© —8 — VAKİT 8 Mayıs1933 — haline gelmiş dervişler gibi hay - — dan koltuğunda oturuyordu. Hiç » bir hareket yapmıyordu. Kadınlar © tuğun yavma gelince, korkudan — olsun, ona karşı. hürmetten olsun, © nita sordu: — Don Juanm haremini teşkil eder- “diz çökmüş kadınlardan birisinin — sıyorlardı. — diğini, ve aşağıdaki kadınlar gibi Harikulâde Aşk ve Macera Romanı a a a No. 52 —— Kadınlara Hâkim GA eder “Elinden tutup osürükledim.| Yanma oturdu.. Küçük odasında Mukavemet etmedi.. o Susmasmı| idiler. Oğluma sakin olmasını, bir rica ettikten sonra onu (karanlık! şey yapmamasını tenbih etmiştim. bir koridordan götürdüm. Bir per- | Tecrübemi bu suretle tamamla - de açtım. Balkon gibi bir yerdey-| mak istiyordum. Juanita oğlumu dik. Oradan aşağıya bakmasmı| görünce: söyledim. Yaklaştı, geniş bir sa -! — Susunuz, diye yalvardı. Si - lona açılan balkondan iğildi. zi sükün içinde seyretmek istiyo - ui i .İrum. se Se ie pe “We öylece ona bakmıya baş - bir duman yükseliyordu. Taht gibi | 2 a divana oturu, bir e- bir koltukta manevi oğlum oturu- lini kaplamaya koyarak, hareket- #. z :.. İ5iz duruyordu. Birdenbire Juani - e rpalma ir BÜY ta ayet ince ve nezik'bir hareket- le elini onun dudaklarma gölür- — Rüya mı görüyorum?. dü.. Bu hareketiyle oğlumun bir “Filhakika onun güzelliği gibi | hayal değil, bir hakikat olduğunu bir güzellik tasavvur edilemezdi . anlamak istiyordu.. Bu teması ile Burada, oğlumu keşfederek onu,İne oldu?. Juanita elektrik cere - Nenni il ARR | Yabancı Sözlerin kusuz — Emniyet: o Korkusuzluk, güvenme. Karşılıkları Fark: Ayrılık, benzemeyiş, seç- İstanbul 57-35 inci mektep| me — Farz: Tutma — Fasahat: hocalarının buldnkları Açık — Fasile: Soy — Fatanet: karşılıklar Anlayış — Feza: Geniş meydan, Efsane: Masal, uydurma, E -! boşluk — Fazla: Artan, çok — hemmiyet: Değerli — Ehil: Başa-! Felâket: Gaygı, uğursuzluk — rıcı — Elbet: İster istemez — E -| Feragat: Vazgeçme — Fert: Tek, lim: Çok acı — Emare: Iz — E -! eşsiz — Fesat: Bozukuluk, çürük - mel: Dilek — Emin: Korkusuz, lük — Fesih (fesh): Bozma, kal doğru — Emniyet: Doğruluk, dir- | dırma. | lik, Istanbul 48 inci ilk mektep Istanbul 13 üncü ilk mektep hocalarını buldukları hacalarının buldukları karşılıklar karşılıklar Fark: Ayrılık, ayırma, seçme— Efsane: Uydurma, masal — E-| Farz - etmek: Tasarlamak — Fa- hemmiyet: Değerli olmak — Ehil: | sahat: Pürüzsüz © söylemek, açık Yapabilen — Elbet: İster iste -| söz — Fasile: Soy, takım — Fata- Tan ağarması — Feda: G* esirgememek. Facia: Acıklı nesne Aşırı — Fahri: içten gelm ide: iyilik — Fail ( i pan — Faiz: Artım — Fani ci — Fatih; .... — Fazıls” Feci: Korkunç, acıklı — “ Tanagarması — Feda: mek. Istanbul 27 inci me hocalarının buld karşılıklar Fark: Başkalık, değif Farzetmek: Öyle olmak hat: Dürüst sözlülük — Ara — Fatanet: Bilgiçlik Boşluk — Fazla: Artık gat: El çekmek — Fert: " Fesat: Bozuk — Fesih: B mez; Elim: Çok acı — Emanet:| net: Anlayış, zihin açıklığı — Fa- bugün kadınların hayallerindö ya- | yanma maruz kalmış gibi titriye «| Saklatmak — Emare: OBelirme -| za: Boşluk — Fazla: Artık, çok| (Facia: Acıklı — Fahiş!” rattıkları Don Juan tipine uygun | rek yerinden fırlamıştı. Bir an, o- belirti — Emel: Dilek — Emin: | — Feragat: El çekme, vazgeçme | — Faide: Fayda — Fail (8 bir hale getirdiğimden dolayı duy- | nu, öteki haris kadılar gibi “Ğ-| korkusuz — Emniyet: Korkusuz - — Fert: Tek, kişi — Fesat: Bo -| İşi yapan — Faiz; İşletme duğum iftiharı kaydetmeden ge -|lumun üstüne atrlacak zannettim. | yuk. zukluk — Fesih . fesh: Bozma, ni: Göçen — Feci: Acıkli” çemiyeceğim.. “Juanita bakıyordu.. Oğlumun karşısımda on beş yirmi kadın, ha- lara uzanmışlar, ona hayran hayran bakıyorlardı. Hepsi susu - yorlardı.. Fakat hepsinin arzuları gözlerinde ve hareketlerinde oku- nuyordu.. “Uzaktan bir keman sesi duyu- luyor, hava gittikçe ağırlaşıyordu. Nihayet kadmlardan birisi, vecit Fakat öyle olmadı: — Gidiniz.. Gidiniz.. Yemine i- hanet etmek istemiyorum. Yarab- bi.. Bana yardım et.. “Diye bağırarak koştu, odasına kapandı. “Oğlum, kendisine verdiğim e- mir mucibince onu takip eğme - mişti. Çünkü tecrübemin tam ol - ması için Juanita'nın kendiliğin - den mağlüp olması lâzımdı. “OTUZ ALTINCI GUN — Bu sabah yeni bir mektup. Juanita “Don Juan.. Gel... Gel.. Seni bek- liyorum..,, diyor. Mektup alelüsul kapınm altından gönderilmişti .. Mektubu okudum, tekrar eski ye- rine koydum, ve kapıyı açarak bir ayağımı mahsus üstüne bastım ve kırarak fırladı, oğlumun. üstüne atıldı. Bu ses öteki kadınları da harekete getirmişti. “Hep birden haykırşarak kalktılar, oüstle- rini obaşlarmı barçalamağa ve umun üstüne atılmağa başla - dılar. Oğlüm, kendisine verdiğim kaldırma. Facia: Acıklı şey — Fahiş: Yol | suz, kaba, artık — Fahri: Parasız — Faide: Kazanç — Fail (gra - mer): Yapan — Faiz: Taşkın, do- lu, istek alan — Fani: Kalmayan, kocayan — Fatih: Alan, açan — Fazilet: Değerli, yükesklik — Fe- ci: Acıklı — Fecir: Doğu ışığı, ilk doğu, İstanbul 14 üncü ilk mektep hocalarının buldukları karşılıklar Fark: Ayrı — Farz: Tutalım — Fasahat: durulma, ayıklanma, belli olma — Fasile: Soy — Fata-| net: Anlayışlılık — Faza: Boşluk, geniş olmak — Füzlar Artık —- fe: Istanbul 15 inci ilk mektep hocalarının buldukları karşılıklar Efsane: Uydurma — Ehemmiyet: Değerlilik — Ehil: Becerikli — El bet: İster istemez - Elim: Ağrı — Emanet: Eğreti — Emare: İz— Emel: Muamma — Emin: Güve - nilen — Emniyet: Güvenmek, kor- kusuzluk. Fark: Ayırt, seziş — Farz: Deki Fasahat: Açık sözlülük — Fasile: Soy — Fatanet: Tez anlayışlık — feza: Gök başbuğu — Fazla: Ar- tık — Feragat: Vazgeçme, el çek- me — Fert: Tek kişi — Fesat: Bozukluk -- Fesih: Bozma. Istanbul 1Tinci mektep hota- dedim ki: “— Madam, Don Jnan, zevci - nize sadakatinize hayran olduğu İ- çin size karşı clan aşkını derin bir hürmete değiştirmiştir. Artık, kendisinden bahsedildiğini işitmi- yeceksiniz.. Bugünden itibaren de serbestsiniz. Yarın, evinize döne- bileceksiniz. . “Bu sözlerimi dinlerken Juani- ta sararmıştı. Bir an sustu. Son - ra haykmrdr: “ Hayır dönmek, gitmek iste- miyorum.. Onun olmak islemiyo- rum,. Beni alsm.. Yanıyorum.. Ya- nıyorum ... “Kendisini teskine çalıştım... Sözlerimi dinlemiyordu. Çıldır - mış gibiydi. Kendini divanın üze - rine atınış, yılan gibi kıvrılıyor, kendi kendini, kollarından, omuz- larmdan ısırıyordu. Nihayet “şeh- emir mücibince, sesini çıkarma - ona doğru atılmakla beraber kol: | durmuşlar, diz çökmüşlerdi. Jua - “— Bu kadınlar kim? » — Bunlar, dedim, büyük ihtiras dakikasmı yaşamış kadmlardır. ler. “Oğlum, ben bunları söylerken, saçlarını okşıyordu.. Ötekiler, o - nun bu Jütfünden istifade için, dizleri üzerinde sürünerek yakla- “Birdenbire, Juanita'nm titre - Istanbul 16 ıncı mektep ho- lâket: Ansızın gelen tasa — Fera- gat: Vazgeçme, el çekme — Fert: Tek — Fesat: Karıştırma, çürüme, Efsane: Uydurma — Ehemmi-| bozulma — Fesih (fesh): Bozma. | yet: Değerlilik — Ehil: Becerikli- | Istanbul 18 inci ilk mektep lik — Elim: Acıtan — Emanet: Ee ç hocalarının buldukları Saklatma — Emare: Nişan, iz — karşılıklar Emel: İstek, arzu — Emin: Kor « kusuz — Emniyet: Korkusuzluk. Fahri: Parasız iş onarmak — Faide: Kazanç — Fail: (gramer) İşliyen — Faiz: Borç üsteliği — Fani: Göçücü — Fatih: Açarı — Fazıl: Bilgiç — Fazilet: Öz temiz- Efsane: Masal — Ehemmiyet: | liği — Feci: Acıklı — Fecir: Gün Değerlilik — Ehil: Beceren, ba - ağırtısr — Feda: Can veriş. şaran — Elbet: İster istemez — Elim: Çok acı — Emanet: İğreti — Emare: Belirti — Emel: Di « lek — Emin: Güvenilen, korku - suz — Emniyet: Dirlik, korkusuz- luk. İstanbul: Eyup 36 ıncı mektep muallimlerinin larının buldukları karşılıklar calarının buldukları karşılıklar Istanbul 9uncu mektep hocalarının buldukları karşılıklar Fark: Ayırma — Farz - etmek Tutma — Fasahat: Acıklı — Fa- sile: Soy — Fatanet: Anlayış — Feza: Boşluk — Fazla: Artık — Feragat; Vazgeçme — Fert: Kişi Istanbul 39uncu me” çan — Fazıl: Erdemli, Geçmek, esirgemek. İlk tedrisat müfetti$' cir: Tan — Feda: Yoko Istanbul 54 üncü ilk hocalarının buld karşılıklar Fark: Ayrılık, ayrıltı “ hat: Dil düzeni — Fazli luk, artık — Feragat: Vas! 3 Fesat: Bozuntu — Fesih” Dağıtma, kaldırma. Facia: Acıklı — Fabi#i pek çok — Fahri: Caba, ü #8 Faide! Ası, ise yarayan TW (gramer) Yapan — Faiz: Fani: Ölücü, bitici — Fi alan — Fazıl: Bilgiç — Üstünlük — Feci: Korkut ir: Tan — Feda: Kıyıp Istanbul 19 uncu ilk. hocalarının buldu” karşılıklar 5 Fark: Ayırmak — Fi j mak — Fasahat: İyi söZ “ ' Boşluk — Fazla: Artan 7 ket: Acıklı — Feragat: ' mek — Fert: Kendi sat: Karıştıran — Fesihi “ calarının bulduk” karşılıklar Facia: Acıklı iş, erki gi Fahiş: Aşırı — Fahri: Fi Faide: Kazanç, yarar — mer): Yapan — faiz: Fani: Sonlu, geçici — o we EE .4 Fazilet: Erdem — Fecit” * Fecir: Tan ağarması © guk sesler çıkarmağa b Ği- buldukları karşılıklar S5 5 ii : n Daf e. çiy ii O ğlr için mr vet,, vasıtasiyle onu aşk haletine v 3 z. Fesat; Bozuk — Fesih - fesh: gamer” Pi gördüm. tecrübeyi TİR Efsane: Asılsız hikâye, masal| Bozmak. “yeğ ii A emilim. “Orun alp ör. | gelm. arala erbet Ge) a Ağırlık, değerli > istanbul 41 inci mektep ho.) | Ferk: Ayrılık, ayır mek istedim. Fakat parmaklığa tu | “rin emri kabi olduğunu söy-| a ek çapı: Becerikli —— Ey İstan mektep hor) e... nek Tasa 4 vi : il leyince, bir sıçrayışta kalktr, kitap açmak için kullanılan bıcak gibi şeyi alarak göğsüne o kadar şid - detle sapladı ki, sol memesinin al- tmdan derin bir surette yaralan- dı tunmuş gitmek istemiyordu. Mec- buren perdeyi kapattım ve man - zara kayboldu, O zaman aklı ha - şına geldi. Mırıldandı: “— Yemekte bana ne niz?. Sarhoşum.. Sarhoş. “Kendisine cevap verdim: — Don Juan sizden bir rande- vü İstiyor. “Titredi, Sonra haykırdı: içirdi - “OTUZ YEDİNCİ GUN — A - “KRKINCI GÜN — Biraz iyi - deşii. bet: Özge, özkes — Elim: Ağrı - tan, çok acı — Emanet: Yanında saklamak — Emare: İz ucu — E- DE la i iel: felek — Emin: Doğru, kör « Fahri: Gönüllü, bedava — Faid gülü ve çok normal bir kadın ol. | Pan — Faiz: Üren — Fani : duğunu bildiriyor.. 3 > |teşi var. Sayıklamalar.. “merak,, tarafından mağlüp ede. |tün — Fazilet: Üstünlük — Feci: ceğim.. calarının buldukları karşı- lıklar Facia: Acık — Fahişe: Aşırı — Kazanç — Fail (Gramer): oYa- er RENT ANEY, Bu kadını | ci — Fatih: Yeralan — Fazıl: Acıklı — Fecir: Tan — Feda: Esrarengiz adam tam öteki say- Yazma; sabat: Doğru söz ve söz — Fasile: Soy, net: Anlayış, zihin 1 za: Boşluk — Fazla? Feragat: El çekme, Fert: Tek, kişi — F luk Fesih: Bozma, Kal beğ” istanbul 12 indi hocalarının bu'” . karşılıkla” gi 7 — Hayır... Hayır... İstemem. “ELLİNCİ GÜN — Yara ka -|fayı çevirip okumakta devam ede-| Istanbul 33 üncü mekte : Başkalı gif Kk azlmaanığ Nr huzurun “ İpanmak üzere.. Haleti ruhiye fe-| ceği sırada, kitabı birdenbire ka-| (o hocalarının buldukları ” vik ir my 7 ” emi ar Kl Y* “İna, sayıklamalar, saçmalamalar .. | padı, şekmeceye koydu. | Zira, karşılıklar adamı boşa sayman F | Ama 3 ; “ELLİ DOKUZUNCU GÜN — | küçük te olen, bir gürültü işitmiş | Facia; Acıklı iş, acıklı oyun — | zel ve açık'söz — Fi | O ara hi EN eli | Suat bugün onu tayyareyle İstan -| ti. Fahiş: Aşıfı — Fahri: Gönüllü — Fetanet; Feza: Bof” ağ yad iz Sr Oliln gebii bula götürüyor. Daha zayif am -| Sonra hemen geldiği kapıya i-|Faide: Kazanç, yarar — Fail| Artık — Felâket: el “Jma, tecrübem bitti. o Hem yerini Darülbedayi artistlerinden Selma lerledi. Fakat kapıya daha var -| (gramer): Yapan — Faiz: Artım Feragat: Vazgeçm© ğe madan, kütüphanenin bir parçası, | Fani: Sonlu, geçici — Fatih: Açan « yorum, diyordu. . Fert: tek — Fesat: “gi “OTUZ DÖRDÜNCÜ GÜN —! Hanıma vermesi lâzım, Luiz onun | önünde bir kapı gibi açılmıştı. — | Fazıl: Erdemli, erişkin — Fazilet: | zulmak, obzukluk — * © © Oğlumu ertesi gün gönderdim. | müspet bir tabiatı olduğunu, öl- “Devamı Var — | Erdem — Feci; Acıklı — Fecirİmak. (9 Mi de a ii oi dai ğ yi ' . dig N. Bi ği Zak ia Selin e da Mİ p -