— 615 — 880 vaydrey yeyej npaodkıjıgeuipe UOĞUA sepuy zrunğıposı yaaa Uöydrey PJTAJI *npdodıjipoyaos Goğua Sn apuns ayısans ng 34 npaodimye asan; sepwy su eomkeuyo yevyemu SA 4o£nmuoy evi voumjo 1180) Yeon *apzodıpidek 3193 3u1oza1 “op unweoepu! ng — (nuouwsey ) 4g niyn$ *gıpyseu ozıyoynd nnsp) 'NpaokıpıdA aytse ss yesosnu 10) “14o4,, Yajıpayaas ep “Yy npaodıps 141 «Uz maaszau yesbjaş 2A wysod woupdek yekyyars o| on ndng “npsodruye YOĞYA vize 2499 Yodng epie 3ua8 pıgesynu cung a Jodıjıdek şwasew yo udi yea sak ejzej eyyeyj “ipfopjey ng y529)'g «po deysı Yasgaynu yres3a yesuv jeyeuı IğIy yLağoz Uaşaaıpuom! $ *npgodje op sajaaşıpusunğ ““pufop iıgey ep yepeyvumu ugeg 24 niyof zi » alıpyeu vezısva Şoyunğ "unpop Ipp9 Upyu up - dap IppPOYON — (nuoweyey) fg niynğ © “amâruyjıpauauı uapou w4$a #popegnm guy 'znunsıodnjigs nunğnpjo #tuyıp “2U0L1 TUŞ “YON yep “yerejo vujejiyğ » bu işlerin sureti cereyanını rpten evvel “koli,, nakliyatı ktu. Demek, her ne kadar “ko- olsun postahaneye getirince alınır, »ten sonra alman vagonlar bir ne devam etsin denildi, me- on bin “koli,, si olduğunu söyledi. iki bin “kolim,, var diye . Ve sonra, diğe “koli,, leri sevkolunun caya kadar dört beş beklemek mecburiyetin- ı, Ayni günde meselâ beşer dakika fasr- layla müracuat eden iki tüccardan birinin “koli,, lerini ilk sevkiyata yetiştirdik fakat bu da şikâyeti Ik sıra sahipleri: “Sıramızı gene baş- rsunuz,, dediler. Biz bu şikâyata ce- si olan bir adam bekleme - nle gitsin, diyor. Halbuki çok raz ediyor ve: Benim taahhü- düm var. Sevkiyat bir gün gecikecek olursa ben tezzminat itasma mecbur olacağım,, diyordu. Fil bu sözler mantıki ve ticaret âleminde kabule şsvandı. Maamafih sonra işittik ki şu kadar (ko- Yi) m var diye ilk müracaat edenlerin o miktarda mal ormuş ve sonra sıralarmı başka tüccara satıyorlarmış. Biz işitince artık, sıra yoktur dedik. —382 — vE <P uh young ge) seşumç yeyeş “#ndmeop unuo ep wepe ng inuzek dnpyou 219 OpJIyoZ - Tpoj4os 'eyez ig uejo opunodıgu; yusesd) uğ alg 'eruoş “angönuyo ojkog VÂTr0sy9 43 ginsu ojıvaylos nönpjo ISA azâj 'iimep “ipajkos sag 7yı8uj 4ıg,, 'ep idle ve nopsu nung “İreop “dirrj “ “vw Ayn v 14 #opzıyıduy,, :9a #yaya3 ep o öryrnap “myo 1âr vu zruesdek yıns oypsapzıyıduy,, sekipmelesg Ag uujo 3) - yoo yeyelos #pordasş EJOSOyA sarprea sempoy “pop ızüg Mupe 'amyyok iyee ununSapıngnsna Jıf “1 ag yppe EmgjeH *nyizjo vkei sajyakeali şo vruos sopuryepuya unrekemy essetyliğ “epuryyeg 5| “901 ig “ipvuyo ujea Tyıpyoz yine Uepuijereş 4aJ “afaap şuymı epulsez 1oyomos drepg 'ârusyarmz nuo atayey igiyeç — (muoweysuyy) £og nop$ *sayjtppa) dajıpo uvpuyese uewing — 519 *gamyayeun o4a13U 1491710751 gis uojıpo ng egeoy — (muowejsey) £og nuyp? “ansıyegnnzao “ysanaşka yap oun,$9u ng - e nyun3ng soiyouulg vA vsourajlapp3ı Tuuayııpı) Yıns uojipa vaos uoputjejiydi uruefsny esseyig Urjagnya (o usasızoynu wepuiyesu) YOpoUYUny zey epüljrez Mopouss dreşy,, :sopjens ng 'amzok - 1598 oyens tompox (wyepos mfejj) gıt ava 493 DÖRDÜNCÜ ORDU KUMANDANININ BIR EMRİ Seyit Ali Haydar Bey (Asir) — Dördüncü or « du kumandanı, kanunuesasi hilâfında ve imzası tahtında altınla kâğıt arasındaki fark zail olmazsa kur'a ile üç vilâyet tüccar ve âyanını maaaile tak- rip edeceğini ilân etmişti. Meclisi vükelâca buna karşı bir itiraz vaki olmadı mı?, Şükrü Bey (Kastamonu) — Bundan malüma * tım yoktur. Binaenaleyh bu sual dahiliye nazırma teveccüh eder. VAKAYIİ HARBİYENİN İFŞASI Reis — Bu sual hakkında başka bir mütalea var mı?, (Hayır sedaları) Altıncı sualde: “Vaka yii harbiyeden sevkülceyşe taallük etmiyen ve bi naenaleyh ketmi lâzrmgelmiyenleri mücerret mu * hafazai mevki daiyesile ketmeylemesi ve her gün birer menfi sebeple düşmana çiğnettiği vatanım muazzez aksamının avakibi (o elimesinden milleti vakit ve zamanile haberdar etmemesi,, söyleniyor, Şükrü Bey (Kastamonu) — Vakayii harbiye « den sevkülceyşe taallük etmiyen, ve binaenaleyfi ketmi lâzımgelmiyenleri gizlemek mücerret muha- fazai mevki daiyesile ketmedilecek bir hareket de- —311— e “iy apuşe ger sp ware — (nuowesey) £og nonğ “alpin öyurfıpo sepsogey 341 Ng yPYDA Wifpdau1 önurunjo urezi snsijevi nınddam 4g e (İsğdeopog) s9oltuwsg non »ny ouszn unung 04 SUNG 91417497 1g oyy uIĞI type gis zıpığuş Mg Uepuluereoon) aruz| pp oyyuypog — (mağaza) og umyosurağ “umsodnjkgs nuunsnsyeu HA) Ypuoy kepi — (nuoureşseyi) dg pryn$ *iipevjo sıyeğnnzaau epypoyna sefoou rejumg şow — (sppny) £og Igısuğıy dısey “MAPOYMIp İğıpİ paaa9 va ajan - An zyyı8uş pvopo8 evin Hyun “Tppousaymau youpap uruedsny 'o40Zp yetujo wövg sö “yıpkas - >. APP yine dppeoyguu Yaygıyuz ur kema “pda « ojasonı yuruuy *0 — (nuomusey ) £og nayn$ “iypiyen pğap uoumoşan. xp il eagami 5 ama sil, İİ al beleş dl - ul wruedsny — (Snpny) £og Igiğeğiy dıSey ap *y$t maldıpodg “mağnmun;ng opuyıppa yins epjo4 n$ #zig ipe mö uvjo yokıyyyvs ıgiyes uruozoyıluz,, suepvizd urezvıpes vu 'uepuzeu 94ro1rey Su ep “YoypA Hipo vog 'zewunlo HEME 3111 44 İp iseniye istihsal etmek için bildirilirse meclisi vi- kelâ haberdar olur. Ragıp Nişaşibi Bey (Kudüs) — Demek ki bunlar bir kısmından haberdar olmamıştı?, Şükrü Bey (Kastamonu) — Bunların bir kıs « mından haberdar olmuştur; çünkü iradeiseniyeye iktiran etmek üzere hükümetten geçirdi. Ragıp Nişaşibi Bey (Kudüs) — Malümu âli - niz o zaman Suriyede hali harp yoktu. Taarruz ve ya müdafaa edilmiyordu. Yani o havali, ahvali #- diye derecesindeydi. Şu halde âyanlık sıfatı iskat edilmeden bir adam nasıl asıldı ve iradeiseniyeden sonradan istihsal edilmek üzere meclise geldiği vakit bu hareket kabine âzasında nasıl tesir bı - zaktı?, Şükrü Bey (Kastamonu) — Divanıharplerin kararı istinafen temyiz edilmez. O, öyle gider. E » ğer o hususta yeniden tetkikat icrası İâzrmsa 6, meclisi meb'usana ait bir vazifedir ve divanıharp- lerde şu karar verilmiştir, verilmemiştir diye bir nazır söz söyliyemez ve binaenaleyh kabine âzası bu basusat hakkında nasıl beyanı fikir etti derse- niz cevap verilmez. Çünkü divanıharp karar verir, olur gider. —310— —Si— 94 4odag soup — (nuoureyrey) #og nayşağ oaruypourojgs koü mg şiş İrrey *P PoevZ opmesyag vop “Yoy,, — soy “UMLOkUUyŞUUeZ nunânpjo önüdek yekyyass Yms urla Zıuopuag YOJeJ aıpoyaos osyesnur okıpşeu Hyesoa nyapğ *Zewjo o ogüydj — (mucurejsey ) £ag Biyağ “atpuuz . » wewjo repsogvu murzeu uepung eounjo 405 meppui veye — (snpny) £og 'gıteliy dısey “AYP OYA os 93U1)05 iseriş ep Yupulo “ayjızda dursoueyeşsod yoyed FryeA 18990) »1p9yaas doğ ng myunğ 'Zevijo Masgey uLrzeu uep -ung SA aligedek yekrşaos eyfeyrod ap Hos yıyeme “IN Tumzoktuyıg — (nucurasey) £og nim$ “ağnulo iyekryass yoğllg öp uuysorepş Hoy — (sap) (9g ıgısetıy dısey “arşinuunjo Teper vpasj *EEYLEZ Şıpyynn çen Ng SA *miraıps ngey 1397 - ed vyi ASA mg VA OkIMASL uepurepe sig 'anğru » vuydek Yiny — (nucusey) 4g niyoğ “aşönüpidek yekryaos Um OPJiYEp Uopaapayed #Moja #og — (#npny) £og igiseğiy dısey aaötotulıpo pngezş soponrenuz “OY, opUYyap vpevu uapaopayed Anjojuy #ag SA Mal ihracı için behemehkal ihracat heyetinden vesa ka almak mecburiyeti olduğundan herkes elinde: ki ihraç vesikasını getirir ve sırayla kaydedersi - niz. Kim evvel getirirse onun malı sevkolunur, de- dik. Fakat bu usulde de suiistimal oldu. Çünkü ih- raç vesikası alıyor ve bu suretle elinde serbest bir ihraç vesikası bulunuyor. Sonra bu vesikayı satıyordu. Bu, münhasıran posta ve telgraf neza- retinin haricinde tüccar arasında cereyan etmiş bir muameledir ki bunda nezarete bir sual teveccüh etmez. Hasan Bey (Gümüşane) — “Koli,, muamelâ - tmın kesreti hasebile vagonlar ihtiyaca kâfi gel - mediğinden tüccarın malları depolarda ( terakim etti ve harbin devamı müddetince harici ticaret yalnız “koli,, ye münhasır kaldı, Filvaki bu tica- retin fayda temin ettiğini müteaddit defalar işit- tim. Ancak posta nezaretinden vekâleti aliyeleri esnasında darüleytam namma tüccarlardan para alınmıştı. Acaba bu para hangi kanuna istinaden alındı?. Sonra darüleytama para veren adamların malları tercihan gönderiliyordu. Binaenaleyh als nan para vagon üzerine mi, yoksa “koli,, üzerine mi alındı?. Hatta bunların bir kısmın nr verdiği mebaliğe muvazenei maliye encü eninin —383— | a