27 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

27 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—4 — VAKIT 27 Mayıs 1933 İşe Köylerden Başlamalı enererene sere renesr rem eea sasRmee Köy terbiyesi ve köy muallimleri yetiştirmek Orman çiftliğinde bir mektep— Köylü- nün ruhunda ilim ışığını nurlandırmak “Hâkimiyeti Milliye,, muharrir- | lar ufak bir hazırlıkla ellerine köy lerinden biri Maarif Vekili Resit | hocası vesikası verilerek köylere Galip Beyle bir müsahabesinden ! gönderilebilir. Şehirde hayatlarını aldığı malümatı şöyle naklediyor: | kazanamıyan bu gençler köylerde Çiftlikte bir mekt rr çok şerefli bir iş ya - Her kutlu işte en ilerimiz Ga- zinin çiftlikte bir köy mektebi ya - pacağından söz açıldı. Bugün 500 kadar nüfusu, geniş teşkilâtlı ve atelyeleri ile modern bir zirai koloni halini oalmışolan çiftlik Ankara ve daha şümullü o- | larak bütün Orta Anadolu köyleri için en mükemmel bir mektep o- lacak ve çiftlikte ( açılacak köy mektebi de yeni kurulacak terbiye sistemimiz için bir lâboratuvar o lacaktır. Yaptığı siyasi ve içtimai inkılâp» ları kültür ve iktisat inkilâplariyle tamamlamak istiyen Gazi sekiz senedenberi büyük emek ve ihti - mamlarla vücude getirdiği çiftli » | Bini şimdi köylü için bir iktısadi terbiye ve kültür merkezi haline tulması, büyüklerin harsi, içtimai izel ve iktisadi terbiyesi. Köy muallim Gaziden alacağı nurla ışıldıya * | lerinin her iki noktayı daima göz cak olan bu merkez ışığını ve sı - önünde tutması lâzımdır. Büyük- cağını yalnız Ankara köylerine de- lerin harsi, içtirini ve iktısadi ter gil bütün Anadolu yaylasına yaya- biyesi belki büçüklerin okumasın- cak, Türkiyede köy inkılâbının düm daha mübimdir, bayrakçısı olacaktır. Gazi terbiye Açılmış olan köy mektebi yatı » * ği de çiftliğe yakın ol- İ Küre barvalnlrçok büyük 'Mizinüz - mâsı iki müessese arasında köy| ler yapmakta ve “vadetmektedir. terbiyesi çalışmalarında el birliği Bü yatılar küçüklerin ol yi yapılmasını temin edecektir. çin olduğu kadar büyüklerin top * Köy muallimleri teşkilâtı | lanması için de birer merkez ola - Maarif Vekâleti bir taraftan | caktır. çiftlikte tecrübeler yapar ve köy| Muallim burada çocukları için muallimleri yetiştirirken diğer ta- | gelen köylülere bir çok şeyleri yo- raftan da maarifin mevcut teşki - | luyla öğretmek fırsatını bulacak - lâtını köy terbiyesinde vechelen * | gır, direcektir. Bugün Türkiyenin üç bin kö - yünde mektep olduğuna göre bu üç bin mektepte bulunan muallim- ler çevreleri içinde bulunan köyle- Diğer taraftan köy muallim mektepleri açılarak bunlarda mu: ayyen bir tahsil devresi ve etraflı bir proğramla köy muallimleri ye- tiştirebilir. Terbiye sistemimizde köyle şehri tamamen ayırmak, ve muallimleri ona göre yetiştirmek bir zarurettir. Bu itibarla köy mu- allim mektebine giren bir genç bü- tün hayatını köye vakfetmeğe ka- rar vermiş olarak bu mektebe gi - rer. Mektep ondaki köycülük ruhu- nu işler. Bu suretle memlekette bir köy ışıkçılığı kurulmuş olur. İki veçhe Köy terbiyesinin iki veçhesi ol- duğu görülüyor: Küçüklerin oku - Köy muai'imi yollarile bir sey öğretebilecek a - re de kültür tesirlerini şuurlu ve | tesli ve becerikli bir insan olmalı - sistemli bir şekilde yaymağa çalı» | dır. Ateşli ve becerikli bir insan şırlarsa her mektep kendi köyün: İ elinde modern vasıtalar olmadan den baska vasati olarak dört kö- | da birçok şeyler yapabilir. Birkaç ye daha tesir edebileceğine göre | ufak gaz tenekesiyle biraz tahta terbiye ışığını biraz olsun alan| bir su dolabı yapmak için ona kâ- köylülerimizin sayısı az zamanda | fidir. Bir iki kazık ve tahta parça- 15 Bini, yani büyük köylerimizin | siyle becerikli bir adam bir dere- üçte birinden fazlasını bulacaktır. | nin suyunu tutarak hem bir yüzme Bigün şüphesiz, o köylerdeki | havuzu yapar, hem de köyün bü- mekteplerimizin ve muallimleri - | tün tarlalarını sulayabilir. mizin sayısı pek azdır; ve bunları Köy mualliminin yapacağı iş - bugünkü maarif bütçesi ( bir kaç | Jer arasında ağaç yetiştirmeği, a mislise bile çıkarılsa kısa bir za - | faş aşılamağı, tohum ıslahını, seb manda artırmak imkânı yoktur. | 7€ yetiştirmeği (Okendi yaparak Binaenaleyh, bir taraftan köy köylüye öğretmek en mühim yer- muallimleri yetiştirirken bir taraf- lerden birini tutar. tan de ameli çareler düşünmek lâ- Spor ve sıhhat zımdır, Eski devirde köy terbiyesi Diğer mühim bir faaliyet te bü- maireselerden aldığı icazetle köy gün hareket ve yaşama zevkini köy dolaşan hocaların elindeydi. kaybetmeğe yüz tutmuş köyleri - Köri bu hocalara, bütün cahil - mizde eski Türk sporlarını ihya Jikleğne rağmen hürmet ve itibar etmek ve köylere uygun yeni o- ederdi; bunları beslerdi. Türk| yunlar, sporlar bulmaktır. Sıhhat köylüsünün ruhunda olan bu ilim işinde ise muallim köylünün gözü aşk ve saygısından bugün de isti- | önünde sıhhat kaidelerinin örne - fade kabildir. ği olacaktır. Muallim vücudunun Bugün mekteplerimiz dar me-| sıhhati, zekâsının başarıcılığı, el- mur ve tiçaret kadrolarını belede- lerinin becerikliği, inkılâpçı ruhu- © miyeceği kadar münevver yetişti - | nun cesaret ve imanı ile yalnız bir riyor, bir çok münevv hiç ol -| köyü değil civarm bütün köylerini ü ve İ vr ruh bağlariyle kendine pe Köy muallimi köylüye her fis -| satta görme, dinleme ve okuma|- ri! İamak küzumdır.” Kari Mektupları “| ir meselesi ev vergileri Mütekait telgrafçı Tahsin im - zasiyle aldığımız mektupta deni- yor ki: “Annemden kalmış bahçesiz iki odalı evimden (Fatih tahrir ko - misyonu idaresine merbut İsken - derpaşa mahallesinin Karakadı sokağında İl (o numaralı hane) ailemi barındırarak geçinmekte - yim, Bu küçük ve harap (o hanemin musakkafat vergisi gümüş para zamanı 72 kuruştu. Bilâhare kâğrt | para 720 kuruşa kadar çıktı. Fa - kat ödeyemediğimden bir hayli borcumda birikti. Bu defaki yeni tahrirde inmesini ümit ediyordum. Bilâkis on bir liraya çıkarıldı. Halbuki sağ ve solumda ve kar - şımda altışar yedişer odalı ve bah- çeli 12 ve 13 numaralı hanelere se- nelik irat 160 ilâ 180 lira tahmin edilmiş olduğu halde bahçesiz iki odalı ve bunlardan çok eski hattâ kırk santim kadar bir tarafa mey- lederek çarpılmış olan 11 numara- lı hanemeyse 120 lira irat konul - muşlur. Bu derece nispetsizliğe karşı za- manında üç istida ile itiraz, isti - naf ve temyiz ettimse de hiç bir makamdan gelip te bakan olma - dı, ber üçüne de kâğıt üzerinde eski kararın tasdik edildiğini bil - diriyorlar. Bunun üzerine ne yapmak lâ - zım geleceğini anlamak için mü » racaat ettiğim mal müdürlüğü ve defterdarlık biz bir şey yapama - yiz, Büyük Millet meclisine git an“ lat diyorlar, Hükümetimizin adaletinden e - minim, fakat bu çok haklı ferya - dımı oraya nasıl anlatabilirim. Hükümetimizin adaletine sığır nıyorum, Mektep müsameresi | Anadoluhisarı 34 üncü mektep talebeleri evvelki gün pek güzel; bir müsamere tertip etmişlerdir. e Muallim toplıyacağı köy kurultayları ile bu bağı sık! sık perçinliyebilir ve köylüde ya - | rattığı heyecanla onların imkân - larını ve vakitlerini en faydalı iş- lere sarfettirebilir. Şüphe yok ki sıhhat köy terbi- yesinde en mühim yeri tutacak meselelerden biridir. Esasen dok- tir olan Maarif vekili işi bu cephe- den de düşünmektedir. Köy yatı mektepleri temiz yemek ve yaşa - mak itiyatlariyle köy sıhhatinin iyileşmesinde mühim surette âmil | olacaktır. Reşit Galip Beyin köy terbiye - si hakkında bana söylediklerini yalnız kendime saklamak isteme- dim. Bu düşüncelerin bütün Türk gençliğine yayılmasını istedim; lâ ki Maarif vekilimiz düşündüğü büyük işte bütün Türk münevver- liğini arkasında bulsun. İçime ver- diği heyecanı hâlâ ayni buşula duymakta olmama rağmen Reşit Galip Beyin çok değerli fikirleri- ni aslındaki kuvvetleriyle zapte - debilmiş olduğuma emin değilim. Şimdi aklıma gelen bir cümlesini, aklımda kaldığı gibi ilâve ede- yim: “Şehirlerin ve kasabalarm in - kişafı, harsi içtimai ve iktisadi yükselmesi için işe miline baş- Neden Fransız az söyley Bir Keme U harfile mi, harfile mi cem boğuntusundan O kurlarmıya uğraşırken öbür yandan garp dil- lerinin boyunduruğu altıma sok - İ maktan kaçınanlardanız. (Lâkin garp medeniyetinin yarattığı ilim i mefhumlarmdan sayılı bir kısmı vardır ki bunlar milletler arasın » İda anlaşmanın unsuru haline gel - I mişlerdir. İlmimizi tazelerken, ge- nişletirken bu tabirlere biz de muh tacız. Şimdi garp asıllı bir kelime almak mecburiyeti karşısında ne yapacağız?. Kafamızda yerleşmiş bir alışkınlığa uyarak bunu şöyle hallediyoruz: Kelimenin Fransız söyleyişini Türk alfabesile yaza - rak almak. Fakat düşünelim. Mil. li ve ilmi istiklâle sahip her mil - let yeni mefhumları lâtince ve yu- inanca köklerden yani baş kay - naktan alıyor. Biz bu sahada anla- İ şılmaz bir istisna teşkil etmede - yiz.Bizde değil yalnız lâtince ve yu nanca kelimeler bir İngiliz, bir Alman sözü de evvelâ Fransaya uğradıktan ve Fransız söyleyişine uyduktan sonra alınıyor. Sayısız misaller saymıya lüzum yok. En Eski darülfünun kelimesi yerine üniversite almak istiyoruz. Birleş- tirilmiş manasına” gelen bir lâ - tince universitas kelimesi bütün dünya dillerinde “U,, harfile ya- zılarak Jâtin kökü belirtildiği hal- de biz Fransızın yazışına değil söyleyişine uyarak (Ü) ile yaz - maktayız. Neden?, Fransız dili - nin dilimize söyleyişçe yakmlığı veya yumuşaklığı mı iddia edile- cek, Hayır. Çünkü bu olsa olsa yalnız fransızca bilenler için böy- ledir. Öte yandan dilimizin yapısı tinceyi okşamaktadır. Münevver - ler boyuna doktör, motör, tümör deyip dururken halk doğru lâtin- cesile doktor, motor tumur de” mektedir. Bunun biricik sebebi alışkanlı- ğa uymaktır. Bir milli hars yolu açmak davasını güderken alış - i kanlığa bu kadar bağlanmak hot- binlik olmazmış? Dava garip asıllı kelimeler için sağlam bir esas kur- maktır. Her müstakil millet yaşı» yan bir dilin boyunduruğuna gir - memek için ilmi mefhumlarını lâ tin ve yunan köklerinden almak - tadır. Ancak böylece alınan Keli- meler her milletin alfabesine, hu « susi söyleyiş tarzına uydurulmak- tadır. Bilik manasma gelen İogie sonunu Fransız ve Alman ayni şekilde yazar. Fakat okunuşta milli alfabeye uyarak Fransız lo- ji ve Alman logi der, Vaziyet böy- le ve milli alfabemizde lâtince (g) harfi aynen (g) okunmaktayken jeoloji, filoloji diye yazıp okuma- mız nasıl kafaya sığsın?. Milli al- fabemiz lâtince contingent sözü - nü aynen İâtince gibi kontingent okutmayı âmirken neden acayip kontenjan kelimesi yer alsın?. Fransız söyleyişi bizde o kadar kuvvetli bir alışıklık husule getir miş ki ona milli alfabemizin oto- ritesini feda ederken ıstırap çek * miyoruz. Bundan sonra da böyle mi gitsin?. Her yeni kelimeyi mü- temadiyen Fransızcadan alıp du - Fransanın yi müs » w ise zi o Lei > EN Dilimizi bir yandan arap ve a- i sızca gibi ve ondan fazla " yeni bir sözü işaret etmek kâfi, | ve söylenişi fransızcadan fazla lâ- |” Ü olmalı ? temlekesi olmayı göze sl zımgelecektir. vi Halbuki ne kan ondan daha kuvvetli ilim lan almanca ve ingili lah esirliğine girmeğe ihti) 4 var. Lâtince ve yunanca limeler bizim hudutlarını” ken milli alfabemize aym?” burdur. Münevverlerimizin 69” yabancı dil olarak yalnıZ cayı bilmeleri mücbir bir lamaz. Çünkü bundan BİDE ingiliz, rus ve hatta İ 4 yatile temasa gelmeğe Alışkanlığa uyarak ve sf ” yımıza giltiği için fransif ! şini Türk ıstılahlarında mak gelecek nesilleri mamak olur, Halbuki bütü lâplar gibi dil ve ıstılah da her şeyden evvel gel v ler için yapılmıştır. Deği Tıp Fakltesi £i Agraje profeasi Mahmut ir Cumartesi Pa, 27 Mayıs 28 K 2 Sefer 3 Gün doğuşu 483 Gün batış mal Sahâh samap 400 Dfle namazı isai i kindi samazı 16,19 i Akşam asmazı 1931 Yatsı samazı 2128 İmsak Yuk yeğen yüzleri © az klas? 221 HAVA — Yeşilköy makeri r39f' den verilen malâmata göre ve sukin olscaklr . .; Dünkü menklk en fazla derece, hava tazyiki 157 |İ RADYOJ Bugün İSTANBUL — 18 - 1830 Gramöten, 1839 < sizca örs (müptedilere e Alaturka saz Çlüşerref Hasr Alaturka saz (Tunbareci Onat 20,50 — 21,50 Uetüdyo say BEN 31,30 — 22 Gramafon: 22 dön Forsa haberleri, saat uyafi ANKAKA 1230 — 130 Gram çi Kiyasetidimbur filârmonik. © ys? delssotm Sym, A, Alsturka maz 140 — & 3010 Baf 20,10 — Ajans VİYANA (ısım) nir 12,00 Kanser e 1445 FA si se — TAT Konser — 20,1 — 31 Kender — 215 zi Lutpzig (090 715 dimnastik ij Jimnastik — 14.15 2145 Orkestra kmser — konser. BÜKREŞ 13 rak — K > 2 ROMA ASİ 21 Sport — YEA0 Pİ iy BupArrşır “ 7,45 dimmastik — Orkestra konser — — 21,65 Çipen ©. 2139 Carbant, m) iv Yazşoya GÜ 1410 pk — Vİ 24/08 Konser — iri Mz şii ; samara mirasa e Zayi — Feyzit v i de aldığım ilk mem kayboldu” i Yanki. ij

Bu sayıdan diğer sayfalar: