16 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

16 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Ee ağ Memleket #00080000 001814 0 GG BEAN 05060862 08 448 S0 0 NN Lb e v8 APRE EL RMA 2 EBTAE, Uşakta 30 188 BA TAE ME SEAPEARL AA EEE UN HES BANA KER Bez Haberleri : : : 5 bir su şirketi yapılıyor Şeker fabrikası, bu faaliyet devre- sinde 113,000 çuval şeker yaptı | Uşak hususi muhabirimizâen: Eylâl 932 bidayetinde kam - pânya devresine başlıyan Şeker fabrikası geceli gündüzlü dört ay fasılasız çalışmak suretile bu dev- reyi muvaffakıyetle ve her sene - den daha verimli bir şekilde bi- tirmiştir. Fabrikanın bu sene bir ay daha fazla çalışması, verim kudretinin fazlalığını çok güzel bir şekilde gösterir.. Eskişehir ve havalisinden Kü - tahya ve Afyon civarından Uşa- ka gelen binlerce ton pancar bu- gün şeker olarak fabrikada ama- barlar doldurmuştur. Dört aylık kampanya devresin- de istihsal olunan şekerin mikta- tarı yüz on üç bin çuvaldır. Bu fabrikanın faaliyet devresine baş- ladığı günden son seneye kadar ilk defa istihsal olunan bir neti- cedir. Bu devrenin en bariz hu - susiyetlerinden birisi de budur .. Ispirto fabrikası İçerisinde yüzlerce amele çalı - şan şeker fabrikasının oyanında bir fabrika daha vücuda getiril - miştir. £ Bu fabrika ispirto imal eylemektedir. Pancar melâsmdan istihsal olunan ispirto asri cihaz - lar vasıtasile elde edilmekte, tıp ta ve bazı müstahzeratta kullanı- lan bu mühim maddenin külli bir kısmı'da Uşakta çıkmaktadır. Şeker istihsali bugün durmuş olmakla beraber ispirto fabrikası hâlâ işlemektedir. Burada istihsal olunan ispirtonun mühim bir kıs- mı İstanbula sevkolunmaktadır.. Gerek şeker, gerekse ispirto istih- salâtı bu sene fabrikaya ehem - miyetli kazanç temin eyleyecek- tir. Su şirketi teşekkül etmek üzere Uşakın en başta gelen dertlerin- den birisini su işi teşkil eder. U- şak belediyesi şu son günlerde bu “mühim işin sür'atle intacı yolunda İ ciddi kararlar almıya başlamıştır. / Son defa alâkadarların iştirakiyle yapılan mühim bir toplanmada su | işi meselesi ehemmiyetle mevzuu | / bahsolmuş, anonim bir şirket teş- | kili suretile, asri cihazlarla şehre | su getirme kararı verilmis, bu ka- irarm infazı için bir heyeti faale| ve müteşebbise seçilmiştir. Uşak belediyesi bu anonim şir - kete elli bin liralık bir sermaye ile | Memleket 2 l iştirake hazır bir vaziyettedir. . Halkın mühim bir kızmı da şirkete hissedar olmıya başlamıştır. Hali tasfiyede bulunan Uşak Terakkii Ziraat Türk Anonim şirketinde hissedar bulunanlar ellerinde mev- cat aksiyonların su sirketi uhtesine temlik ve tescili için mezkür şirket umum müdürlüğüne müracaat et- mişlerdir. Mevsuk bir membadan aldığım malümata nazaran şeker fabrika- sındaki halk sermayelerinin tama- men verilmesi daha evvel kararlaş- tırılmış olmasına binaen bu şirket- te hissesi bulunanlar hisselerini su şirketine devir ve tescil eyledikle- ri takdirde şeker fabrikası bu pa * rayı defaten Su şirketine vermeği vadeylemiştir. Uşak belediyesi ilkbaharda bu mühim işe başlıyabilmek © için İş ve yahut Zirast bankalarmdan bi- risile bir istikraz mukavelesi akt - eylemeğe karar vermiş, bu mües- seselerle temasa gelmiştir, Yapılacak istikraz Maliye Vekâ- letinin kefaletiyle olacak, karşılık olarak da belediyenin maliyeden aldığı küsüratı munzamanım ön #e- nelik tutarı gösterilecektir. Bu yolda yapılacak bir istikra - zın sür'atle bir itilâfa bağlanacağı muhakkak gibidir.. Bu takdirde su işi başlamış bulunacaktır. Şehrin bütün suları birleştirilecek, asri te- i sisatla şehre getirilecek, şehrin : ) VARTT iktisatçılar verereemesersansemseeeeseee senar cemiyetinde Ağa oğlu Konferansını verdi Türk iktisatçılar cemiyeti dün öğleden sonra Ticaret Odası salo- nunda bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda darülfünum müder-| rislerinden Ağa oğlu Ahmet Beyin bir konferans vereceği ilân edilmiş ti. Bu konferansın şimdiye kadar kadrocularla arasında devam eden münakaşalardaki cevaplara cevap olacağı tahmin edildiğinden pek çok zevat hazır bulunuyordu. Türk / iktisatçılar cemiyeti nizamnamesi mucibince bu toplantıda bir reis se çilmesi icap ettiği bildirildi. Müderris Fazıl Bey içtimaa re- is olarak seçildi. Müzakereye baş- landı. Cemiyet umumi kâtibi Muh- lis Etem Bey evvelâ Şevket Sürey- ya Beyin cemiyete gönderdiği bir mektubu okudu. Kadroculardan olan ve Ağa oğ- lu Ahmet Beyin fikirlerini tenki - den bir çok cevap makaleleri ya - zan Şevket Süreyya Bey bu mek - tubunda Ağa oğlu Ahmet Beyin fert ve millet mevzuuna “dair bir konferans verezeğinden haberdar olduğunu yazıyor. Kendisinin de azası bulunduğu Türk iktrsatçılar cemiyeinde verilecek bu konferan sın kendi kitabını tenkit mahiyetin de olup olmadığını soruyordu.Bun dan sonra eğer bu konferans bir tenkit ise buna cevap vermek iste- diğini bunun için de konferansın kendisinin İstanbulda bulunduğu bir zamana tehirini rica ediyor -| fikrin usülünde hekimlerin büyük | Ressamın verdiği cevap şu: du. Bu mektuptan sonra riyaset ma kamından Ağa oğlu Ahmet Beye konferansı bir tenkidi ihtiva e- dip etmediği sorulmuştur. Ağa oğlu Ahmet Bey bu suale şöyle cevap vermiştir: — Bir konferans vermekliğim için bir teklif karşısmda kaldım. Konferansım devletle fert nedir, aralarında alâka ve münasebetler, Hekiml Akil Muhtar Bey dedikodu- lara cevap veriyor Dün Halkevinde verilen konferans Tıp talebe cemiyeti bir konfe- rans serisi tertip etmiştir. Bu se- rinin ilk konferansı dün akşam Halkevi salonunda müderris Akil | Muhtar Bey tarafından verilmiş - tir. | o Konferansın mevzuu “Hekim- j lerin vazife ve hakları,, meselesi idi. Bütün tıp talebesi, bir çok hastahane hekimleri o ve diğer doktorlarla müderrislerden bazı - ları bu konferansta hazır bulun - muşlardır. Akil Muhtar Bey,tıp talebe cemiyetine etibbanm vezaif ve hukukuna ait fikirlerini obildir - mesine imkân ve vakit hazırlamış oldukları için teşekkür etmiş, on- dan sonra memleketimizde taba- betin bir buhran devresi geçirdi- ğini, her mesleğini seven hekim gibi kendisinin de bundan pek müteessir olduğunu ( söylemiştir. Akil Muhtar Bey, konferansına şu suretle devam etmiştir: Harpten evvel ve harbi umu- mide doktorlar hakkında mem - lekette büyük bir itimat ve hür - met mevcuttu. Harpte hekimleri- miz vazifelerini cok güzel ifa et- tiler; şimdi bu itimadın sarsıldı- ğını görüyoruz. Halkın mesleği - mize karşı olan şimdiki kanaatie- ri doğru değildir. Lâkin bu yanlış bir mesuliyet hissesi vardır. Bunun değişmesine çalışmak hekimlere düşer çünkü hekimlerin ifayı va- zife için katlandıkları zahmet, te- | essür ve elemin derecesini hekim | semerelerin karşılığını alıyorum! olmıyan anlıyamaz. Etibbanm hastalarına, icinde cemiyete ve kendi karşı bir takım yüksek vazifeleri vardır. Lâkin buna mukabil pek | yan iyi ve hakiki hekim sayıla nasıl inkişaf etti? Mevzuudur. Ten | tabii hakları da mevcuttur. Bir | maz. | | muhtelif noktalarına tevzi oluna” | kit yoktur. Maamafih ona cevap hekimin hastasına karşı olan va- caktır.. Bu maksatla belediye daha evvel bir su projesi yaptırmış, bu proje- | yi Nafia Vekâleti de tasdik eyle- miştir. Bu hayırlı işte Uşaklıların muvaffak olacaklarnda şüphemiz yoktur. Elektrik işi nasıl başarıldıysa su işi de öyle olacaktır. Yusuf Ziya Hoybun parçalandı Bedirhanilerle Haconun arası açıldı. | Suriyeden gelen bir zatın verdi- Zi habere göre Bedirhanilerle Ha- conun arası açıktır. Haco, Bedirha nileri dolandırıcılık ve hırsızlıkla | itham etmektedir. Cemil Paşa zadeler de Haco ta- raftarıdırlar. Bunun sebebi şu - dur: Geçen sene Diş isminde ve gü - ya Jeneral olduğu söylenen bir İn- gizli tarafından bir cemiyeti hayri ye namına Bedirhanı Süreyyaya Mısırda mühim bir para verilmiş ve bu para ile Suriyede ve Türki - | yede teşkilât yapılması teklif edil- miştir. Esasen bu para, bir kaç sene ev- vel Amerikada Bedirhani Süreyya tarafından takip edilmişse de o za man nedense verilmemiş, fakat Bedirhaniler, bu parayı ele geçir - mek için çok uğraşmışlardır. Ni » hayet Hoybun reisi Celâdet, umu- | mi merkez namına kardeşi Sürey- yaya bir itimatname göndermiş ve | bu para Mısırda alımmıştır. / kısmını Süreyya merkeze gönder - miyerek cebine koymuş ve Avru - i pada güzel güzel gezmiş, eğlen - | miştir. Şama gelen mütebaki para ise Bedirhani Celâdet, Bedirhani Kâmüran, Mustafa, Hırço ve dok- tor Nafiz isminde birisi tarafından taksime uğramış, az bir kısmile de Havar mecmuası tesis edilmiştir. Bundan başka Suriyedeki kürt- lerden cemiyeti hayriye namına toplanan paraya da sui istimal ka- ; rışmıştır, | Gene mevsuk bir habere göre bazı Hoybun rüesası, Türkiye hü - kümetinden af dilemiş ve memle - kete kabulleri için müracaatta bu- lunmuşlardır. (Türk Sözü) veren ben olduğum için sözlerim arasmda cevap omakalelerimdeki fikirlerim de tabii bulunacaktır.,, Ahmet Beyin bu izahatr üzerine konferansın tenkidi mahiyetinde olmadığı anlaşılmış, konferansın verilmesine karar verilmiştir. Bundan sonra cemiyete gelen, Pariste ihracat sanayii kongresine davet mektubu ve bugün yüksek iktisat ve ticaret mektebinin 5 in. | burdur. Amele günde sekiz saat | labilmeli, hiç olmazsa sicak bir €- ci senci devriyesi münasebetile bü | çalışabilir, Haftada bir gün isti - vi bulunmalı. Bu lüzum şahsının tün azanm davet edildiğini göste - | rahat hakkını haizdir. Hakikaten | menfaati noktai pazarından değil ren mektuplar okunmuş ve niha - yet Ağa oğlu Ahmet Beye zöz ve rilmiştir. Ahmet Bey: — Ben iktisat mütehassisı deği- şubesi olarak kabul ettiğim için iç- timaiyatçı ve tarihçi olarak mev - zuu tetkik ediyorum. Mevzuum fert ve millettir. Esassn mücerret iktisat yoktur, Mücerret içtimaiyat ta yoktur. Bu gibi mevzular tetkik edilirken za- man ve mekân ve mevcut şerait ele almarak hükümler verilmelidir.,, Diye başladığı konferansında fer- diyetlerden, ilk zamanlarda insan | ların geçirmiş olduğu muhtelif ha- yat safhalarından kalanlardan bali setmiştir, Nihayet, cemaatteki yer bölmesinden, iş bölümünden ve ka dın, erkek muhtelif çalışma tarzm dan başlılarak bugüne kadar gel - miş ve cemiyette idare eden ve ida re edilen olmak üzere iki kısım zifesini, şüphesiz onların duçar | ;n heykeli altına şu ibare yazıl - oldukları illetleri iyi etmek değil dir. Böyle olsa ölümün mevcut olmaması lâzım gelirdi. Tababe - tin henüz keşfetmediği hakikatler vardır; hekim yalnız mevcut ma- | şekkat ve gayretlerine mukabil lâmattan elzem olanı muhakkak | hakları da vardır. Hekim her gün yalnız | bir ölüm tehlikesine maruz kalan müddeti tahsilinde değil, sonra | bir şahıstır, Bunun icin iyi yiyip bilmelidir. Bunun için da gece gündüz çalışmağa mec - yüksek adam ve kömil insan ol « ması lâzım gelen hekimin bu ka - dar istirahat etmesinin (oimkânı yoktur. Bundan daha mühim bir | sey: hekim hastasınm ıstırabatına Halbuki bu paranın mühim bir | lim.. İktisadiyatı içtimaiyatın bir | ailesinin ülâmma mecburi olarak iştirak eder. Hekimin cemiyete karşı olan vazifeleri evvelâ sıhhidir, Bu sa - hada etibbanın kurtardıkları ha- yat pek çoktur. Mezelâ Anadolu- da mevcut menenjit epidemisine karşı yapılan mücadele bunun bir misalidir. Belki ilk defa vasi mik- yasta bu müthiş illete karşı aşı kullanılmaktadır. İyi neticeyi gö- rüyoruz. Bu suretle binlerce ço - cuk analarına bağışlanıyor. ayrılmadıkça (Devlet) mefhumu « | nun o cemiyette birleşmiyeceğini söylemiş ve nihayet devlet ve fert | mevzuu hakkında gazetelerde in - tişar eden fikirlerini söyliyerek konfransına nihayet vermiştir. erin kazancı! yaşadıkları | bir adam, kâfi derecede âlim ve mesleklerine | hassas bir tabibi müdavi olmalı - Akil Muhtar B. Hekimin insani vazifesi tahsi- * li yüksek ve zihniyeti fenni olan bir adama düşen ulvi o vezaiftir. Hekimlerin yekdiğerine olan va zifeleri de mühimdir. Hekimlerin biribirlerini sevmeleri, mütesanit olmaları kat'iyyen elzemdir. Çün- kü bundan evvelâ (hastalarımız istifade eder. oTababete itimat, yapılan tedavinin kuvvetini iki kat yükseltir, Bu itimadı kaldıran her bir söz cemiyete karşı bir ci- nayettir. Hekimlerin kazançlarına dair son zamanlarda söylenen sözler pek gülünçtür: “Bir nabız tutu - yor, bir çeyrek saatte beş lira a- İryor; bir saatte 20 lira eder. Gün- de 200 lira, ayda 6 bin lira!,, diye hesap ediyorlar. Bu hesabı yapanların şüphesiz kara cümeleleri bu kadar çürük değildir; bu, hakkımızda taşman bistiyatın nevini göstermesi nok- tai nazarından şayanı dikkattir. Bir hikâye aklıma geldi, Meş- hur zengin Roçild Pariste meşhur bir ressama portresini yaptırmış , işi acele olduğundan resminin ça» buk olmasını istemiş, bir saatte resim bilmiş, fiatını sormuş, res - sam yüz bin frank! demiş. Roçild şaşmış ve “ben bir saatte bu ka- dar para kazanmıyorum,, demiş. | — Ben sizden bir saatlik me - saimin ücretini değil, bir saat. zarfında bu kadar güzel portre yapabilmek için sarfettiğim uzun Hasılı, evvelâ hekim yüksek dır. Zaten yüksek bir adam olmı- Viyanada doktor (Not Tağl) mıştır; “İyi bir hekim ancak mükem- mel insandan olur!,, Hekimlerin çektikleri bu me » içmeli, iyi giyinmeli, kâfi kitap a“ gene hastalarının istifadesi için * dir. Çünkü yarının ekmeğini dü * sünen bir doktordan hekimliğin £ mühtaç olduğu faaliyeti dimağı”. yeyi beklemek bir hatadır.,, ğ Rasim Ali Bey Orta mektep muallimi sayılacak ! Yazdığı fizyoloji kitabı olduğu için Darülfünun tedris b*” yeti meyanında bulunamıy: müderrisler meclisince karar yeri len Rasim Ali Beyin orta tedrisf muallimliğine nakli “Âli iktiran etmiştir. çitir ad, Osmanlı borçları Maliye Vekâleti | borçlar Osmanlı Bankasına iki Ji dişer yüz bin liradan 1,400,000 ya yalırmıştır. Saracoğlu Şükrü Bey ne kadar tekrar Parise tir, içi -i j bir kaş sü”

Bu sayıdan diğer sayfalar: