(OSMANLI DEVLE” (6: ürken. Mubarriri : Celâl Nuri * İktibas, nakit cercime hakları mahfuzdur, Osmanlı sadırâzamı ve Mısır prensi Sait Paşa Şu fıkramda merhum Sait Ha- lim paşadan bahsedeceğim, Bu bahiste biraz salâhiyettarım, güne | kü kendisile on seneden fazla yalı komşusu ve iki seneye yakın müd- detle Maltada sürgünlük arkadaşı idim. Sait Halim paşa, Kavalalı Meh met Ali paşanın torunudur. Babası Halim paşadır. Halim paşa Meh - met Alinin hakiki oğlu olduğu halde Mısır valiliği (o (Hidivliği) etmemiştir. Halis prensi olan Sait paşa arapça bil - mezdi. Öz dili türkçeydi. Türkçe: | yi de Emirgân, Boğaziçi şivesile söylerdi. Mısır prensi ve Osmanlı devletinin sadrazamı. Sait paşa Mısırlılardan hoşlan- mazdı. Mısır hidivi Abbas Hilmi paşayı nefret gözü ile görürdü. Bir gün bana: — Ah, yirmi dört saat Mısıra hidiv olsam.. dedi, — Ne yapardınız? dedim, — Bütün hidiv ailesini Sudana sürerdim! Sait Halim paşa çok çirkin, ufak bir adamdı, lâkin sempatik, tatlı, sevimliydi. e Asaletile gayet müftehirdi. Bunun içindir ki ifrat- la muhafazakârdr. o Aynen kendi dilinden: — 300 milyon müslüman mut - laka hafız olmalı. Her müslüman kur'an hıfzetmeli, sonra Obayata dalmalı! Bununla beraber, kendisi için asla muhafazakâr değildi. Müba - rek Ramazanda Mısırdan Yeni - köye hafızlar getirtir, İstanbulda- ki en güzel sesli müezzinleri davet eder, kıldırır, lâkin, kendisi bu esnada bizimle çene yarıştırırdı. o Hususi hayatmda hem alafranga idi, hem de gösterişli alaturka. Meselâ, eve geldi mi, mutlaka yırtmaçlı enta- risini, kürkünü giyer, Almanya el- bile öyle kabul ederdi.. nş Sait Halim paşa Osman- evletinin şürayı o devlet reişi, hariciye nazırı, o sadrazamı oldu. Ne münasebetle, niçin? Pek eski - den şürayı devlete fahri aza diye- devam etmiş. Lâkin devlet memu- riyetinden yetişmemiş, meşruti - yette bir aralık Yeniköy belediye | reisi oldu. O zaman, bize; — Şu itihatçılar garip adam lar,, Ben onlara uzun müddet bak- tım. Ben Avrupayı tetkik etmiş bir adamım. Öyle olduğu halde bana şehremantini çok görüyorlar,. Fakatne dersiniz? Kendisine İstanbul şehreminliğini çok gören ittihatçılar onu ta sadarete kadar sıkardılar, Neden, niçin? O hengâmda Talât, Enver, Ce- mal paşalar ve umumi merkez ara» sında muvazene vardı. Hiçbiri ma- kama gelemiyordu. Bir hülleci lâ - sım. Bu da kim olabilir? Prens. Eski ahkâma göre bir insan karı sını 3 talâkla boşarsa artık onu bir daha alamazmış; şu kadar ki ka- dın bir başkasına varır, ondan da ayrılırsa ilk kocasile tekrar evle - nebilirdi. Seriat mucibi (ortadaki koca, kadmın filen kocası olmak şart! Bununla beraber hoca efen- diler şeriati istedikleri şekle sok - muşlardı. Hülleci filen koca ol - maz, yalnız hükmen ve fahriyyen muhlis Mısır| iftarlar verir, teravihler | zevçlik vazifesini görürdü. Bel - i ki hanım hülleçi karayı hiç gör - mezdi.. İşte, merhum da; sadrazam ol- du ama asla sadaret etmedi. Ne - tekim o zamanın padişahı beşinci Mehmet de tahta oturdu lâkin asla ve kat'a hükümdarlık etmedi, Vaktin sadrazamı da, padişahı da (İttihat ve terakki) idi; Talât paşa idi, Enver paşa idi, idi, idi. Sait Halim paşa Babıâliye gi - der, gelirdi. Muharebe ilân olun - du. Emrivaki yaptılar. Zavallı is - tifa etti. — Olmaz! dediler; istifasmı geri aldı. Muharebe esnasında ha- vadislari bizden alırdı. Sait Halim paşa gibi nikbin a- dam ne dünyaya geldi, ne de ge lecek! Her işi kolayına getirirdi. Daima gelebeden bahsederdi. Suriye gitmiş. Irak gitmiş. Hicaz gitmiş,, Bunların ehemmiyeti yok. Bu kıt'alar tekrar alınmak şartile, mürettep plân tahtında veriliyor! Almanya ta Hindistana kadar gi- decek. Amerika (o harbe girmekle mahvolacak; ve saire. Nikbinlik kendisinde verem gi- bi hastalık halinde. Bir hikâye nakledeyim. Doğruluğunu namu - şumla temin ederim. Sadrazamlara mahsus olmak üzere Fuat paşa türbesi civarmda bir konak almmıştı. Sait paşa bir kış Yeniköyden oraya nakletti, Semt uzak olduğundan o konağa az giderdim. Bir gün, yalısının ka- pıcısı, Arnavut bilmem kim ağa, sokaktan geçerken bana dedi ki: — Hanımefendi çok hasta. Halır sormak için konağa git - tim. Ben bahçe kapısından girer - ken doktor o Süleyman Numan Paşa diğer bir doktorla çıkıyordu. — Paşa, dedim, hanımefendi nasıl? Usulla: — Sus! dedi. Cevap vermedi. Lâkin vermemesi pek beliğdi. İ » çeri girdim. Paşa ( şetaret içinde, Hatır sordum: — Hanım pek iyi. Hie, hiç, hiç bir şeyi yok. Doktorların fazla ih» tiyatı, Ah! Şu doktorlar. Bir bil - âikleri yok ki! Sait paşanın mizacını bildiğim halde şu sözlerinden memnun ol * dum. Bir saat kadar yanında kal - dım. Bol hol lâf attık, güldük; eğ- lendik! Akşam üstü eye döndüm. Ar -| navut yanıma geldi; — Beyefendi, diye, kendi şi - vesile: Hanımefendi sizlere ömür. — Deme? — Evet, efendim, paşa bu gece yalıya gelecek. Eşya geldi, Bende- zân geldi. Gerçekten hanımefendi vefat etmiş. Gece ziyarete gittim. Kabul edilmedim; paşa müteessir dediler, Tabii, Ertesi sabah gene gittim. Ka - labalık toplanmış. Vükelâ, âyan, meb'uslar, memurlar salonda bek- liyorlar. Biraz sonra sadrazam pa şa çıktı, Son derece şan, süşlü ve güler yüzlü idi. Uzun boylu muha- rebeden, Almanların büyük zafere kavuşacaklarından bahsetti... Zavallı Sait Halim paşa İttihat ve Terakkinin pek büyük bir peli- çesinin altıma imzasmı koymuştu. Sanayi ve Maadir Ban kasının devri muamelesi Devir işi 14 Şubata kadar bitecek, bu tasfiye demek değildir Sanayi ve Maadin Bankasının, Sanayi kredi müessesesine ve sas nayi ofisine devri işile meşgul o- locak komisyon dünden itibaren banka merkezinde faaliyete baş- İsmıştır. Komisyon ticaret işleri umum müdürü Naki, sanayi ofisi ve sanayi kredi bankası müdür « lüğüne tayin edilen Sadettin, Ma- liye vekâleti umum muhasebe mü» dürü faik Beylerle devralan ve devir veren daireler müdürlerin- den müteşekkildir. Fakat umum muhasebe müdürü Faik Bey borç- lar meselesi için evvelki gün Pa- rişe gitmiş olduğu için komisyo- nun mesaisine iştirak edememiş - tr. Bunun için dün Maliye vekâ - letine telefon edilerek yeni bir mürabhasın İstanbula gelmesi ri- ga edilmiştir. Sanayi ve Maadin Bankası ve yeni teşekkül edecek müesse - selerin müdürü Sadettin Bey dün bir muybarririmize şu izahatı ver- miştir: — Şanayi ve Maadin Banka - sının Sanayi kredi bankasına ve #anayi ofişine devri (muamelesi yapılmak üzeredir. Devir işi ka » nun mucibince 14 şubata kadar bitirilmiş olacaktır, Bununla be - raber işin bu tarihten evvel ta - mamlanması da muhtemeldir. Bu İş tamamlanınca icra ve (tatbik muamelesi başlıyacaktır.Bu iş ban kann tasfiyesi mahiyetinde de - ğildir. Bankanm bütün mevcudatı ve vasaiti yeni teşekkül edecek | saanvi kredi müessesesile sanayi m m riç gunanı olmauan bu kefaletten dolayı o poliçenin bedelini ödedi yani bir ermeni kurşunu ile, Ro mada ,şehit edildi, A paşam! Sa daret senin neyine gerek? Merhum o derece nikbin, © mertebe hoş sohbetti ki vefâtından sonra kendişile görüşmek mümkün olsa, şüphesiz, şöyle söyliyecek ve bizi sevindirecekti: — Benim vefatım, benim şeha- detim? Bunlar ehemmiyetsiz şey « 3r. Haydi Almanların zaferinden, Mısır hidiyinin odalayerelerinden bahsedelim... Biraz dedikodu ya - palım. Emsalsiz derecede metindi. Metaneti duygusuzluk derecesine varmıştı. Maltada sürgündük. Naz ve naim içinde, konfor içinde ya» şamıya alışkın olan merhum ora - da aslafütur getirmedi, sıkılmadı, ürkmedi, korkmadı, endişe etme - di. Eskisi gibi milletin istikbalin - den emindi, Gazi Hazretlerinin muzafferiyetlerini (o hapishanede okudukça: — Ben demez miydim? diye bize kuvvet verirdi. İki hamiş:; 1 — Maltada Sait Halim paşa - nm düşmanlara iltica ettiğine dair çıkarılan havadis yalandır. 2 — Sait paşa merhum (Meh - met) imzasile bazı risaleler bastır- mıştı. Bunların muharrirliğini bas na atfederler. Kat'iyyen doğru de- #ildir. Bunların yazılmasında, dü- zeltilmesinde, tercümesinde asla bulunmadım. Bu iddiayı bir kere daha reddederim. ( Risalelerin fransızca muharriri bizzat Sait Halim paşa merhumdur. Türkçeye kimin tarafından tercüme edildik- lerini bilmiyorum. Celâl Nuri ofisine devir ve taksim edilecek - | tir. Bunlar ikiye bölünecek, bir kısmı kredi müessesesinin mev -* enatını, diğer kısmı sanayi ofi - sinin hareket ve faaliyet vasıtala- rını teşkil edecektir. Sanayi ofisi ve kredi bankası teşekkül ettikten sonra her (iki müessese için ayrı ayrı kadro ya- pılacaktır. Kredi bankasının kad- rosunu idare meclisi, ofisin kad - rosunu ve teşkilâtını idare heyeti yapacaktır, Bankaya merbut olan Beykoz, Hereke, Feshane ve Ba- kırköy fabrikalarile diğer müesse- seler tamamile sanayi ofisine ge- çecektir. Ofis teşekkül ettikten sonra bu fabrikaların teşkilâtı ve idare tarzı hakkında ayrıca ted - birler alınacak ve kararlar veri - | lecektir. Her iki müessese kad - roları için Sanayi ve Maadin ban- kası memurlarından istifade edi- lecektir. Memurlar işin icaplarına göre her iki müesseseye taksim edileceklerdir, Binaenaleyh, me- murlar için açıkta kalmak mev - zuu bahis değildir, | Her iki müessese de Sanayi ve Maadin bankasında çalışacaktır. Şimdi bankada mevcut olan fab- rikalarm idaresile meşgul © olan sanayi şubesinin teknik mesai - sinden her iki kısım için iştifade edilecektir. | Evvelce Sanayi ve Maadin bankası idare meclisi beş aza - 22 K. sani 25 Ramazan Gün doğuşu Tr Gön batış Sabah namazı Oğle namaz Ikindi naman Akşam marazi Ya sı namaz itssak Yilin geçen günleri | 2 HAVA — Yeşilköy Askeri rasat zinden verilen malğmata göre bugün e sulu kur yoğasaktır. mutedil kuvvette eneof”” ik en fazin &, en S3Ö Tece, hava tazyiki 757 milimetre ili, Radyoda eme mimara İSTANBUL » 14 den 18,45 e Mf Nihal Hanim, 13,45 ten 20 ye kadar tra, 20 den 21,50 a kadar Bedsyli m heyeti, 21,30 dan 22 ye kadar Doktor Şükrü Bey tarafmdan (Çocuklarda süğ selesi) hakkında konferan, 22 den kada Gramâfon, A Borsa b Saat ayarı, 2230 du D a kadar PE talim, BORSA 2 1933 kaman Kârunusani Nukut ur. ş 201 Fransız 1 Silin Av 1 Sterlin ! Pes 1 Altın i Necediy 1 Banknot 11551 0402 | Vondr Nev-York Mildan Brüksel Aripa Mide Ferit, Varşova Peyee büğreş Belgran Me skova dan müteşekkildi. Azalar da Hü- ($— seyin Cahit, Şakir, Haşım, Asım | Turgut ve Safa Beylerdi. İ Kredi bankasınm idare mecli- si üç azadan müteşekkildir. Aza- lar da Hüseyin Cahit, Asım Tur- gut ve Safa Beylerdir. Haşım ve Şakir Beyler Sanayi ofisi müra - kıbı olmuşlardır, Devir komisyonu her gün top- lanarak çalışacaktır.,, | Diğer taraftan ticaret umum İ müdürü Naki Bey de muharriri - | mize şunları söylemiştir: — İstanbula sanayi ofisi ve kredi bankası işlerile meşgul ol - mak üzere geldim. Burada sana- yi ve maadin bankasının bu iki müesseseye devri, bunların kad - ro ve teşkilâtının tanzimi işlerile meşgul olan komisyonun mesaisi- ne iştirak edeceğim. Bu zaman zarfında fırsat bulursam diğer müeşseseleri de zivaret edeceğim. İ Istanbul öelediyes : Darülbedayi Şehir Tiyatrosu Temsilleri ; ISTANBUL BELEDİYE. Bu akşam sani 21,30 da Sanlybek “ii İpereti İn | | Umuma TL Altı yaşından aşağı olan çocuklar tiyatroya kabul edilmezler HER SARIZ Operetini Payon Dey 10“ 8 y- 2 Şir. Hayriye Tramysy Şark Dev Malya U. Sigorta omont Şark m. ceza İ Telefon Tahwl'er tsa. dahı “ask byp'lar D.Muvahhide Gümrükler Saydi mahı Bağdu T sskeriye 93.75 SSS Elektrik Trzmvay Tünel İibtrm Anadnla Anadolu li A, Mümesiil 415 | e Havacılık ve spor 87 inci sayışpda (Hava köprüleri (iki yüz sentte kırk bin kilometre), çHaf” umumi batıraları), (Uçmak zevki), (UÜ millet), (Kadın tayyarociler), ÇMlemlekii ve dünya bava haberleri) gibi faydalı mi” sulara temas edilmektedir. Tu sayıdaki Kw ponu göndertcekler» mecmua büyük Sinema artisti resmi hediye etmektedir. fızaaı kaçırmaymız. goy sanalda! v0Şöaatierde Yazan : Mehmet Nurettin Mehmet Nurettin Beyin yakındı a acak olsn bu nesir kitabı: son dö nkılâbının en temiz Türkçesi ve ede biyatın en musikili eseridir. Değerli arkadaşımızın bu çok gü zel eserini, okuyucularımıza şimdiden vararetle tavsiye ©deriz. Y»'ı-a cıkıyor (88 01 BRAZ LEY BE KETE AA SAT havı .o, hale sinemasındi 24 Kâ. sani Salı akşamı , Türk » Yunan artistleri- sin ilk müşterek gala terasili : Y OTBHELLO Gavrilidis $ Olhello Ertuğrul Sadettin * Yago Ötellor Bef oğlunda ve Istanbulda tekrarlanacak KES EYBEK görmelidir