K; Define görmüştüm. Fakat, can çekişen bir adamım ve ağlıyan karısının karşısında yapılan bu maskara dansının fecaati, yavaş yavaş ben- de, içimde bir ürperme uyandır - mıştı. Yavaş yavaş odadaki ipti- dai yerlileri sarmış olan haşyet, korku, beni de sarıyordu, ve gayri ihtiyari olarak Toniye sokuldum. Maskeli köçekler şimdi, bir sıra üzerinde, hastaya sokulmuşlardı. ELMAS ARAYICILAR -71- Eski ekkelerde bir çok zikirler | YAKIT 2 Hazran 1335 Adası Nakleden : fa. — Peki amma Toni, hiç kadın yok.. Sanki münasebetsiz bir şey söy- lemişim gibi Toni tuhaf tuhaf bak tı: — Elbet yok; bu saatte evle - rindedirler. Saat sekizden sonra Serendibin en küçük köyünde bi - le bir tek kadın bulamazsın.. An cak gittiğimiz yerde vardır. Sehrin sonuna gelmiştik, Toni iki sıra ağacın arasına si Çıplak ayaklarile yere vuruyorlar, | kışmış dar bir yola girdi. Bir ta - geri çekilip tekrar yaklaşıyorlardı. Halk bir mırıltı halinde” onlara tempo tutuyordu. Birdenbire, köçekler eğildiler. yerden avuçlarile toprak alarak hastanım üstüne attılar. Zavallı dirseklerinin üzerinde bir kalkm- dı, ve öylece, gözleri analarından uğramış, boğazlanan bir öküz gi- bi, kalakaldı., Köçekler tekrar sıçramağa ve kediler gibi kendi üzerlerinde dön meğe başlamışlardı: — Kalkıyor... Kalkıyor... Kal - Halk, gene çığlıklar koparmağa başlamıştı. Toni kolumdan tuttu: — Aman, dedi, çıkalım.. Kimseye görünmemeğe çalışa - rak, odadan sıyrıldık. Dışarı çı - kınca Toni derin bir oh çekti, Göz- leri kıp kırmızı olmuştu. b 4 Birdenbire, hemencecik gece oluvermişti. Her tarafta şiddetli kokular, havada bir çok gizli vaat- lar veya söylenilmekten korkulan itiraflar vardr. Sıcak karanlıklar sinirleri tatlıtatlı oğuşturuyor, ha- yat, gündüzkü faaliyetten yorgun, yeni bir âleme © uyanıyor, yırtıcı hayvanlar av aramağa çıkıyorlar. kazıklarına gene bağlı filler, hor- tumlarmı kaldırarak endişeli en - dişeli bağrryorlardı. Madenden müthiş yorgun bir halde dönmüştüm. Bir duş yaptıktan sonra, bal - kona çıkıp uzanmıştım. Yemekten sonra gelip beraber bir şey içmek #zere Toniyi davet etmiştim, fa - kat o; — Pöh!.... Demişti, işim yok ta gelip kolalı yakalı İngilizlerle be- yaz örtülü bir masada mı otura - cağım?. Eğer istersen gelir seni alırım, sonra gider bir başka yer - de içeriz, İtem seni öyle bir yere götürürüm ki görürsün. Saat dokuza doğru, Toni gel - mişti; — Ne o, dedi, bir lort gibi yaka- İrk takmışsın.. Gideceğimiz yerde herkesin sana baktığını istemiyor- san git te kıyafetini düzelt. Bu “kıyafetimi düzeltmek,, ü. zerime eski püskü — elbiselerimi giymek suretiyle olmuştu. Bera - ber çıktık, Gündüz pis “sokaklardan, bin bir yamalı elbiseleriyle mallarını satmağa çalışan kırık dükkânların arasından geçmiştim. £ Şimdi ise kendimi bin bir gece masalların - da zannediyordum. Aynalı petrol lâmbalarmın zi - yaları altında her şey başka tür - lü görünüyordu. Dükkânların kı - rık döküklüğü gatip ve harrkulâ - de güzel şekiller alıyor, tavanla - rından sarkan çuvallar (o “dibayı zibalar,, gibi görünüyor, pis satı - cilarm üstleri başları, yarı karan- İdetm zengin asilzadelerinkinden rafta nehir tatlı tatlı akıyordu. Bi- raz yürdükten sonra kapısısı pencerelerinin kepenkleri kapalı bir evin önünde durduk. Toni ka: pıya iki defa vurdu: Bir de arkada - şım var.. — Peki... Bir anahtar gıcırtısı.. Toni anla- tıyor bir taraftan: — Burada kadın nerede bulu - nur diye birisine sorsan kafana bir şey indirirler.. Kapı açılmıştı. Kurnaz bir Çin- li, sahte bir tebessümle; — Buyurunuz, diyordu, giriniz.. Girdik. Kapıyı üzerimize kapat- tı, kilitledi.. Uzun bir koridordan geçtik. Or- tasında bir tek mum yanıyordu... Sonra, içi denkler, kasalar dolu bir yere girdik. Toni kulağıma fı - sıldadı: —lLi -Hu-Nau namuslu bir çay ve ipekli kumaş tüccarıdır, anladın mı? Sakın bunu unutma. Çinli önümüzden gidiyor, ara sıra elindeki lâmbayla (dönerek yolumuzu aydınlatıyordu. Bir a - ralık durdu, bir perde kaldırarak geçmemiz için geri çekildi. Önü - müzde küçük bir oda vardı. İçinde kırık ayaklı masalar, arkaları ya-| rrm sandalyeler olan biroda... Çinli elleri geniş kollarınm içinde, soruyordu: — Ne içmek istersiniz?. — Toni cevap verdi: — Bana arak getir.. — Bana da... Çinli, gidip istenilen şeyi ge -| tirmek üzere yanımızdan ayrıldı . Geçerken, eski bir gramafon kur- du ve valansiyayı çalmağa başla - dı.. Odanın bir köşesinde, bir ase- tilen lâmbasmın ışığı altında, iki yerli amele, konuşmadan içiyor - lardı. Çinli, elinde iki çatlak kadehle dönmüştü: — Bu akşam kimeseler yok.. — Aman efendim.. Muhakkak lâtife ediyorsunuz... Saat daha he- nüz dokuz buçuk.. Toni bir nefeste kadehi boşalt « muştı,. Şimdi içeriden yeni gelen - ler vardı. Çinli gidip bir iki lâm - ba daha yaktı.. Gelenler hep ame- le ve yerlilerden, aşağı tabakaya mensup insanlardı. Hemen hepsi arak içiyorlardı . Ve kadehleri bizimkilerden daha pek berbattı. Bir kaçı sıgara içi - yorlar, bir ikisi de barbut atıyor lardı. Havaya ağır bir alkol ve aseti- len kokusu yayılmıştı. Gramafon- da Hint havaları çalıyordu .. Bu aralık, arkasında Çinli ol - duğu halde içeriye üç kadın gir - di. Çinli onları götürüp bir masa- ya oturttu... (Devamı var) ve| “e Memleket Haberleri 0 / Lt NANA Emet'te Kadın muhtarın istifası istenildi EMET, (Hususi) — Vilâyet u- mumi meclisinin kararile, tedrisa- ta elverişli mektepleri bulunmadı. ğından, aynı zamanda viâlyet büt- çesinin dar olmasından Emet'in Akse ve Esatlar köyü muallimlik- leri kaldırılmıştır. Umumi meclis, önümüzdeki ders senesinde muallim vekili kullanıl makam maaşı verilmemesini ka - rarlaştırmıştır. Yağmurlar ve mahsül İki haftadır bereketli yağmurla fasılayla devam ediyor. Mahsul - ler fevkalâde ümit verici vaziyette dir. Emet, âdeta bir yeşillik der yası üzerinde yüzüyor gibidir. Ku- raklık ve kıtlık korkusu kalmadı- ğından tamamen silinmiştir. Çift- çiler, ekin vaziyetinin geçen sene- Tere nisbeten çok fazla olduğu gi bi, mahsullerin verimininde geçen seneden bir iki misli fazla olduğu- nu ümit etiklerini söylemektedir - ler. Hanım muhtar Bundan bir müdet evvel, Emet- in Örencik nahiyesinde, hararetli bir ihtiyar heyeti intihabı yapılmış kaza kaymakamı Nâzım Beyin de hazır bulunduğu bu intibapta na- hiye mektebi ikinci muallimi Ce - mile Hanım muhtar seçilmişti. Vilâyetten gelen bir emirname « de bir muallimin uhdesinde mual- limlikten başka bir vazife buluna- mıyacağı, ihtiyar heyetinde bulun- duğu zaman zarfında sık sık kaza merkezine gelip gitmek icap ede- ceği, halbuki bu gelip gitmelerin sali vazifesine mani olacağı hatır- Ilatılarak Cemile Hanım istifaya ! davet edilmektedir. İ Cemile Hanm, tatil devresine girildiği için bu gibi mahzurlarm İ mevzuu bahsolamıyacağından, iders senesine başlangıcında yapı - lacak ikinci intihaba kadar muh - İtarlık vazifesinde kalmak istedi - ğinden bahs ile vilâyete bir tezke- re yollamıştır. Hamdi Karakadı Giresun valisi Giresun, 31 (Hususi) — Vali- miz Salih Cemal Bey bugün hare- ket eden Karadeniz vapuriyle İs- tanbul tarikiyle Ankaraya gitmiş- tir. Valimizin bu seyyalı vilâyetin işleri için vekâletlerle temas et- mekle alâkadardır. Giresun belediye meclisi Gireson — Belediye meclisi şe- hir bütçesini 118 bin lira olarak kabul etmiş ve dağılmıştır. Bütçe- de Halkevine 2000, spor klüpleri- ne 390, hayır cemiyetlerine 300 zer lira tahsisat konulmuştur. Fındık- ların ihracatında beher çuvaldan 25 şer kuruş iskele resmi alınma- sı kararlaştırılmıştır. Parke, kaldırım, park, kanali - zasyon, şehir suları inşaatları fev- kalâde canlı bir surette devam et- mektedir. Zonguldakta belediye intihabatı Zonguldak, 1 (A.A.) — Bugün İ şehrimizde belediye intihabatma mamasmı ve köy muallimlerine | Samsun, Il (A.A.) — Seyyar te alınarak teşhir edilen aşya sa - hile yakın bir mahalde olan istik- lâl mektebinde halkım ziyaretine açılmıştır. Seyyar terbiye heyetinden mu - allim Hayrullah bey resimde, eli- şinde yeni aletlerin kullanma tarz- iları hakkında bir tecrübe dersi yapmıştır. Doktor Celâl Bey tara fından mektep terbiyesinde çocuk sıhhati, İsmail Hakkı Bey tarafın i dan iş ve meslek terbiyesi, Sadri Etem Bey tarafından layiklik hak- kında birer konferans verilmişitr. Resat Şemsettin Bey konferan - sında Türk inkılâbının ileriye ba- kan dünyaya yeni bir şey getirmek istiyen bir milletin inkişafı hak - kında şiarlandığını anlatmış ve milli terbiyenin ferdiyet ve cemi- yet tearuzlarmı kaldıran terkip kıymetine malik olduğunu izah et- miştir. Muallimler birliği gece Halke - vinde sergi heyeti şerefine bir çay ziyafeti vermiştir ve muallimlere ders filmleri gösterilmiştir. Samsun, | (A.A.) — Seyyar terbiye sergisi azasından Maarif Vekâleti umumi müfettişi Reşat Bey, bugün terbiyede ferdiyet ve cemiyet mefküresitiin tatbiki mev zuu üzerinde bir konferans ver - miştir. Muallimlerle kız ve erkek mektep talebeleri ve memleket münevverlerinden bir çok zevat konferansta hazır bulunmuştur. dam Uşakta yağmur ve yıldırım Uşak, 1 (A.A.) — On beş gün- denberi hava yağmurlu gitmekte - dir. Dün bir eve yıldırım düşmüş ve evin eşyalarını yakmıştır. Yağ- murun bundan sonra devamı za - rarlı telâkki ediliyor. Kesme şeker fabrikası, mensu - cat Fabrikasr, yollar ve mektep in- şaatı yağmurdan tatil edilmiştir. biyeli Konya kuraklıktan kurtuldu Konya, 1 (A.A.) — Dört gün - denberi devam eden şiddetli so - ğuk ve rüzgârları müteakip dün akşam başlıyan yağmur kısa fası- lalarla 12 saat yağdı. Etraftaki dağlara kar düşmüştür. Halk se- vinç içindedir. Konyada yerli mallar sergisi Konya, | (A.A.) — Konya ikin- ci yerli mallar sergisi hazırlıkları- na faaliyetle çalışmaktadır. Şim- diden bir çok fabrikalar kaydo « lunmuşlardır. Sergi günü sabır - sızlıkla beklenmektedir. Zonguldakta köylü gecesi Zonguldak, 1 (A.A.) — Halke- vi 3 haziranda yapacağı köylü ge- cesi için hazırlanmaktadır. Bay- rak sevgisini uyandırmak için her köyde onar metre uzunluğundaki direklere köy bayrağımız bütün köylülerin topluluğu ve şenliği # çinde asılmaktadır. Samsunda | Zararlar Seyyar terbiye 'Havalar,yağmul6i sergisini gezenler | 5 ekini yıktı Lüleburgaz, 1 — Deva li terbiye sergisi bugüne kadar bin-| şiddetli yağmurlar bir dolu lerce halk, talebe, muallim, ve me- | ğı ile neticelenmiştir, Bütün mur tarafmdan gezilmiştir. Ziya- bahçeleri, bostanlar, afyon” retçilerin kalabalığı nazarı dikka- | kinler tamamen mahvolmuşt”, vet Yağmurlar hâlâ devam dir. Bu yüzden misir ve palama işleri yapılmamıştır. Yağmur muhtelif yerlerde hk yapmış, 3 çocuk, bir kaç yandi” le kapılarak boğulmuşlardı”” van zayiatı mühim bir liğ olmaktadır. Düşen kalınlığı bazı yerlerde on kadar çıkmıştır. Yağmur V€ dan mütevellit sel ertesi gü” dar devam etmiştir. i Yağmur ve dolu civar v” ve tesir yapmamıştır. Çatalca 1 (Hususi) — ”” ve şiddetli yağmurlar deva mektedir, Dolu da düşmüştür” | zeler ve ekinler yağmurdan ludan çok zarar görmüşlerdi” İzmirde ziraatç ve ziraat mez İzmir, 1 (Hususi) —Z ve ziraat (mektepleri me” vali Kâzım Paşanın reisliği da bir toplantı yapmışl Bu toplantıda Hazirandi nova ziraat mektebinde toP cak Ege mmtakası ziraat © resi hazırlıkları için müza”' de bulunulmuştur. si, Bu arada ziraat fidanlık " « lüklerinin göndermiş olduki”! porlar tasnif edilmiştir. N bei? Ege ziraat kongeresini” A ) fi, ziraat sahasında fenni V* li işler görülmesi, Ege rol edilmesi ve mevcut ğ rinin daha salim bir şekle ” dar, a Bu kongereye Zi < ga Muhsin Bey iştirak edecğ” N vetle tahmin edilmektedir” —— Trabzonda tifo Trabozn — Burada tife Şi ğı kendini hissettir ğ diye kadar 16 kişi ölmülÜr” gef” hat idaresi hastalığın ÖNÜ ğa * mek için çalışmaktadır. e edi haliye vikaye edici a9' mektedir. Malatya, 1 — Aylar lenilen bereketli yağı” i yet yağmıştır. Kemaliy& ni Petürke, Hekimhanınd vilâyet? mur yağdığı telgrafla ağ , dirilmiştir. Maamafi Cd çok geç yağdığı için mile kurtulmuş değildi" 6 Zonguldakta “ Zonguldak, 1 (A guldakta su tesisat re belediyenin Bi dan yapacağı I 5 raza Maliye Vekâlet miştir. Cümhuriyet lâyetimizde kültür b > sında her hün ren halkımız bu yük bir sevinç duy Belediye tarafında” i . b ya Si i i Dahiliye V. grafları çekilmiştir: