6 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

6 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vaktin Büyük Romanı Tefrika X 28 KİMSESİZ 8 Mayıs 1933 nr beş sene İstanbuldan u- Pe dıktan sonra gelmşiti a çıkar çıkmaz bir arabaya 1: Dile! dedi. iğ in önünde « İndi.. Dilin ucuna doğ- Be, eğe başladı. , ü Önü denize hasret kalmış - Mim Yayılan Marmaranın dalga Siğerlerine sindiriyor, e e sesini o can kulağı ile ui Ağır ağır yürüdü, Di- nida, an yukarı saplı, sonra Aşağıya, Plâja indi. rdan birinin yanında Yaşı b Böke TN onun arkasında, Secik bi Tüzgâra vermiş ince, ipin- beyaz di kız duruyordu. Üstünde niş Gi üz bir elbise, başında ge- #narlı bir hasır şapka vardı . m, kızın başındaki şapka iç ie Sim yüzüne çarp- Ni > dü ve baykardı.. ağ Ahı, ki z i Mpkay, Ser siyerek ilerledi ve dük Buyurunuz efendim. , ei r ederim... Ku $9y değil efendim. . iy Sapkasıpı başına giydi, Terek, dee Böğtünü rüzgâra ve - Bu Dizi seyre daldı... Benç ime kız — her halde bir en kt, halinde, tav - du... i kadına benzemiyor- N ii mi âşıktı!. > deriyi dikkat etti, Hayır, kız Pekin; İ, denizde yıkanan kö- , ki k iyordu.. ', E hihayet sudan çıktı, sil- Dat oz Şânına geldi, mz mw > Haya; İS gideli, ryan Sör ağı, koştu tırmanma- barladıta, tek Pina önünde bekliyen kendi EE arabaya atladı. ve atı ir anarak uzaklaştı. Dayı a en uzaklaşan €ve gir, |“ Geç olmuştu. Ar- Yil, e Zaman, di arabasma bine - beyle karşılaştı. Se Ni a; Selimin Bey, <E mi?, Meler e geldim. Beni, uzun se- rn e tanıyan arkadaş - Ve Nüniy um. ÜNİ aş, hararetle Al Beyin lar, Biribirlerine Baya. & Mliyy, enin sizdiği kırışık» a, Pr Terini bula e ibirlerinin eski xi e ağa çalışıyorlardı. tay tolga nda bir ve Me olu siman çok değişmez. Ml hay; 22A otuz beş yaş ara- Yay kere Mere vardır, zayıflamıştı. Nisa zg du: MU değisim: aşı. eğişmişim?, m yali biraz Yanmış - pene ceki Nösirşi bakalım, keyfini yap - artık. da Siz misiniz?. Şuna haber agi a in mac Yok A es öve, - vefat iki Y evvel vefatetti, b değil mi?, laa 7 Sin” . | geçmiştir. Banka son seneler zar- adam, elli ya- | Nakleden: Selâmi Izzet — Memnun oldum, her halde | ekmek .l artık diyar diyar gezip İ parası kazanmağa mecbur kalmı- yacaksmız.. i — Her halde mesleğimi bıra - kacak değilim.. Siz burada mı o - turuyorsunuz?.. | ' — Her zamanki gibi.. . — Başka eş dost var mı?. — Didar Hanım burada.. — Köşklerinde mi?. — Hayır, o köşkü sattılar, Ma- l dende başka bir yer aldılar.. Ge - ne loronu ile oturuyor. . Nâsır, son cümleleri dinlemedi bile.... Birden, hatırasında geçen! zaman hayallendi. Senihaya, Şa -| diyeye, veda ettiği günü düşün - | dü. OO tarihten sonra, bütün bu hayalleri unutmağa çalışmış ve u- ! nutmuştu . Fakat şimdi, £ Ali Bey, Didar | Hanımdan bahsedince, bu sözler ona yabancı gelmedi. Ne olsa, i Şadiyeyi yabancı telâkki edemi » yordu.. Sordu: — Demek Didar Hanım nuyla burada ?. — Evet.. Fakat her zaman be- raber oturmıyorlar. , — Yal. — Muhsin Beyin © ölümünden sonra Seniha, üvey annesiyle be İraber, babasının O aparlımanma İ geçti, Didar Hanım yaz için Ada- ya geldi torununu davetetti. Devamı Var toro - Yeni eroinciler İKü çük paketleri 25 kuruşa satarken yakalandı Zabıta Eroin kaçakçılığı tahki- kalına devam O etmektedir. Son günlerde iki kaçakçı daha yaka-| lanmıştır. Bunlar küçük mavi pa-| ketlerle dörtte bir gram nisbetin- ! İde Eroini 25 kuruşa satmaktadır- | "lar. Bunlardan biri Halıcroğlunda ! joturan (o İbrahimdir. (o Ibrahim! kahvede © şüpheli bir vaziyet- ite görülmüş, üzeri (o aranınca bir i çok paket Eroin bulunmuştur. Diğer kaçakçı da (o Feriköyde Hayim isminde bir Yahudidir. Ha yim, Okmeydanında Eroin satar- ken yakalanmıştır. Bu iki kaçak- | tahkik edilmektedir. Esnaf bankası Esnaf Bankası müdürl tayin edilen Hamdi Bey faal gün. iyete fında gayesi olan esnafa kredi aç- maklan tamamile uzaklaşmış ve mühim miktarda açık © vermişti. Lozan'da maliyecilik tahsil etmiş olan Hamdi Bey küçük esnafa za- manın iktrsadi ve ticari vaziyeti- ne göre krediler açmak için faali- yete geçmiştir. Banka borcunu beş İ seneye kadar ödeyecektir. İ ———— Şikago sergisi ve güzeller 12 haziranda Şikagoda açıla" cak olan serginin rağbetini artır- mak için bir de güzellik müsaba- kası tertip edilmiştir. Bu müsaba- kada kazanacak olan Şikago ser- Ki İ gisi güzeli ismini alacaktır. Haber » değil mi? | aldığımıza göre sergiye memleke- timizden Keriman Halis ve Nazi- re Hanımlar resimlerini gönder- mişlerdir, İ ği İğ vel iğ > hi Jimi yenilikler Türk Tıp encümenin geçen pa * zar günü Tıp fakültesindeki top - lantısında Prof. Akif Şakir Beyin fenni sinema filmlerinden gün - lük gazetelerimiz bahsettiler . Tıbbrmızın eski bir (o emektarı sıfatiyle o gün, bir taraftan bu si- nemadan ve öte taraftan da yar- dımcı Prof. Kâzım İsmail Beyin yeni neşrettiği (Teşhisi cerrahi) atlı, hscmi küçük, fakat çok gü- zel eserini görerek (o müteselli ve mütehassis olduk da ondan do - layı bu yazıyı yazdık, çok görme- yiniz. Hekimlerimiz ve hekimliği - miz için ne denirse densin, kârvan yürüyor! Prof. Akif Şakir Bey, yorul - muş, külfetini, her suretle, kendi yüklenmiş, bazı basit görünüp te, fakat çok ehemmiyetli olan usul - leri ve ameliyatları, ancak talebe- ye faydalı olmak için filme aldır- miş. Bize. sinemayla tedrisatın tari- hini ve İnsanların, verileni almak hususunda umumiyetle ikiye ay - rıldıklarını, bir takımmın (gözle görerek anlar), bazılarının da (kulakla işiterek öğrenir) olduk - larını, sinemayla tedrisatm birinci insan zümresi için (anlayış) mele- kesini tenbih eden bir vasıta ol- duğunu söyliyerek bir terbiye ve talim ruhiyatı yaptı. Âzadan Saim Ali Bey, bu sine - manın ve sâirlerinin sesli olması - nın terbiyeyi bakımdan daha mü- him tesiri olduğunu ifade etti. Prof, Akif Şakir Beyi, bu him - metinden dolayı cidden tebrike gaya buluruz» » s $ Sinemayla tedrisat sisteminin gittikçe ehemmiyet O kazandığını görüyoruz. Geçenlerde bir Fransız film fabrikasının terbiyeyi filmler reklâmını gördüm. En mühim ha- yatiyat meselelerini, o hıfzıssıha davalarını filme almışlar, Bu gibi filmler, umumi kültür bakımından halk için ne kadar faydalı.. İçki, esrar, eroin iptilâ - smm bütün fecaatleriyle filme a- narak halka * gösterilmesini ta- savvur ediniz: Acaba bunlât nice konferans - lardan ve yazılardan daha mües- sir olmaz mı?. Veremin sirayeti, bir aile efradı arasındaki tabri - çinin Eroinleri nereden * aldıkları | batı, artistlerimizin o himmetiyle İçe filme alınsa, verem mücadelesi i- gin ne müessir vasıtalar elde e - derdik. Sinemalarda, (oObilmem hangi sıhhi böyle filmler göstersek na - sıl olur?. Hayır cemiyetlerimizin bu işleri başaracağına kaniim. Kemal Cenap Ali Fedainin aklı muayene! olunuyor Matmazel Suzanı öldürmekle maznun Ali Fedai Bey Tıbbı adli-! defa (hayir) olarak tefsir edil - be Ali bütün kaleleri teslim AE 5 — VAKIT 6 Mayıs 1935 Istanbul Cehennemi Bekçiyi yangın yerini söyledik - len sonra süratle diğer mahalleye koşardı. Tuhaf bir âdet olmak ü - zere köşklüler yangımı haber ver- dikleri için bekçilerden muayyen bir para alırlardı. Son büyük Ci - bali yangınını da gören ve halâ Küçükmustafa paşada kırk sene - dir bekçi bulunan Halil ağa diyor ki: — Bizim hiçbir menfaatimiz | olmadığı halde, hem O boğazımızı parçalarcasına bağırıyor, üste de, kazancımızı veriyorduk. Bir bay - ram günü bütün mahalleden ala -| caklarımı toplamıştım. Köşklü i geldi, hesap ettik. Bütün bir sene- İlik kazancımı verdikten maada borçlu çıktım.,, Halil Ağa bir sene zarfında el- liden fazla yangın ilân ettiğini ha- tırlıyor. Yangın nasıl çıkardı? Yangın nasıl çıkardı?, Suali ilk İ bakışta garip görünür.. Fakat ta- rihi vak'aları gözden geçirirken yangınların ekseriyetle tandır - lardan çıktığını anlıyoruz. Bunun men'i için bir çok “fer - man,, nümuneleri vardır. Bu fer- manların ekserisi: “İstanbul kadısı faziletlü efen- di, TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR gi Yangınların içinde bir de uğurlusu var- mış; bu kolera salgınındaki yangındır TE YE “ w — — *, Cibalide çıkmış, son büyük yan » gın gene orada olmuştur, Ilk Cibali yangını İlk Cibali yangını 1633 sene « sinde, bundan 300 küsur sene e' vel oldu.. O senenin Temmuz ayı, bütün İstanbul halkınm çılgınca eğlendiği bir aydı. (e Bir şehzade doğmuştu.. Kandilli bahçelerin de tertip edilen muazzam donanmaları ve fişek | şenli Boğaziçinin her iki tarafına uzu- | yordu.. Haliç binlerce sandalla dolmuştu.. Gece sabahlara kadar halk oyumıyor, şehzadenin do; munu tes'it için her şeyi yapıyo du.. Ve temmuz ayınm son gün lerinde Yeniçeri, Sipahi, saray ei kânı ve bütün İstanbul halkı âdi “ ta yorgun düşmüşlü.. 9 27 Temmuz cumaya tesadül etmişti.. Her semtin camileri hin- cahmç dolmuştu.. Vaizler vesa- yalarını hazırlıyorlardı. Ayaso j Süleymaniye, Beyazit, Fathi > daha bir çok camilerde korkun ç bir haber çalkalandı. “Cibali yar niyor, ateş Sultan Selime ilerle - miş...., o Her semtten mahşer © insan kalabalığı büyük bir oğultu ile Cibaliye doğru akın etti. a Cibali 300 sene evvel, Eyüp kas Ki mum u- İdar mukaddes tanınmış bir mu - “Ötedenberü demi şita hulü- | hitti. s Cübbe Ali'nin menkibesi lünde Tenur (Tandır) ve sair a - | bütün hararetiyle yaşıyordu. Ve teşten herkes hanelerini ve dük -| bu şeyh ismi de, muhite isim ol « kânlarını muhafazaya ihtimam | muştu.. ilâh...,, Şeklinde yazılırdr.. Bu tandır “Erzrum,, ve “Van,, taraflarında toprağa gömülen bir | küpe kor doldurularak yapılan o- cak değildir. İstanbul tandırı yak | nız ısınmak içindir.. Bu, odanın ortasında ve iskemleler arasında konulan bir mangalın © üzerine | yorgan veya keçe örtülerek yapı- lırdı... Üşüyenler ellerini yorga - nm içine sokarlardı.. Istanbulda Meşrutiyetin sonlarına kadar tan- dır varmış... Uğursuzluk. Her yangın meş'um bir tesadü- ! fe atfedilirdi. “Gazebi ilâhi var,, i diye ateşi söndürmekten korkan - (lar, yangın zühuruna mahallede ' günahkârların çokluğu sebep ol - İ duğunu söylerlerdi. | e i | memleketin at yarışmı seyredecek- | Yangının çıktığı yer şer'an gi - | lerine halkımıza gerek ilmi, gerek rilmesi günah olan bir yerse, sa - hibi Oo ekseriya Bir o meyhanecinin dükkünm- dan yangın çıktığı (| için sahi- | binin diri diri ateşe atılması mü -. him hâdiselere sebebiyet vermiş - İ tir.. Bunu sırası gelince görecek - | siniz. | Her defasında meş'um bir tesa- düfe hamledilen yangın yalnız bir parçalanırdı.. de müşadede altındadır. Müşahe- | miştir desi bitmediğinden rapor henüz verilememiştir. Maznun vekili, müddeiumumi- liğe müracaatla yeni — bir talepte bulunmuştur. Bu talep, müşahede heyetinde Emrazı akliye hastane- si başhekiminin de bulundurulma- sıdır. Mahkeme Tıbbı adlinin vere- ceği rapordan sonra lüzum görür- se bu talebi kabul edecektir. Bu, İstanbulda müthiş kolera - nın hüküm sürdüğü esnada çıkan yangındır.. Zira, bu yangından | sonra kolera ortadan kalkmıştı . | İstanbulda emsaline nispeten fazla yangın çıkmış yerler uğur - suz addedilmekteydi. Bu meyan - da başta Cibali, ikinci derece Ho- capaşa gelir.. Burada tuhaf bir te- sadüfe temas etmeden geçmiyece- | ğim... o Tarihte ilk büyük yangın | dibi ai Her köşede kandilli b > türbe göze çarpardı.. İ Cübbe Ali, Misir şeyhlerinden birinin ismiydi. Evliya Çelebiye göre; İstanbulun fetholun haber alınca,, fetihte (bulun üzere Mısırdan Bursaya gelmiş, rada Zeynelâbidin tarikatinde cade kurmuş.. Ğ Kendisine Cübbe Ali denmesi i nin sebebi de at çulundan bir cüb- be giymesiymiş. Cübbe Ali, Fat le İstanbul muhasarasında b muş. Orduda ekmekçi yapmış ve bir fırm ekmekle lerce askeri doyurmak keran göslerirmiş. Cübbe Alinin kimse iğ ma vakıf olamazmış.. İstanbulun m ei hasarasında Okmeydanına gel « memiş, hattâ gemilere bile yanaş « madan Tersane önünden üç yüz Zeynelâbidin hafi fıkaralariyle. deniz üstüne postlarını serip du ile gecmiş.. . pr“ Cübbe Ali, denizden bu suretli geçerken, sonra kendi isminin des ğişmesiyle Cibali olan (o cihetter düşman askeri görmüş, na askerleri şaşırmışlar, mukavemet edememişler, Cübbe Ali Hazretle- ri de bu suretle İstanbul tı a geçerek buraları fethetmiş.. n tan sonra şehit olmuş (o ve ora gömülmü.. i İşte, Cibalinin bu tarihçesi « > vakit bütün taassübu ile u., or « Ve İstanbulun en uzak semtlerin den buraya ziyarete gelinirdi. Bu sebeptendir ki “Cibalide yangın var,, haberi bütün camileri bo * şaltmış ve halkı buraya akın ettire mişti, - , Devamı Var. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: