ın Büyük Romani 25 Nisan 1933 Yiydi N bunlar, hayatın cilvele- ip m bir ömür, kimse kim- o — kalmamıştı. Kalmış , nihayet ölüm insanı ayı Bu dünyada neyin bekası » ağaçların sararan yap» yarma, soğuk bir rüzgârla sal- diyor kuru dallara baktı “yaz gi- Yy, diye üzüldü. de, Ser ladaki büyük köşkün- di, Did. ha ile yalnız geçirmişler- Köşk, ar Hanım, Vişiye gitmişti. Muhsin Bey gelmişti. tı, di bu yazı unutamıyacak- kiğn, a ile geçirdiği bu yaz, bel- taktı > en mes'ut mevsimi ola- Veda akat işte saadete gene el — lâzımdı. © Dig, , Jânım gelmişti. , yi Hanımla beraber misafir- ' Köye yordu. b vardı. Yatak o- ğ zırlanıyordu. Aylardan- e Sessiz, sedasız duran odalar ibare vardı. Bir akşamdan Biri ipi köşk dolacaktı, Misafirin Sadiye öteki gelecekti. tür 79 bugünün neticesine bir Tazı olamıyordu. Bu son yal- Mas sessizlik saatlerinin uza- Bir arat özleri — ke duran Seniharın resmine ta- dalg, Genç kızın resmine bakarak dan kulaklarında Senihann asi ik annö1 | Ma çiy süzel bir isim bulmuy v Yordu, Minik anne diye çağırı- g "| DİN. z , bir nevaziş gibi, enin gönlüne kaydı. Onu, Sip; ,nihayı düşünürken işte 0 Yordu. © telde “de, gözlerinin önüne Nâsır Nü” Birden bire aklına neden den, ESİMişti?.. Hem acaba bir- De ya Belmişti? Biraz evvel ge- Belki düşünmüyor muydu? Süry lar Gm geleceği için Filvak: , da Böl Nâsiri seviyordu. Nâsır ia karşı çok lütüfkürdr. Gel- Maya daima onunla meşgul ka na konuşuyor ona alâ- karin Iyordu. Peki ama, bu âlâ- ağu, m Dünasebeti vardı.Bu dos- Manası vardı? niye buna hiç bir mana vere- kay, “8 ©, Mühsin Beyin de alâ Bey, “in R,, âna veremiyordu, Muk- e Makama gösterdiğiniz şefkat, » beni size minnettar br- Muh iyordu. Beyin minnettarlığı, lü- bunun için mi / emmi bunun için değildi. Muhağ a şeyden evvel kadındı. Bi bi ie kendini beğendiği. iz daha in vâziyeti, her gün bir- id rd ii ie Tefrika Ni 17 KİMSESİZ Nakleden: Selâmi izzet derhal Adaya köşke gelmiş, bü- Lün yazı adada geçirmişti. Doğrusunu söylemek lâzım ge- lirse, Şadiye ilk defa olarak, bü- tön bir mevsim, bir evde sığıntı ol- duğunu unutmuştu. Muhsin Bey mültefit sözlerile ona vaziyeti u- nutturmuştu. Kızı ile meşgul olduğu kadar, Şadiye ile de meşgul oluyordu. Halbuki Muhsin Beyi, yalnız kendini, kendi keyfini düşünen bir egoist olarak tanımışlardı. du... den bakar mısın?. Muhsin Beyle Seniha o sabah at- la tura çıkmışlardı. Şadiye git mek istememişti. Pençereden baktı; Muhsin Bey atından inmişti. Seniha henüz atı- nın üstünde idi. Tığ gibi bir genç kızdı, Fakat ata binince biraz ufa-! uğrama, Hastalığa tutuldu, öldü. İıyor, biraz daha çocuklaşıyordu. — Sana gelmedin diye darılmış- | tım ama Minik anne, gene büyük tur yolunda durdum, “tavşan br- yığı, ile “titrek,, topladım. Babam da çok yardım etti. Yukarı getire- yim mi? — Zahmet etme yavrum, ben a- Muhsin Bey, seyise atların ba- kımları için emir veriyordu. Şadiye Senihayı öptü, Sonra ateş gibi Ya” | musu Osmani:'Mehmet Sâlahi sa- nan yanaklarmı tuttu: — Ruzgârlarla güneş fena y. seni Seniha... Haydı git soyun. — Sonra seni nerede bulayım? — Odamdayım. (Devamı var) Arnavutluk elçisi i bula gelmiştir. Pazartesi olduğunu söylemiştir. kânı Harbiye reisliğinde ile Anrakaya tayin edilmiştir. şid Galatasaray lisesine ait tahkikat miştir, Vilâyet idare meleri lüzümu olup dair karar verecektir. mma Saat hırsızı lanmıştır, ——— Kaçak cıgara kâğıdı muştur, nazik, hürmetkâr tavrı ile, daima Halbuki Muhsin Bey ona iyi yü- rekli, dost, nazik, terbiyeli bir a- dam olarak kendini tanıtıyor, öte- ki sözleri, halile tekzip ediyor- -— Minik anne, biraz pençere- Arnavutluğun Ankara elçiliği- ne tayin edilen Cavit bey İstan- ünü Ankaraya gidecek olan Cavit bey Türkiyede Arnavutluğu (© temsil edeceğinden dolayi cok memnun Cavit bey Osmanlı ordusunda zabitlik yapmış, Arnavutluk Er- bulum- muştur, Son defa Üsküpte Arna- vutluk konsolosu iken orta elçilik Galatasaray lisesinin idari kıs- mında yapılan tahkikata dair ev- rak dün vekâletten vilâyete gel- heyeti ilk toplanmasında evrakı okuyacak ve alâkadar memurların muhake- olmadığına İtalya hava ve tayyarecilik şir- keti müdürü doktor Simenj'in hu- | susi otomobili Perapalas önünde dururken saatini Niko isminde | ve Üsküdar semtlerinde de mü- | — Sağlam. Mücadele — Çekiş -| biri sökmek istemiş; fakat yaka - | sakkafatın yeniden Samatyada mektep sokağında pazar yerinde kaçak cigara kâ- ğıdr satan Nail isminde biri ya - Pameniz Mil üzerinde 35 Lİ kaçak cigara kâğıdı bulun- m Vişiye gidince, o YAKIT DİLİMİZ. İ AAA AK ALAKA AAA YA Yeni 14 sözün karşılığı / Yabancı söezlrin | Açıcı, Fazıl — İyilik. Fazilet — ve kullanılışları | karşılıkları i Değer. Feci — Acıklı, Fecir, Fe | da.. İstanbul 35 — 57 inci mektep ho adil mi ere Kama calarının buldukları Meze biai Azgmlık etme. i İbda — Yaratma, daretme. İb- 2 — Desise: Den, oyun. Bana | ra — Temize çıkarma. İcmal — oyun etme, ben onu yutmam. Din- | Derlemek, toparlamak. İcra — ie adam aldatmak iyi değildir. — | Yapmak. İçtihat — Özge geliş, öz 3 — Deva: Ot (Meraşta ilâç | ge buluş. İdare — Çevirme, başar- yerine kullanılır.) Otacıya gittim | ma. İddia — Ayak direme, ileri gözüme ot koydurdum. sürme. İdman — Güçlüğe alışma. 4 — Devam: Sürüp gitme, bir | Alıştırma. İdrak — Kavrayış. I - düziye, bir teviye, gitmek. Kaleme | hale — Ötekine bırakma. İhdas — gidiyor. Bir teviye söyliyor. Çıkarma. Ihraz — Kazanma. 5 — Devlet: Devlet (ıstılah) , İst, 33 ncü ilkmektep hocalarının ! kazanç, varlık, bulduğu karşılıklar 6 — Dikkat: İnceden inceye, z ati N Söylü - bakış inceliği. Bu işlere oinceden Kabir ya al ll ei inceye bakmak lâzım. Nice işler) YE” arşa ei Bü l vardır ki bakanda bakış inceliği | sö Kesmek: Kaz Seve e yoksa yanlışları göremez. e e y 7--Din:T nk şünce, Kasavet — Kaygı, sılamtı. 8 — Dirayet: Kavrayaşlılık, bl. | Kübbe — — Yarım topar akı meklik, işinin adamı. Kavrayışlı| Ve Bu 0 a bir adamdır. Bilgisi çoktur. İşinin — Sy eee i ur'a — Çeriçağı. adamıdır. 9— Dua: Yum. İstanbul 38 inci mektep hocala- rinin buldukları karşılıklar 10 — Duçar: Çatma, tutulma, | Mephut — Şaşma. Meblâğ — Akça. Meselâ — Netekim. Metbu — Uyuluş. Metin — Kütük. Mi - sal — Örnek. Mübrem — İlle, Mü- cadele — Savaş. Müphem — Si - lik, Müsmir — Yararli. Müteca - sir — Atılgan. İstembul 27 inci mektep hocula- rının buldukları karşılıklar Nağme — Güzel ses. Naış —| Ölü. Nasip — Pay. Nefaset — Gü- zellik. Nefer — Bir - tek » adam - İstanbul kırkıncı mektep hocala- rının buldukları karşılıklar Defi — Savmak. Defa—Bir arada, Delâlet — Kılavuzluk. De- lil — Yol gösteren. Derç — Top- lama, Derkenar — Yan yazı. Der- man — Güç. Ders — Öğretme. Dert — Acı. Deruhte — Oruzla- ma, üstüne alma. (Bu ağır işi omuzlama becere- mezsin.) Tatbikat Mektebi hocalarının buldukları karşlıklar Defi — Savmak. Defa — Kez, Vi kir daha, Delâlet - Kılavuzluk. Des lil — Kılavuz. Derç — Toplamak. Derece — Basamak, Derkenar — Kıyı yazı. Derman — Güç. Ders— Öğrenme. Dert — Kaygı, Deruhte 5 — Üstüne alma. İstanbul on yedinci mektep hocala rının buldukları karşılıklar Tabi — Uyan, bağlanan. Ta but — Ölü sandığı. Tabi — Son- raki. Tarih — Geçmiş bilgisi. Te- cil — Gediye bırakmak. Tedip Uslandırma, Teemmül — Düşü me. Teenni — Ölçülü o düşünn Teessüf — Üzülme, Tecasür — İç” lenme. Teessüs — Kurulma. Te hir — Geciktirme. Telif — bulma, yakıştırma. Temin — İ - nandırmak, elde etmek. Tesir Dokunmak, iz bırakmak, Tekit — Perçinlemek. vi Istanbul 2 inci mektep hocaları mun buldukları karşılıklar Özür — Eksiklik bildiren. U fuk — Tan yeri, bakım bitimi, gö bitimi. Uhte — Üzerine, üstü i Kötülükler de hep bana gelir ça- tar, 11 — Duhuliye: Girimlik, Bu sinemanın girimliği 50 kuruştur. 12 — Dünya: Acun, (Divanı lü gatuttürk — Türk milleti acun dur dukça duracaktır. 13 — Dost: Bilişik. Söylediği - niz adamla tanışık, hilişikliğimiz yoktur. 14 —Düşman: Yağm, Yav (Ka- 'İ hife 395) . Obayı vablar bastı. | | | mn, tahriri işine | me, savaş. e Müphem — Belirsiz. Müsmir — Yemiş veren, son ve - ren, Mütecasir — Kabadayı. İstanbul 38 inci mektep hocala- kişi. Nifak — Iki yüzlülük, bozu - şukluk, Nimet — İyilik, hoşdirlik. : Nizam — Dizmek, Dizi, düzen. Iskenderiy ede Nüsha — Yazılı şey. Nutuk — Söz .. . lâkırdı. Büyük iskenderin İstanbul 42 inci mektep kocala» VR mag ör ve rının buldukları karşılıklar vi — &üce, ulu. e —w li EMSAMDE Mebhut — Şaşkın. Mebliğ — bağlanan nesne. Umum — Tü Mısırda Tutankamenin meza- | Para sayısı, Misal — Benzeyiş. — bep birden. Unsur — Ana, rm: bulan Mete Howard Carter, | Mübrem — Savulmaz. Mücadele | Unvan — At, san. Eyreti buyrul son yaptığı araştırmalara göre al — Çarpışmak. Müphem — Yarı | geçici buyruk. Uzun — Yaşa; imi giye de mi kapalı, Mütecasir — Atılgan. (| | parça. Ücret — Emek karşıl i vape en e ©*| gatanbul 13 üne mektep hocale | Ülfet pie) yaya Üs ii ye di yi İKEsGke yeri rının buldukları karşılıklar. | 1 m. pir d O Dy — Yal 5 va temin edildiği dakikmdza it” | © Nağıne — Ezgili vee. Maş —| “2100 Yalmisieğa esimi e başlıyacaktır. | Ölü. Nasip — Pay. Nefaset — Gü- İstanbul birinci mektep muallim Hafriyatı idare (e edecek olan | zellik. Nefer — Kişi, Nifak — Boz! (( Cerinin buldukları karşılıklar. Mister Carter; bu mezar keşfedi-| gunculuk. Nimet — İyilik. Nisap—| O Adap — Uygunluk. Aferin - lirse, Mısırda yapılan arkeolojik | Pay. Nizam — Uygunluk, sıra.! Yaşa, varol. Afet — Uğursuzluk araştırmaların en büyüğü olaca-| Nüsha — Sayı, yazı. Nutuk — Söz| güzel âzgm.. Aşik — iyi ğını da söylemiştir. söyleme, Tanık, uyanık. Ahenk — D Büyük İskenderin mezarı, Tu- | © #ataribul 72 inci mektep hocaları. | eğlence. Alâyiş — Baş tankameninkinde olduğu gibi bir rin buldukları karşılıklar kelek. Alet —'Avadaiık; şok kıymetli eşyalar değil, belki| ahir. Ec, Kail — Söyli -| Amade — Kurulu, yerli yerinde ni ri e ar yen. Karar — Durmak, durgu, Aman — Yardım isteme. li 7 Mal si ij Karz — Ödünç. Kast — Saldırma, | Buyrukçu. Asayiş — Uz çüyük İeemerin mezarının | kurma, Kasvet — Sıkıntı. Kubbe -| Asude — Durgun, kendi halin muş olması itmeli de leri sürü | Teparink” tavan: Kadrete— Güç| Ati — Gelecek "Ayta <8 m a yetme. Kudsiyet — Kutluğluk. düzen. Ayna — Gözgü. Azade - Hafriyati idare edenler, âhşi | Kurban — Bir uğurda ölen. Kur'a | Yalnız kendi başma. “sondaj,, dedikleri daldırma veya Düşme, i İstanbul 42 inci mektep hoca toprağa borular sokmak suretile İstanbul 54 üncü mektep hocula- nen buldukları karşılıklar çıkaracaklardır. ei ele: Karşılar Özür — Ufuk — Tan > Mephut.- Meblâğ — Akça, Me-| Düğüm. Ulvi — Yüksek, Um Musakkafat tahriri selâ — Sözün gelişi. Meşbu .—| Bütün. Unsur — Parça. Unvan Bugünden itibaren Kadıköyü | Misal — Örnek, benzer, Mübrem| örfi — Zoraki. Uzuv — Parça Ücret — Deyer. Ülfet — Kayn mak. Üstat — Okutucu. İstanbul 56 ıncı mektep hocaları nn buldukları karşdıklar : başlanacaktır . ———e——— Bir kız kuyuda boğuldu 4 Ramide iki yaşında Hacer is- rinin buldukları karşılıklar m” minde bir kız kuyuya düşerek bo- | | Facia — Ağlatıcı, Fahiş — Pek | di: Zebun — Düşkün. Zebur Yulmuştur. Facianın bir kaza ne- | ziyade. Fahri — Bedava, Faide — | Zerre — Parça, Zeval — ticesi olduğu tahmin edilmekte - | Kâr, işe yarama. Fail — Yapan, | Zindan — Karanlık yer, dir. Zavallı çocuğun cesedi ku- | işliyen. Faiz — İşlemiş para. Fa -| — Yok olma, boşa gitme, yudan çıkarılmıştır. ni — Devamsız, geçici, Fatih —| Parça. Zait — Zaman — Zat —