“Otuk. Fransa hükümeti uyuşturucu © İnaliyet merkezi aramakla meş - n Halbuki böyle olmadı. Beynel- mame Birds ve dünyada Keyif Verici Zehirler — Kaçakçılığı ——-- puma arayin Matan; e > Istanbulda iş gören Grasyo artık . Almanyaya gidiyor Maksadı, Mişilerle muamele e-| denlerin gözünü açmak ve onun ticaretine kesat vermekti. Onun İstanbulda konuştuğu adamların en başlıcalarından bi - ri Kostantin Blokas namında bi -| riydi. Bu adam da onun şerikle - rindendi. Kostantin Blokas, Mişilerin sah | tekârlığını şurada burada mevzuu | bahseder, dedikodular Grasyonun istediği saireyi kolaylıkla bulması için o- na yeni bir adres verir. Bu adres Sayamusun adresiydi. Grasyo Al- yapar ve morfin ve manyada mal siparişine lüzum gö rürse bu Sayamusaya müracaat €| ısmarlıya - | decek, istediğini ona cak, o da, onun her siparişini te - min edecekti. Grasyo ile Blokas uyuştukları için Blokas ona bir tavsiye mek - tubu yazıp verir ve Sayamusanın Grasyoya hizmet ona hizmette kusur © göstermemesini söyler. Blokas, bu mektubunda, Mişi - lerin Grasyoya yaptıklarını da ya- na yakıla anlatıyordu. Grasyonun İstanbulda kalması» na lüzum kalmamıştı. O da Al - manyaya hareket edeceği zaman, Blokas Sayamusa, bir telgraf da çekerek Grasyonun hareketini bil- etmesini, dirmiş, Sayamus da bu yeni ve kel. | li felli müşteriyi beklemişti. Grasyo İstanbuldan O giderken yanına bir meşhur kaçakçıyı da - ha almıştı. “Ebu İshak, namını taşıyan bu adam, Mişilerin arka » daşıydı. Bunlarm ikisi de Almanyaya vardıktan sonra Almanya hüküme ti hallerinden şüphe etmiş, ve 1931 teşrinisanisinde ikisini de etmişti, Grasyonun üzeri aranınca Sa - yamusanın adresi bulunmuş, Sa - tevkif yamusanın da evvelce Fransa hü-! kümetinin ruhsatını haiz uyuşturu- cu maddeler komisyoncusu olduğu anlaşılmıştı. Zaten alman zabıtası ve Saya-| musanın bir taraftan İstanbuldaki Blokasın, diğer taraftan Paristeki İliyapulosun şeriki olduğunu bili- yordu. —k Mişilerin evvelce, Pariste bir « müessese idare ettiğini anlatmış - maddeler imalini sıkıfıkı kontrol © etmiye başladıktan sonra onun e- — lindeki ruhsatnameyi de geri al - mış, o da açıkta kalmıştı. Bunun Nösede bulündüğünün köşfolun duğunu anlıyan Mişiler derhal ye- rini değiştirdi ve fabrikasını baş- ka bir yere nakletti. Bu yeni fabrika gene İstanbul hududu dahilinde idi ve Eyüpte | idi. sim Tarantonun yardımile tesis et- rikası namı verilmişti. Fabrikanın imalâtımı sevketmek gibi işleri de Eskinazi isminde biri taahhüt et- mişti, Eskinazi, fabrikanın mahsulü nü ihraç ve sevketmek mukabilin- retini bu paradan veriyordu. O - nun başlıca yardımcılarından biri “Ebu İshak,, nammdaki kaçakçı ile Lorenzo namında bir diğeri i- di. Bunlarla beraber teşriki mesai | eden bir sürü adamlarla işçiler, nakliyat şirketleri memurları bu - İ lunuyordu. Şebeke faaliyete geçtikten son- ra yeni bir kazanç kapısı bulmakta gecikmedi. Şebeke, uyuşturucu maddeleri yapıyor, hazırlıyor, sevkediyor. Parasını alıyor, ondan sonra hü - kümetlere ihbaratta bulunarak ve filân yere morfin sevkolunduğunu | yahut filân yerde morfin bulundu- ğunu haber vererek bunu ihbarat- ta bulunanlara vadolunan nakti mükâfatları da çekiyordu. Södk e ba 15 Vİ iz ri mi İ fin ve saire yaparak şuraya bura- ya gönderiyordu. Şebekeye bu vadide en mühim yardımı temin eden biri, Pariste bu iş için bir yazıhane açan “İste- mats İstras,, tır. Bu adam, (Kar - bon) lâkabile maruf olan, gayet kötü şöhret sahiplerinden Pol Ven torayı yanına almış ve ikisi dolan- dırıcılığın, sahtekârlığın bu çeşi - dile meşgul olmuşlardı. Bunlarm bu vadideki çalışma” ları yüzünden uyuşturucu madde- lerle mücadele için, tahsis olunan paraları da kaçakçılarm eline ge- çiyordu. İşlerin bu mahiyeti al - ması kaçakçılık âleminde anarşi- nin hükümferma olduğunu göste- riyor ve işleri bozuyordu. Bundan en fazla müşteki olan zat, Mişilerdi. Fakat onun en çok damlar İstanbuldaki Lorenzo ile Paristeki İstrastı. Bunlar ikide bir- de fabrikayı iz'aç ediyor, ifşa e - üzerine Mişiler, kendine yeni bir| dilmiyecek şeyleri ifşa ediyor ve pul oldu ve kontroldan uzak kal- nak, beynelmilel uyuşturucu mad bi heyetinin gözünden kaçmak “çin Kuzguncukta küçük bir fabri- ta tesis etmişti. Mişeler Kuzguncukta yerleştik- ten sonra kendini selâmete ermiş “ sandı. Ve burada, kimsenin gözü- ne batmadan, kimsenin nazarı dikkatini celbetmeden çalışmaya “daldı. omilel takip heyeti, Mişilerin peşi - bu suretle işleri altüst ediyorlardı. Bunlardan kurtulmak için nakli - yat ve sevkiyat işini onların elin - den almak lâzımdı. e Mişiler de, öyle yapmış, ve bunlara sezdirme- den “Enter kontinantal,, nakil şir- ketile anlaşmıştı. (Devam: var) Sivil tayyarecilik €ssisi Vecihi bey tarafından vücu- de getirilen tayyareler üçe baliğ ni bırakmamıştı ve onun nereye tiğini kolaylıkla keşfetmişti. | leri gezinti uçuşlarına ayrılacak- tr. Mişiler bu yeni fabrikayı Ne -| miş ve bu fabrikaya “Etikim,, fab-| ! dan verilen izahat de her kilo başma iki altın alıyor| ve kendisine yardım edenlerin üc- | daha | kızdığı, en çok kin duyduğu a -| Sivil tayyarecilik mektebi mü- | orayi ray Deo oo00M e Memleket Haberleri o! AL Hekimler Bergama harabelerinde tetkikatta bulundular İzmir Etibba odasının tertip et- tiği Bergama seyahati çok eğlence- İli bir şekilde geçmişlir. Seyahat kafilesi; doktor, eczacı ve diş ta| bipleri ile refikaları ve çocukların- dan mürekkep (150) kişiydi. İ Doktorlar otomobil ve otobüs- lerle giderek Bergamaya varmış- lar, grup halinde Bergamadaki âsarıatikanın hafriyatına gidilmiş- | tir, İlk olarak yeni hafriyatta mey- dana çıkarılan ve dünyanm kıy- metli eserlerinden sayılan Eskü- lâpyon harabesi gezilmiştir Eskülâpın darüşşifası ve yanın daki mabet görülmüş ve müze me- İ muru Osman Tekin Bey tarafın ileri tir. Eskülâpın tedavi usulleri (Su ile terletme ve güneşle tedavi) şekil lerini tatbik ettiği yerler 5 miş ondan sonra imparator Adri- venin heykeli, Bergama krallığının eskiden meydana çıkarılan ma- betleri, hamamları ve sairesi tetkik edilr Balıkesirde Güzel san'atlar sergisi Balıkesirde mayıs nihayetinde Halkevinin güzel sanatlar şubesi tarafından açılacak sergiye resim, i tezyini resim, hanım işleri mahalli sanat eserleri, heykel, seramik yani vazo, desti, İ çini, bibli, çanak, çay takıri, top- rak işleri, möble, halı, (İllüstars- yon) matbaa resimleri, afış, kısım- larma ait eser kabul edilecektir. eserleri, mimari bir sey olmaması ve (Orijinal) ol- ması ve hiç bir yerden kopya edil- memiş olması şarttır. Her kısım- daki en muvaffak eserlere mükâ- fat verilecektir. Ayrıca teşvik için | | satım alınmasının teminine çalışı- lacaktır. Tellal bağırtan doktor Bartında geçen hafta garip bir vak'a olmuştur. Bir dellal, yedi etmiştir. Fakat yapılan neticesinde dellalı bağırtan ve kendisinin doktor olduğunu ilân eden adamın aklından hasta bir genç olduğu anlaşılmıştır. Bu gencin saçma bazı ilâçlarla bazı safdilleri aldatması ihtimali de düşünülerek eşyası aranılmış, fakat bir parça ekmekle peynir- den başka bir şey çıkmamıştır! Kendisine, bu işi niçin yaptığı sorulduğu zaman: — Rüyamda bana, kazançlı mes- leğin doktorluk olduğunu söyledi- ler, ben de dellal bağırttım! de- miştir. Akıl hastası olan bu zavallı genç, Safranboludan gelen baba- sına teslim edilmiştir. Maç yapmıya gider- lerken Yenişehir İdman yurdu gençleri bir maç yapmak üzere İnegöle gi- derlerken otomobilin tekerleği ke rılmış, şoför Hamdi Ef. gi olmuştur. Mayıs başından itiba - j den, başka bir genç te yüzünden | ren bunlardan birisi talime diğer- yaralanmışlardır. Yaralılar Bursa- da Ahmet Vefikpaşa hastanesine İ kaldırılmışlardır. Eserin her yerde görülen alelâde yıllık sıtmayı söken; her hastalığı| iyi eden bir doktor geldiğini ilân! tahkikat! Erzincanlı Aşık Cemali | geziyor İ ALUCRA, (Vakıt) — Aşık Hüseyin Cemali, altı : aylık seya- hatine uğrak olan okasabamızda bir haftadanberi kahve ve gazine- larda halkı eğlendirmektedir. Kendisile görüştük; şunları söy ledi: — Aslan Erzincanlıyım. Evli» yim. Çocukluğumdan beri her sev- dama seyyahilik © ve aşık olmak fikri hâkimdi. Nihayet ona ben: zer bir şey oOoldum. Hayatım ve sermayei makalim hep hüznümü ifade eder... Koyluhisarda mektep hocala - rının günlerce kendisini dinledik- ve bundan mütehassis ol- duğunu memnuniyetle söyliyor. Bir zaman âşık seyyahı ile buluş- | tuklarım ona “galip geldiğim j tatlı bir gururla ihsas ediyor, lerini Ölü dirilir mi? Buldanda Tarakçı Nuri oğlu | Şükrü Efendi isimli bir genç “dü- İ ğün meydanında oynarken bir- denbire düşmüş ve ölmüştür. O- İ rada hazır bulunan doktor Şükrü | Bey bu genci muayene ederek ve- | fatın; tesbit etmiş ve defnine ruh: | sat vermiştir. Cenazenin defnin- den 24 sat sonra şehirde bir sayin | İ çıkmış ve Şükrü Efendinin meza- rından istimdat sesleri, geldiği söy lenmiştir. Bunun üzerine “mezara halk yığılmış ve mezar kazılarak | ccnaze tekrar muayene edilmiştir. Net cede istimdat seslerinin uy- durma olduğu ve zavallı gencin daha o zaman öldüğü bir daha! tesbit edilmiştir. Kız kaçıranlar Foçanm Gerenköyünde bir kız kaçırma hâdisesi olmuş, failleri kı- | İ sa bir müddet zarfında jandarma | | mız tarafından yakalanmıştır. Ka- çırılan kız, 16 yaşında bir gençtir. Kaçıranlar da Langazalı çoban Bayramla arkadaşı Langazalı ço- ban Süleymandır. Asıl fâil Bay- ramdı, ve 38 yaşındadır. Bunlar Şimdi her ikisi de Adliyeye teslim “edil: miş bulunyorlar. Kalp 25 lik yapanlar İzmirde kalp yirmi beş kuruş yapmak ve sürmekle maznun İs- mail Azmi ve Şerifin muhakeme- sine ağırceza mab'temesinde baş- kızı cebren ka rmışlardır. suçundan muhakeme edilmişler ve suçlarını biribirlerine atfetmişler- dir. Şahitler de dinlendikten sonra muhakeme başka güne birakılmış- | tır. Boluda Yunus Emre! için toplantı Bolu Halkevi tarih ve edebiyat şubesi büyük Türk şairi Yunus Emreye mahsus olmak üzere bir anma gecesi tertip etmiştir. Top- komite reisi Enver Behiç, yüzbaşı Şadi, başmuallim Şevket Beyler tarafmdan Yunus Emrenin hayat ve eserlerine dair konferanslar ve- İ santim kadar kar yağmış, | rafı kapamış ve kaplamıştı”* lanmıştır. Maznunlar bir dişçi ile| kalp yirmi beş kuruşluk yapmak! lantı Halkevi salonunda yapılmış, | Hasan Mukdim, muallim Mazhar! İzmirde Bir çoban tren ban tren alâ kaldı İzmirde Kemer istasy' rmda feci bir tren kazasi tu. Saat 12 kırkta Kemer dan Bucaya hareket eden “ü kinist Ali Efendinin sevk vi ettiği 70 numaralı katar ilerledikten sonra hat zl lunan bir ineği koğalama' çoban Hamdi Efendiye ml ınumaileyhi 93 metre kadâf lemiştir, Hâdiseyi gören ateşçi Ne fendi derhal makinisti ba” ederek trenin durdurulms” min etmiş ve Hamdi Efendi motifin iskarası altından ! mıştır, Vücudunün muhtelif - rinden ağır surette yaralan” j lan Hamdi Efendi tedavi €“ üzere memleket hastanesine ” rılmıştır. Hâdise hakkında müddei | milikçe tahkikata baslanm — aaa Bergamada bif cinayet Bergamada Yeni köyde bir © yet olmuştur. bir öc Recep isminde Kortiş oğlu Süleymanın E ili çırmak istemiş, muvaffak © yınca kızın babasi Slaven banca ile öldürmüştür. kalanmış, Adliyeye si “ tir Md mi yaralandı Merzifon Karamanlar mi e er sinde oturan Timurcu V oğullarının çocukları kavga çıkmış, büyükler de gili etmiş, neticere 4 kişi yaralan tır. Timurcu oğullarından ME zanm yarası ağırdır. Hayati kede olan Ali Riza Amasy# tanesine kaldırılmış, vak'a di da tahkikata başlanılmıştır» Şiddetli kış " ALUCRA, (Vakit) — Bİr. tadan beri havalar çok oğuk ş karlı gitmektedir. Dün ge y he gi yüzden mahalli ziraat ger” ek” tedir, Ekim mevsimi geç” zere olduğu halde tarlasın* hum atmıyan çok köylümüğ dır, nnd 00008 190 saa Hırsız hizmetçi Fındıklıda mezarlık 40 oturan Hacer Hanımın hi Hatice dün hanımı evde sandıkları açmış, üç kat € bir gelin duvağını bohça tır, Hatice tam kapıdan 1» 1bis? yap z Hacer Hanım misafirlikte? müş, işin farkına vararak 5 çisini polise yakalattırmıst” Gklamminzn ii Bir depoda yangı” s5 yi Tepebaşında Şahkulu “i sinde Yunan tebaasındar yer” rang” ya ait kaplama ve ma: iye i zımı satan mağazanın dan yangın çıkmış; fakat el” türe rayet etmeden söndürülmüt $ Tahta kalede Muiz Ef ai kırtasiyeci düknindar çıkmış; fakat çabuk 7 söndürülmüştür. j