e önüne eğdi: * Şimdi anladım. dikkatle Senihe baktı, ia ağır bir sesle; nin al dyln şeyler söylem” gi hiç sırası değildi. 83 Snce gecesinde, Ayşenin sık tin e, Ayşenin * Vardı. Sıkıntı içinde de, ilân aşk dinliyemezdi. Fakat bir an düşündü. Acsb? meti Senih miydi? Olabilirdi. Olmaması için 5 p de yoktu. Mademki Kemâl © Ma surat ediyor, ehemmiyet VErMİ" Yordu... Birden, Senihin kalbini kır - çekindi. Onun gönlünü almak istedi. Dedi ki: | — Senih bey, ben sizi sev8 rim, Sonra misafirlere döndü: dı; — On. On bir. en iki bir düzünesiniz. Mükemme nızda eğlenebilirsiniz. Biri sordu: — Nasıl eğleneceğiz» il — Nasıl isterseniz. Ben kü - | cüphane odasımda Senih (beyle tavla oynamıya gidiyorum. Ona biraz ders vermek istiyorum. Sesler duyuldu: m — Bize de verim: Biz de öğrenmek istiyo - ruz. — Ancak bir kişiye ders vere - bilirim. Kütüphaneye girdiler, Ayşe. kapıyı açık bıraktı, Her | say” . Tam 1, ara | du. Senih tavlayr aldı: -- Benim tavlayı bildiğimi bi- | lirsiniz... -- Malüm... Siz gene öğrenir | gibi yapın.. Pullar böyle dizilir. | Sizi dinliyorum, söyleyim —— Nasıl söyleyim. Ben tam: man, siz bana: “İki bir?,, diye - ceksiniz... — Ziyanı yok. — Sizi seviyorum ve bu aşk beni harap ediyor... — Ya... Demek muazzep olu- Yorsunuz.. — Evet.. — Kapı yapın. — Ne kapısı? — Canım tavlada kapı yapılır. «um, azap çekiyorum, siz alay & diyorsunuz... Ayşe elinden zarları o bıraktı. Esmer teni beyazlaştı. Bakışları gölgelendi. — Hayır Senih, bunu aklından — Aşkımı mı? — Benim alay ettiğimi. Ben a- lay etmiyorum, ben de harap o - Juyorum, ben de muazzebim.. Ü- mitsiz bir aşkın ne demek oldu - ğunu bilirim, kalbi nasıl acıttığır na aşinayım. — Ayşe. — Sus.. Ben de susuyorum. Keşki bunları söylemeseydin. Bak gözlerim yaşardı.. Sakın, mendi- lini vereyim deme, bize bakıyor- lar,. Zarları at. — Bizimle meşgul (olan yek. anız tarihi bir bahis açmış. za öbür köşede kur yapıyor. — Siz gene ihtiyatlı durun.. — Aşk acısını dindirecek bir ke imi hk CANIM AYŞE e kesin sörebileceği bir yere otur : | yord “Sizi seviyorum!,, dediğim za - disini d dan hi — Ya... Ben muözzep oluyo - | N15 Selâmi İzzet yok mudur zannediyorsunuz? i vari Yoktur. —— Vardır Ay$€- — Nedir? İl Mad bir aşk, İnsan başka birini severse öbür aşkımın 2 “| csunı bu yeni gevginin şefkati ile unutur. —— Kabil mi? 1 — Tabii kabil. Müsaade edin | “sanlanalım.. Her gün geleyim. Siki muhabbetli sözlerle | teselli edeyim. Sizinle . evleneceğimiz anı tutalım, beraber dö- iye başlıyalım.... * Modern olsun. Kübik bir an, kübik eşyalar.. -— İşte bak, derhal kapıldınız.. Daha şimdiden hoşunuza gitti. — Sahi.. —— Daha sonra düğün hazırlık- Elbiseler, tuvaletler, eğlen- şem lari celer... Seyahate çıkarız. Sustu... Gönlünden gelen bakışlarla | Ayşeye baktı... Ayşe de ona bakıyordu. Bu pembe beyaz, gül yanaklı, şişman genç hiç de tasavvur etti- ği, istediği bir koca değildi. Fakat bu eğlenceyi reddede - cek miydi?.. Ona, ümitsiz aşkını unutturacak olan bu izdivacı is - temiyecek miydi? Bezgindi. Bu hezginlikle 'dü - şündü: “Ha bu, ha — başkası. Fakat mademki bu beni seviyor, bu ols | sun.» Amma bir türlü karar veremi-| yor, evet deyemiyor, FAZI olamı - a. : İnsan bazan hissiyatını ne iyi saklar. Çehre bazan ne mükemmel bir maske olur.. Salondan onları görenler güzel güzel konuşup, anlaşıp tavla oynu» yorlar zennederdi. Halbuki, karsı karşıya dert çe - ken iki biçare idiler. Yalnız Senih ümide kapılmıştı. lanmıştı.. Ayşe de biraz daha geçseydi; “Kendinizi sevdirmiye göyret © din bakalım..,, Deyecekti.. len Petro EF, bir şirkette tahsildar mış. Evi aranmış, mutbakta dama- canalar içinde 83 kilo şarap, bun- dan büşka bir şişe içinde 900 gram rakı bulunmuş. Bunları Petro Ef. nin yaptığı anlaşılmış. nin şarap ve rakıyı satmak maksa- | temiş, inhisar vekili İhsan Bey bu Altı ay hapse ve para cezasina mahküm oldu Adliyedeki ihtisas mahkemesin- de, dün bir şarap ve rakı kaçakçı» Jsi noktasından serbestisine mani ığı muhakemesi neticelenmiştir. Mevkuf olarak muhakeme edi - Maznun, mahkemede kendisi - dile yapmadığını, hepsini kendisi içmek üzere hazırladığını söylemiş müsaadesiz şarap ve rakı yapma - nın yasak olduğundan haberi olma dığını anlatmıştır. Müddei umumi, hadiseyi kaçak- çılık mahiyetinde görerek ceza is- isteğe iştirak etmiş, sonra maznun vekili İzidor Kohen Bey, müdafaa yaparak, şöyle demiştir: — Bu hadisede, suç kasti yok - tur. Müekkilim, gizlice şarap, rakı yaparak bunları satmak ve para kazanmak maksadını takip etme - miştir. Hareketi kaçakçılık sayıla- bilmek için, kazanç maksadının tespiti icap eder. Sonra evi, ima - lâtbane vaziyetinde bulunmamış, me Gerek kiliseler ve mektepler için cari bu kapitülâsyonlar “nihayet, Türkiyenin şeref ve haysiyetini muhil olduğu kadar dahili idare- bir şekil ve mahiyet iktisap etmiş» tir. Türkiyede oturan ecnebi tabea bir takım hususi o muafiyetlerden müstefit olduktan başka Osmanlı devletinin kendi tabeası bile Tür - kiyenin dahili işlerine müdahale etmeyi kendi menfaatleri iktiza - sından bilen bazı devletler tarafm dan Osmanlı memleketinde ihdas ve tesis olunup ecnebilerin bulun - dukları garip ve istisnat mevkiden hiç te farklı olmıyan hususi bir hal ve vaziyetten ahyalin ve vukuatın sevkile istifade eylemekte idiler... (1) Nitekim Rusya, 1770 küçük kaynarca muahedesine, Fransızla- rım 1673 kapitülâsyonuna soktuk- ları maddeye berizer bir kaç mad- Türkiyede ecnebi ktepleri nasıl açıldı? tiyazları tahdit etmiye çalışıyor * ğ du. Bu cümleden olmak üzere, serbestii edyanın zaruri neticesi | olan tedris hürriyeti, birkaç sene* denberi Osmanlı hükümetinin sv izannını davet eylemektedir. Ba - bıâli ecnebiler tarafından tesis 0- lunan mekteplerin gittikçe ziyade- leşmesinden ve bu mekteplerdeki tedrisatın islâm âleminin âdetleri" ne ve itikatlarına mugayir bulun masından telâşa düşerek bundan 4 sonra hiç bir mektebin Ba- bıâlice ruhsat istihsalinden ve kü- şadına iradei seniye sadır olma * sından evvel açılamıyacağına da * ir bir karar ittihaz etti. Ayni za * manda merkezde ve başlıca vilâ- yetlerde maarif teftişleri ihdas o lundu. Bu müfettişlerin vazifesi. bütün mektep programlarını, ki taplarını teftiş ve gerek efrat v gerek mezhebi cemaatler nami gümrüklere gelen bütün kitap ve $ deyi zorla soktular. Bu maddeler şunlardı: Madde — 8: Rusya devletinin gerek rehabin zümresinden ve ge- rek sair raayasından olanlara ta - mamen ruhsat verile ki Kudüsüşe- rif ve şayestei ziyaret olan sair mahallere seyahat edeler. Bugün yolcu ve seyyahlardan gerek Ku- düsüşerifte ve gerek sair mahal - lerde esnayt tarikte dahi bir türlü damacanalar mutbakta ele 3e$ * niştir, Olsa olsa, inhisardan müsaade bilir. Ben, beraeti lâzrm geldiği ka- olunsa bile, yapması gene kaçak » Cıgara kâğıdı kaçakcısı Adliyedeki ihtisas mahkemesin- de, evinde kaçak cigara kâğıdı bu- anduğu noktasından muhakeme si bitmiş, beş ay hapsine karar ve- rilmiştir. Bunu demek üzereyken, salon - dan Cevzanın sesi aksetti: İ —Kemalbey, sizi gelmiyecek zannettik.. Kemal hafiften misafirleri selâmladı. İ Ayşeyi aradı ve Senihle şıya buldu. Müteessir olmadı. Şişko Senihi kıskanmıyor zaktan Ayşenin tâ gözlerinin ! baktı, sonra başını çevirdi. Fakat Ayşe gözlerini alamıyor - du, (o Kemale bakıyordu. ««** Kemal onun için ideal kocaydı Onu beğeniyor onu seviyordu. Bu gece gene ümide kapılmıştı.. Cevza yanlarına gelirken, he * men Senihe fısladı: — Düşüneyim, derhal cevap ve” remera.. Şimdi kapıyı açını. —- Hangi kapıyı?. Cevza güldü: i — Ayşeyle gevezelik edecegi - ikket etseydi “ nize oyununuza ikkei ; siz şeş kapısını kapamış olacaktı nız.. Şimdi de açardınız.- Senih kapkurmnzı oldu Cevza gene — Gelin de siz* Mİ gülümsiyerek ordu. U- içine Sabık Kayser hasta Memleketine girebilelecek BERLİN; 9 İkinci Vilhelm son ıztırap mubitinin endişesine sebep olmaktadır. Felemenkten Berline gelen haberlere göre sabık kayse - iltihabı şiddetlendirmiştir. Riva - yete göre ikinci Vilhelm hayatının son günlerini Almanyada geçir - kaydedildiği veçhile kayserin Ber- line aydet etmesi için kanunen hiç bir mani mevcut değildir. reteyim, Ayşeyle öğrenmenize im» kân yok Ayşe kalktı. Cevza durdu .. Senih: “Ben tavlayı bilirim.,, demeğe cesaret edemedi.. Ayşe salonda Kemale elini uzat- | ve ikbal devrinde vermiş olduğu li ve şimdiki yeni zamanın icaplari » (Devami var) le telif kabul etmez bulduğu ii lanmak maksadile yaptığı kabul üddede Kilerolumup edilen Karlo Efendinin muhakeme ceziye ve haraç ve vergi ve asla bir teklif talep olunmıya... Madde — 7 : Devleti aliyemiz almadığı için, para cezası verile - | aahhüt eder ki hiristiyan diyane- | fından al tinin hakkına ve kinisalarma ka naalindeyim. s i viyyen sıyanet eder ve Rusya dev- . Hüküm, “di neticede | etinin elçilerine ruhsat verir ki maznunun müskiralı kendisi kul | her ihtiyaçta gerek on dördüncü İstanbulda olurian mezkür kiliseye ve çebi ağ altı Yİ gerek hademesinin sıyanetine ib -| yor: “Ecnebi ilim müessesel hapsine, kendisinden ayrıca Şarap | razı tefhimatı mütenevvia eyliye,. | ve mekteplerinin adedini tı için 2175, raki için 385 kuruş para | — giadde — 17 : Hiristiyan diya: | etm cezası alınmasma karar vermiştir. | metine asla onu bir taarruzla isali | netmek maksadile ittihaz tazyik olunmayıp kiliselerin tamir ve tecdidine vücuhla omümanaat olunmıya. Marüzzikir kiliselerine hizmet eden eşhasa asla bir tak - riple taarruz ve müdahale olun - mıya.,, Osmanlı imparatorluğunda ha kikati söylemek icap ederse, tam bir serbestii edyan vardı. Hükü - met hıristiyanların kendi mezhep- leri dahilinde tam bir şekilde ic- rayı âyin eylemelerine asla mü - manaat etmemiştir. Buna rağmen muahedelere bu gibi maddelerin Sr ie ee Ge çi zamanlarda gra bir hastalık * | sokulması, sırf siyasi ve ticari idi. 9. “S”| tan muztarip bulunmakta ve bü| Osmanlı devletinin dahili idaresi" ne müdahale için vesile kapıları hazırlamak, bilhassa Osmanlı te- baasmdan olan hıristiyanları elle- rin boğazında bir iltihap vardır, ri altına alarak memleket işlerine | iklimi zatip olan Doorn havası bü | karışmaktı. “Tanzimat ricali bu| tehlikeyi anladılar ve bütün tan - zimat devrinde (tanzimat ricali muhtelif vesilelerle bu imtiyazla» mek emelindedir. Ahiren resmen! ,, hafifletmiye çalıştılar. Hatta | Fransa hükümeti namma 1856 Paris kongresinde Ali paşa “Türkiyenin münasebatı ticariye - sine ve hükümetin icraatına en- gel olan müşkülâtı zamanı hazır ibtiyaçlarile artık kabili tevfik ve telif olmıyan bir takım muahede - lerin mevcudiyetine atfeylemekte olduğunu açıkça söylemiştir. “Babrâli itiraz ve şikâyet vadi- sinde ilerledikçe vaktile azamet risaleleri muayene etmek ve ica * bında bunların Osmanlı memleke-. tine sokulmasma engel Bundan başka mezkür tedbirleri daha müessir bir hale koymak Bab;âlinin bundan sonra atı yüksek nezareti altında bulundu mak hususundaki kat'i azmini göstermek için maarif nezaretinin talep ettiği evsaf ve şerait hari * cinde açılmış ecnebi mektep ve müesseselerine | islâm çocukları * nın devamı menedildi.,, vi Ancak Osmanlı hükümeti tara- lınmış olan bu sıkı tedbir- lerin tatbik edilemediğini söyle * miye hacet yoktur. Bu tedbirlerin tatbik edilememesi için ilk muka- vemet tabiatile ecnebi devletle - rinden geldi. Kapitülâsyonlar mü- ellifi bu mukavemeti bizzat yazı - | ek ve yeniden açılmasını me - dıl 1 bu tedbirler büyük devletler tara- fından kabul edilmedi. Bilhass — müessesatınm çokluğu, fran İ canın tefevvüku hasebile Türki yede bir rüçhan mevkii ihraz et miş olan — Fransa Babıâlir mektep programlarına müdaha - le etmek ve nüfuz dairesi için eki mahallerde açmak istediği mek" tepler için Osmanlı hükün evvelbevvel ruhsat vermek h Bı haiz olmadığını iddia etti el'an da ediyor. (Kitabım telif ta: rihi 1898), j Papas mekteplerinde terbiye ve tedris 0 dules Ferry (2) ifinin © Osamnlı © imp . i ğunda bu kadar iltizamla müda . faa ettiği ve hemen hemen 'i papas mekteplerinden ibaret o * İan mekteplerin terbiye ve satı ne idi? Bizde meşrutiyete ta kaddüm eden senelerde 1906 da b maari « ve Türkiyede yüz on altı F mektebi ziyaret eden maarif m fettişlerinden Marsel Şarlo Fran sa hariciye nazırlığına vermiş © duğu raporundan bu mekteplerin nasıl çalıştıklarını anlamak mün kün olur: "a Nafi (Dep (1) Kapitülisyonlar 2) Ferry, 1832 de ırlığında Jâyik mekteb