uu Sayıfa. “e iri © Celâl N < ha Mubarriri * İktibasmaki!, teri Yerli ecnebiler — Allah aşkına bana bir vatan, bir milliyet tedarik ediniz ! klar mahft: (Yerli ecnebiler) tabirinde bir tenakuz görüyor musunuz? Bir &- dam, hem yerli, hem ecnebi olabi- lir mi? Kaideten olamamak lâzım: | gelirdi. Lâkin oluyordu. Siez pe - şinden bir hik dan sonra reke günlerinde, eskidenberi tanı- dığım Mavrokordato efend de biri: — Aman yarabbi! Lâtfen bana bir milliyet, bir tabiyet bulunuz! diye çırpmıyor, bağrıyordu. Tuhaf şey! diyeceksiniz. Her - kes bir millete mensuptur. Bi sana (lütfen) veya (hatır için), (merhameten) nasıl bir milliyet, bir tabiiyet bulunur? Dinleyiniz: Bu efendi Tarabyada (otururdu, ben ise Yeniköyde, on bu sene ekseriya ayni vapurda gider, gelirdik. Mavrokordato tarihten yirmi beş yıl evvel Azrail aelyhisselâmı, hem Osr İr bankasını aldatmış. Böyle iki al- danmaz, aman vermez iki kuvveti yere sermek için efendi kin olduğunu tasavvur ediniz. Mavrokordato efendi ismi ge - kadar bem an“ inin ne kes rü imiş, Hasta olmuş. Ha: ne olduğunu kendi pek yor; lâkin doktorlar yanlış, fena, korkunç bir teşhis koymuşlar. — Altı aya kalr ölür! fet- vası üzerine pinti bank otoman bu! adamı en dolgun maaşla Otekaüt eder. Altı ay sonra öteki dünyaya gidecek değil mi? Banka bir cö - mertlik göstermiş. Fakat Mavrokordato efendi kabil değil vefat etmiyor! Kürsi - arza kazık çakmış. Yirmi beş ne bankanm parasını y he sabah da Azrailin dikkatsizliği ile alay etti, iteveffa iyi ingilizce bilirdi; kendisile pratik yapardım. Dostlu- ğumun esbabı mucibesinden birin- cisi kuydu. Hiç bilmiyordum: sından, rum milletinden, Tarabya ahalisinden farzetmekteydim. Lâ- kin halis mubliz Avusturyalı de -| ğil miymiş? Mütarekede İstanbulu işgal e - denler (İngilizlerle ortakları) bü tün muharipleri, Almanları, Nem selileri, Macar ğuyotlar. Mavrokordato tebaasından: — Haydi memleketine! diy lar, Dağılmış Avusturyada Mav- rokordato kürciarzdan aya düş - müş gibi olacak. Efendi İngilizlere diyor: — Alicenap düşmanlar! Ben hayalen Avusturyalı idim. Hiçbi vakit oraya gitmedim. Dillerini bilmem. Bilirsiniz, ya... Vaktile 'Türikyede yerlirerden bir çoğu bü- yük bir devletin himayesine maz - har olmak için onun tabiyetine gi- rerdi. Benim de babamın dedesi » nin babasmın dedesi (Venedik) tam gelmiş. O zamanlar Venedik Avasturyanınmış. İşte hayali bir tabiiyet.. Ben burada doğdum büyüdüm, kocadım, Beni ya Os - in- | efendi o | Mavrokor «| dato efendiyi ben Ozmanlı tebaa» Nuri zler seli ya Yunan ad buyurunuz. A- nam tatlısu İngilizidir. Eğer arzu buyururlarsa İngiliz de olurum. İngilizler efendiye kulak asma mışlar. loshanesine Aldıran memurlarına Sonra rum ko gitmiş. Derdini dökmüş. olmamış. Osmanlı baş vurmuş. Onlar da Mavrokor- dato efendinin derdine deva bu - lamamışlar. Gün de yaklaşıyor. On beş sonra memleketten (tardedilecek. Osmanlı bankasından aldığı dol - gun tekaüt maaşile, zavallı ve bi- çare Mavrokordato efe yadaki bahçes İ ranfil, gül yeti manya, devletleri rairaşçılarıdır. O: pasaportunu elde edebili tanbulda kalabilirsin. Zavallı adam, bu üç devlete de başvurur. ekosolvakyanın neresinde doğ dun? — Malyanm hangi vilâ — Romanyanın densin? Cevap yok. Sonra | cıdılar kendisini görmemesliğe geldiler.. Aldananlar miktarı art tı: Azrail, bank otoman, İngiltere ve bütün raüttefikleri. Garip değil mi? O zaman halis bir rum, ham bir ermeni dumanı üstünde bir yahudi, su katılmamış bir tat! ümda yaşar, mediği, dilini bilmediği bir devle- tin tebaasmdan oluyordu. Rusya tebaasından Kirkor Kılıcyan e » fendi, İtere tebaai mon | mdan Salo- olino, Fransız n- saadetlü doktor Zam tler, bunların konsolos» | ları, tercümanları, kan bu sürülerle evi ve lâtini Türk »imaye ediyi ayip! Hayalen Fra Lorando ve in kezalik hayali alacak | Jarı için Fransa cü hirlarını zaptetmişti! rumıza dermiş ve gürari Düz; ar tebaalarm - dan oluklar devletlerin dillerini bile bilmiyorlardı. Galata piyasa İ sında, Beyoğlu şehrinde, hele ke le izmirde Kordon boyunda müs- lüman olmıyanların bir çoğu yerli yabancı! On binlerce sütü bozuk Karasso çfendi İtalyan- dı, sonra Selânik meb'usu oldu. Bunlar saymakla tükenmez. Mütarekede de dan birkaçı vapur ve gemi işlet - mek, serbestçe seyahat etmek, ti- caretini engellere uğratmamak i - çin muhtelif tabiyetlere girmişler- di. Portügal devletinin sancağını çe - lar alayı... Osmanlılar - Bir Şile köyü köy- lülerinin şikâyeti Dün bir çok imza ve mühürle | dolu bir mektup aldık: (Şile) nin | Sofular köylüleri diyorlar ki: | kiyesi müdürü, köyle na- | bir telefon hattı ile | b. “Alaca n hiye merk b mak teşebbüsündedir. Bu teş yidir. Fa bunun büs kat nahiye müdürü na- mına, in köyden 200 lira te a i z min edilmesi istenilmekte, icap eder- se haciz suretile bu para alınacaktır | ilmektedir. 25 —30 ibarettir, fakiriz. Köyümüz, m derece kışır. Günlük yiyeceğimizi | Nahiye | müdürüne paramız yok, icap ederse | direkleri dağlardan kesip indirelim dedik, Halâ para için jan - | Mevsin teminden âciziz diyebiliriz. dü, w olan ayak diriyorlar. Köy muhtarı, i mühendis Şevket Beylerin pe- de ne| uriyeti sula» | Müslümanlardan vapuruna | darma beraber, mallarınıza haciz ko- yup alacağızdiye sıkıştırıyor. Hükümellen tahkikat yapılmasını, buna mâni olunmasını istiyoruz. Sofularlıların bu şikâyetini va- | li Beyin dikkatine arzederiz. Mevlidi nebevi Gördesli Abdullah Nuri ve İ derleri merhum Mehmet Efendi ruhu için bugün (cuma) öğle na- mazından sonra Beşiktaş'la Si- han paşa camiinde Yeraltı ca- mi hatibi Hafız Ali Efendi ta: rafından mevlidi şerif kıraat olu- nacaklır. kenleri hatırlıyorum. Hele dede - sinin babası Boşnak olanlar der - | hal hırvat tabiyetini istimal ettiler. ». İsmet paşanın kılıcı ile im- an Lausanne muahedesi ka - pitülasyon kepazeliklerine dört buçuk asır sonra hatime çekli. Bu | sefer iş maküs oldu. Bakınız na - sıl? Avrupanın (İsviçreden başka) kapitülâsyonlardan müstefit her devletinin tebaasından yerli rum- lar, yerli ermeniler, yerli yahudi - ler, yerli tatlısu frenkleri halis muhlis Türk, belki Turant olduk - larımı iddia ettiler, Çünkü eskiden ecrebilik nasıl kârlı idiyse, şimdi de Türklük o derece menfaat geti- riyor, Hele geçen sene yapılan bir | yabancılar ba: | zı hırfetlerden menedildiler; kapi: | tülâsyon devrinin zıddı! Şimdi o çelebiler: —Biz ezeldenberi Türktük; | j muamelenin tasbihini istiyoruz; di | ye yaygaraya başladılar. Dünya bu. Bir kararda durmaz. İzmirli İ Ohanes İran tebaasından, Üskü - | darlı Kostaki Italyan tebaasından, | İ Kuzguncuklu Bohur İngiliz teba- | İ asından... Acaba Acem Devleti, İtalyan devleti bu mahlüklara va» | kanun mucibince tandaş sıfatile bakar mıydı? Ya » j | lan cılığın bu kadarma cevaz olur İ mu? İste belli, besbelli.. Ohanes ömründe İrana ayak basmamış. İ Konsoloshaneden elli lirasını s1z- | dırmışlar, olmuş Ohanes han.. He- rifin suratı pasaportunu tekzip e - | diyor. | o Dimitraki Sakelaridis o efendi| İ asla Amerikaya gitmemiş. Bunun: | | la beraber ne zaman bir edepsiz. lik, bir hırsızlık, bir deyusluk etse som sırmalı bir kayas polis ve jan- darmamızın önüne çıkıyor, Dimit » | raki bizimdir! diyor. i (Bu devirde yerli ecnebilerin de | köküne kibrit suyu döküldü. Meş- hur maliyeci Selânikli Maitre Sa- İlem efendi, rivayete göre, bir| memleketten diğerine gider gibi bir tabiiyetten diğerine girip çık - | muşlır, Celâl Nuri İnin, Türkiyede f Famas - Tükiye M. Heriyonurn mühimi! bir konferansı ve bir mütalea Sabık Fransız başvekili M. Her- yo geçende mühim bir konferans vermiş ve bu konferansta, Türki « yeden, çok hararetli bir lisanla bah selmiştir. mizin salim ve azimli bir veç! tında, asrileşmek için, muvaffakiyetle neticelenen çok bü yük gayretleri işaret etmektedir Heryo, harp eveli diplomasis kâfi maharet gö termediğinden müteessir olduğu - nu söylemiştir. O zaman, Fransız nüfuzu ehemmiyetli idi. M. Heryo diyor ki: “Bize düşman olanları, ni kimiz yapmak kolaydı. daha iyi anlamak için, sarietti Biribi, bu ahumımaik, her iki memleketin men İaati iktizâsıdır. Bunları nakleden Fransızca İs - tanbul baş muharriri diyor ki: Hakikati söylemek lâzım gelir - se, Fransa ile Türkiye arasında hâdis olan malüm vaziyetin kaba» hati, M. Heryonun zannettiği gibi yalnız Fransız diplomasisinin de ğildir. Başta Enver olmak üzere Enver « Talât Cemal Triyomoy -* İ rası Almanyaya bağlanmıştı. Onla rı hiç bir vaat, biç bir tazminat, hiç İ bir teminat bu cepheden ayıramaz dı. Fakat bunlar geçmiştir. Türki- yede yüksek bir şahsiyet tarafın .| dan temsil edilen bugünkü Fran - sız politikası M. Heryo tarafından | işaret edilen laşilamanta ve kemali rauvaffaki ek Acıklı bir ölüm M «end dişit talebesinden (lalit ypaşa e hasta yesini müteskip £ yummuştur. Çek ma günü cuma tasta Sinan talim beyetinin eski yen ve mektep talebe gelerek arka Mektebin mezun'arıma mine simi ji etmeleri rica ından mehum amiral e İstanbul mektup- at bey $ Bahriye Terik Möralı Arif paşa çuluğundan mütekait Fu talığından mütee beyindeki kan gün Çamlıca defnedilecektir kalp bas en dünkü gün Beyler nde fat eylemiş ve bu medieni mahsusasına Yeni icra ve iflâs kanunu şerhi Ici cil Muharrirleri Kayseri meb'usu Sait Azmi, Tokat meb'usu Nazım izzet çıkmıştır. Tevzi yeri; Muallim Ahmet Halit kitaphanesi »,| Halke Sadri Etem ın küçük bikâyeleri iki cilt balinde çıktı Bacayı indir, Bacayı kaldır! » . Silindir şapka giyen köylü! Tevzi yeri: mütemadi | Vakıt idarehanesi maa 10 Şubat 1933 BORSA' 9 Şubat 1933 Nukut 30 1. Frans ı Steril 1 Del, 0 Lite © £ Belçika Drahmet M. Heryo mamleketi - | Cimerim At Ünyon Ney Sark Dev İ Mralva Sark m. cezs Tahviller | —İ Elektrik Anadole Anadolu Cumartesi 11 Şubat 78 Şevval 0 izi 10 Şubat 15 Şevval namazı azı Yarsı Sarsan İmani, tra, Umuma im li eni HAVA — Yeşilköy asker me kezinden verilen maltmata göre, ref bavn a7 bulutlu ve hafif rüzgüh © cakır. Dünkü sıcaklık en fazla 6, mi 2 derece, hava tszyikı 772 #ilimetre : Radyo: | ISTANBUL 18 den 19 a Kİ Kemal Niyazi Bey ve arkadaşları, 19 ar ork 20 den 2040 s İlenım, 9020 dan P180 Tanımlar sez heyeti, 21.30 22 tra ajans ve Dorse haberi Ee Istanbul Belediyesi Darülbedayi Şehir Tiyatrosi Temsilleri ; I8ugün matine nf saat 15,30 da im Mi | akşam suvsre N | sanat 21,30 da mağ İl Nakil | Diş tabibi Mustafa Zeki Bey musyfi esigi Üsküdar Atlamataşı 53 ml neha in fakir hastalar? yardımı İstanbul Halkevi reisliğinden: | Dahiliye ve Nisaiye mütehasti| sı Dr. Şükrü Ahmet Bey yalnız # bili hastalıklar için evimizin ** sikasile gidecek fakir hastafi: Pazartesi ve Perşembe günleri | " ten 17'ye kadar Beyoğlunda P» aaiya kilisesi çıkmazında Mısır * partımanı karşısımda Panayia . partımanı No. 6 daki muayen: nesinde, msccanen muayene v€ davilerini kabul etmişlerdir. A! edenlerin idare memurluğuna İ racaatları..