pp Pek ŞAM MN A ğa e EZ ZN ——10 — VAKIT 17 M:yıs 1933 sek makam bunu icap ettirir, (Bra- vo sesleri). Türk köylüsü İ Gete mahrutun asıl kök ve te | mel kısmı olan köylüyü ele alacak olursak: Arkadaşlar, bizde (o köylünün vasfı mümeyyizi, namus ve âlice - | E. plık gibi büyük hissiyattan baş- j topraklarına olan merbutiyet - | tir. Bir defa ana topraklarına o- lan merbutiyetleridir ki onu bize tarih gösteriyor. Memlekette bugünkü ülkemize ve dün bıraktığımız yerlerde bir karış toprak yoktur ki bu köylü-| nün veya babasının kaniyle sulan- | mamış olsun. İkincisi köylü ker- di toprağını o sever. Bu köylünün | asıl vasfı mümeyyizidir. Hakika - ten kendi topraklarını sever. Ca - nı kadar sever, çünkü canının| ona bağlı olduğunu bilir. Sevmediği sevmiyeceği bir top- rak varsa, o da kendisinin esir gi- bi kullanıldığı başkasının toprağı- dır. Bunu hakikaten Oo sevmez ve sevmemekte haklıdır. Çiftçiye toprak BEİ Ni z i a AŞ AŞ © © müz her şeyden evvel çiftçiye top- rak vermektir. Ve bunun da ka- nunu gelmiştir. Bütçemiz müsait kuruldu kurulalı hür ve serbest çekinmemiş olan Türk çocuğunun başkasının o toprağında esir gibi çalışı na artık göz yumma- yacağız bunu görmek istemiyoruz. (Bravo sesleri). Her hangi bir mesele umumi mahallerde görüşülünce Dahiliye ,vekâletine mevdu olan hizmet ve vazifeler mevzuu bahsolur. Bu da tabiidir. Çünkü her va- tandaş her gün yaşarken Oo hattâ öldükten sonra da Dahiliye vekâ- letine mevdu olan (o hizmetler ve vazifelere karşı karşıyadır.,, Şükrü Bey (Çanakkele): — Mezarlıklar belediyeye ait- tir. Şükrü Kaya Bey devamla: — Evet efenlim (beşikten mezarlığa, sokaktan yatak odası» na kadar belediyeler ve idarei hususiyeler Dahiliye (© vekâletini en çok işgal eden işlerdir. Yalnız Türkiye Dahiliye vekâleti için söy- lemiyorum. Bunlar bütün Dahili - ye vekâletlerini , Dahiliye neza- vetlerini meşgul eden bir mevzu dur. Bizim belediyelerimiz yep yeni bir teşekküldür. Eskiden belediye vazifeleri evkaf tarafmdan, kadı - lar tarafından görülmüştür. Kasa- ba ve şehirlerin bugünkü kadar ih tiyacı yokmuş. Ne temiz su içmek zevkini ne temiz hava almak (lezzetini, ne elektrik, ne tiyatro, ne sinema, ne mezbaha istemezlermiş, hali tabi- ide yaşandığı gibi (© yaşarlarmış. Meşrutiyetten ve bilhassa cümhu - riyetten sonra bu temamile değiş- miştir. Halk tenevvür ettikçe mü- masebat arttıkça, en medeni mem- leketlerin mazhar oldukları refah ve temizlik her taraftan | istenil- mekteydi. En küçük (kasabamız dahi niçin kendilerinin temiz gür suyu yoktur, niçin elektrikleri yok- tür, niçin spor yerleri yoktur diye | «öylenmekte ve düşünmekte ve is- temektedirler. Bu O güzeldert,o kadar umumileşmiştir ki, hepiniz her gün mensup olduğunuz ve ol- madığınız dairelerin belediye reis ve azalarından gelen müraaatlar- Ja karşılaşmaktasınız. o Yakında Ga ie | TEA ğiz ve bu husus için — tekliflerde bulunacağız. Her şeyde olduğu (gibi lâzım olan paradır. Belediyeler ve belediye kanunu Belediye kanunu belediyelere bir çok medeni ve içtimei vazife- ler tahmil ediyor. Bunları yaparken varidat mem- bar düşünmedik. o Çünkü kanun yapılırken diğer taraftan da kriz başlamış devletin memba: asliye- si varidatı yavaş yavaş (inmeye yüz tutmuştur. O sırada her han- gi bir belediye (varidat kanunu getirmek, meseleyi akim bırakmak ve yahut tehir etmek demektir. Böyle olmakla beraber şeraiti ha- zıra nazarı itibare o alınarak bir belediye varidat projesi | yapıldı. Bu proje bugün (O mütekassıs bir heyet tarafından tetkik edilmek- tedir. Bu sene değilse bile gele- cek sens meclise (o arzedileceğini tahmin ederim. Bütün vergilerin başında iki vergiye mütemadiyen şatılıyor. Bunlardan birisi oktru- vardır. Hakikaten bu bizim mem- leketimizde çok yeni olmakla be - Bir memleketi gümrük hudut « ! larile parçalamak ne kadar mu ” zırsa şehirleri de parçalamak o ka- 'ni bir kanun mu yapılıyor. Fırka- | olursa.onu da vereceğiz. Dünya ' dar muzırdır. Hayatı pahalılaştı - nm prensibinde ve B. M. Meclisi- rır, İlk firsatta bunun (o kalkması bütün belediyeler için dört buçuk milyon liradır, Belki münasebet arttıkça bu da değişecektir. Bu sene dört milyon tahmin e- dilmektedir. Zaten, belediyeleri - mizin varidalı umumiyesi on dört milyon liradır. Ancak aşağı yu- karı bu dörtte biridir. Zaten varidat: az olan beledi - yelerden bu da kalkacak ( olursa belediyeler en iptidai vazifelerini de görmiyeceklerdir. Meselâ tan- zifatını yapmıyacaktır. Ölen bir fukarayi kaldıramıyacaktır. İca- bında bir hastasına bakamıyacak- tır. Belediyeler müuattal kalacak - tir. Buna karşılık bunun kaldırıl- ması istenecek, fakat bu, bu ka- dar vergi gittikçe kir memba bul- makla kabildir. Bu membaın bu- landuğu (o zaman hiç bir Dahiliye vekilinin hiç bir meclisin bunu kal- dırmayi feyt (o etmiyezeğine emi- nim. Nitekim bu kadar ağır olma- makla beraber çirkin olduğu için İstanbul belediyesinin o müruriye resmi karşılığı bulunur bulunmaz derhal kaldırıldı. Hususi idarelerin varidatı Belediye ve idarei hususiyenin aldığı varidat ve varidatı umu- miyenin iki üç misline baliğ olu - yor, Dediler. Hayır öyle değildir. Çünkü bütün belediyelerle hususi idarelerimizin aldığı para 45 mil- yondur. Nihayet ençok © varidat aldığı sene elli milyondur ki, bu da hayaldir. Buna kazanç, sayim ve müsakkafat da dahildir. Bele - diyelerimizin, idarei hususiyeleri - mizin varidatı azdır. Fakat sene- ler o halde ki bunlara yeni varidat aramak ve bulmek (çok güçtür. Maamafih bulmaktan hali kalmı - yacağız. Idarci hususiyeler behemehal ma halli idarelere tabi olmalıdır. Bu prensiptir. Devlet kendilerini an - cak murakabe etmelidir. Onlar bü tün selâihyetleri haiz olmalı kendi işlerini kendileri görmelidir. Bi - | dilemez. Kendisine ait küçük kaza | yakmda yüksek meclise zim devletin tuttuğu yol her şeye elini uzatarak her şeye karışmak değildir. ü leri, belediyelerin geri alınması de gil 7» bilâkis ileri gitmesini amir - idir. Fırkamızın tuttuğu yol da bu- dur. Böyle bir şey Fırkamız - | da mevzuu bas olamaz. Ancak mecliste mevzuu bahs olabi- lir ki, o da nasıl terakki edecek, na İ sıl çalışacak yolunda olabilir. U - raumi olarak Dahiliye vekâletini alâkadar eder meseleler bunlar ol- | muştur. daşımız postalardan bahis buyur- dular, Bu sene posta ve telgraf ida resini yep yeni bir şekilde yeni bir kanunla teşkil ediyoruz. Evvelce getirdiğimiz ve sonra meclisten al- dığımız yüksek (omütehassısların mütaleaları neticesinde kanunu tanzim ettirdik. Bu kanun encü- raya gelmiştir. Bu kanunla uzun zamandanberi kendilerine itlifat ve muavenet etmeyi düşündüğü - müz posta memurlarının terfii me- selesi de temin edilmiştir.,, Emin Arslan Beyin sözleri Emin Bey (Eskişehir) — Efendim büyük arazilerin Onun içindir ki bizim © usulü-| çaber kurunu vüstal bir vergidir. | taksimi meselesini bendeniz anla - yamadım, Büyük arazinin taksimi İ için yeni bir karar mı veriliyor. Ye- İ nin prensiplerinde böyle bir esas olarak yaşamış ve memleket için ! bizim için bir vazife olmalıdır. Fa- yoktur. Şarka ait bir karar vardı. her türlü fedakârlığı yapmaktan | kat bunun varidatı umumiyesi | Yeni bir kanun getireceğiz deni - yor. O kanunda arazinin taksimi hakkında vekil beyefendinin yeni | bir teklif ve teşebbüsleri mi var?, İ Sonra İstanbul ve Ankara bele- İ diyerile vilâyetleri tevhit edildiği İ halde “katalara gelince kanuna / muhalif deniyor. Küçük kasabala- ra da teşmil edilirse ne olur? İs- tanbul ve Ankara vilâyetlerile be- lediyelerin tevbidinde ne maksat görülüyorsa, bu tevhit ayni maksa da ve bilhassa tasarruf maksadına binaen küçük kazalarda da yapıl- raalıdır kanaatindayım. Ne buyu- rulur?.,, Şükrü#aya Bey cevap veriyor Dahiliye vekili Şükrü Kaya Bey: “— Büyük arazi ve küçük arazi meselesi iktisadiyata ait, büsbü - tün başka bir şeydir. Benim takip eltiğim ise içtimaiyat ve asâyiş i noklasından bir siyasettir ki, ka- nunda ifade edilmiştir. Köy ve çiftlik diye arazi ve ev sahibi olup ta arazisini ve tarlasını kendisi iş- letmiyerek oralarda kurunu vusta- da olduğu gibi ya bir esir gibi ça- lişan Türk köylülerini ve ev ve ara zi sahibi yapmak maksadımızdır. Böyle bir kanun da zaten vardır. (Alkışlar) Yoksa traktörlerile, a- melesile çalışanlara yardım vazi - femizdir. Yani maksadımız birisi- İni esaretten kurtarmak, digerine de yardım etmektir. istanbulda Vilâyet ve Belediyenin tevhidi Sonra İstanbul ve Ankara bele- diyelerinin tevhidi ayrı ayrı mak- satlara ve gayelere matuftur. Bir - leştirme dendiği vakit eğer mat - İüp tasarrufa, belediyeye ait mas- rafları hükümet alıp bir memuru vasıtasile yaptırmak demektir. İs- tanbuldaki idarei umumiye ve ida- rei bususiye o birleştirilmemiştir. Belediye birleşmiştir. İdarei umu- miye ayrıdır ve mahallidir, Büyük şehir olduğu için onun başına siya”! si olmak itibarile İstanbul valisi İ reisi tayin edilmiştir. Yoksa idarei , umumisyden oraya beş pâra sarfe- ,lar çok olduğu için birleştirilmiş - tir. Halbuki Ankara öyle değildir. Mestihsi sathiyesi geniş kazaları lerinin tarifeyi daha kolay anlı- 5 — isi | Binaenaleyhi'cümlüriyet prensip | m215-ur. Nüfusunun ancka dört- , yacaklarını ve bu suretle mübaye- ! 6 — Isra. Bir de Mazhar Müfit Bey arka | menlerde müzakere edilmiş ve bu- te biri merkezde oturur, Ankara merkez olması itibarile belediye reisliğine vali tayin edilmiştir. Bu- rada idarei hususiye belediyeden | ayrıdır. Yani bunları birleştirmek ve ayırmak itibarile belediye büt- çesi üzerinde bir faide yoktur. E - ğer fayda olsaydı belediyelerin va ridatımı maliyeye alır aza ve reis- likler kaldırırdık, bu vazifeyi kay- makamlara verirdik. Bizim prensibimiz mahalli ida- | relerin kendi taraflarından idare i edilmesi ve hükümetin de bunları İmürakabe etmesidir.,, İ Emin Bey (Eskişehir) — Küçük kazalarda olabilir. İ Şükrü Kaya Bey: İ — Olabilir, fakat bunda hiçbir | fayda yoktur. Bazı yerlerde bele- diye reisliklerinde kayınayamlar tavzif olunur. Diye bir selâhiyet mevcuttur. Bundan maksat tasar- ruf değil, bir istisnadır. Bu istisna zaruretler üzerine alınmış bir selâ- hiyettir. Bunların bütçeye taallüku yoktur. Maruzatım bundan ibaret- Ür Telgraf memurlarına zam meselesi Reşit Bey (Gaziantep): — Posta telgraf memurlarına zam yapılacağına memnun oldum. Fakat acaba bu meyanda emniyet memurlarına da zam yapmak müm kün değil mi idi?. Dahiliye vekili Şükrü Kaya Bey: — Zaten bugün meselenin mev- zuu bu olmalıdır. Yani niçin Dahi- liye vekâleti veya Nafra .vekâleti daha çok para almadı. Hakikat bu dur. Ben hesap ettim. Jandarma, posta ve telgraf ve emniyet için 56 milyon liraya ihtiyaç vardır. Teşkilâtı tam medeni bir memle - ketin seviyesine bu teşkilâtrmızı | çıkarabilmek için bu kadar pafta lâzımdır. Fakat ancak 20 milyon (o lira alabildim. Geriye kalan 35 milyo- nu Maliye vekili bir türlü verme - di. Hattâ başka bir şey yaptı. Ge- çen sene Dahiliyeden 150 bin, em- niyetten 250 bin, postadan şu ka- dar bin lira kesti. Çok reca ettim olmadı, nihayet (o kabule mecbur oldüm. Çünkü bizim © sistemimiz her şeyden evvel devlet bütçesinin müvazeneşini her vekil, Maliye vekili gibi telâkki o ediyor. Ve bu memleketin on parasına son dere- ce ehemmiyet vererek böyle müş- kül zamanlarda dar ve sıkı bir ida- re ile işi yürütüyor. Ve idarei u- mur mes'uliyetini üzerine alı - yor. Bundan başka bu mes'uliyetin zevkinden başka bazı, vekiller makamında tutturacak hiç bir ca- zibe yoktur. (Alkışlar). Gümrükler Vekilinin beyanatı Bundan sonra Gümrük ve İnhi- sarlar vekili Ali Râna Bey şu be - yanatta bulunmuştur: “ Muhterem (beyefendiler, e- min Beyefendi gümrük tarifesinin memurlar tarafından başka bir surette tatbik edildiğini söylediler. Böyle mübayin tatbikler mantte- essüf vaki oluyor. Bunun halkın-' da vekâletin odüşündüğü (şekil şundan ibarettir: Tarife lüzumu kadar basit olmadığı (için böyle elüyor. Binaenaleyh, tarifede, hem ii rifenin * kendisinde hem de tarife | kanununda vuzuh temin edecek teknik tadilât hazırlamıştır. Pek! takdim eFlesektir. Bu tadilit yapıldık - tan sonra memturların ve iş sahip- İ nan kanun bu işin böyle 8 netler azalacağını üf Diğer taraftan da gene ” fenin tatbikatını teshil fihristi de hazırlanma*! lece memurların ve iş tarifeyi iyi anlaması * iy caktır. Bu eşya fihristi € cek mali sene zatfında © ceğiz. : Adliye vekilinin Ali Râna Beyden sonra vekili Yusuf Kemal Bey gelerek demiştir ki: — Bütçenin heyeti sinin müzakeresinde söZ arkadaşlardan Hüsnü — © Adliyeye taallük eden iki ya iliştiler. Bunun birisi rin askerliği hakkında, € Kuşadası mahkemesinde ğı hâkimin çokluğu, | İz”; işin çokluğu hâkimin azlığı *| Hâkimlerin aski meselesi Efendiler, birinci nokta © da “ben Adliye vekiline 9 ettim. Dahiliye vekili ile milliye vekili bir araya salardı, bu mesele bir saat. dilirdi,, dediler. Halbuki kili bu mesele için hakikat” dafaai milliye vekiline mü ti. Ve bir kaç defa, eğer bw Jay bir şekli bulunmuş o nız hâkimlerin askere af dan dolayı fazla masraf olmazdı. Ayni zamanda lerinin de intizamı daha ç du. -Müdafani Milliye Vek? kadaşımız teknik manilerk ni manileri beyeti celilen decektir. Bugün elimizde ) A İ lek Ni ” yi diği şekilde olmasına Teknik müşkiller vardır. müşkillerin önü alma hukuk mektebinden ra askerliğini yapıp ond vekâlete memuriyet için edecek. İkinci mesele, Kuş a8” az hâkim çoktur. İzmirde ” hâkim azdır meselesi idi. sının 1932 istatistiği şuduf” za hâkimi, bir hukuk hâf dei umumi ve müstantiği Asıl mesele zannederim rin meselesidir. 1932 isti ed ceza, 535 hukuk işi Bir sene bunlar azdır. F# lı, ilâmsız olarak 2034 i€i rülmüştür. Bunu beyefe#“ nize müracaat ettiği vak” ettik. Halbuki malümu kuk hâkimi icra mesele him bir vazife görür. BU betle 877 ilâmlı ve 1157 ” larak 2034 ilâmlr ilâmsı# bir hâkime gördürmeğ€ madığını anladık. O va le biraktık, Zaten m ğimiz Adliye encümeninii olunan mahkemeler 1€3”. if nu ile bunları düzeli A Yani bu arzettiğim : çin kâfi bir cevap o!” Enten İzmirde iş oçktu” dır. Bütün bu işleri 8” değildir. Yalnız arzet (Devamı 11 inci, / , / ekl ” - 1 63 üncü PS ANKARA 191A AN 7 miyetinden : Karşılıkları aranacak arap h velimelerin 63 numaralı bisi€ 1 — isabet a 2 — iskân g- 3 — isnat a4 —isar