lam, e Mik, la e İl Maliy, mesi hari, Seye eyi San, Yi meclis toplandığı za - . i yi y üt, 1 şirketine gelince, ” Danse verilen bir miktar Bund Yikak hüküm, sonra şirket kalmı- j a etin muhtar bir idare K * müdüriyeti umumiye» gi “taktı, yı yı Pah bi 4 van Şirketinin tarifeleri pi rap Mieley tlardan gok ekseriyeti Na di iç bu Kon A m fark İnci Yoktur. Ve tm tam bir diy iy kia Ge > inin B.M. Meclis evlet şürası ve Maliye ir, üzum ve ne ihtiyaç var - Mütehassıslarınn getiril çk Va ik; ci borçlarımızın bir kara- li Bu ndan sonraya birakılmış di için yeni büt- VE say; , Oyduk, getireceğiz. Tuz il vez Nar için tetkikat yapmakta - mami çe bulunan hisseler ektir, ükümetin eline geçe .| Yaka etinin tarifesini İk - ,Yapar. Bügünkü ta - Yelki; ye etin teşekkülünden ev- ime aşağıdır. tamamile al- evvel tarifeler yüksek ola- ” erene yüzde altı faiz Sİ Büyüye ettü ve saire veril- denbeyi ülürdü, fakat üç sene - sermaye | en yalnız yüzde 4 ten! ihtiyacı- Ücretini azaltmak i- Şıkarılmıştır. Bütün ihti- tatbikine çalış- iyi, alanlarına cevaben tk Np ir ki; te. Mühye bizde stok ola- Büy nayi bir ma! kalmamış- ig © ihraç edilmiştir. aylık ihracatı, daha diy, m ayr bittiğinden, 932 İ nispetle az- aa np lütmızın kıymet- olmakla beraber de IZ malların kıy-| tenezzül vardır, Fakat | Ne ii çin güze Azalması lâzım gel ç Sümrük tarifemiz ki- biraz “at ilâve ettiğimiz de dövizi alt ay Üzere ithaline mü- İsanın 15 günü kez gelen mal bede - Mm duğunu, u - işe taht bir kası ki, “ttiğini söyli - Sene : an dakemde A Ziraat Bim: lecliste, yeni bütçe üzeri i, Riyaseti Cümhur, Başvekâlet, Divanı muhasebat vekâleti bütçeleri aynen kabul edildi mesane ŞaiR Ra ana epg yg eeeememeneen me sereserame saanen sı veya tecili için müracaat e- denler oldu. Kendilerine sordum: “ Bu sene bankadan para isti - yecek var mı?,, Hepsi ellerini kal- dırdılar. Peki, siz borcunuzu ver- mezseniz banka nereden alsın da size versin dedim. Hak verdiler. Ziraat Bankası da nihayet her yerde yaptığı gibi burada da yüz- de yetmiş beşini aldı, üst tarafını / tecil etti. Vergiler azaltılamaz Vekil bey, vergilerin azaltılma - sı imkânsız olduğunu, büyük mec- lisin ve büyük fırkanın daima mü- | tevazin ve samimi bir bütçe yap - mak direktifini takip etmek mec- buriyetinde olduğunu, harici borç taksitlerinin tecili için hiç bir arzu- muz olmadığını ve yapılan itilâf - namenin bugünkü siai maliyemize ve şeraiti hazıraya uygun olduğu - nu söylemiştir. Maliye vekili bey, Mazhar Mü-| fit Beyin mütalealarıma karşı yeni | kazanç vergisi kanununun ancak cibayet ve takdir usullerini ıslah ve ! tadil eden bir kanun olduğu ve bu i nun bu sene çıkarılması mükellef - ler için çok faydalı olacağını ve borçların tediye edilmesi hakkın - ki daki fikirlere iştirak edemiyeceği- | ni söylemiş, “Borçlarımızı tanıdık ve her halde ödeyeceğiz,, demiştir. Mustafa Abdülhalik Bey, Emin Beye (Eskişehir) cevap vererek milli hükümetin teşekkülünden ev- vel İstanbulda ve büyük şehrimiz- de yediğimiz ekmeklerin bep ecne- hi unundan yapıldığını anlatmış: “Bugün acaba Türkiye dabilin - de ecnebi unu ile ekmek yapılan yer var mtdır?,, Diye sormuş, (yoktur) sesleri ile karşılanmıştır. — O zaman hasılatımız kâfi değil di. Bugün toprak sevgisizse bu ha- sılat neden çıkıyor. Her halde çift- gi ekiyor ve mahsul vücude geli - yor. Aşar vergisi mali bir sebep - #en dolayı kalkmamıştır. Doğru - dan doğruya idari ve içtimai bir sebepten dolayı kalkmıştır. Biz bu vergiyi milyonlar kaybetmek için değil tahakkümü tecebbürü yok et mek için kaldırdık. (Bravo sesle - xi). Aşar meselesi Maliye vekili bey, 340 ve 931 hesabi kaV'ileri üzerinde bir muka- yese yaparak aşarın kaldırılma - sından sonra arazi, agnam, tuz ve diğer zürrai alâkadar eden resim- lerdeki tezayüt miktarını birer bi- rer göstermiş ve yekünu 20 milyon liradan ibaret olan bu tezayüde mukabil 340 senesinde yalnız aşar tahsilâtmın 39 buçuk milyon ira olduğunu tebarüz ettirmiştir. Vekil Bey, Emin Arslan Beye cevaben bugünkü şerait içinde çok mütevazın ve bilhassa üç sene | / evveline göre 70 milyon lira eksik bir bütçe ile gene imar siyasetimi- ze halel getirilmediğini ve bir çok şeyler (o yapılmakta olduğunu i Menderes bataklığı işinin meclise getirilmiş olup Nafia encümenin - de bulunduğunu söylemiştir. Vilâyetlerdeki maliye teşkilâ - lınm ne esaslara istinat etmekte olduğu hakkında © Reşit Bey — kolay arlararı Birinci Sayıfada / kasına olan borçlarınm alınmama-! ale cevap veren Maliye o vekili i Söstermektedir. Ve ufak | indi, , . — i$in yüzde dokuza kadar 2k ürmmiştir. py: “ling Zi r. Diğer borçların ise te- Abdülhalik Bey, bu teşkilâtın doğrudan doğruya nüfus ve vari - İ dat itibarile kurulmuş olduğunu söylemiştir. Bundan sonra Eskişehir meb'u- su Emin Bey söz alarak, kendisi - nin aşarın kaldırılmasına muha- lefet etmediği, para çıkarılması | için de bir şey söylemediğini, an- cak para ile eşya © arasındaki fi- yat farkının iktisadiyatımıza bir zararı olup olmadığını öğrenmek istediğini söylemiştir. Bundan sonra İzmir meb'usu | Cümrfik ve İnhisarlar vekili Rana B, i Halil Bey söz almış ve ( demiştir “ — Maliye vekili Bey koridor- | da bendenize bususi bir şey söy - ledi. Bunu burada söylemek pek doğru değil. Fakat söyliyeceğiz. Demişti ki: “ Dünkü beyahnatirii - za şimdi güle güle cevap verece - ğim,, bendeniz de şimdi güle güle i cevap veriyorum. Dünkü © sözlerimin bir soğuk i düş ürpermesi verdiğini zannedi - | yorum. Hükümetin başında zekâ- sile, kuvvetile en büyük birisi var- dır: İsmet Paşa... Sözüme devam ediyorum, Dünyanın (bulunduğu buhran içinde (o memleketimizin vaziyeti diğer memleketlerle mu - kayese ederseniz ferah duymama- mız kabil dğildir. Dünyanın bü - tün bütçeleri açıktır. Fransız gibi tevazünü iktısadisi sağlam mem - leketin bütçesi bile 10 milyon ka- dar açıktır. Bütün dünya millet lerinin açığını hesap edenler 110! milyar diyorlar. Bunları O nazarı! dikkate alırsak mümtaz mevkide | bulunduğumuzu anlarız.,, Halil Bey memleketimizin top- | rağının münbit (olmasından ve ikliminden dolayı senede üç dört mahsul alındığını uzun uzadiya izahattan sonra: “ — Buhran bu O sene geçen seneden ziyade memleketin üze- rine çullanmıştır. Bilhassa naza - rı dikkatinizi celbederim,, Demiş ve bazı sebepler ve mi - saller göstermiştir. Sözünü bitirdikten sonra da; — Güle güle çıktım, güle güle i söyledim, güle güle iniyorum.,, © | | Demiş ve gülüşmeler olmuştur. Dahiliye vekilinin beyanatı Dahiliye vekiti Şükrü Kaya Bey de bütçe müzakeresinde ileri şürü- len mütalealardan Dahiliye vekâ- letini alâkadar edenlere şu cevabı vermiştir: “Muhterem efendiler, Bütçenin heyeti umumiyesi hakkında söz a lan muhterem hatipler umumiyet rinde, öğ dular. Ve her meselede olduğu gi- bi tabiatile Dahiliye vekâletinin mesuliyetinde bulunan bazı işlere - 9 — VAKIT 17 Mayıs 1933 sem müzakereler rettedir. (Bravo sesleri) Bu da ii defa memleketimizin milli ve ci- billi olan ahlâkından doğmaktadır. temas etliler. Bendeniz de umu-!/ İkincisi de Cümhuriyetin seneler - miyet itibarile bazı işlerimiz hak -| denberi takip ettiği sağlâm sistem kındaki bu maruzatım arasında ha | bunu yapmıştır. Bugün her memur tip beylerin cevapları bulunursa kendilerini tatmin etmiş olacağım. Vekiller arasmdaki prensip ibti- lâflarınm işler üzerindeki tesiri hakkında Maliye vekili bey arka” daşım maruzatta bulunmuşlar. Ben i burada olmadığım için ne dedik - lerini bilmiyorum. Onun için ken- di noktai nazarımı arzedeceğim. Belki fırkamıza mensup olmı * yan mebus arkadaşlar bizim teşek kül prensibimizi bilmezler. Onun için arzediyorum. Bizim teşekkül adeta askeri kadrolarda olduğu gi- bi sicile tabidir. Kıdem ve ehliyet nazarı itibare alımır. Hükümetin eline verdiğiniz selâhiyetler daima başlarında kes- kin bir kılıç gibi bulunmaktadır. Tasfiye kanununun şu veya bu ihti malle harice çıkardığı memurların ailedi binleri geçer. Yalnız Dahili- ye vekâletinden bu suretle tekaüde irca edilen valiler otuzdan fazla - dır. Bunlardan bazıları tabii teka- üt müddetini ikmal etmiş olanlar- penrisimizin şekli hendesisi tama-! dır. Bunlar ne keyif üzerine ne de mile mahrutidir. Kaidesi halk küt- | şahsi mütalea üzerine yapılmıştır. lelerinden itibaren yukarıya doğru | Sırf şurada ve burada kaza olsun yükselir. En başta Büyük Reisimiz I vardır. (Bravo sesleri) Bu şekli hendesinin içerisinde memur, ve - kil, mebus ve halk, çifçi, esnaf,| hepsi vardır. Adeta kendilerini mil li bir vazife başında gibi işlerler, böyle hareket ederler. Her fert ve herkes kendi mütalea ve malüma- tını bulunduğu muhitte serbestçe ve düşündüğü gibi söylemek mec- buriyetindedir. Vekiller de kendi malümat ve mütalealarını düşün - dükleri igbi ve memleketin fayda- sına en mülâyim olanı, bütün des! lillerile, icap ettiği her yerde arze- derler ve onü takip ederler. Ve her vekâlet kendi uhdesinde bulunan bir işi memleketin bütün siyaset ve ikbali ona mütevakkıfmış gibi ba- reket ederler, Böyle hareket ct- mezlerse ancak otomat bir makine halinde kalırlar ki, o vakit mesuli- yetin de manası kalmaz. Vekiller gerek görüşte ve gerek prensip üzerinde gerek kanunla - rın ahkâmı üzerinde aralarında bir ihtilâf çıktığı vakit nihayet bütün malümatlarını bir noktaya kadar götürürler ve orada kalırlar, Artık ya reislerinin veya mensup olduk- ları fırkanm verdiği direktif ne ise kanaatları o olur. Ve ona göre ha - reket ederler, İçimizde bulunmı - yan arkadaşlar belki bunu bilmez- ler diye arzediyorum. Maliye vekilile olan ihtilâf Maliye vekili ile olan ihtilâf za- ten ötedenberi Maliye vekillerinin adeta nasibidir. Çünkü her vekil azami randmanı alabilecek şekil - de masraf ister. Halbuki Maliye ve kili de nihayet memleketin kabili- yeli tediyesini ölçer ve hepsini ver mez. Binaenaleyh ihtilâf devam e- der gider. Bütçe tasdik edildikten sonradır ki, nihayet bulur. Maliye vekillerile daima böyle ihtilâflar olur, ve kâh rica ile ve kâh kandı- rarak kendilerinden para koparı- lır, Veya hiç alınamaz. Bu şüphe- i sizdir ve hükümetimin şiarı da bu- dur ve hayatiyeti de bunu gösteri- yor. (Bravo sesleri). Bu mahrutun içerisinde kanun - larımızın tatbikile ve halk işlerini görmekle mükellef olan memurin kısmı vardır. Arkadaşlar, bu mil - letin bir ferdi olarak söylemeye mecburum ki, memleketimizin kü- çük, büyük memurları gerek faali- yet ve gerek namus itibarile dün- yada kendisine güvenen her han- Kars — tarafından sorulan bir su- | itibarile beyanı mütaleada bulun - | gi bir devletle boy ölçecek bir kud zaruri olsun yapılan yolsuzlukların cezalarıdır. İrtişa ve sui istimalden eser kalmamıştır Arkadaşlar, kemali iftiharla gö- rüyoruz ve işidiyoruz ki, memle - kette irtişa denilen, sui istimal de- nilen vaktile ecnebi lisanlarma bir lügat gibi giren seyyieden pek az &ser kalmıştır. Pek az eser diyo- rum, çünkü bazı insanların hasta - lık, fena terbiye fena muhit yüzün den yanlış yola gitmeleri zaruri o- labilir, Vaktile imparatorluğun fe- na zamanlarında öyle devirler gel- miştir ki, bu memleketin üstünde burada satılmayacak hiç bir şey yoktur denilebilirdi. Padişahı ça» lar, sadrazamı çalar idi. Bügün yüksek mertebeden ta aşağıya ge - linceye kadar bu memleketin üze rinde hiç böyle bir leke yoktur. E- ğer tek tük varsa nihayet bir tek- melik, bir süpürgelik canları kal - mıştır. Bu güzel netice cümhuriyetin feyzidir. Kanunlarımızın eseridir. Bir de memurların haklarının ta» nınması eseridir. Eğer o şu ve bu memurun tek tük fenalık hâdise - lerini bütün bir kitleye ve camia - ya teşmil edilirse evvelâ haksız- lık sonra insafsızlık olur. Haksız. lık onlara karşı, © insafsızlık ta kendi milletimize karşıdır. Çalışmak çalışmamak meselesi, şahsi kabiliyetler ve mahalli şart - ların neticesi olabilir, Yapılacak şey silsileyi meratipten, çalışanları taltif, çalışmayanları da evvelâ lergip ve teşvik sonra da kendile- rini cezalandırarak bu memleke- tin beklediği azami yardımını al - i masıdır, Bu itibarla bendeniz gene mil- letin bir ferdi olarak © ve vaktile işinde bulunduğum © memuriyet hayatımı bildiğim için söyliyorum ki, bugünkü vaziyetimiz çok ke- mal bulmuş bir haldedir. Fakat bizim idealimiz çok büyük oldu - gu için bunu hiç bir vakit noktayi intiha olarak kabul edemeyiz. Bir noktada beraber | olurum, çünkü bizim idealimiz çok büyük olduğu için ne kadar tenkit ve ne kadar mürakabe etsek © yeri var- dır. Çünkü (© memleketimize ve milletimize mukadder olan yük» (Lütfen savıfavı ceviriniz) e