Tarlada Bahar havası altında Anadolu — yalnız yeşeren başak tarlası, mey- . ve dalı, ve çiçek denizi değildir. Anadolu haritası yeni bir coğ- rafya ya gebe, ötede beride bu — doğumun sızıları duyuluyor. Ye- “ni yel, Yeni pazarlar, dünkü belirsiz, 1s- “sız çorak köşelerden bucaklardan © fışkırır gibi fırlayıveriyor. Bir yer görüyorsunuz. Daha — Bir köy görüyorsunuz. Daha beş sene evveline kadar adı sade- ce muhtarın defterinde ve jandar- manın sicilinde şöyle böyle yer © tutardı. Fakat şimdi bu köy Yozgat ve » Kırşehir vilâyetlerinin transit mer- kezidir. Buraya gelen ilk lokomo- Kar, bu çorak toprağı tılısımladı. “ Kerpiç duvarlı ve yüksekliği bir buçuk metreyi bulmıyan izbeler | “en aşağı 15 liraya kiralandı ve yer antrepo minyatürleri doğdu. Bir köylü satıcı şunları anlat - tı: © “— Güz mevsiminde günde 200 Tiralık alış veriş ederiz. Kesat za- © manlarda 60 lira... Bunun yüzde > onu kârdır. Size defterden çıkan rakam - “dan bahsediyorum. On sene ev- vel burada 60 lira değil, altmış ra- mı bile hiç bir dudak say - mazdı. Belki on sene sonra Yer- o köy stepin ortasında göğe doğru yükselen bir pazar olacak. Yer- öy Amerikanın mantar şehirle - rinden birinin doğum günlerine pek benziyor. Bozkırda daha ne kadar adsız yerköy fışkırmak, ayağa kalkmak “için lokomotifin sürunu bekliyor. Bu sür ölü insanları diriltmiyor. | “Ölü bir tabiatin bağrında uyuyan | çölden yeni şehirleri ayağa kaldı- o rıyor.. On sene sonra coğrafya o- kuyacak, harita © seyredecekler > kaybolan kervan pazarları yanın- da yaşı parkamla © sayılacak © kadar taze kasabalar, şehirler gö- .receklerdir. Fal atmıyorum. Size ray 4 buhar * büyükserma- yez?. muadelesinin hallini an- latıyorum.. © Yeni bir coğrafya doğuyor, A- nadolunun profili değişiyor. Şe- >hirin yanmda köyde de kalkma rar. Ray, köyü bir manivela gi- bi kaldırıyor. Geçen günlerden a- kp, gelecek günlere fırlatıyor. Kö- yün değişişi baş döndürücüdür, Fakat, bütün bunları görüp: .— Oh, artık işimiz biti, de - ne benim harcım, ne de böy- e bir sözü benden beklemeğeğ si zin manlığınız müsaade eder. Köyün kurtulma seyrini rakam” la anlatmak lâzım gelse size şu nlâr zanederim bazı fikirler ebilir: Evvelce buğdayın (şinik) ni kuruşa araba ile taşıyan köy- dü pa trenle onu 100 paraya U Fakat bir kutu kibrit bir okka uğdaydan daha pahalıdır. Fabri- mali ile toprak mahsulü ara- daki tezatlar bir değil, beş de- ve bütün şiddetiyle köy mah - — suller üstüne saldırmaktadır. © Diyorlar ki: '— Eğer gümrükler açılırsa iş- düzelir. © Bunu söyliyen ithilât ticareti- ni, memlekette yegâne vatan işi —6 — VAKIT 14 Haziran 1933 yeni pazar yerleri çiziyor. | me develerin muharebesi var Diyorlar ki: ”— Ziraat bankası rehinle para verirse bu iş düzelir. Halbuki köy mahsulünün f'atsızlığı parasızlık. tan ziyade, banka yardımından daha fazla bugünkü toprak işlet - şeklindeki bozukluktan geli - yor. Bozukluk işi bünyesinden geliyor. Anadoluda köylü bir hektar topraktan 6 kental buğday alır. Bulgaristanda bir hektardan 13 kental buğday çıkar. Türk köylüsü bir hektardan 33 kental buğday çıkaran köylülerle cihan pazarında boy ölçüşür. Bu $u demektir. Anadolu köylüsü aynı miktar buğdayı pazara çıkarmak için kar şısındakilerden 6,5 defa fazla ça- ilışır. Toprak vardır. Orta bir he - sapla beş kişiden mürekkep bir çiftçi ailesi 25 dönüm toprak üze- rinde çalışır. Yirmi beş dönüm tarlanın ne makine ile sürmeğe, ne makine ile ekmeğe, ne de ma- kine ile biçmeğe tahammülü yok- tur. Onun için tarlada çalışan lâ- civert şalvarlı kadın, topal eşek köylünün karşısındaki Nevyork borsasının, makine kartellerinin, ziraat enstitülerinin, milyarlarla konuşan bankalara ve nihayet ko- operatiflere, sigortalara karşı ye - gâne kalkanıdır. Kıraç toprakta, sulak dere ke- narında çapa sallıyan adam ve hâlâ onlarla döğüşen, boy ölçüşen adam devler muharebesinin atsız kahramanıdır. Tarlalarımızda dev lerin meydan muharebesi olüyor.. Yediğiniz her dilim yerli ekmeğin- ide bir büyük muhaberenin gani - meli var.. Köyün mahsullerini pahalan - dırmak için: Ucuz mal, İyi mal, Güzel mal çıkarmak lâzımdır. Köyün teşkilâtlanması, köyün dev ler muharebesinde bir kül halin- de çıkabilmesi lâzımdır. Bankanın, tröstün, kartelin, fabrikanın sigortanm karşısında bir karısı, bir eşeği, bir sapanı ile döğüşen adam kahramanlığığna kahramandır ama, yarınki Türki- yenin normal adamı değildir. *— Peki, mademki iş böyledir. Köylüler birleşsinler, deyivermek doğru olmaz. Çünkü köylü bir realiteye bağlı, bu realite kendi tarlâsını ne bahasına olursa olsun dahâ verimli bir hale koymak de- ye anlatılabilir, Fakat komşusun- dan fazla kazanmak için fazla &- ker. Çünkü orun karşısında gö- rünür rakip komsusudur. Onu müşterek düşman karteller. tröst - lar, konsorsiyomlar, bankaların yerinde görür. Onun bu düşüncesiyle, Alman- yada, dışarıda ham madde ucuz diye boyuna ham madde alıp işli- yen sonra da satamayıp Alman parasını düşüren hususi iktısat müesseselerinin vaziyetinin aynı - dır. Sonu milli iktisada dayanı - yor.. Kârı hususi iktısadın olu - yor. Fakat zararı yediden yetmi- şe kadar millete yükleniyor. O hilde ne yapmalı?, kestirme yol köyün erer Polis Haberleri Bıçak ve tabanca taşıyan beş kişi Eminönünde evvelki gece po- lisçe silâh araması yapılmış, bazı kimselerin üzerinde bıçak ve ta - banca bulunmuş, bu adamlar ya » kalanmışlardır. Üzerlerinde bıçak ve tab'nca buluanlar, beş kişidir. şiden aşçı Ali oğlu Ahmetten üç | recesinde hiç bir heykeltraş yok- biçak, Yusuf oğlu İsmailden bir tur dersem mubalâğa etmiş ol- biçak, Kamber oğlu Hüseyinden | mam. Bu akşam gemiye kadar bir biçak, Osman oğlu Faruktan | gelirsen onun yapmış olduğu büs- bir tabanca, Ahmet oğlu Hafız-| tümü gösterebilirim. Fakat dik - e rma a anil » Kari, Kuzu, Kartal | —— Kavgası a0 2 — Ondan daha güzel bir genç | Bu beş ki- | kadın görmedim. Hele onun de-| ku! dan iki tabanca çıkmıştır. Hızla duran tramvayda | bir kaza Dün Sirkeciye doğru giden 10 numaralı tramvay arabasının vat- manı Ali Efendi, yol üstündeki a- rabaya çarpmamak için birdenbi- re fren yapmış, bu sırada tram - vayda bulunan yolculardan Pan - Efendi, sarsıntı ile sendelemiş, hızla tramvayın kenarına çarpma neticesinde, yüzünden yaralan - mıştır. Bir evde arama Bakır köyünde Zeytinlikte Ya- ni Efendinin evinde arama yapıl- mış, neticede on şişe kaçak şarap | ile daha bazı içkiler ele geçmiş - tir. Yani Efendi hakkında takibat başlamıtşır. Saç saça Sultanahmet sakinlerinden ara- | bacı Mehmet ve metresi Hidayet! hanımla Aksarayta oturmakta o - lan marangoz Mehmet ve biraderi Hasan arasında kadın yüzünden çıkan kavgada her iki taraf saç sa- ça baş başa girişmişlerdir. Çığlık çığlığa epeyce kapıştık - galtıda oturan Ohanes Avakyan| kat ettin mi?. Bugünkü misafirin | bir parmağı eksik mi idi. Sağ & linin bir parmağı.. — Evet. — O halde adı Kalipti. — Evet. Bu adamı tanıyor mu» sun?. — Nasıl tanımam ki parmağı- I nı ben kestim. Rezil herifin biri - dir. — Bu hanım hakkında başka bir şey bilmiyor musun?, — Onunla nişanlıyım! — Ne tuhaf. Kalip de onunla nişanlı olduğunu söyledi. — Yalan. Bu hanım ondan nef- ret ediyor. — O halde bu hanım sizinle evlenmeyi kabul etti mi?. — Hıristiyan olursam bunu ka- bul edecek. Yalnız sen, şu Kalipten hazer et, — Neden?. — Çünkü Meryem, sizin toru - Dunuzdur ve varisinizdir. — Bu hanım benim torunum o- labilir. Fakat malım benimdir. — Haklısın, benim (aradığım senin malın gökildir. Senin tortu nundur. Ni ii »- Fakat Kalip m servetimi, hem torunumu istiyor. Ona niçin vermiyeyim. Kendisi asil bir yahu: didir. tan sonra marangoz Mehmetle bi- raderi Hasan ellerindeki taşlarla Arabacı Mehmetle metresi Hida - yeti başından yaralamışlardır. A - rabacı ile metresinin şikâyeti üze- rine suçlular yakalanmıştır. Kavga ve yaralama $ Evvelki gün Arap camii sakinlerinden Kör Mustafa Mah - mudiye caddesinde gemici Ab- bullah ile kavga (ederek br çakla karnından © yaralamıştır. Yaralı Abdullah götürüldüğü : İ — Ben de asil bir Romalıyım. — Bense Romalıları sevmiyo - rum, — Fakat Meryem, yahudi de - gil, Romalı da değil ve beni sevi » yor. — Bunların hepsi düşünülecek meselelerdir. — Bu mesele senin düşünmenle hallolunmaz. Onu demek kendisi i halledecek, anlıyor musunuz?. — Beni tehdit ettiğinizi anlıyo: rum. hastanede ölmüştür. Katil Mustafa yakalanmıştır. Vakıtsiz banyo — Tehdide hacet yok. Çünkü Meryem sinni rüşte varmış bir ha- nımdır, Kendisi Kalibi isterse te - reddüt etmeden ver, Fakat onu zor $ Galatada Mumhane cad -| hıyacak olursan işte o zaman kü - desinde bakkal dükânmin üs-| jâhları değişiriz. tündeki odada (sakin Giritli Ali evvelki gün saat on sekiz- | kadınlar arasında, Estenlerin kra- de Galata rıhtımında bağlı bu- liçesini unutur gidersin! Şu para lunan Italyan denizaltı gemilerine | meselesinden başka bir istediğin komanya götürmekteyken gemi -| var mı? den uzanan iskeleden muvazene - sini kaybedip denize yuvarlanmış» tır, — Canım sen Romada gül gibi — Evvelâ şunu söylemek iste - rim. Benim senden para filân iste- diğim yok, Param var. Bütün bor- Yüzmek bilmiyen Ali bir hay -| cumu da getirdim. Amcama varis li çabaladıktan sonra etraftan ye - olacağımı bilenler bana yığın yı - tişilememesi yüzünden boğulmuş| gın para verdiler, İkicnisi, Merye ve ölü olarak denizden çıkarılmış-| mi tazyik etmiyeceksin. Sen onun tır. anasını, babasını gladyatörlere ter Cami önünde eroin lim etmiş bir hainsin. Ona karşı içiyorlardı herhangi bir harekette bulunursan Dün gece Aksarayda Muratpa- | kendini Roma anfiteatrına atılmıs şa camii önünde eroin içmekte ol-| bulursun. Evvelâ bu kıza dokunmı dukları görülen Bürhan ve Feyzi | Yacağına, saniyen onu himaye ede yakalanmışlardır. ceğine, dinin üzerine yemin edi - a yor musun?. lanması ve köyün çalışmasını dev- Benoni yerinden sıçrıyarak ce - let otoritesi ile Misiplindirilmesi » | vap verdi: dir. — Hayır! Yemin etmiyorum... Sadri Etem Sen borcunu ver, git! o“ ü ai Maharriri : Ömer REN — O halde şu emirnameyi * | Benoni okudu: “Emilius oğlu Markuse, ka” namına, selâm. Lüzum gördü nüz takdirde Tıbrede mukim Benoniyi tevkif edip, hakkın“ ithamlara cevap vermek ve serin hükümetini devirmek içi5/İP tirak ettiği suikast hakkında if vap olunmak üzere Romaya $“ rebilirsiniz. İmza: Hâkim us Florus. Benoni kâğıdı bir kere d kuduktan sonra sedirine oturd” emirnameyi parçaladı. Sonra küse döndü: — Müzekkereyi yırttım Şimdi ne yapacaksınız?. — Müzekkere cebimdedir: zin okuduğunuz suretti. Kapı” elli asker, emrime muntazırdi” düğümü öttürmek kâfidir. Ot" yim mi?. — Hayır! İstediğiniz yemi” fa ediyorum. Fakat siz benif"'p kızla uğraşacağımı nereden dınız?, . — Çünkü senin ne kadar m assıp bir yahudi olduğunu bili rum. Haydi yemin et!. Benoni elini kaldırarak etti. Fakat Markus bunu da görmedi: — Yemini yaz ve imzala! Benoni yazdı ve imzaladı. küs de şahit olarak imzaladı lâve etti: y — Benoni, ben de şimdilif fi ' ni tevkife lüzum görmüyo: kat yeminine muhalefet etti; dirde derhal tevkif edile: hk ni tarassut altında bulundur rum. Paran uşağımdadır. şimdi tevdi edecek. Artık a: : lım. Allaha ısmarladık. Marküs gittikten sonra B | hiddetinden köpürdü: k — Ne feci vaziyet. Tehdit fi dildim. Ayaklar altma alındı” | na kim sırrımı ifşa etti, Kim. *, gi hainler! Zarar yok. Bir gü? ll de kendimize gelir, yi yaparız. Fakat bu kızı görme” Ve onun bulunduğu yere giti yim. Essenlerin kraliçesi İ), Essenlerin yüzler meclisi yemden ayrılmak meselesini nuşuyordu. Meryemin kendi den ayrılması zaruriydi. tarikatleri bunu iktiza etmekti Fakat Meryem nereye gide Biraderler buna cevap verem lardı. Onun dayısı İsiel ker” dinlemeyi teklif etti. Teklif olundu ve Meryemle Nu geldiler, Bütün biraderler, M mi o kadar seviyorlardı ki h ona âyağa kalktılar ve o Y€ turmadan oturmadılar. Reis mükedder, rnahcup sir le ona hitap etti, vaziyeti 7 ve tarikatin icabatından 5 Meryem onlardan ayi le kat biraderler ona yajrd “İ te devam edeceklerdi. Yal nun arzularını dinleme lardı.— © *