ra Daha evlendikleri ilk günden; Nihayet, bu sefer de bir çare Misafirlerini öldü- “ibaren: — Kat'iyyen çocuk istemiyo l Tuz! allah göstermesin! Diye kararlarını de, ol'an çocukları olmamıştı. Lütfiye çocuklara karşı duydu- ğu bu alâkasızlığı örtmek için: — Ben, diyordu, o kadar çok $ocuk seviyorum ki, ölüverir de Acısına dayanamam diye bir türlü Şocuk yapamıyorum. Hem, daha Yaktimiz de var, eğer çocuğumuz 9lursa, artık her şeyden elimizi #teğimizi çekip, bir kenara çeki - P oturacağız bütün vaktimizi o - Ma tahsis edeceğiz. »s Böylece aradan seneler geçti. Çocukları olmadı. Lâkin Lütfiye hin arasıra canı sıkılıyordu ve bu sıkıntı garip bir şekilde tecelli e- diyordu. İnsan nihayet her akşam okağa çıkamazdı ya. Arasıra da evde kalmak icap ediyordu. İşte 4 böyle akşamlarda ev, garip bir şe- : «kilde tenha görünüyordu. o Sanki *vin içinde bir eksiklik vardr. Ka- Yı koca, biribirlerini ne kadar sev-! #eler, her gün de yani şiddetle bi-| olamazlardı | , Yibirlerile alâkadar Ya!.. Bunun için Lütfiye, sıkılıyor» du. Yordu. Ve ilk teklifi o yaptı: — Bir köpek veya kedi alsak.. | muştu. Dadı, Vakit geçerdi. Hem eğlenirdik..| Evin içinde biraz hareket lâzım. Oynar, sıçrar, gider, gelir.. Sonra, biraz fazla ilersine gitti mi, tutar, ” mutfağa atar, kapatırız. © oLüâtfiye bu sözleri pek mantiki buldu, ve tecrübeye girişmeğe ra- Zı oldu. Fakat: — Yok, dedi, köpek istemem .. Fazla gürültülü olur.. Kedi de is- temem! Sinsi mahlüktur. Hem © haberiniz yokken insanın bir yeri- hi tırmalayıverir.. —Ne yapalım?. Evin içine tim- sah yavrusu alamayız ya?. İster - sen kutuplardan bir beyaz ayı ge- tirtelim.. — Hayır canım.. Fakat, meselâ bir maymun, küçük bir maymun alabilirdik.. Şemsi beylerde bir tane var, geçen gün gördüm. Hem biliyor musun, çocuk gibi insanm kucağına öyle bir sokuluşu var ki.. Li Cici, üç gündür evde idi. Artık yerleşmiş sayılabilirdi. Karı koca, ilk günlerin verdiği heyecanla bir dakika onu yalnız bırakmamışlar. dı. Lütfiye, Cici için: — Hem bir çocuk kadar eğlen - celi, hem de kendisiyle bir çocuk kadar meşgul olmak lâzım değil .. Diyordu .. Yalnız, aradan bir hafta geçin - ce, Lütfiye, fikrini değiştirmişti ». Cici, yanımdan bir dakika ayrılım- 'dığı zaman ağlamağa, haykırma - ğa başlıyordu. Derhal koşup, © - nunla meşgul olamk, okşamak, ku- | vermişlerdi, İ Ve işte aradan iki sene geçtiği hal-' memişti. Evet, kendisine bir dadı! bulmak gene Mustafaya düştü ve: — Şey, dedi, ona bir dadı alsak ne dersin? — Sahi, bak hiç de aklıma gel- yi. Çünkü daha emzikte, hem bir gocuk gibi kendisine bakmak lâ - Zım... — Evet, bir çocuk gibi, doğru. Karı koca, hemen bir dadı ara- mağa başladılar. Yalnız, bula - cakları dadıya meseleyi açmak biraz güçtü.. Kocası: — Bakalım, diyordu, bulacağı - mız kadın bir maymuna bakmak En , İ ister mi?. Lütfiye cevap veriyordu: — Neden istemesin. Kendisine iyi bir para verdikten sonra, can atar... Nihayet, uzun uzun dolaştıktan sonra bir dadı buldular. Fakat Lüt- fiye, meseleyi derhal kendisine a- çamadı. Kocasına: — Evde, dedi, söyleriz. bir defa da kendisini görür.. emin ol, derhal de sevecektir. Onlar önde, dadı arkada evle rine döndüler. Cici beşiğine yatı - Hem li rılmıştı. Garip şey, uyuyordu. Her j halde, yalnız kalmca haykırmış, Mustafa da ondan geri kalmı -| bağırmış, bağırmış, fakat aldırış eden olmadığını görünce, uyu - içeriye girince $0r - "du: — Küçük nerede?. lim? Bir göre - Lütfiye ile kocası, ayaklarının uçlarına basarak ilerlediler. Arka- dan dadı'geliyordu. “Beşiğin ya - nında durdular.. (o Lütfiye, Ciciyi dadısına göstererek: — İşte, dedi, nasıl, güzel değil mi?, Dadı, beşiğe baktı, baktı, sonra, dönerek cevap verdi: — Allah bağışlasın! Tıpkı Bey- babacığına benziyor. rad sanan aaa Satılık ev Kadıköy Caferağa mahallesi Sivastopol sokağı Zi numara. & oda. mutfak, elekirik ve kuyum vardır. İskeleye beş dakika fae- safededir. Taliplerin Gedikpaşa enddesi 61 Dumarada İkbal piyanko gişesinde Mümtaz Beye mürncaatirr (6164). amiye Graham, Joss, Knipp, Thos, Tampon London markalı eski saatleri bulana ikra- miye ve ayrıca komisyon. Tepebaşı Kabrig- tan sokağı No. 42 Y. M.G. A. 16728). Rneilemikir. See imdi Istanbul ikinci iflas memurluğundan; Müflis tütün gümrüğünde bankalı soka- ğında 10 numarada Dentis şirketi ma sasına müracaatla kayı lunan Diya mandı Yanakki şirketinin istediği (2400) liranın Öynci sıraya kabul ve sıra def- terinin düzeltilmesine karar verildiği ilân olunur, Üsküdar — Hukuk“ Hâkimliğinden Sagir Necdetin kayyımı Avukat Ibrahim İzzet B. tarahından Üsküdarda salacak caddesinde yüzbaşı Mahir beyin hane- cağa alıp sallamak, ağzma emzik- | sinde mülâzım Hüseyin Nazmi B. sley- li süt şişesini vermek lâzımdı. Şu- | bine açılan Nesep davasından dolayı nu ilâve edelim ki Cici, henüz da - ha yavru bir maymundu.. On gün sonra, bu tahammül e- 'dilmez bir facia olmuştu. Karı ko- <a, bu maymunu ne yapacakları - nı düşünüyorlardı. Fakat şunu da söylemek lâzım gelir ki, ikisi de, ona derin bir şefkatle bağ- , onu başkasına ver - mek başlarında ndefetmek akıl - mumaileyh Nazmi beye betayı tebliğ irsal kılman dava İstdası süreti muma- ile; ikametgâhı meçhul olduğundan tebliğ edilememiş ve bittalep ilânen tebliğat icrasına karar verilerek bu bap- ta daya ası. sureti ve 6-3-933 pazârtesi günü saat İ0 da tahkikat için mahkemeye daveti mutazımmın davetiye varakası mahkeme o divanhanesine talik edilmiş olduğundan yirmi gün zarfında dava istidasına cevap vermek ve yevmi mezkürda mahkemeye gelmek üzere keyfiyet gazete ile de ilân olunur. Ve! ren ev sahipleri Bergamanın (Reşadiye na- hiyesinde feci bir cinayet olmuş- tur. Konyalı Eşref, Ali ve Hasan İlâzım.. Hattâ sütnine olsa daha i- isimlerini taşıyan 3 kekikyağcı ar- Ikadaş, köylerine gitmek üzere yol- da bulunuyorlar. o Vakıt akşam - dır. Yolun bir kenarında çift sür- mekle meşgul iki köylüden biri yolculara sesleniyor: — Uğurola hemşeriler, böyle kalın.. Sabah şafakla sizi kaldırı - rız. Tekrar yola çıkarsmız. Bu misafirperver teklif karşı * sında üç arkadaş memnün olarak köylülerin gösterdikleri kulübeye giriyorlar. Yemekler yeniyor. Ko- nuşuluyor, yatma zamanı bir kö- şeye çekilen üç arkadaş, sattıkları | kekiklerin paralarını teksim edi - yorlar. İşte tam bu sırada, ev sahibi o- lan iki köylü birden bire bıçakla - rmı çekerek misafirlerinin üzer- lerine atılıyorlar ve önlerindeki paraları alıyorlar, Odada bir boğuşma başlıyor, ve neticede misafirlerden Esref aldığı bir yaranın tesirile ölüyor, diğer ikisi de ağır surette yarala - nıyorlar: Failler, vak'ayı müteakip ka - çıyorler. Bu iki köylünün isimleri, Manisanın İsmailler köyünden kö- se Mehmet oğlu Mustafa ve gene ayni köyden Kanat Aptullah oğlu Hasandır. Zabıtaca aranmakta - dırlar. Timurtaş TAHRAN, 22 (A.A.) — Şid- detli bir kalp buhranından rahat - sız bulunan Timurtaş, hükümet hapishanesi hastahanesine nakle - dilmiştir, Hükümet Timurtaşa ait bütün mal ve mülklere haciz konmasını | emretmiştir. Bu emirden maksat, İ Timurtaştan dava edilen paralarm İ ödenmesini temin etmektir, Almanya ne halde? i Breslav, 22 (A.Aâ.) — Bura da Hitlercilerle — Komünistler a- rasında şiddetli kavgalar olmuş - tur, İki kişi ölmüş bir çok kimse - ler de yaralanmıştır. BERLİN, 22 (A.A.) — Prusya da muhaliflerin beş gazetesi daha tatil edilmiştir. BERLİN, 22 (A.A.) — Span. dau'de bir arbede esnasmda bir Hitlerci, bir komünist tarafından i öldürülmüştür. Diğer bir arbede de iki kişi yaralanmış, bir kişi öl- müştür. eee delete ele eza A Ete KEZ AKBA LT TR Ge Cari ie EİT YG Zİ Çe DT mii Şİ EŞ <i » Her neyi kirtasiye cs yasi ara eu ravi Her türlü Fotoğraf İVA se Aİ bizimlie ee YE İY vezâmatör işleri AC eki Kütahya çinileri gece vakti nereye? Gelin de bizde! adi İİ are Tayy ile kaçan TT ai kız, kaç yaşında idi? (Baş tarafı 1 ınct sayfada) racaat ederek Matmazel Smiriyo- tisin ve M; Papasın arkadaşların- dan bir kaç gün sonra ve ayrica gideceklerini bildirmiştir. Vazi - rine bu iki artistin isimleri müş - terek pasaporttan silinmiş, nam - miştir, Anlaşılan bu zat ta pasaportla- rı M. Papasa vermiş, bundan Mat mazel Smiriyotisin haberi olma - mıştır. Bu artist müşterek pasa - portta isminin silinmiş olduğunu bilmeden ayın 16 ıncı Perşembe günü arkadaşlarile birlikte vapu- se bunun farkında olmamıştır.Mat rınca 18 tarihile buradaki bir ah- mektupla yolda pasaportu yüzün- den herhangi bir müşkille karşı - laştığına dair hiç bir bahis, hattâ ima yoktur. Matmazel Smiriyotis İstanbulun rum ailelerinden biri- ne mensuptur. (o Tahsilini burada yapmış Atinada milli Yunan ti - yatrosunda talebe sıfatile bulunur ken Madam Kotopulinin nazari dikkatini celbetmiş, meşhur Yu - nan aktrisi bu genç kızı heyetine almıştır. Fakat bu sefer Yunanis- tana dönünce Madam Kotopuli anlaşılamıyan bir sebepten dola - yı artiste yol vermiştir. Bunun firar hâdisesile alâka- dar olduğunu ileri vardır. Yunanistandan gelen haberle- regöre Matmazel Şor ve M. Pa - | pas tayyare ile Pireye varmışlar, oradan da Atinaya geçmişlerdir. Kızın babasının çektiği telgraflar Atinadaki alâkadarlarca öğreni - sürenler de mağa başlanılmış, fakat bir türlü bulunamamıştır. Ailesi, Matmazel Sorun henüz reşit olmadığını id- dia ettikleri ve bu yolda Yunan polisine müracaatta bulundukları için zabıta M. Papası gayri reşit bir kızı kaçırmak sücile takip et- mektedir. Diğer taraftan Matma - zel Şorün babası ve annesi kızla - rmı bulmak üzere (o Yunanistana gitmeğe karar vermişler pasaport larını hazırlamışlardır. Lâkin dün kü akşam gazetelerinin yazdığı yeti böyle anlatması ve isteği üze | larma şahsa mahsus çıkarılan iki | pasaport M. Helmiye teslimedil - | ra binmiş, hareket etmiş, hiç kim | mazel Smiriyotis Yunanistana va | babına bir mektup yollamıştır. Bu | lince iki genç her tarafta aranıl- ! gibi Madam Şor henüz Yunanis - | tana gitmiş değildir. Bugün kal- İ kacak olan Adiya vapurile hare- ! ket etmeleri muhtemeldir. amd Hâdizeden dolayı büyük tees - | sür içinde bulunan Şor ailesi me- sele hakkında hiç kimseye izahat | vermek istememekte ve bilhassa i gazetecilerle temastan ihtiraz et - mektedirler. Bununla beraber dü akşama kadar Matmazel Şordan ailesine yeni bir haber gelmediği- ni gene ailesine mensup bir zat - tan öğrenebildik. şi Bu mesele hakkında tahkikat yapan muharririmiz dün, M. Papa sın şehrimizde iken oturduğu Bur sa sokağında 21 numaralı pansi- yona gitmiş, pansiyonun sahibi Madam Katina bildiklerini söyle mek istemiyen hissini veren bir tavırla şöyle demiştir: M. Papas arasında bir münasebet i de oturdu. Gene artizt M. Foto ile birlikte iki odada kalıyorlardı. M. Papasm Matmazel Şorla tanış İ tığını bilmiyordum. Matmazel Şo tu da lanımıyorum. Kendisi bura ya hiç gelmemiştir. l — Peki, bir zat kendisini bura- dan çrkarken görerek (babasına | haber vermiş, Bu nasıl oluyor? İ — Kızm babasına Matmazelle M. Papas arasındabir münasebet olduğunu haber veren M. Arditi- dir. Matmazel Şoru da buradan çı karken değil M. Papasla birlikte sinemaya giderlerken görmüş ve baber vermiştir. d Diğer taraftan bir rivayete gö- re Matmazel Şor evinden kaçar- ken beraberinde ufak bir çanta da götürmüştür. Genç kız bu çan taya bütün mücevherlerini ve ki - riktirdiği paralarını koymuş, bes! raberce alıp götürmüştür. Ayni ri| vayetlere göre mücevherler bin « lerce lira kıymetindedir. Biriktir- miş olduğu paralar da epeyce tah- min edilmektedir. e Çünkü nileşi bütün masraflarmdan başka cep harçlığı olarak genç kıza ayda yüz lira vermektedir. Genç kızın reşit olup olmadığı ailesine mensup ol mıyanlarca kat'i olarak bilinme - mektedir. Ailesi kızlarının henüz reşit olmadığını bildirerek Yunan polisine müracaat etmişlerdir. Fa kat tanıdıklarından bir zat genç kızın 1913 senesi eylülünde doğdu. ğunu ve reşit olduğunu söylemek tedir, pi 1 100 kuruş fiatla Istanbulda Selânik Istanbul ( Galata ları küşad. Esham ve DULALI VAKA YENi TARiH Her sını? tarih kitabının bulâsası Tarih imtihanını vermek isteyenlere lüzüm'u bir rehberdir, Kanaat Kütüphanesi'nde satılır. | EAA ARA Bankas: Tesis tarihi: 1888 Sermayesi : 30. İdare merkezi : Türkiyedeki 000. 000 Frank ISTANBUL Şubeleri: ve Istanbul ) Izmir Samsun. Mersin. Adana Yunanistandaki Şubeleri : Selânik. Kavala. Atina. Pire 1. Cari hesap Tahvilât. Kasalar icarı. A YAA KLİMA ai