——s — VAKIT 6 Mayıs 1933 Harikulâde Aşk ve Macera Romanı a a —— MERE aklen Mehmet, şimdi artık bu işle alâ- kadar değilmiş gibi başlamıştı. — Bana ne, diye omuz silkiyor- du. Mademki saklamak istiyor, e.. Keyfinin bildiği gibi yaparız. Hem nihayet burası hiçte fena bir yer değil.. Yemekleri iyi.. aşçı! mükemmel, fakat ne yazık ki hem sağır, hem dilsiz.. Zira, bir âdeti var, salataya çok tuz koyuyor, bir türlü anlatamıyorum. Sustu. Biraz düşündü: — Yalnız, dedi, bir eksik var. Bugünlerde şöyle civarda bir do-| laşamam lâzım gelecek.. Ihtiyar kâtip sordu: Ne eksiğin var Mehmet Bey? © Delikanlı gülümsedi: — Ne olacak, dedi, kadın... görünmeğe jel, bir anahtar göründü. Çekme-| No. 50 de dolaştı ve yazıhanenin çekme- cesinin kilidi üzerinde durdu, bir ce açıldı ve içinden büyük bir ki- tap çıkardı. Kitabım içinde el iel zısı ile yazılmış bir sürü sahife! vardı. Üzerinde: KADINLARA HAKİM YAHUT DON JUAN'IN SIRRI Yazıyordu. Sinirli bir el, birin- ci sahifeyi açtı ve (Başlangıç) ta durdu: | “İşte tetkik ve tecrübeye istinat eden bütün bir hayatım eseri “Mevzu, ilk bakışta basit mekle beraber, en gülünç, en mu- dil, en karanlık ve en içine girnil- mez bir mevzudur. i “Bu eseri yazmak için tamam İhtiyar başmı eğdi: — Evet, dedi, vakıa öyle.. Ben! yirmi sene kadar evvel, buraya geldiğim zaman, daha henüz ta -| mamile ihtiyarlamış değildim. Ben | de ayni ihtiyacı duydum. Fakat insan buna da alışıyor. Hem bu- rada öyle inkisarlar oluyor ki.. — Ne gibi?, — Bana bir şey sormamanızı! söylemiştim. Patrona sorarsınız. — Ya.. Buda mı gizli bir şey?..! Yahu insan nerede ise çıldıracak. | Sarı çizmeli bunları söylerken | bir an kâtibin gözlerine baktı ve güldü. Sonra, eğilerek, mağrur bir eda ile: — Burada, dedi, kadin yok de- gil, azizim. Yal — Yok'degil.. Evvelâ buraya geldiğim gün patronun yanında gördüğüm kadın var.. — Evet.. Fakat 6 burada kal - © maz, Hariçte çalışır. Çoktan git- ti bile. — Belki... Başkaları da var.. Meselâ, dün sabah erkenden şöy- ole gidip bir yıkanayım dedim. Gü- neş daha yeni kalkıyordu. Deniz pek güzeldi. Oldukça iyi yüzerim. | Bahriyede iken bütün yarışlarda birinci gelirdim. Onun için olduk- ça acılarım daha doğrusu / sahili takiben yüzmeğe başladım. Ak - lımdan, adayı belki yüzerek çevi- rebilirim diye (düşünüyordum. Böylece yüzerken, birdenbire sa - hilden bir duvarm denize ilerile - diğini gördüm. Belki burası hu - susi bir bahçedir, diye düşünerek ileriledim. Değilmiş. Sadece,plaj- da, iki kız vardı. Büyük anneleri | Havva gibi geyinmişlerdi. Hemen yunus balıkları gibi yaptım, dal - dım, kızların iki kulaç ötesinden çıktım. Beni görünce öyle korktu- lar ki.. Adeta ömürlerinde erkek görmemişler gibi.. Yanlarına gi - deyim derken kalktılar, boğuk bo- ğuk bağırarak kaçtılar.. Arkala - rından seslendim falan amma.. İbtiyar kâtip dikkatle dinliyor- | “elenmiş” ahçı gibi sa - — Boyuna, dndi) | sin, Çünkü onlar da gır ve dilsizdirler. — Zavallı kızlar, ne güzel #ey- | dır. | yüz kırk bin esere müracaat ettim. Bu eserlerin müellifleri, dünyanm en mühim şahsiyetleridir. El ya -| zısı vesikaları, hatırat notlarını hesaba dahil etmiyorum. “Bundan başka, tanzim ettiğim fişlerin sayısı iki milyondan fazla- | Bu fişlerin bir kısmı şahsi| tecrübelerimin neticesidir. Buna rağmen, mevzu bir türlü tekem - mül etmiyor ve bir türlü bitmiye- cek bir abide gibi yükselmekte de- vam ediyordu. Çünkü şimdiye ka- dar, bu mevzuun müvazenesini te- min eden kanunları, kimse tesbit | edememişti. | “Şimdiye kadar diyorum, zira, | ben, artık bunları tesbit ettim. Ar-| tık uzun münakaşalara lüzum kal- madı,; Okyanuslar sırlarını nasil deniz altıma “indirilen fotoğraflara verdilerse, vermiştir. “Artık BİLİYORUM. “Bu sırrı, tamamen şahsi bir u-| İ bu mevzu da sırrmı| isul ile — ki iftihar edebilirim —| verir — Cali: Yapmacık, yalan— elde ettim. Bu usullerin ne olduk- larını sonra göreceksiniz. “Evet, şimdi artık BİLİYO - RUM. Mezuumun KADIN “Olduğunu zannedersem söyle- ! meği unutmuştum. Kontun eseri devam ediyordu. | Başlıca üç faslya ayrılmıştı. Birin | ci fasıl “fizyoloji,, ikinci fasıl “psi koloji,, üçüncüsü ile “tecrübele - rim,, deye ayrılmıştı. (Devamı var) l Çocuk Analarına Himayei etfal cemiyeti umumi merkezinden: Cemiyetimiz, doğ- duğu günden bir yaşma gelinceye kadar çocukların muhtaç oldukla- rı bakım usullerini kolaylıkla an- latan 12 mektup hazırlamış ve bu 12 mektubu şimdiye kadar binler- | ce analara göndermiştir. Çocukla | rı için bu türlü yardıma ihtiyacı olan analar bir mektupla Himayei «tal cemiyeti umumi merkezine socukların kaçar aylık oldukları: nı bildirdikleri takdirde kendileri- ne bu mektuplar posta ile bedava —| — Debdebe: Patırtılı görünüş — <4 A Lr o I LI M İz m il a a | Yabancı Sözlerin Karşılıkları Istanbul 7Zinci mektep hoca» larının buldukları karşılıklar Ahmak: Bön — Aile: Eviçi — | Akibet: Son — Alim: Bilgiç — Ar Utanç — Arız: Tutan — Arıza: tı — Azil: Atma — Azim: Üzeri ne düşme — Aziz: Yüce. Istanbul 17inci ilk mektep hocalarının buldukları karşılıklar Bahane: Uydurma — Bahar: İlk yaz — Behre: Pay — Bigâne: Yabancı — Bihude: boşuna — Endam: Boybos — Encümen: Toplantı — Endişe: Düşünce, kuş ku — Esir: Tutsak, bağlı — Es -, mer: Karaca — Eşya: Öleberi — Evham: Kuruntu. Cerbeze: Atılganlık — Cesa - ret: Yiğitlik — Cev: Gök boşluğu — Cevap: Karşılık — Cezim: Kes me — Cihet: Yan, yer, ötürü — Cinsiyet: Ayırtı, soylama — Cirim Büyüklük — Cisim: Gövde — Cür et: Yılmazlık — Cürüm: Suç - Cüzü: Parça. Istanbul 20 inci mektep hocalarının buldukları karşılıklar Cerbeze: Girişken — Cesare: Yiğitlik — Cev: Gök boşluğu, boş- luk — Cevap: Karşılık — Ceza: Ceza — Cezim: Kesme — Cihet: Yan, yer — Cins: Soy — Cinsiyet: ! Kadın erkek farkı — Cisim; de — Cüret: Atılgan — Cürüm: Suç — Cüz: Parça. Istanbul 46ıncı mektep hocalarının buldukları karşılıklar Cadde: Geniş yol — Cahil: Bil- mez, hödük — Caiz: Elverişli, el- Camit: Kımıldanmıyan — Canip: Yan, ön — Casus: Ara bozan, ka tiştıran — Caizbe: Çekme — Ca-| zip: Çeken — Cebir: Sıkıştırma— Cephe: Sınır, ön — Cerrah: Ya - ra bereci. Çare: Derman, gözgü — Çeh - re: Yüz — Çelenk: Çiçek deme - ti — çemen: Çayır, yeşerti — Da- İ fin: Savım, itici — Dağdağa: Aal- lantı, gürültü — Dâih: Eşsiz, var- irki — Dair: o Dönen — Daire: (ber manasile): Yuvarlak, değir - mi — Dava: Duyumlu, kavgalı iş Dehşet: Korku. Istanbul 21inci mektep hocalarının buldukları karşılıklar Can: Dirlik — Cefa: incitmek — Ceht: Uğraşmak — Cehennem Tamu: Celâdet: Yiğitlik — Cema- at: Topluluk — Cemile: Gönül al- ma — Cemiyet: Dernek — Cena- ze: Ölü — Cennet: Uçmak — Ce- -| Cev: Hava (hava bu gün yağmur- | Boy, biçim — Endişe: Düşünce- I şuna — Endam: boybos — Endi -| şe: Kuşku — Encümen: Toplan - tı — Esir: bağlı, tutsak — Esmer: Karaca — Eşya: Öteberi — Ev - ham: Kuruntu. Cerbeze: Atılgan — Cesaret: Yılmamak — Cev: Boşluk — Ce - kes — Cihet: Yan — Cins: Soy — Cinsiyet: Soylama, ayırtı — Cirm Büyüklük, tuttuğu yer — Cisim: Gövde — Cür'et: Yılmamazlık — Cürüm: Suç — Cüzü: Parça, bö - lük. Istanbul 14 üncü ilk mektep hocalarının buldukları karşılıklar Bahane: Uydurma — Bahar: ! Gün değişmesi — Behre: Pay — Bigâne: Yabancı, yat — Beyhude: Boş — Encümen: Konuşma yeri, | toplantı, dernek — Endam — Bi- i çim — Endişe: Taşa, merak —| | Esir: Tutsak, köle, kul — Esmer: Karayağız — Eşya: Öteberi — Ev- | ham: Kuruntu, sezme —. Cerbeze: Beceriklilik, kurnaz ji — Cesaret: Yiğitlik, gözüpeklik— İ ludur) — Cevap: Karşılık — Ce - za: İyilik, suç —- Cezm: Kestirip İ atma — Cihet: Yan, yön, yüz — Cins: Soy — Cisim: Gövde —| Cür'et: Atılmak — Cürm: Suç EN Cüz: Parça. Delâlet: Yol gösterme — Desi- se: Gizli aldatma, oyun — Deva: Kurtulacak yol, çare — Devam: | Bir karlık, sürüp gitme (sana var) Devlet: (Istılah) Varlık — Dik - kat: İncelik, ufaklık — Din: Tan- rı yolu — Dirayet: 'Bilgilik“'Dua yalvarma, isteme — Duçar: Çat - ma — Duhuliye: Girimlik — Dün- ya: Yer, yer yüzü — Dost: Eevim- ! vap: Karşılık — Cezim: Kesen -| lik — Düşman: Döğüşme istiyen, Istanbul 11 inci ilk mektep | hocalarının buldukları karşılıklar Behane: Çitil — Bahar: İlki yaz — Behre: Pap — Bigâne: Ya-| bancı — Bihude: Yararsız — En-| cümen: Öbek, toplantı — Endam: | İ Esir - esaret: Köle, kul — Esmer: | Kamır, karamsı — Evham: Ku -| runtu. | Cerbeze: Beceriklilik — Cesa - iret: Korkusuzluk — Cev: Boşluk dip — Azap: Sıkmtı — — Cezim . cezm: Kesme — Ci. het: Köşe, yan, yer — Cins: Soy, türlü — Cinsiyet: Soya bağlr —| Cirim - cirm: Büyüklük — Cisim cism: Gövde — Cür'et: Atılgan - lık — Cürüm - cürm: Suç. Istanbul 2inci ilk mektep hocalarının buldukları karşılıklar Akıbet: Son, bitim — Alim: Bilgiç — Ar: Yüz karası, utanç— Arız: Karşısma çıkan — Ariza: Engel, takmtı — Arz: Öne koy -! mak, önlemek -— Asıl: Öz, kök — Azap: Sıkıntı. nin: Tomurcuk, karnındaki çocuk. döl — Rekabet: Yarışmak — Ra- kam: Sayı — Rakip: Binen — Ra-| zi: Uyan — Refah: Bolluk — Re- Efsansı Uyduruk — Ehemmi- yet: Değer — Ehil: Becerikli — Elim: Acıklı -- Emanet; Kök - nenmek — Emare: Belirti — E faydalı olmuştur. . ten çıkmak — Azim: Diren” Aziz: Kutlu. Cerbeze: Beceriklilik — ret: Yiğitlik — Cev: Boşluk vap: Karşılık — Cihet: Yı — Soy — Cinsiyet: Bir s0. Cirim: Büyüklük — Cisim” lük — Cür'et Korkmamak rüm: Suç Cüzü: Parça” Istanbu! 37 inci meki” calarının buldukl#” karşılıklar Ahmak: Bön — Aile: Yİ cak — Akibet: Bitim — iyl bilen — Ar: Utanma “ Gelen — Arıza: Engel — Yazı ile konuşma — Arz: *gö) mek — Asıl: Kök — AzsP'iği yet — Azil; İşten çıkarmak zim — Sözde duruş — AH sevgili. istanbul: Eyüp 36ıncı hocalarının buld karşılıklar Ahmak Ussuz, alık — Çoluk çocuk — Akıbet: © Alim: Bilgiç, bilen — Ar — Arız: Gelip yapışan, Arıza: Küçükten büyüğe VW Arıza: Bozukluk — Arz Büyüğe sunma — Aşıl: " mel — Azap: Acı, sıkıntı iğ Çıkarmak, atmak — Aziri mak, yapâcağım demek a Yüce, ulu, Istanbul 33 üncü hocalarının buldu” karşılıklar Ahmak: Alık — Ailet çoluk çocuk — Akibet: ; lim: Bilen — Ar: Utanma Uğrama, sonradan gelme za: Büyüklere yazı — ( i zukluk — Arzetmek: — Asıl: Temel, kök — AF sıkıntı — Azil: Çıkarmak” d — Azim: Dayanıklılık a | Yüce, kutlu. id Istanbul 12inci ilk M4 hocalarının buldu” karşılıklar Ahmak: Bön — Aile: kibet: Son — Alim: BiİS© lügat — Ar: Utanç — radan gelen — Arıza: Ariza: Sunak — Arz” yi Göstermek — Asıl - gal “| d İşten çıkarma — Aziz: * li gili. sn ses En eve ve ene sans Silâhları bırakıl? Londra, S(A.A) — © Donald, M. Norman Davit rüşmüştür. si İki devlet adamı, rakma konferansının # ri g“ timalleri hakkında dir. Bir müddet sonr# nit M. Runsiman iltihak ©“ fi ğundan mükâleme gö 1 rekesi mevzuuna İ ytl Bu görüşmeler $* yi M. Norman bax?” nevreye gitmek Sadi | mzi Gösteren — Rey: Seşim —| mel: Umduk — Emin: Köknem — Evet, Bu kızlar, kontun hu- —susi dairesine bakarlar. Yirmi se | Serbest Irlanda nedir buradayım, bir defa olsun! o Dublin, 5 (A.A) — Serbest İr - hükümeti gönderilir, hareket edecek di | Resim Türe, örnek — Resmi: Bey | — Emniyet: Kökneme. Kont beni hususi dairesine çağır-İlanda , bir emirname neş iki e konferan dahil olmamakis” sele ME Vik — Renk: Boya — Rağmen: istanbul Gıncı mektep hoca- göre, |omravsun buldukları karşılıklar Istanbul 401ncı mektep ho“ Ahmak: Çalık — Aile: Soy sop madı, Yani, bu cihetten de anlı-| retmiştir. <alarının buldukları karşı- | — Akibet; Son — Alim; Bilgili — yarsun ki bir ümit yok... Bu emirname, takriben yüzde 6- uklar Ar: Utanmak — Arız: Gelen — e © tuz nisbetinde arttırılmış olan kib- | © Behane: Uydurma — Bahar: | Arıza: Beliren şeyler — Ariza: | kereleri sırasınd8 © pil Karanlıklar içinde müphem bir | ritlere sit gümrük rüsumunu teb -| İlk yaz — Behre: Pay — Bigâne| Yazı — Arz: Bildiriş — Asıl: | tetkikat yapılacağı". çizgi halindeki zıya odanın için ig etmektedir. İ Benimsememek — Beyhude: Bo -!kök — Azap: Sıkıntı — Azil; İş-| dir. i Wi delik MN, A Saide