Şair ve fikir Şairle fikir bizde, gece ile gün- düz, yazla kış gibi biribirinin zıd- dı sayılır. Yedisinden yelmişine kadar şiirle uğraşanlar, edebiyat - la şöyle böyle ilişiği olanlar da san at adamı ile fikir arasında bir mü- masebet bulamazlar. Bana kalırsa şairle fikir arasın- daki ilişiği manzum hendese kita- bı yazılmalı diyen allâme mukal - İitlerinin, yahut ta şiir, şiir, kalp, gönül, sade iç diyen âşık gözile görmek her zaman insanı aldatır. Çünkü hangi bakımdan bakar sanız size hak verecek misaller görürsünüz. Meselâ, allâime mu- kellitleri diyebilirler ki: Şiir fi- irsiz olmaz.... İşte Mevlâna, İşte Yunus, işte Fransız klâsikle - ri... Aşıklar diyebilirler ki, Şiir mi, a canım onun fikirle ne münasebeti var? İşte Nedim, işte Fuzuli, İşte Nef'i, işte Hâmit, işte san'at, san- at için diyen bütün san'atkârlar, İşte romantikler, sembolistler, şun- lar, bunlar... İki tarafın da dediği doğrudur. Yerine göre, zamanıma göre... >” Nedim, zamanında fikir söyle- *eydi soğuk olurdu. 1933 de İstanbulda bir şair Ne- dim gibi crvıldasa dahi Nedimin İçinde yüzdüğü havayı bulamaz. Niçin Nedimin zamanında san'at a- damından ne isteniyordu? Sade güzel söz, sade ahenk, sa- ruhu saran mısralar... Bu ka- insanlara kâfi geliyordu. Çünkü onların mideleri » tabii yirmi devrinde, i deri sonra zevkle dinliyenler - ka- İaları, ruhları tam manasile dört ı mamur bir halde idi. İnsan ruhunun dört başı mamur “lması demek kafasında hallede « Mediği mesele yok, sırtı pek, kar- Mi tok demektir. Kafasmda meselesi olmıyan, Bi I r doktor Bir kadının çocu- ğunu düşürmüş .. | Kadın ölmüş ve doktor mahküm olmuştu ! İstanbul ağır ceza mahkemesin » de, dün Dr. Şirinyan Efendinin mahkemesine devam olunmuştur. | Şirinyan Efendinin çocuğunu a»! lırken Melek isminde bir hanımın | ölümüne sebep olduğu noktasm - dan muhakemesi yapılmış, suç sa“ bit görülerek, bir sene hapsine ka- rar verilmişti. Temyiz mahkemesi, bu kararı müdafaa hülâsasınm karar sırasın da tespit edilmediği kaydile boz- muş, bozmaya uyulmuş, yeniden muhakemeye başlanmıştı. Yeniden muhakemede, müddei- umumi Ahmet Muhlis Bey, evelce olduğu gibi cezalandırılmak iste - ğinde bulunmuş, müdafaa yapıl - mış, muhakeme karar için kalmış- tır. Profesör Malş Işe başlamak üzeredir Darülfünunun ıslahı hakkında verdiği raporun tatbikine memur edilen İsviçre profesörlerinden- M. Malşa darülfünun tarafmdan yol parasınm gönderildiğini yaz - mıştık. Profesörün bir nisandan iti baren İstanbulda işe başlıyacağı - na dair malâmat gelmiştir. Pro ünvanile çalışacaktır. Darülfünun- da kendisi için bir çalışma dairesi hazırlanmaktadır. Profesörün re - fakatine, geçen seferki tetkikleri esnasmda da olduğu gibi, Nahit Sırrı Bey memur edilecektir. smmm Ersan. daha kuvvetli nesire, daha kuy- Wirtı pek, karnı tok bir devirde fi- | vetli şiire tesadüf ediyoruz. Fakat kir söylemek hakikaten âbestir.| bu $iir ve nesir edebiyatı cedide- Şünkü herkesin kafasında inandı. | cilerin, hattâ fecri âticilerin ka- Ür, iman ettiği öyle fikirler var -| zandığı muvaffakıyeti kazanamı- ki onları söküp atmak istiyen | yor. Yenilerine ruhunun kapısını aç“ Hergün, spor ve şiir mecmusisi Maz. Nasıl insar tokken yemek is- | çıkıyor. Bunlar muhakkak ki ede- ttmezse.... , biyatı cedideden çok kuvvetli şey- Nedim zamanında da (ümmet) | ler fakat etraftan gördüğü muka- fikirleri iman ve kanaat halinde | bele bir alâkasızlık... Bunun ses Yahlarda yaşıyordu. Tabiat, ruh, | bebini başka şeylerde aramak lâ- Madde, içtimai kıymet, ve meta -| zım. fizik hakkında kurulmuş ve ina Mei tılmış kaideler vardı. Bu kaideler 1933 senesi, 1920 senesi değil- Yuhlarda yerleştiği zamanda Ne-| dir. Aradaki fark ta 13 sene farkı dim eksik olan başka bir tarafı| değildir. Belki 13 kere yüz sene- Anlatabilirdi, Nitekim o da bunu| nin farkıdır. Bir devirde yaşıyo - Yaptı. ruz ki dünyada eski, harpten ev - Nedim fikir söylemeden büyük | velki kıymetler Okyanusta çökü - San'at adamı oldu. Ayni sebeple| veren bir Atlantit ülkesi gibi göz- Puzult san'at adamı oldu, Bu san: | den kayboldu. Artık sırtı pek, kar- âtkârlar için (meseleler) ancak! nı tok, ve ruhunun dört başı ma: kendi ruh âlemlerinde mevcuttu. | mur insan yok, Biz de eski felse- vaziyeti (edebiyatı cedide), | feye isyan eden onu ruhundan ko- Fecri âti) devrine, hattâ son on | van bir cemiyet içinde yaşıyoruz. Seneye kadar kabul edebiliriz.| Hepimizin kafasını | tırmalıyan k ü on sene evveline kadar fi- | öyle meseleler var ki, sevgiliden, i leri daha evvelden hazırlanmış, | yahut güzel bir teşbihten daha Bişirilmiş kotarılmış bir cemiyet | çok ona cevap vermek için şuurlu Vardı. Bir orta zaman cemiyeti o- veya şuursuz ceht sarfediyoruz. lan, Türkiyede yeni fikire lüzum San'at insan ruhunun daima #örülmezdi. Çünkü Nedim zama - | boş olan tarafını dolduran bir de- Amda olduğu gibi zihinleri tırma | nizdir. Teşbih, istiare, aşk boşlu - ! yan, bütün meselelere cevap ve | ğunu doldurduğu gibi, fikir, dü - Yen bir geçmiş günler fikri ve fel- | şünce ihtiyacma da o cevap veri - | (fesi yardı. Onun icin san'at a-| yor. San'atin üstünlüğü buradadır. | sadece san'atı arardı. Aç ruhları doyurmak san'atin va- gr ee zifesidir. Onun için Türk şiirinde ' Bugün edebiyatı cedide nev'i | fikre doğru bir akın var, İçinde, edebiyati cedide nesrinden Sadri Etem Z m Istanbul Maliyesind. .. v : Değişiklik Geniş salâhiyetli bir def- | terdarla üç varidat müdürü İstanbul Maliye teşkilâtında ba- zi değişiklikler yapılması düşünül - düğünü evelce yazmıştık. Ankaradan gelen haberlere göre İvilâyetin varidat noktasından İs * tanbul, Kadıköy ve Beyoğlu ola » rak üç kısma ayrılması ve bu kı » sımların, geniş salâhiyeti haiz bir defterdara bağlı üç varidat mü * dürü tarafından idaresi tasavvur | edilmektedir. Bu varidat müdürle- rine dolgun maaş verilecektir. Mel müdürlükleri de şimdilik masraf işlerile meşgul olacaklardır. Ay - rıca İstanbul defterdarlığının em- ri altında bir kontrol teşkilâtı bu- lunacak ve mürakabe vaziyeti $ı- kılaştırılacaktır. Bu teşkilât için hazırlanmak ta olan lâyiha ile defterdarlık mu- bakemat müdürlüğünün genişle - tileceği, yeniden milli bir emlâk müdürlüğü tesis edileceği de ha - ber verilmektedir. Kurban bayramı Gelecek Çarşamba günü İstanbul müftiliğinden: 4 Nisan 933 Salı günü Zilhiccenin doku - zuna müsadif olduğundan arife, Çarşamba günü de Kurban bay - ramı olduğu ilân olunur. Bayram Namazı Zevali saat; 6,13” pey Ezani saat; 11,34 Ecnebi gümrük müşavirleri İnhisarlar vekâletinin daveti ü- zerine memleketimize gelerek güm rüklerde tetkikat yapmıya başlı - yan ecnebi gümrük müşaviri M. Vurfbayu İstanbuldaki işini bitir. miştir. Müşavir bugün İzmire gi - derek ora gümrüklerinde tetkika- ta başlıyacaktır. mann Sarhoşların yaptıkıarı Fenerde oturan Hatiçe Hanımın evinde, sarhoşlukla Hatiçe Hanı - mın kardeşi Hasanı biçakla öldür- mekten suçlu Ömer, Eyüp ve Şe - caattin haklarındaki tahkikatı ya- pan müddeiumumi muavini İsmail Hakkı Bey, tahkikatını bitirmiştir, Dosya suçlularla birlikte ikinci istintak hâkimliğine verilmiştir. VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete Istanbul Aakara Caddesi, VAKTT yürdu Telefon Numaı Yazı işleri telefonu: Idare telefonu Telgraf ndresi; İstanbul — VAKIT Posta kutum No, 46 Abone bedelleri : Türiiye Seneli": hi 8 aylık 3 aylık 1 aylık Hân ücretleri: Kesmi ilânların bir satırı 10 Kuruş Ticari Anların bir satımı o 125 Kuruş Ticar! Nânların bir santim! 25 Kürüş Küçük ili Bir defası 80 iki defam 50 üç defan 65 İN Güre defası 75 ve on defam 100 kuruştur. Uç aylık iha verenlerin bir defam mecca- nendir. Dört satırı geçen ilânların fazin satırları beş kuruştan besap edilir. Italya Veliahtından ibaşka bir Pzenste Bir kaç güne kada. şehrimize gelecektir İtalya Veliahtı Prens de Pie - İ mont ile zevcesinin bugünlerde şehrimize gelmeleri ihtimeli oldu- ğunu yazmıştık. Bu hususta şehri - İ mize resmi hiç bir haber gelmemiş- tir. Bununla beraber resmi ma « kamlar düne kadar Mısırda bulu - nan prensin İstanbula gelmesine de ihtimal vermektedirler. Dizer taraftan, balayı seyahati yapmakta olan prens Pio de Sa - voil, Marki de Costel Rodrigo, dük de Notchera'nın zevcesile birlikte bir kaç güne kadar buraya gele - ceği haber verilmektedir. Bu pren- sin İtalyan kral ailesile hiç bir a- lâkası yoktur. Bir Ingiliz asilzadesi kadın Tayyaresile şehrimizde İngiliz asılzadelerinden düşes dö Bedford hususi tayyaresile Lon- dradan şehrimize gelmiştir. Düşes Yeşil köyde vilâyet namma Emni- yet müdürü Fehmi Bey tarafından karşılanmış ve Perapalas oteline | misafir edilmiştir. İngilterenin tanmmış asılzade - lerinden biri olan düşes de Bed - ford tayyare ile üç hafta devam e- decek bir seyahate çıkmış, geçen salı günü Londradan hareket et - miştir. Budapeşteye ve Bükreşe uğrıyarak buraya gelmiştir. Hava iyi olursa bugün tekrar yola çıka - cak, Konya, Halep, Kahire, Oran Kan yolile Londraya dönecektir. Ayni zamanda tayyareci olan dü- $es tayyaresini bazen kendisi ida- re etmekte, bazen de yanımda bu - lunan pilotu M. Allen idare etmek ! tedir. ——az emlâkin badema peşin para ile satılmasına dair karar verildiği telgraf haber- leri üzerine yazılmıştı. Bu karar henüz defterdarlığa tebliğ edilme- miştir. $ Defterdarlıkta — Muhtelif meseleler hakkında defterdarlık tarafından tetkikat ve teftişat de- vam etmektedir. $ Vilâyet Heyeti — Vilâyet ida- re heyeti dün toplanarak heyete gelen bazı evrakı tetkik ve intaç! ETTEN UNU MAAS AA 28 Mart 1918 — Vilâyatı Şarkiyede tahlis edilen yerlerde umuru idareyi tanzim etmek için ordu kumandanlığı nezdine dahi- liye nezaretince bir mülkiye memuru izam kılınmıştır. — Ajçans Havasın bildirdiğine gö- re uzun menzilli toplar ile 125 kilo- metreden Parisin bombardımanına de- SOHBE TLER Milletler cemiyeti Ne Çıkarsa Ondan Çıkacak Herkesin girdiği savaştan çıkıl- dıktan sonra, dünya işleri, kuzgu- ni Arap saçına döndü. Yorgun ar- gın, bir an evvel bitsin diye yapı" lan muahedelerin, kılı kırka ayır - mak zahmetine katlanılmadan im- zalanan taabhütlerin hükümsüz - lüğü, devletleri biribirine düşür - meğe başladı. iz Nihayet, dünya işlerine düzen vermek için Cenevrede bir toplan- tı yapıldı. Ogün bugündür, Cemiyeti Ak- vam, mizah mevzuu olmaktan kur- tulamıyor. Dünya devletlerinin murahhas- ları, Cenevrede başbaşa verdikle- ri gündenberi, bu toplantı ile alay etmedik hemen hemen hiç kimse kalmadı. Diğer (memleketlerde bilmiyorum, fakat Fransada, Ma- riusle Tartarinin yerini Milletler Cemiyeti tuttu. Bizde Milletler Ce- miyeti Karagözle Orta oyunu gibi bir şey oldu. Dünyanın öbür meni- leketlerinde de, muhakkak, ki Milletler Cemiyeti, yerli tuhaflık- lardan birine temessül etmiştir. Filvaki, yıllardanberi, bu cemi- yet omurahhaslarının akıntıya kürek çeken hamlacılar gibi, ter döküp yerlerinde saymaları, Mil- letler cemiyetinin ak dediğine, devletlerin kara demesi, ve niha- yet, Japonyanın meydan okuması, Cenevrede: Sulh, sulh! diye bağı” rılırken, Çinin tepelenmesi, bu toplantının alaya alınmıyacak hiç bir tarafını bırakmadı. Fakat artık işin, alaya dayanır tarafı kalmadı. Dünyaya ya savaşlar, ya toplan- tılar yeni bir.nizam verir. t 1815 ten 1870 e kadar Avr panın nizamını Viyana kongresi kurdu. 55 sene, Avrupa, aşağı yu- karı, bu tarihi kongrenin çizdiği esaslar dahilinde yaşamıştır. 1870 Alman - Fransız savaşı, bu nizamı altüst etti ve 1871 de bi- rinci Giyom, Versay şatosunda, taç giydikten sonra, Avrupanın yaşa « yış şartları tamamile değişti. Kırk sene de, Avrupa, bu savaş sonunun çizdiği hatlar içinde ö- mür sürdü. Derken, herkesin gir- diği büyük savaş patladı. 1870 savaşını, umumi harple mukayese edemeyiz. Bu muazzam savaşın bulandırdığı âlem, kolay kolay odurulamazdı, nasıl, ki durulamıyor da 1870 bir nizam kurdu, fakat 1914 bozduğu koca bir nizamın yerine bir şey koyamadı; yalnız, koyabilmek ü- midile, bir cemiyet doğurdu: Mil- letler cemiyeti. ' Bence, dünyaya yeni nizamı ya bu cemiyet verecek, yahut ta - çi- İ vi çiviyi sökermiş « yeni bir savaş patlayıp, bulanıklığı durultacak. Yani Milletler cemiyeti ya büsbü- tün iflâs edecek, yahut etmiye - cek. Herhalde - Milletler cemiye- tile pek alay etmiyelim « ne çıkar- sa ondan çıkacak. Selâmi izzet Mücadeleye devam Bir çok kaçakçı yakalandı Polis ve gümrük memurları ta - vam edilmektedir. Şehri mezkârun | rafından kaçakçılıkla mücadeleye dünkü manzarası 1914 senesi Ağusto- | şiddetle devam edilmektedir. Güm sundaki dehşetli manzaranın ayni ol- | rüklerden mal kaçırmağa teşebbüs muştur. eden veya ötede beride kaçak eş- — Dün saat dört buçukta Darül -| ya satan kaçakçıların birçoğu yas fünün könferans salonunda Ziya Gö- | kalanmıştır. Son ay içinde yalınz kalp Bey tarafından “Medeni intibah, | zabıta kuvvetleri şehrimizde 28 | meozulu bir konferans verilmiştir. kaçakçı yakalamıslardır.