı sırada on- dan ayrılmam. Meryemle büyük babası Tabre- de kaldılar.. Fakat bir hafta geç- meden orada da patırdı koptu. Bir kaç gündenberi yahudiler evlerinden çıkamaz olmuşlardı. Dı şarı çıkanlar dayakla öldürülüyor- lardı. Benoni tehlikeyi hissede - rek, eski bir kale olan evini tah - kime başladı. Şehirdeki muteber yahudilerden yüzü buraya iltica! etmişlerdi. Benoni itimat ettiği a- damları silâhlamış ve evinin mu- hafaza ve müdafaasını onlara bı- rakmıştı. Bir gece Meryem ansızın ko - pan gürültülerle uyanmış ve Nu i- /le birlikte çatıya çıkarak feci bir manzara karşısında kalmıştı. Şe - hirin öte berisinde yangmlar ko - | puyor, suriyelilerle rumlar elleri- ne geçirdikleri yahudileri müte - madiyen öldürüyorlardı. Mücadele sabaha kadar devam etmiş, evtesi gün öğleye kadar şe hirdeki fakir yhaudilerden bir kim se kalmadığından mutaarrızlar Benoninin evini istihdaf etmişler» di. ri rüşmüşler. İki gece vali'nin €-| leri çektik, yola çıktık. ğ - vinde misafir oldular Elhamdülillah hava gittikçe Herkes onlara pek çok ikram | müsait esti... Üçüncü gün ki zik © yapmışlar. Bizim tayinatımız kal Bibsatiyşerifutin > (Oh 'aikiiei çe - o yon kaptanı tarafından veriliyor- e ia çimi, Bal şamba günü idi. Darüssaltanatül 2 ie > l aliye limanına vusul müyesser ol- tayinler ve bu zahire öyle bir hale du. Elhamdülillah. mim! > — geldi ki artık istiğna hasıl olmuş- Suriyeliler evin en büyük kapı: | sına hücum ettiler, Fakat kapı son emda diyor ki: (Kanunun en mühim kısın, | 1er©<e sağlain olduğundan ve mü- kadına taalluk den ukkâmder. Cezalar, | dafaa silâhlarını iyi kullandıkla - serttir. “Bazı hallerde alikadar olan kimse | ndan gerilemek mecburiyeti ha- kanuni Bizzat tatbik edir. İzdivaç sadakat. | sıl oldu Suriyeliler mucivir eyleri sizliğinim cezasi su tecrübesidir. Mücrim o | işgal ederek okların: Benoninin e- lan kimse bağli bağsız sehrin kenarma gö | vine yağdırıyorlardı. Birinci gün türülerele muyn İtüir. Bazı ahvalde suyun | böyle geçti cereyanına göre ölüm muhakkaktır. Bayı deler iki fasıl, vwwhtelif maddeler bir fasa topanmıştır. Avram Galanti Bey haşlnğız Iktısat “ Afyon teşkilâtı © Afyon inhisarı teşkilâtı yapılma — ğa başlanmıştır. İktrsat vekâleti ta “rafından inhisar idare meclisi aza- © Jığma Habipzade Ziya ve Mehmet iğ Hüsnü Beyler intihap edilmiştir. Ziraat ve Sıhhiye vekâletlerin » den de ikişer zat seçildikten son - ra idare meclisi faaliyete geçecek- . Ve EEE EEE EEEEEEEEEEENANA ANI Haberleri İ inhisarı ,, yapılıyor nameleri 23 hazirana kadar vere - ceklerdir. Vapurcular şirketi Vapurcularm kurmuş olduğu şir ketin idare meclisi yarın ilk top - | lantısmı yaparak resmi muameleyi ifa için çalışacaktır. Şirketin merkezi şimdiki halde ahvnlde öereyan o müerimi geriye star. Bu son halde bile müerim serbest kalamaz. Şi- khyetci isterse başlan cezalar tertip eder. Su tecziyesinin tatbiki bilhasın izdivaç sa - dnkatsizliğin önünü almak ve hiç olmazsa tebdit etmektir. Sert cezalar rasında kulak ve burun kesmek, dayak atmak, iğdiş et- mek, umumi teşhir, ağır işlerde çalıştırmak ve saire vardır. Tarih ve hukuk meraklin. rma tavsiye olunur. Eti hiyeroğlifi A, Avni Ali Candar Beyin dikkate değer bir eseridir. Ankaradı Hakimiyeti Biye matbasında baselmiş, müellifin EĞ hiyeroğ. fi Üzerindeki dört yıllık tetkiklerini Bildiri. yor. Avni Beyin başlangıcında söylediğine göre Bti biyeroğlifini okuduğunu idda eden- lerin bat iddialarını İnabınamak lârma geli - yor. Müellif şimdiye kadar 534 şekil tesbit etmiştir. Sumer, Mer, BÜ yazıların tet- kiki bunların pek te ayrı ayrı şeyler olma - dığını, birbirlerine yakm, belki de bir kay- haktan türeme olduklarını gösterir büyük Ertesi gün Benoninin evindeki yahudiler de hasımlarına okla hü- , cum ettiler.. Fakat Suriyelilerin kuvveti fazla olduğundan ve hü « | cumlar mütemadiyen tevali etti - ğinden akibetin feci olduğu bes belli idi. Benoninin evi taş, ateş ve ok salgınına uğramış gibi idi. Müte- cavizler karadan hücüm ile iktifa etmiyerek deniz tarafmdan da hü- cuma başlamışlardı. Fakat bir ya- hudi gemisi yahudilerin imdadma yetişti, Suriyelilerin gemisini ba - tırmağa muvaffak oldu ve Benoni lm mm PM a YA Kurt, Kuzu, Karta ki | Muharriri : Ömer R i i lerile uğraşıyorlar didişiyo” Simon, Havna ve Eleazer ! daki üç rehber başlarına top ları adamlarla yağmağerl türlüsünü yapıyor ve biribir!€' döğüşüyorlardı. Kafile karanlık içinde ma” doğru ilerlemekte devam etti: Gecenin sükütü içinde Ml bir velvele koptu.. Kafile yaki i tıkça ses vuzuh ile duyuluyf i sahibi görülüyordu. Beyaz s8” nahif ve yarı çıplak bir ada” ğırıyordu: li “Şarktan bir ses, garpl&” ses!. Rüzgârlardan bir s€5, © me bir ses ve mabede karşi b gelinlerle göveylere karşı bi” il bütün millete karşı bir s€* Orşilme veyi!.,, Benoni sordu: — Ne demek istiyorsun he k Ğ n i sehri, oy Beyaz sakallı ihtiyar i verdi: vel » — Veyl Orşilme veyl!. Orşilme iltica edenlere veyl” 4 | Ni Ve bu korkunç adam dur k ilerledi. # i Kafile gölgeli sokaklarda çerek mabedin kapısına daya A ldsğği Li Esenler ve kraliçeltf | Kafile mabede gireceği ri çi yaklaştığı sırada kapı birde 4 | d, açılmış, ve içeriden bine yl sellâh adam çıkmağa we Hepsi bağırıyor ve kılıçlarıff İn lryorlardı. İn Benoni, kalin va küpüm mabedin civarındaki h Iş sığınmak mecburiyetinde y Onların bir yana gakilmeleğii rabelerin içinden bir sürü 4 â sıçramış ve kapıdan çıkanlı” rine atılmışlardı. gifi Hana ile Simon fırkalar! Ta Ni şüyor ve birbirlerine en vabfy# | K ile hücum ediyorlardı. si yapacağını, kendini nasıl e” İN cağını bilmiyor, Benoni Z ni yuvarlanıyor, kadın ve “a mızrak darbelerile ölüyorlar Nu Meryemi yakalamış *€ # | kaçmağa başlamışlardı. Bir Meryemin kulağı dibinden Fy mış, bir diğeri ayağına de * kat ikisi de koşmakta devi miş, nihayet Meryem de . ile Meryemi, oradaki mültecileri alarak açıldı.. Benoninin sarayı yanıyor ve yağma ediliyordu. Gemi ile hızır gibi yetişerek sağ kalan yahudile- ri kurtaran (Kalip) ten başka bir Ni tir. Afyon inhisar kanunu üzerine | İstanbulda olacak diğer iskeleler - © afyon tacirleri ellerinde bulunan | de de birer mümessili bulunacak - — malların miklarını gösteren beyan | tır. © Yunan darülfünunluları | Kızılçulluda bir çocuk kimse değildi. Gemi Toppaya gidecek ve Kalip oradan Kudüse koşacaktı. Benoni | de ondan ayrılmak istemiyordu.. Onun için hepsi de Kudüse gide- ceklerdi. bir benzerlik arzetmektedir. Bu kiçük ese hiyeroğliflerin fonetik şekillerini, İmlâ ve #ramerini tuyine çalışıyor. Avni Beyi ma- vaffakiyetindem dolayı kutlularız. İçtimaiyat nedir ? ii Türk Balkan birliği cemiyetinin © misafiri olarak şehrimizde bulu - “nas Yunan Darülfünunluları dün — camileri ve müzeleri gezmişlerdir. © gece Boğaziçinde bir gezinti yapa — ocaklardır. Misafir Yunan talebesinden M. © Karapanos yarın akşam saat on © sekizde Halkevinde bir konferans © verecek, “Balkan milletlerinin ya- > kınlaştırılmasında gençliğin rolü,, — den bahsedecektir. © Yunan talebesi salı günü memle — ketlerine döneceklerdir. boğuldu Izmirde Kızılçulluda küçük bir çocuk, kuyuya düşerek boğulmuş- tur, Bucanın Aşağı mahallesinin Çi- çek sokağında oturan mübadil Mustafa Efendininil yaşındaki oğlu Kâzım, Kızıl çulluda bir kuyu da su çekmeğe gidiyor. Bir aralık kovanın sıkleti ile muvazenesini kaybediyor ve düşüyor. Etraf ten- ha olduğu için kimse yetişemiyor, çocuk boğulup gidiyor. Kâzımın | cesedi kuyudan çıkarılmış, tabibi adli Mustafa Şakir Bey tarafından muayenesi yapıldıktan sonra def - nine ruhsat verilmiştir. Mustafa Namık Beyin ehemmiyetli hir kitabı çıkmıştır. Tefeyyüx kütüphanesi ta- rafından basılan bu Kitap içtimaiyat ienint en son narariyeleriyle izah etmektedir. Yerli mallar sergisi Ağustos ayında açılacak olan yerli mallar sergisi için sanayi bir- liği hazırlığa başlamıştır. Birlik serginin bu sene daha mükemmel Gemi Toppaya vardıktan sonra kafile Kudüse doğru ilerledi. Yol: ida Romalılardan eser yoktu. Ku - düse geceleyin vardılar. Kudüsün ufuklarında bir kuyruklu yıldız, tam bir kılıç gibi, parıl parıl gö“ rünüyordu. Biri de bunu hayırlı bir alâmet saymadı. Nihayet şeh rin kapısma dayandılar. Kapı ka- | palı idi.. Benoni baş kâhin Mat- tanm yeğeni olduğundan kapıyı olabilmesini temin için şimdiden kolaylıkla açtırmak mümkün oldu tertibat almıştır. Öğrendiğimize göre 1 temmuzda Galatasaray lisesi salonları sanayi birliği tarafından teslim almacak derhal hazırirklar başlıyacaktır, ve kafile mabede doğru yürüdü.. Yolda'ayaklarına bir takım ceset- ler takılıyordu. Çünkü yahudiler Romalılara karşı kıyam ettikleri halde birbir- varlanmıştı. Kadir” i Nu etrafına bakındı.. Mi Şam kapısından uzak olmi?” x zeta şehrinin dış duvarlar!" i kındılar. Bir az ileride # kulesi görünüyordu. zi Onun duvar dibine iza başka çaresi yoktu. Nu i taşıyarak onu duvarın ko ii dan birine götürdü.. Bir m toplıyarak yere yaydı ve oturttu.. Onun sağ — ederek bağladı. Merye' dadısının “dizine dayayan gir du. Nu da oturduğu yeri gbi Gözlerin açtığı zaman be seli iki adamın onlara di wi tiklerini, sonra gitiklerini yi” Çok geçmeden bunlar daha getirerek geldiler: damı hemen tanıdı ve? — İsiel birader diy& İsiel hemen yaklaştı? — Yanımdaki Meryem — Evet. — Vah, vah.. İsiel yanındaki ettiz mili Dİ Nu bağ git si e PT mr: ir

Bu sayıdan diğer sayfalar: