4 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11

4 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tm Ez İlk gördüğüm zaman — Altı ay Me — üstü başı pejmürde bir va- Ziyette idi. Halbuki o gün,ol- dukça temiz giyinmiş, hattâ, ucu! Di Zünde, hayattan memnun kimsele-! yaldızlı bir sigara içiyordu. Yü re mahsus bir mâna vardı. Merak ettim, yanına sokuldum: — Merhaba Enver, nasılsın? — 0.. Sen mizin? Merhaba... İyiyim. — Nereye b — Adliyeye — Ne o, davan ii var? Durakindı. Kekeledi. Merakum| | büsbütün artiı: | İstemiye istemiye tazı oldu.! | Faket yemekic kendisinden o bir İ şey kopartamadım. Kahveye gö- türdüm. Zorladım. Nihayet Jattı: | d — Gel, dedim, sana bir yemek reler açılmamıştır an — Bilirsin ki, ben, fena bir ço'- cuk değilim. Şimdiye kadar, bir iş| bulmak için baş vurmadık yer bı - zakmadım. İki üç müsabakaya girdim. Sorulan evellere ei verdim. Fakat hep neticede boş kaları kazanıyordu. Baktır ola :) cak gibi değil Ötckine, bor yalvarır oldum. Hattâ el, ayak öp- | tüm, gene bir şey çıkmadı. Geniş bir nefes aldı ve bir idam hükmü veren mahkeme reisi gibi, büyük bir teessürle: | — Ben, dedi, şimdi artık dolan - er oldum. Aramızda sıkıntılı bir — sükün| e ktep eee | Hattâ sınıfımızın birincisi idi. mumi harpte ikimiz de asker ol - mus, ayrilmistik. de, wİ mun Anadoluya geçmiş olduğunu haber egr filhakika ken bir aralık Mütareke İni | İn da görmüş. e cesur, ahlâki bütün | tut, er, nasil l pr bir ço: ha işi? | Gözleri kin dolarak cevep ve. di: Kim eçiyorum. İektaşin hikâyesi gibi | Mani ya, bektaşinin yirmi parası warm: te, peynir ekmek almak is| 4, İerımcı yirmi paranın üstünü vermemiş. © da bakkala gidip beynir almış, para istenilince; “Verdikıya!,, diye atlattıktan son- taş “İHey Allahım, sen "biliyorsun işi! On parayı fırmeıdan al, bek- kala ver,, demiş... Tabii biliyor- sun, işte ben de öyle yapıyorum. — Nasıl? — Bir çok zenginler var. Naal Bara kazandıkları malüm. Gislip! aleyklerine, bona on, veya yirmi lira gibi ez bir miktar o borçları Marmış gibi dava açıyorum, celp kestiriyorum. Pek tabit bu adam -| Mar, sasırıyorlar. “Borcumuz yek,, veya “Bu da nereden çıktı?,, gibi #öylenip duruyorlar. O zaman kendilerini buluyor ve: — “Beyefendi, diyorüm, bana Eş yok amma, mahkemeye #elmiye mecbursunuz. Biliyor - #unuz iki, ekseriya davalar uzu - Yor. Smanır gelene kadar bekle - ij meniz lâzım. Sonra, müdafaa Yapmanız için, ya bir sürü söz söy- emiz, veya bir avukat tutmanız yapabiliycrzur M dolandıracğım Bu tupkı oluyor etme, p eder. Gününürü 'kaybeder,| 9W Metelik — sinirlenirsiniz. Belki da “hbaplarınız duyar, sizin için “Ya- ısmarlıyayıra Daha saatbir, dai-| İzil edioyrum. Meselâ, | Ayak diredi. ! Hâzumın ve orada hulunan zahi - / bu on ira borcunu inkâr etmiş, | derler, Malüm ya, bir iş yalin da! ölse, inananlar bulunur. Velhasıl, başınıza iş acarsınız. İyisi mi, geliniz, bana şu parayı veriniz, ben gidip her şeyi hallederim,, Bu sözlerim hemen yüzde sek - sen tesirini göstetiyor ve paraları alıyorum. Şimdiye kadar, yüz o - tuz kadar paralı Okimselerden cemi'an yekün bin keş yüz liraya yakm para kopardım. İdare edi- yor, geçiniyorum. Mahkemede, l | herkes beri “tefeci,, zannediyor. — Peki amma, ya vermezlerse? — Esasen ben, daha «doğrusu | bu zenginlerin kendilerinden Zi - nü tamamlamadı. Bir da - İ kika düşündü: — Sana, dedi, bulduğum vusu »' İ İn arm tamamen söylemedim. İ Ana hattından bahsettim, (Asil | böyle dolâba koyduğum icimseler, * zenginlerin genç çocukları falân Babaları, rezalet çıkmasın hemen parayı veriyorlar. — Her zaman muvaffak yor musun? diye olu » — Hayır, fakat o zaman da, i - natçılık edenlere iftira atıyor, te - Fasafiso Zadeyi tanırsın. Pekte hasistir. Kendisinden istedi- ğim yirmi İirayı vermem, dedi. Ben de kepaze ettim. — Nasil? — Çok içer ya.. Tuttum, kendi- sinin bir akşam, Beyoğlunda sar - hoş dlarak, sabaha karşı bir bara geldiğini, orada da bir hayli iç - tiğini, fakat parası olmadığı için, “İ patırdı çikardığını, bar sahibi ile kavga etmemesi oişin ikendisine İ yirmi lira vee ğini söyledim. Her kös “yapar!,, diye inandı. Envere hayretle (bakıyordum. Ondan korkmıya da başlamıştım. Her halde oda endişemi © anladı | Güldü: — Korkma, dedi, senin etin ne, bulun ne? .canımı alacak değilim Yay Sonra, tekrar mütesesir ayrilar- ken: — Sakın 'beni ayıplama! Ne ya» payım, mecbur .didum. Diye, Adliyenin yolunu #uttu. aramama tasması 0 Bergamada a iki kişiyi ödüren ve br kişiyi yaralı yan katil Bergamada İstiklâl meydanın- da vukbulan vak'a hakkında dün Bergamadan şehrimiz jandarma kumandanlığna yeni malümat! gelmemiştir. Hüâzrm ve ekmekçi Ali Rıza ile kardeşi Sado arasında çikan kav » gada biribirine silâh o atarlarker re komisyoncusu Bergamalı Ha - san Efendinin ölümü, Ali Rizanm da ağır yaralandığını dünkü sayı -| muzda yazmıştık. Vak'adan sonra kaçmış olan Sado henüz tutulmamıştır. Jan - darmalar tarafından aranmakta - dır. Vilâyetten Bergama kayma - kamlığma serilen emirde Sado - n behemebal tutulması ve bu » nun için lâzım gelen ( tedbirlerin derhal alınması bildirilmiştir. o eler kaçakçı gemisi Yelkenli sıkı bir göz altına alınarak içindeki kaçak eşya meydana çıkarıldı Izmirde gümrük muhafaza -me- murları tarafından 'bir Yunan namma Yunannistandan getiri -| len ve gümrük resminden kaçırı - ilan mühim miktarda ipekli eşya i- Je çakmak taşı ve bilya meydana ggikarılmıştır. Bu mühim 'kaçakçı - liğım meydana çikarilması vek'ası söyle olmuştur: Yunan bandıralı Ayanikolodos yelkenlisi limana gelmiş ve de- mirlemiştir. Bir müddet sonra bu yelkenliden bir -gemtici dışarı çık- mıştır. Gümrük muhafaza -memur- b ları bu gemiciyi takibe başlamış - lar ve'bir eralik'kendisi'ile görüş- müşlerdir. Gemide ne olduğunu ve İzmire ne getirdiğini sorunca bu Yunanlı gemici: — Hiç bir şey getirmedik. .Cevabında bulunmuştur. Hal - buki yelkenlinin İzmir Timanma uğramış olmasında iher halde bir sebep vardı. Onun için gemi sıkı bir bsrassut altına da alınmıştı. Muha'aza memutları büyük bir kurnazlık yaparak aralarından bi- srisini 'bahtiyeli kıyafetine sökmuş- ilardı.. Bu memur, yelkenliden çı - kan'behriyeli ile arkadaş olmuş ve görüşmüştür. Sekiz buçuk senedir saklanan 101 sene mahkümu anlatıyor Bir katil, karısını öldürmüş.. Ondan sonra kaçmış.. AYDIN, 28 Niğde'de beşkatil vak'asının faili olarak yüz bir ecne kürek cezası- na mahküm edilmi; olan Niğdeli Nusretin burada telgrafla bildirmiztim. Sekiz 'buçuk senedenberi Ay - <ımda, Kayserili Mehmet çavuş! ismiyle tanılan ve burada da baz: vek'aların faili olan bu şerirle gö- rüştüm. Bana Niğdedeki hâdiseyi şöyle hikâye etti: “ Senesini hatırlıyamıyorum.. Sekiz, dokur sene olacak. Bir Teş- riniseni ayınm on callıncı günü Niğdenin Gümüş köyünde yeğe - nim Cemali wurdum. Fakat, ben bu meseleden temiz çıkacağım. Nusret, derin bir göğüs geçire- yek sözüne devam etti: — Çünkü Cemal, karımla mü - nasebette bulunuyordu. Ben ken - dilerini elimle yakaladım. © za - man elimden kaçtı. Cemal, onu öldüreceğimi adliyeye haber ver- di, adliyeye beni çağırdılar, Ce » mali öldürmiyeceğime dair ben » den kefalet istediler.. “Bu sırada ben Adanaya kaçtım, beş ay ora- da kaldıktan sonra, tekrar köye döndüm. Bir kolayını bularak Ce- mali eve çağırttım, seldi. Beni gö- rünce şaşırdı. Fakat derhal 'kendi- ni topladı we bıçağını çekerek ü « verime hücum etti. Ben de kendi- mi müdefen için onu oracıkta vur dum. Nusret bu hâdiseyi anlatırken, yakalandığını | t ; ! Yunanlı yelkenli; bu #nemu- run da kendisi gibi bir (Yunanlı bahriyeli olduğunu zannederek o- na gemide ndler'bulunduğunu sn- latmıştır. Gemide büyük'bir su va- rili vvarınış. Bu vasilin içinde çök mulikem -yaptlmış “diğer 'bir varil! bulunuyormuş. 'İzmire getirilen kaçak -eşyn 'bu vasilin 'iğinie, giz- li imiş.. Bunu öğrenen gümrük mübefa'| za başmemuru; muhafaza me - murlarmı da beraberine salarak yelkenlide taharriyat “yapmıştır. . Anlattığı gibi gemide verilin için- de bulunan diğervarilden mühim | miktarda ipekli kumaşlar, çakmak | taşı ve bilya, çıkmıştır. Kaptanla'tayfalar tutulmuş ve ! haklarında tahkikata (O başlan-| mıştır. İhtisas mahkemesine veri- | leceklerdir. Kaçak eşya getirmiş olan yel - kenli müsadere edilmiştir. | Getirilen bu eşyanın Saman is - kelesinde “Yunan © töbaasından | marpuççu İlya Buyukaya âit oldu- ğu ve'hir fırsat bülup kendisine verecâklerini #öyliyen kaptan ve tayfâlarm bu sözleri üzerine tah - kikaat bu noktadan da devam e - | dilmektedir. 1 | i kaçıran bir adamı sanki o hâdisayi tekrar etliyormuş gibi heyecarilanıyordu. Yüzü kıp - kırmızı olmuş, gözleti hatldinden fağla 'büyümüştü, sik sik nefes a » |” lıyordu. Bir-müğdet sonra “tökrar kendisini topladı: — Vak'adan sonra gene kaç - tım. o Ben kaçarken dayım Abdi oğlu Mehmedi vurmujlar. Meh - kemede Şarzlı oğlu Dede ile kar- ileşi Jamail Cemalle dayımı benim | şahadette bulunmuşlar. Bu yet -| #miyormus gibi, bir gece benim,| evlerini bastığmı, kendilerini lümle tehdit ettiğimi de gidip hü- kümete haher vermişler. Halbuki «© zamar bir kaçaktım. Bir müd - det sonra, hakkında şikâyette bu- lunan bu iki adamla beraber Ali isminde birini öldürmüşler. 'Bun - ları da benden bilmişler. Halbuki, Niğde !biribidine girmişti. Hetkes| biribitini vuruyordu. Nitekim bi kaç gün sonra Dede dayı oğlu Sa- lihle eniştem Mustafayı da öldür- müşler. Evvelâ 'bunları da benim öldürdüğümü zannetmişler. Fakat bir müddet geçince asıl failleri bu- lundu ve cezalarmı çektiler. Sana işin doğrusunu söyliye -| yim. Ben yalnız Cemali öldürdüm. Demin de söylediğim gibi bu iş- ten kurtulacağım.. Kendisine hitap ettim: mesine kaldırılıyor ve hastanede (10 dakika sonra sonnefesinde: | mıştır. eni istanbullu Arif bıçak- la yaralanarak öldürüldü İzmirde'Hilâl istasyonu civarın- | da kanlı bir.cinayet olmuş'we bir genç kasığından !bıcakla “yarslan- mak suretile öldürülmüştür. | Hilâl istasyonu kabvehanetin - de 4,:5 arkadaş toplanarak geek masası kuruyorlar. Rakr şişeleri boşalmıya, kafa « Tar 'tüssülenmiye başlayınca sabi » kalı oldukları söylenen'bu grupta, eğız şakdları biribirini takip'edi a4 yor. Şakalar, küfre, o münakaşdlar kavgaya kalbolunza, henüz arila - şilamıyan asti'bir sdbepten kızan İstanbullu Arif nammdaki “şehis | tabanzasmı çekerek 'kahvenin'ta - “vanlarına, sağa, sola ateş söiyorii Lümbalar sönüyor, rakı (“maşası devriliyor, karanlık içersinde ta « bancadan cıkan ateşin kızılığı gö”. rünsbiliyor. İşte'team bu'esnada: " —'Of, vuruldum.. Diye bir ses işitiliyor ve bir vü » cut yikilıyor. ( Silâh seslerini işiten zabıta hâ- | dise mahelline yetişiyor ve İstan- bullu Arifi, kalçasından yaralan - mış olduğu halde,.kanlar o içinde. yerde serili buluyor. Yaralı.derhal memleket hasta c — Beri Şamlı Âli vurdu. * Dedikten sonra ölüyor. “Hâdise mahallinde Bir bulunmuştur. 'Bu kamanm Şanl Aliye ait olduğu anlaşılmıştır. Şamlı Ali ve arkadaşları yakelanıil tâ Hâdiseye Müddeiumumi.mua » vinlerinden Âli Bey o vaz'iyetet a «miştir, f | o etemaenimea maras asena rana dım Musret amma, ben, Mehmet gavuşa alıştım.. Beni.öyle çağır , i yoksa seninle.konuşmama, iğ — Peki Mehmet çavuş, sekiz bu- «çük senedir nasıl saklandın? 'Ma- demki suçun yoktu, niçin Man olmadni?... — Bana bir hoca dedi ki, mam sdkiz buçuk sene kaçacaksın. On- | den sonra iki ifade vereceksin... | Kurtulaciksm. Bu koca, remil:atı- j i yordu. Ben de sekiz buçuk sene İ ydkâlanmamağa (oçaytet ettim, | Müddet geldi, teslim oldum. Ş — Bu müddet içinde hep Ay 4 dmda mıydn?. ; — Evvelâ İzmirileydim. pa beş ay kaldım. "Beton ve sivacıl:k | öğrendim. Sonra Aydına geldim. — Mehmet çavuş isimli nüfus küğrlmi nasıl ele geçirdin?. g 'Bu sualim üzerine Nusrot gü « lümsedi: — Bu, bir sırdır, kimseye söyli - yemem... Me Cevabını verdi.. | İNueret zabıtaya verdiği ifade « ye göre, Niğdenin Gümüş köyün « | den ve 306 doğumlu imiş. Babası 'hatip Mehmet Emin isminde bir | — Nusret! i Derhal sözümü kesti! — Bana Nusret deme! Gerçi a- adammış “Yüz bir sene mahkümu: İİ nun yakalandığı telgrafla Niğde | İ adliyesine bildirilmiştir. İl

Bu sayıdan diğer sayfalar: