Muharriri ; Celâl Nuri * İktibas, nakil, tercüme Bakları mahfuzdur, Se'âm formüllerimiz cıva gibi! kararsız Teşrifat budalalıkları I büyüklükte koltuklara kurulmuş - Selâm formüllerimiz de hiç ta- karrür etmedi. « Selâm, müslümanca bir dua - dır. Adap ve erkânı vardır. Lâkin her dua gibi bunun da biraz mo - dası bayatladı. O uzun arapça iba- relere şimdi ağzımız yakışmıyor. Dedelerimiz gibi selâm versek ço- cuklarımız bize: — Namaz mı kılıyorsunuz? Di-! ye soracaklar. Uzun şark diyarlarında, mese- Mâ, Çinde, Japonyada se- lâm, aşinalık gayet uzun sürer miş. Bir büyük coğrafya kitabında okuduğuma göre su katılmamış Çinliler arasında, meselâ, şu mu - havereler geçermiş: — Sizin gibi zekânın, iktida - rm, namusun bir güneşi olan yük- .sek bir zatı görmekle iftihar ede: rim, Bütün allahlar size her insa: nın ömründen iki kat fazlasını, en büyük servetlerin iki mislini. (Formül pek uzun sürüyor, onda dokuzunu hazfediyorum) ihsan buyursun. Güneşin yanmda kocaman bir ây olan aziz ve değerli hanımmız, herbiri bir seyyare gibi o parlıyan mahtumlarınız ve kerimeniz iyi- dir.. Buna cevap da ayni mertebe de tevazulu: ©. Benim gibi kamakatin, be: “Eeriksizliğin, münasebetsizliğin bir heykeli olan cüce bir adâm sizin gibi.... birini görmekle gerçekteri gurur getirir. Ahırdaki mendebur inekten daha düşkün olan karım cariyeniz, çöplükte eşeliyen do - muz yavrucuklarına benziyen kö - Tezadeleriniz.. Osmanlı âlemi Önden uzak tır; lâkin zannolunduğu kadar de- gil... Bizde de yavan formüller vardı. Resmi kitabette kullanılan tabirleri bir kere gözönüne getiri- niz, (Bendeniz) kelimesi bile bir zihniyete delâlet eder. Temenna * ların kandillisi olurdu. o Herkese rütbe ve nişanma göre, memuri - yetine göre temenna edilirdi. Sad- razam paşaya yerlere kadar iğil - mek üzere, kâfirlere sol elle ve e - hemmiyetsiz.. Oturmak bile teşrifata tâbidi. | “ Koltuğa gömülebilirsiniz; Oyahut yalniz iskemlenin ucuna ( ilişirsi - niz: Karşmızdakinin mevkiine gö re! Merhum Sait beyin babası (Lâstik Sait) Kemal paşa Bosna - da vali imiş. O devirde İstanbul vezirleri ile taşra vezirlerinin bir farkı varmış. Yani: İstanbul vezir- leri kazaskerlere takaddüm eder - ler; taşra vezirleri ise kazasker - lerle müsavi addolunurlar... Han - gisi eski ise o öne geçer. Tesadüf bu ya! O zamanlar Bosnadaki ka- dı kazaskermiş. Paşa bundan do - layı çok sıkılıyor. Bu ikilik vezir- lerin şanma nakise getirdiğinden bahsen tashihi için saraya, Babiâ - liye uzun lâyihalar yağdırmış. Ce- vabını bekliyormuş. Bir gün vali paşa, kadı efendi, erkân otururlar- ken... Ha! cümleyi biraz kesmek mecburiyetindeyim. Bunlar na - sıl ve niçin oturuyorlarmış ve ne lar. Çünkü ikisi de ayni rütbede. Vilâyet erkânı ise, o derecelerine, rütbelerine göre daha küçük, kü - çük, büsbütün küçük koltuk, san - dalye ve iskemlelerde. Vali paşa ziyafet veriyor. Daha sofraya otu- rulmamış. Söz aramızda kalsın. işret ediyorlar. Vali paşa ile kadı «endinin kadehleri ayni büyük - lükte ve elmaslı. Önlerindeki me - ze on ikişer tabak. Diğerlerinin kadehleri rütbelerine göre. Meze - leri de gittikçe azalıyor. Paşanın | divan efendisi ise içerde değil, O- na büyük bir iltifat olmak üzere Kemal paşa ayak üstü, mezesiz bir kadeh rakı içmiye müsaade © #iyor. O da yerlere kadar iğilmek suretile teşekkürler ettikten sonra rakışını içip dışariya çıkıyor.. »x 5 Tuhaf değil mi? Sabah, öğlen- den sonra, akşam, gece, veda for- mülleri ve teşekkür sözleri bizde cıva gibi kararsızdır.. Halbuki bu formüllere ekmek, su kadar ihti - yâcımiz olduğunu görüyoruz. Yer yüzünde hiçbir millet (yoktur ki selâm sözlerini şimdiye değin tesbit etmiş olmasın. Biz hâlâ bo- calıyoruz. (Teşekkür ederim) ter- kibi bile umumi değil. — Eyvallah. Sağ ol. Bereket ssrsin. Gibi bir hayli tabir, ava im ağzinda kaynaşıyor. Merhaba! tabiri asla umumileş- | edi. Zaten bu arapça kelime bi- ri gelirken kullanılır, giderken de jil. Biz ise, şu yakmlarda, bu lâf- zı her makamda kullanıyoruz. Au revoir yerine “Göresiye,, ye ne dersiniz? Fikrimce selâm (formüllerin! aynen diğer garp dillerinden ikti bas edebiliriz. Fransızca (Bon jour), ingilizce (Good bay) ve sa- ire hep (iyi gün) manasına gelir. O halde: (İyi gün), (İyi sabahlar? (iyi öğlen), (Iyi ikindi), (iyi ak şam), (İyi geceler), o (Göresiye) tabirlerini ihtiyar edemez miyiz? Vakıa bunlar ilk günleri cüz'ice gayrimenus ve belki şiveye mu - gayir gelirse de — emin olunuz — bir ay sonra alışkınlık hâsıl olur. Malta ahalisi her makamda sahha!,, derler ki, fasih arapçası “sıhha,, dır. Kezalik hıristiyan a- raplar da “saad,, diyorlar, zanne: derim. Selâm, merhaba gibi tabirleri kadmlarımız hiç kullanmıyorlar. (Gün aydın), (Tün aydın) fena değil, lâkin dikiş tutturamadı. Pek âlâ! Ya şu teklif ettikle - rim, yahut daha münasipleri bir fert, cemiyet, yahut bir makam tarafından bulundu farzedelim, bunları âmmeye nasıl kabul ettir- meli? Mesele buradadır. Her hal - de, en iyi formül, bir batın geç - medikçe kabul ettirilemez. *** Dikkat buyuruyor o musunuz? Yüksek tabaka, dil bilen kimseler, aralarında fransızca selâm for - müllerini kullanıyorlar. Bundan çı kan mana nedir? Türkçede kul - lanılan selâmün aleyküm,merhaba gibi lâfızların bu dakikadaki şive- | VAKTI İrürk talebe/ Birliğin yeniden teşkili ve yeni beyannamesi Geçenlerde uzun ve münakaşalı | kongreler yapan yüksek tahsil gençleri milli Türk talebe birliğini yeniden teşkil etmişlerdir. Birlik bu münasebetle gençliğe hitaben bir beyanname neşretmiştir. Be - yanname şudur: Senelerdenberi cemiyetler birli- ği şeklindeki Milli Türk Talebe Birliği, her türlü tesir ve ihtiraslar dan uzak mukadderatını senin hür ve temiz vicdanından alan, yep ye- ni bir birlik şekline konulmuştur. Seni dahil ve hariçte temsil e - den yalnızca odur, Duygu ve istek- lerinin dalma muvaffakiyetle ve sana lâyik bir şekilde tahakkuku- nu istiyorsan ona bütün varlığınla sarıl, yılmaz ve ferağatli elçilerini bir an evvel seç. Mili Türk Talebe birliği Yeni nizamnameden bir kaç madde: Gaye: — Türk yüksek okuyucu- larının maddi, manevi ihtiyaçları- nı temin haklarımı müdafaa etmek tir. Asli âza: — Türk yüksek oku - yucu gençleri birliğin tabii azası dır. Bunlardan duhul telepnamesi imzalıyanlar asli aza olur, Asli aza seçer ve seçilir. Kongre: — Her fakülte ve yük- sek mektep asli azası tarafından in tihap olunan beşer elçiden mürek- keptir. idare heyeti; — Kongre tarafın dan vazife taksimile beraber hiç bir fakülte ve mektep kaydi düşü- nülmeksizin'intihap edilen on beş kişilik bir heyettir, madığımızda, dilimizden tabiatile o mefhuma müteallik frenkçe ke - lime çıkıyorsa, işte, (Bonjour), (bonsuar) da öyle çıkıyor. Resmi, gayri resmi yazılardaki hürmet formülleri de takarrür et - medi. Eski zamanlarda her rütbe - nin elkabı muayyendi. Devlet sal- hamesinin (Obaşlarında herkesin rütbesine muadil elkap bir iki sa- yıfadasşıralanmıştı. Devletlâ, san - detlü... Bunlar halâ mevcut mu? Bazan kullanıldıklarını görüyo - rum. Hele (Zatrâlileri) (Zatı dev- letleri) gibi formüller eskisi gibi kullanılıyor. Yazıda, imzanın üs - tündeki (Bende) işereti hayatınm sonuna vardı. Lâkin konuşurken (Bendeniz) tabirini eskisi gibi Ilanmakta devam ve belki de at ediyoruz. Osmanlı üslübunun tükenip ye- rine pek sade Türk üslübunun gel- mesi bu nezaket formüllerinin ço- ğunu çürüttü. Meselâ yazılarımı - zın sonunda artık (olbapta) ibare- sini hiç kullanmıyoruz. Sonbahar yaprakları gibi bir- çok şeyler düştü: Rütbeler, nişan- lar, madalyalar, fermanlar, berat- lar, sürre alayı, “olbapta,, lar, “çakirleri,, “cariyeleri,, “dail Ve'daba birkaç küfe küflü. tabir. Ve bunlarla beraber redingotlar, | fesler, alaturka setreler, istanbo - linler, kaloş fotinler, kukuletalar.. Yalnız dindar olmıyanların elinde bile tesbihler kaldı. Tesbih sinirleri yatıştırıcı bir âlettir. Acaba nargile de inkıraza yüz tuttu mu? Hele çubuk için süphemiz yoktur, Hani odanın or - tasına kadar gelen o kocaman ya i san Edirnekapıda Mihrümah ca - a « i 15 Kânunusani 19335 ” Hepimizin memleketimizde yapıldığını düşünerek iftibar edec: Mükermel Karım Beni Aldatırsa Rejisör : Ts P o R Buyünkül maç Bugün Taksim stadında Seyrise- | fain takımile İtalyanlar arasında bir maç yapılacaktır. Seyrisefain takımı, üç uzvunun hastalığı dola: | yısile sahaya tam kuvvetile çıkamı| yacaktır. Bununla beraber Seyrise- fain sporcuları cidden değerli bir kuvvet haline gelmiş bna! dırlar. İtalyanlara gelince birinci sınıf takımlarımızla sık sık muvaf fakiyetle boy ölçüşen bir kuvvet - SanıZeybek ERTUĞRUL MUHSIN Büyük operet filmi ikmal edilmiştir. istanbul Belediye! Darülbedayi Şehir Tiyatı Temsilleri : İSTANBUL BELE ii ' Ünereli İl Umuma Hn Als yaşından sçağı olan çocuk tiyatroya kabul edilmezler. Bu akşam saat 21,30 da tirler, Bu itibarla bugünkü maç mn tiyatrosun” her halde zevkli olacaktır. isveçli misafirler Bir haftadanberi limanımızda bulunan İsveç mektep gemisi za - bitleri şerefine, dün akşam İsveç vapur acentesi tarafından Perapa- las otelinde bir çay ziyafeti veril - miştir. Ziyafette İsveç maslahat - güzarı ve İsveç sefareti erkânı bu- lunmuşlardır. Gemide bulunan İsveç bahriye zabit namzetleri bugün Heybeli Adaya giderek deniz lisesini ziya ret edeceklerdir. İsveç gemisi yarn imanımız - dan hareket edecektir. —— Seyyah akını mevsimi Seyyah gelme mevsimi yakımlaş | maktadır. Bazı seyyah vapurları acenteleri bu sene İstanbula gele - cek olan vapur isimlerini belediye | seyahin şubesine bildirmiye başla- mışlardır. Bu sene 18-20 kadar se- yah gemisinin geleceği tahmin e - dilmektedir. Pire - İstanbul yolunun uzaklığı ve İstanbulda liman ve gümrük re- simlerinin fazlalığı yüzünden Ak- deniz türnesini yapacak olan di - ğer bir çok seyah vapurlarının İs - | tanbula uğramıyacakları da anla | şılmıştır. mülki Cami kubbesinden kur un çalsn hırsızlar Ahmet, Aptülhalim ve oğlu Ha- mii kubbeleri üzerindeki kurşun - lardan 100 okka kadar sökmüşler ve çuvala doldurmuşlardır. Hırsızlar tam kaçarlarken yaka- lanmışlardır. Gelişi Adanada bir yıllık zabıta vukuatı Geçen 932 senesi içinde Adana vilâyeti polis mıntakasında 1866 muhtelif zabıta vukuatı olmuştur. Geçen sene bu miktar 2395 idi. ! Şu hale nazaran 931 senesine na zaran 932 senesindeki vukuat 530 noksandır. Gene bu sene içinde faili meç - hul hiç bir cürüm kalmamıştır. gara ar İ Matbaamıza gelen eserle bm Dekart ve Felsefesi j Kandili Kiz lisesi Felsefe müslimlerin. den Faika İsameddir Harımmn Dekart hak. kında yazdığı bu kıymetli eser kitap halinde çıkmıştır. Dartifünun müderriserinin ka - raretle takilir ettiği bu kıymetli eseri kâri - lerimize tavsiye ederiz. Umum tevzi yeri İğ 30 Drahimi T. Ty Büyük ie artisti Ş AVRiLIiDiS A.T, savatkârlarile 5 THELLO yu temsile hazırlanıyor Olihello : Garrilidis LE Ertuğrul Sadettin | v 15 K. sani 18 Ramazan Gün doğuşu Gün satışı Sabah #smazı Öğle gamazı ikindi camazı Aşım namaz Ya sı namazı imsak Yalın eçes gürler kalan HAVA —- Yeşliköy eseri merkezinden verilen mitütmee buglin hava bolulu ve kismen “ii karsyelden mutedil sevvette rü olacaktır. Dünkü sıcaklık en fazla ÖĞ İ ez 3, hava tazyiki 764 milimetre İ Radyoda : erener sm ISTANAULU — 18 den 18.45 ep dar Nihal Hanım, 1845 ven 20 yeğ dar orkestıa, 20 den 21302 kadar deayli musikiye heyeti, 21.30 dan kadar Medım Riçi tarafından wt 29 den 99.20 ye kadar Hakkı ? Bey tarafından konferans (koope'i” hakkında), 2200 2240 a kadar Alg i ayan, 228 23,30 a kadar Darüttalim heyeti. 14 Kânunuevvel 1933 Nukut (Satış) BL tün ai— 34 — s8 Mü — M0 2 Didar M0 İ a çervon 1 ü 1 Mecediye 1 Bankaot bii 1 Silin Av 1 Pezets 1 Mark 1 Zokw ! De 20 1, Franz 1 Sterlin 1 Dolar 20 Liret 20) 1. Belçiks 20 isviçre 3 Leva 1 lori Viyana Madrit Berlin Varşova Peşte Fükreş Belgrat Milâo Brüksel Atina Cenevre So'ya Asterdam Iş Rankas Anadolu Reji Şir. Hayriye Tramvay, U. Sigorta ors on g0 Terkos " ol Çimestn Aft“ gi mir Oayon 15İ Şark Dev a İ Italya Sark m a7 z) Telefo istikrazlar Ist, dahili Sart H.yolları D.Muvahhide Gümrükler Seydi mahı Bağlar T askeriye 91 | Elektik 8,70 Trans 6150 | Türel 555 aye 415 Anadel li , ii gi 7