b e if | 4 Şobat 19380 VAKIİın edebi tefrikam i CANIM AYŞE Şefik Nuri bey kızının telâşı- İSİ nı da farketti ve ona son ve kat'i f darbeyi vurmak istedi: ” —Değil. Yeğeninin saadeti «di için evlenmemesini istiyor. Ken - *C disile görüş, sor, sana söylesin. de Ayşenin başı önüne düştü. Şefik Nuri bey geniş bir nefes aldı. Ayşenin fikirlerini o altüst etmiş, kanaatini sarsmıştı. Ahmet - e görüşmesi de iyi olacaltı. lâb Ayşe düşünüyordu: *X “Ahmet Baruni beyle dâr görüşeceğim?,, rı Görüşecekti. Görüşecek ve o - EÜ nun maskesini yüzünden sıyıra - dil çaktı. 4 t İçinden kabaran isyanla hara- ©sT retleniyordu. Ahmet Baruni bey nihayet ak! Kemali kendine evlât etmek iste- tom mezdi. Bu onun hakkıydı. Fakat , 1 i , nasıl rm ona iftira etmek, onun aleyhinde | 'ra bulunmak, onun kıymetini küçült- üyi miye çalışmak hakkını haiz de - | dik gildi. er Daha dün, ticaret âleminde, Selâmi Izzet nuz zaman seviniyorsunuz değil mi?. j — Kemal söylediği zaman sevi- nirdim. Ayşe, sözü Kemale intikal ettir- mek arzusundaydı. Biçare Kemal, size iltifat et- mek için, kimbilir kitaplardan ne cümleler ezberlemiştir. Ayşenin elleri titriyordu: — Bana iltifat etmek için başka- larmın sözlerine ihtiyacı var mıy- dı?. li — En güzel aşk sözleri, roman - lardan ezberlenen cümlelerdir. İn- san cidden sevdiği zaman öyle he- yecanlıdır, ki değil güzel cümle, ba sit söz söylemek iktidarını kendin- de bulmaz.. Size erkeklerin sırrını ifşa ettiğim için kızmayımız.. Biz zalim erkekler, hepimiz böyleyiz.. Ayşe, kurnazça dedi ki: — Zannetmem ki, Kemal de.. Ahmet bey sözü kesti: — Böyle bir kurnazlığa baş vur- muş olsun! Diyeceksiniz değil mi? Siz erkekleri hiç tanımıyorsunuz.. Kemalin yüksek Okabiliyetinden | Amma bu da sizin lehinize.. Er - sy bahsediyorlardı.. Bu müessesede | kekler yirmisinden kırkına kadar içe çalışmasının memleket için çok | metelik etmezler.. Onların ruhu teş faydalı olduğunu, birkaç sene | kırkından sonra temizlenir. Ya - ed sonra, devletin kendisinden çok ha istifade edeceğini söylüyorlardı. Bu sözler, kuru medihten ibaret Ig değildi. Şu halde, Ahmet Baruni İter beyin sözlerine ne mâna vermeliy- ali di?. landan kaçarlar, sahtelikten an- cak o zaman hoşlanmazlar.. Vic- danlı erkek, kırkından sonra hasıl olur.. Ahmet Baruni beyin vicdan - dan bahsetmesi (o gülünçtü. Ayşe, şre (o Ayşe yerinden kalktı, kapının| soğuk kanlılıkla sordu: iht önüne çıktı. uzakta, küçük köşk, sanki bir #nw tahalser mila İmlaş hir sisle kaplanmış, bakımsızmış gibi ii duruyordu. Uzaklarda çalışan ni - “ sanlının yuvasında bir gariplik © çökmüştü. # Ayşe de gönlünde ayni garipliği hissetti ve birdenbire iliklerine ka- dar titredi. i Bahçede Ahmet Baruni bey do- laşıyordu.. Şıklaşmış, süslenmiş, kozmetik. lenmişti. İstanbula geldi geleli gö- beğini eritmişti. Ee Yanaklarmda Pudra eksik olmıyordu. İl Gençleştiğine kaniydi. O gün İ Mad kur yapmağa hazımlanmış- | o Kemal gittigideli, genç kıza tek kelime söylememişti. Biraz daha || Kemali unutmasını bekliyordu. Bugün artık vakit saat gelmişti. Uzaktan o da Ayşeyi gördü. Yaklaştı. — Sıcak size yakışıyor. Yanak - larmız gül bahçesine benzemiş. Ayşe isyan etti. Ona nefretini haykırmak, babasının yanında on- — izahat istemek arzusunu duy- hu. Fakat bu adamla açıkça konuş- manın yanlış bir hareket olduğunu idrak etti.. Sadece dedi ki: — Bugün liriksiniz! Gülümsemeğe gayret etti. Şefik Nuri Bey, kızınm çok si - SE ge —— olduğunu anladı. ine bir kitap aldı, okumağ, MİZE. Pp ol a Kızı ile Ahmet beyin yalnız ko- muşmalarını daha muvafık bulu - Yordu.. , Bu, Ayşenin de işine geldi, Ah. met beyin de hoşuna gitti, Beraber bahçeye çıktılar. Havuzun yanında, söğüdün al - daki tahta kanapeye oturdu - Ahmet bey güldü: —— er i | — Kemal her erkeğe benzer mi?.. Ahmet Baruni bey sevindi Ayşe şiddetle reddedeceğine sual soru < yordu.. Demek Kemali fazla sevmi yordu.. Aşkı bir hevesten ibaretti, Ihtiyar kurt, Ayşenin kurnazlı - ğını anlamadı.. Cevap verdi: — O, hepsinden iyidir.. Ahlâkı fena değildir. Yalnız bu kaideden hariç kalamaz.. İnanın Ayşe hanım her genç erkek, her genç kızı al - datır.. Bu söz, Ayşenin bir kulağından girip bir kulağından çıktı.. Ahmet Baruni beyin hiç bir sö- züne inanmiyordu.. Onun yalancı bir adam olduğuna inanmıştı. Sözü istediği tarafa getirmek i- çin dedi ki: — Ahlâkmı anladık, ya zekâsı? Onun yüksek zekâsını, iş hususun- da kabiliyeti takdir ediyorlar, — Kabiliyetsiz değildir. Yalnız çok fazla metkedildi, fazla şimar- tıldr.. Bu yüz vermeler, onun te- rakki etmesine mâni oldu. — Bilâkis, ben onu terakki et - miş zannediyordum. Ahmet Baruni Bey güldü: — Siz, bu gibi işlerden nasıl an- laramız?.. Onun terakki edip et - mediğini nereden bileceksiniz?. ,— Sizin bu hususta tecrübeleri- Diz var. Siz bilirsiniz. Sizin fikri - niz nedir? İbtiyar kurt, yavru bir tuzağa düştü; — Kemal, zannedildiği kabiliyetli değildir. Günden — de alçalıyor. Lüzumu kadar çalış - mıyor. Bütün işleri gören müdür muavinidir.,, Ayşe, zangır zan; başladı. Az Make tokatlıyacaktı, Gözleri döndü, adeta ağzı kö- tilki gibi titremiye Ahmet Beyi | pürdü. İhtiyar Mısırlının suratıma dik dik bakarak, sesinin bütün kuvveti ile ve sesini perde perde yükselterek haykırdı; | olduğunuzu duyduğu - | (ana nanag) cemiyeti kongreyi akdedebildi Dün halkevinde saat (14) te top! lanan hukuk talebesi cemiyeti umu mi heyeti, 20-1-933 tarihinde ek - seriyetin bulunamaması yüzünden tehir edilen içtimaıa devam et - miş; Aşağıdaki meseleler görüşü- lerek karara raptedilmiştir.: Münhal bulunan kongre divanı kâtipliklerine Hakkı, Nuri ve En- ver Beyler seçilmiş ve kongre diva nınım teşekkülünden sonra nizam - nameyi tadil encümeni tarafından tadil ve tabedilerek lâyiha halinde azaya dağıtılan nizamname ka - bul edilmiş ve bundan sonra cemi» yetin bali hazır vaziyeti; bugüne i zuu bahsolmuş, umumi heyet, es - ve cemiyetin eski nizamnamesine göre seçilmiş bulunan, artık bugün hukuki bir hamiyeti olmıyan cemi yet tali teşkilâtınm da infisahını it tifakla teyit ettikten sonra kabul e dilen yeni nizamnameye göre, ce- miyelin yeni idare ve teftiş heyet- lerile haysiyet divanmı seçmiştir. İntihap neticesi berveçbi zirdir: İdawe heyetine her sınıftan üçer kişi olmak üzere; Lütfi, Hulüsi, Ce vat, Hilmi Arif, Celâl Sahir, Bel - kis Ziyaettin, Kemal, Kerim, Rifat Nuri Yılmaz Hanım ve Beyler... Teftiş heyetine her sınıftan iki- şer kişi olmak üzere; Hulüsi, mık, Nuri, Nahit, Adnan, Niyazi Beyler... Haysiyet divanma her sınıftan dörder kişi olmak üzere: Enis, Ru- hi, ni, Samim, Şükrü, Mitat, Ri kadar sürüp gelen ihtilâflar mev -| 8i” ki idare heyetinin istifasını kabul ! tını elde etmiştir. Şimdiye kadar | “| gf hareketlerinin kök saldığı gö - “Satl $ i Iktısadi Haberler İ Aydın incir müstahsilleri ortaklığı faaliyette “Kooperatifçilik,, in bize verdi: | sısları derhal Aydın incir müstah- ği malümata göre Türkiyenin he - , silleri kooperatifini ziyaret etmiş- men hemen yegâne müstahsiller|ler ve ayni zamanda ziyaretlerini teşkilâtı olan “Aydın İncir Müstah | Alaşehire kadar uzatarak Alaşe - silleri Kooperatifi, halen beynel - | hirdeki üzümcüler kooperatifinin milel kooperatifçilik âleminde ta- | teşkilâtmı ve üzüm mmtakasını mamen tanınmış ve mühim teşek- görmüşlerdir. küller ile filen de münasebete gi - Mütehassıslar heyeti bu ziyaret rişmiştir. Avrupada mevcut büyük | ten o kadar iyi intibalarla dönmüş kooperatiflerle meselâ Almanya, İlerdir ki, incir ihtiyaçlarını hemen İskandinavya, Belçika, Fransa, Ma | kâmilen Aydın teşkilâtımdan ve caristan istihlâk kooperatiflerile | üzüm ihtiyaçlarmın en mühim kıs i temasta ortaklarının yetiş- | mını da gene ayni müessesenin de- tirdiği mahsulleri tanıtmak fırsa - lâleti ve onun idaresi altında olan Alaşehir kooperatifinden müba » yaa etmişlerdir. Gün geçtikçe Av- mahsulüne inhisar ederken Alaşe- rupada bilcümle istihlâk koopera - hir üzümcülerinin satış kooperatif | tiflerinin doğrudan doğruya müs » lerile tesisi münasebet ederek ü - | tahsil kooperatiflerimizden ihtiyaç zümlerimizi de Avrupa müstehlik | larını temin edecekleri ve müstah- kooperatiflerine tanıtmak imkânı» | sillerimizin kooperatifleri sayesin- nr elde etmiştir. Nitekim İzmire ge | de emin ve istifadeli mahreçler bu len İngiliz kooperatifler mütehas- | lacağı şüphesizdir. kooperatifin mesaisi yalnız incir Aydın kooperatifleri İstanbulda ilk evvel açılan Li- Aydın Ziraat Bankasmın yar - man İstihlâk kooperatifi belediye- | dım ve teşvikile Aydın Kredi Koo- mizin de açtığı bir belediye istih - İ peratifleri gün geçtikçe çoğalmak» lâk köoperatifi takip etmiştir. Şe - | tadır. Bu kooperatiflerin artması hir dahilind. k I köylüyü murabahacılar elinden İMİZ kurtarmaktadır. Halen Aydın ve mülhakatında teşekkül etmiş 28 adet zirai kooperatif vardır. Bu kredi kooperatiflerine 238 köy da » hil olmuştur. Kooperatiflerin taah ihüt olunmuş sermaye mecmuu Kooperatif bankası rülmektedir. Bazı esnaf kısmının da birer kooperatif yapmak üzere | teşebbüse giriştikleri haber veril - mektedir. Bu günden güne çoğa eai,Zinnur,Şahap, Nurullah,Melih Şevket Büyler seçilmiş; idare he - yetine yedek aza olarak —her sı - nıftan ikişer kişi olmak üzere— İs mail, Sadi, Müştak, Mesut, Fehmi, Ferit Beyler seçilmiştir. Umumi heyet, yeni idare heye- tine bir takım salâhiyetler vermiş- tir. Biran evvel işe başlamak husu İ sunda umumi heyetin gösterdiği | arzuyu nazarı dikkate alan idare heyeti de vazife taksimini yaparak çizmiş olduğu proğram üzere faa- liyete girişmiştir. Kazanç vergisinden istisna edilenler ANKARA, 2 — Son şklini alan yeni kazanç vergisi lâyihasımda bir kısım halk vergiden istisna edil» miştir. İstisnalar şunlardır: Aylık kazançları 15 liraya ka - dar olanlar, muharrirler, senayi ve ziraat işleri, seyyar satıcılar,. Muafiyetlerin tesisinde birinci derecede ele alınan vaziyet: mai şet iş bölümü ve memleket iktısa - diyatının ur.umi vaziyetine göre himaye edilmesi İâzımgelen #ınıf- larm ve spor hayatının bir vergi mevzuu içinde mümkün olduğu ka bulunmaktadır. Projede mükellefiyetin tesisi bahsi üzerinde bilhassa durulmus- tur. Mevcut kanun bilânçoya müste: nit beyanname, muamele ve satış hasılat ve masarifi oo beyanı gibi muhtelif şekilleri ihtiva ediyordu. Bunların bilânçoya müstenit be- yanname usulü şimdiye kadar ce- reyan eden tatbikata göre ne mü - kellefler ve ne de mal memurları tarafından lâyikiyle ve kanunun istediği şekilde tatbik edilmedi - ğinden blâncoya müstenit vergi a- lımması aleyhine bir cereyan hâsıl olmuştur. dar az tazyik görmelerine matuf | | hine olarak hesaplarına casusluk lan ve esaslı izler üzerinde yürü - 457,667 liradır. Bu kooperatifler | son sene zarfmda 750,000 liradan İ fazla ikrazatta bulunmuştur. 933 bankasının da kurulması lâzım gel senesinde Aydın ve mülhakatında mekte idi. İşte bu zarureti gören | yeniden bir kaç kooperatif kurula- ve Liman kooperatifinin idare mec İ caktır. Aydında kooperatiflerin lisi reisi bulunan Hamdi Bey koo-| gittikçe artması dolayısile bir zirai peratif şirketlerinin kredi ihtiyaci: | kredi kooperatif birliği tesisi dü - le uğraşmak üzere hususi bir ban - | #ünülmektedri. Ayni zamanda or * ka açılması fikrini ortaya atmış ve | takların istihlâk ifası ihtiyacımı te- bu fikre halen müesses diğer koo- | min için bir de istihlâk kooperatifi açmak niyeti kök salmıştır. iyen kooperatiflere mali sahada ko İaylıklar gösterecek bir kooperatif peratifler de müzaheret etmişler - dir. Haber aldığımıza göre banka- nın müessisleri meyanda Liman da bankanın nizamnamesi, serma Kooperatifi kadar belediye Koope | yesi ve çalışma şekilleri tanzim ve ratifi de bulunacaktır. Bu maksat- | tespit edilecektir. la yakında yapılacak bir toplantı» i ....AEEKUEAAAEEAANN aaa aasasaaaEr Nan ar0n Fransada tevkif edilen gayet kuvvetli riyaziye bilen bir adamdır. Son zamanda Madam Stella isimli bir kadının temin et- tiği sermaye ile film çeviriyordu. Rober dö Lil bundan bir müddet evvel Berline giderek Türkiyeden gelen hatırı sayılır kimeslerle hu « susi bazı mülâkatlarda bulurnmuş- tur. Berlin dönüşü esnasındadır ki Rober dö Lil Fransız zabıtası ta- rafından casusluk yaptığı ithami- le tevkif edilmiştir. Fakat bu a“ dam, Berlinde vuku bulan mülâ « katını İstanbulda bir film çevir * mek için herhangi bir müsaade al- mak maksadile yapılmış bir te * şebbüsü neticesi olarak bildirmiş, şimdiye kadar İstanbula ayak basmadığını da ilâve etmiştir. Maamafih Fransız zabıtası, fev- kalâde zeki, son derece malümatlı olan mevkufun Turdr isminde bir asker firarisi olduğunu da zannet- mektedir. Onun için Turdr'ın el- yevm Londrada bulunan ana ve babası müvaeehe için Fransaya davet edilmişlerdir. PARİS, 2 — Bir müddet evvel Paris polis müdüriyeli tarafından esrarengiz bir adam tevkif edil - miş, fakat şimdiye kadar bu ada- mın hüviyeti bir türlü anlaşılama- mıştır, Bu adam, bir şüphe üzeri- ne tevkif edilmiştir. Kendisinin ecnebi bazı devletler hesabına casusluk ettiği zannolunuyor. Es - rarengiz mevkufun Fransa aley - yaptığı zannedilen devletler O ise Türkiye ile Almanyadır. Şüpheli mevkuf şimdiye kadar bir kaç defa sorguya çekilmiş, fa- | kat kimin nesi olduğu kat'iyyetle anlaşılamamıştır. Bu adam, ismi - nin Rober dö Lil olduğunu, baba- sının harpte öldüğünü, annesinin | ise kibar ve asil bir İngiliz ailesi- ne mensubiyetini iddia ediyor, fa- kat bir rezalete meydan verme - mek için kadının ismini ifşa ede- miyeceğini söylüyor. Çünkü ken - disi bu kadınm gayri meşru çocu ğudur. Rober dö Lil beş lisan konuşan, la İ