1 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

1 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 6 Aşk Ara yan A Diyerek içeri, odaya girdi. Pol yalnız kaldı. Önündeki ma- sada, bir çok resimli vardı. Mecmuaları karıştırmağa başladı. Bunların içinde, çıplak, masalar uzanmış, plâjda, ellerinde birer uzun ağızlık, etraf- larında, garip garip bakan bir sü- rü erkekler, ayaklarmın dibinde birer köpek bulunan kadın resim- leri vardı. İçeriki odadan, bir la- vabo sesi geldi. Mecmuaların i- lânat sayfalarında, “sihhi lar,, , “hususi doktorlar,, , “izdivaç | müesseseleri, ilânları arasında Po lün gözüne bir ilân ilişti “İngilizce mecmualar yarı masaj» dersleri, 18 Anais so - kak. Her on beş günde bi muallimler, ral müessese, at beşe kadar husnsi ve sınıf halinde yeni kadın ri usuller. Birinci 8 | Saat 14 ten sabah sa - ders, mükemmel konfor... Mis Ketti tekrar odaya gir - | mişti. Bu sefer üzerinde gayet ha fif bir kimono vardı. Çıplak a - yaklarına, kırmızı ponponlu ter - Jikler giymişti. Pol şaşırdı. Mis Ketti: — Hayat, dedi, o kadar güç ki. Para kazanmak lâzım. Ceke- tinizi çıkarmaz mısınız. Şöyle geliniz.. Burası daha rahat.. Pol kalktı. — Affedersiniz madam, dedi, aldanmışım. Bazan böyle yanlış - lıklar yaparım. Müsaade ederse - niz gideyim. Kadın anlamadı. Şaşırdı: — Doğrusu, diyordu, burada tuhaf insanlara rasgelinir ama.. Pol şapkasını aldı ve sordu: — Siz, turan madam değil misiniz? — Evet. — Her sabah halıları silkersi- | niz? Pp — Pek tabii! l — Yerleri silersiniz? | — Öyle ya, temiz olsun diye.. | — Kocanızı elbiselerini süpü | rürsünüz? bizim karşıki evde 0- — Kocamı pek severim de.. — Ne dediniz? — Kocamı severim. — Peki onu nasıl aldatıyorsu- nuz? — Aldatmıyorum ki.. Pol, şapkasile odanın © divanı gösterdi. Kadım: — Bunda ne var, Buna aldat- mak denilmez ki.. Benim © bu! Eğer bir aşıkım olsaydı, o « Zaman kocamı aldatmış olurdum. Kapıdan çıkarken, Polün kar- ( şısına, elleri yüzük dolu, şişman- ca bir kadın çıktı, Mis Ketti o- nun kulağına bir şeyler söyledi. Kadının yüzünde bir şaşkınlık “peyda oldu: — Garipsiniz mösyö, dedi, e- “ğer arzu ederseniz, başka kadın (musllimlerimiz var, 5 — Hayır madam. Lisan öğ - renmiye pek kabiliyetim yok. — Yüz frank bir ders.. Çok değil ki. Kadın, hizmetçiye dönüp sor- du: — Mösyö bir şey icti mi? Hizmetçi başı ile “Hayır,, ye işaret etti. Kadın: — Hizmetçiye, diye, hiç ol - mazsa bir bahşiş veriniz.. Pol bir bahşiş verdi ve kendi- ni evine dar attı. Boğulacaktı. İki gündenberi, Juttanın tel - grafı masasının üzerinde duru - yordu. Açmamıştı. Gözüne ilişti. halini, | işim di- | ateşli ve dumanlı bir şey olduğu- İ nu ilâve etti. | şebekesine raptedilmiş olan bu a- o kadar alelâde olmıyan bir takım Adam| Tercüme eden : fa. 32 — Açtı. Telgrafta şunlar yazılı idi: | “Hepsi yalan. Julta,, Pol, pencereyi açtı, karşıki e- ve baktı. Her zaman orada gör - düğü nazik, sarışın, güzel, halı - ları silken, kocasının elbiselerini süpüren, belki de Juttanın yerini tutacak olan kadını düşündü. Bu son günlerde Pol çok he - | yecan geçirmişti. Elini alnma gö | türdü. Galiba biraz harareti var- dı. Dişlerini biribirine çarpıştıra- rak, ona, bir şeyler mırıldandı - | ran bir marşı: — Hepsi yalan.. Jutta.. İngi - | lizce dersleri, 18 numarada Mis Ketti.. Anais Kocamı | çok severim... aldatmak denmez ki... Ceketinizi çıkarınız. Hepsi doğru. Jutta.. Hepsi ya - lan... | il On sene sonra, Afrikanın kay- bolmuş bir köşesine, hattı üstü - vadan dört günlük yolun ötesin- de bir yere, genç bir şimendifer mühendisi, kendi inşa ettiği yol - beraber | sokağı... Buna dan geçerek karısı ile trenden iniyordu. | Hâkim Potun zenci hizmetçi | kadını, Lem Lem koşa koşa efen- İ disinin yanına gitti, Elleri, göz - | yaparak, kadınla leri, ağzı ile işaretler mühendisin beyaz bir beraber geldiğini anlattı. Köşkünün bak: :sinde bir kol- tuğa uzanmış olan Pol Pot bir roman okuyordu. Lem Lem, be - yaz kadının başında büyük bir şapka, boynunda mavi bir — atkı olduğunu, ağzında erkekler gibi (Devamı var) Almanyada Radyo gittikçe büyüyor Berlin, 31 (A.A.) — 1933 sene- sinde Almanya posta idaresi Ber- lin ve Hamburgta 60 ilâ 70 kilo -| vatlık gayet kuvvetli telsiz telefon ahizeleri koydurmuştur. Bunların | önümüzdeki yaz mevsiminde işle - | yecekleri şüphesizdir. Iki kilovatlık kuvvetinde Tröve ahizesi ki evvelce Leipzig- de bulunmaktaydı. Önümüzdeki haftalar zarfında işlemeğe başlı - yacaktır. olan © Fribourg on Brisgau da bulu - nan ve kuvveti pek az olan ahize nin kuvveti, 5 kilovata çıkarı - lacaktır. Cenubi Almanya telsiz telefon hize, bilhassa Bade hükümetinin bütün cenup kısmına bağlanmış o- lacaktır. e. Farelerin çıkardığı yangın Paris, 31 (A.A.) — Bolonyanın ortasında bir tütüncü dükkânı, pek şeyler yüzünden zuhur eden bir yangın neticesinde hemen hemen tamamen harap olmuştur. Yapılan tahkikat, kundakçıla - rın fareler olduğunu meydana çı- karmıştır. Filhakika fareler, kibrit kutularmı kemirmek suretile ma - Zazayı ateşe vermişlerdi. Alevler, ispirto fıçılarınmn pat- lamasma sebebiyet vermiştir. Ha- i sarat, mühimdir. bela ET | beynelmilel VAKIT Ye Matbuat Almanağı İstanbul Matbuat Cemiyeti Türk fikir ve irfan âlemine yılbaşı hedi- ni Neşriyat | | yesi olarak güzel bir almanak he- diye etmiştir. Matbuat Cemiyeti| tarafından Selim Nüzhet Beye ter- tip ettirilip Devlet manlbarida | pek temiz ve nefis bir şekilde bas- tırılmış olan 1933 almanağı dün in- | tişar sahasına konuldu. ! Bu yıllığın baş yaprağını Büyük | Gazimizin el yazılariyle yazıp im- zalayıp İstanbul Matbuat Cemiye- tine hediye etmiş oldukları resim- leri süsliyor. : Gazi Hazretlerinin bir nutukla- rından matbuata dair olan kısım İ almıp almanağın ikinci yaprağına | konulmuştur. Bundan sonra Cemi: yet reisi Hakkı Tarık Bey tarafın-| dan yazılmış olan mukaddeme ge- liyor, Almanakta bir senelik takvim, milli günler, mevsimler, bütçemiz, postalar, telgraflar, pul tarifesi, | valilerimizin, meb'uslarımızın, se- firlerimizin, konsoloslarımızın. | | memleketimizdeki ecnebi sefir ve Geriselölikşin muhtelif | müesseseler, dünya devletleri ve müstemlekeleri hak- | kında faydalı malümat vardır. Bunlardan başka memleketimiz- de şimdiye kadar çıkan gazetele- rin isimlerile, Türkiye haricinde | çıkan Türkçe gazetelerin isimleri, ! Istanbul Matbuat Cemiyeti âzası - isimleri, nın isimleri ve resimleri, Matbuat Cemiyetinin tarihi, geçen bir içinde kaybettiğimiz meşhurların isim ve resimleri, matbuat kanunu | almanağın içindeki yazıları teşkil ediyor, Geçen bir yılın vak'aları hak - kımda tanınmış, sevilmiş kalemle- rin makaleleri bütün karilerin lez- zet ve alâkayla okuyacakları ya - zılardır. Maarif Vekili doktor Reşit Ga- lip Beyin bilhassa bu almanak için yazmış olduğu “Gazi ve Türk Ta- rihi,, isimli makale hususi bir e hemmiyeti haizdir. Almanaktaki şunlardır: diğer makaleler Şimdiye kadar çıkan sâlname nevsaller (Selim Nüzhet), 1932 senesinde siyasi dünya (Ah- ve met Şükrü), gezici köy hocaları ve kütüphaneler (Yakup Kadri), Ölçüler (Salih Murat), Türk spor culuğu (Erzurum meb'usu Aziz), tiyatro hayatımız (Refik Ahmet), Musiki hayatımız (Köse Mihalza- de Mahmut Ragıp), Edebi hayatı- mız (Sadri Etem), Maarif hayatı- mız (Kâzım Nami), Makineden fikre kadar Türk © gazeteciliği (Sadri Etem), İrkılâip ve halk müzeleri (Selim Nüzhet), (İtfaiye müzesi ve Türkiyede itfaiye teş - kilâtr (Osman Nuri), Matbuat almanağınm fiatı yal nız bir liradır. Resimli Şark 25 numaralı yılbaşı nüshası dört renkli gayet güzel bir kapak için de: Türk dilinin yüksekliği, Tarih- te bizim hatalarımız, Mayıs gece si, Vaaz eden Mescit, Silindir şap ka giyen köylü, Vezirin ölümü, kitap meselesi ve saire güzel ya- | | zılarla intişar etmiştir. İ İ zengindir. Düşünceleri € 1 Kânunusani 1933 © Evlenmek istiyen Kadınlar O Yazan: Perri Pizani Hepsi zevciyet haklarından vaz geç tiklerini evelinden haber veriyorlar Evlenecek kadını dum. Gözüm karnına ilişti. ketmiş olacak ki mukabele etti: Gebe olup olmadığımı an - lamak istiyorsunuz (değil oğacak çocuğa bir baba aradı - süzüyor- Far- İ ğrmı zannediyorsunuz? Yanlışı - nız var azizim mösyö.. Benim Va ziyetim gayet açıktır. Evli bir â- şığım var. Birçok sebepten dola- yı karısını boşıyarak benimle ev- lenemiyor. Zaten sevişen kimse - lerin evlenmesine ne lüzum var. Aşıkımla son derece ruz. Halbuki bir kadın himaye için bir kocaya muhtaç - tır. Yapılan terakkilere cemiyetimiz halâ kocasız karıla - ihtiyar kızlara sevişiyo - kendini ra evlenmemiş Şunu gayet bambaş karşı insafsız davranıyor. da söyliyeyim ki ailem ka bir devrin düşünceleridir. İz- | divaç dışarsında necat olmadığı | kanaatindedir. Evlenirsem ba - bam memnun olacak, bana çok para verecektir. Şu halde bir ko- ca satın almak lâzım. Düşündüm. Bari satın aldığım kocanın bir | de unvanı olsun dedim. Filhaki- İ ka asalet unvanmın eski yoktur. Maamafih buna halâ e - itibarı hemmiyet verenler çoktur. Bun- dan başka siyasete atılmak isti - yorum, Meclisin bu muhakkak intihap etmek, ve e - devresinde dilmek hakkını alacağız. Fransa» | İ nm ilk kadın meb'usu olacağım. İtiraz ettim: - Demokratlık devrinde a - muvaffakıyete değil salet unvanı bir mâni olacak bir keyfiyet midir? — Asla.. En sol cenahtakiler bile memnuniyetle beni karşılı - yacaklardır.. Çünkü asalet taba- kasını bırakarak demokratlığa il tihak etmiş gibi görüneceğim. Ne derlerse desinler, halk henüz asa- let unvanına bir mevki veriyor. Bu sırada gayri ihtiyari bir sual sordum: — Çok rakibim var mı? — Tam 36 tanedir. İlânma kırk cevap aldım. Fakat dördünü beğenmiyerek (sildim. Bunlar - dan biri Fren hapishanesinde mevkuf bir mahküm; diğeri tı «| marhaneye kapatılmış bir adam, üçüncüsü pâpa tarafından kont yapıldığı halde çok istiyen biri dördüncüsü de bir yahudi baro - nu olmakla beraber mukaveleye riayet etmiyeceğe benziyen bir a dam.. Dedim ki: — Yahudi asilleri bilmiyordum. olduğunu — On dokuzuncu asırda onun cu Şarl Lui Filip ve üçüncü Na- polyon parasız kaldıkça bir çok | defalar yahudi bangerlere müra- caat ettiler. Parayı kopartmak i- çin birer unvan verilmekle ikti - fa edildi. Yahudi baron da bun- lardan, bir defa görüştük, bana ihtiraslı nazarlar atıyordu. Zaten iptidasında bile karısının üzerin- de bütün zevciyet hukukunu tat- bik etmek istediğini söyledi. Faz- la ısrar etti. Nihayet kendisini atlattım. Kırmızı maroken cüzdanı aç- tr. İçinden birçok vesikalar çı - kararak gösterdi: Mi ik SON adi enin mi? rağmen | — Alınız da görünüz, rakip İ lerinizin kıymetli numaralar ol * duğunu anlarsınız. | Şöyle bir göz attım.. Eğer « rada gördüğüm isimleri burada! saysâm, öyle bir iskandal yapaf' i... İçlerinde topu topu 50,000, kadını almıya razi olacak en eski asillerden biri vardı. Hohenzollern frankla ailesinden bir Alman prensi kaydi hayat $artile 6000 frangı kâfi görüyor * du. Bundan başka iki grandük,| İ bir İspanya asili, üç Avusturya arşidükü, bir Dalmaçyalı (kont, İ bir İngiliz baronesi, vardı. Bun * ların hepsi © ucuztu idiler. Jene“j piskopos yeğenleri, kabine kalemi mahsus müdürü, ucuz u cuz — satılıktılar. Markinin biri şunları yazıyordu: “Ayda bir müvezziin aldıği kadar bir para, 500 frank alır - sam şerefli ismimi size vermiye hazırım. Ancak birkaç ay daha İ yaşıyacağım. En büyük emelim ! hastane döşeğinde ölmemek, ve İ hususi bir kabire gömülmektir.,, Hepsi evvelden | ral oğulları, İ bir sefaret attaşesi, bir zevciyet hu" kuklarından vazgeçtiklerini bil diriyorlardı. — Madam düşündükçe sizden fazla istediğime kanaat getiriyo “ rum. Senede 12000 frank biraz çok, 7000 franga indirebiliriz. Kadın, defterinde ismimin ! karşısına rakamı yazarak: — İndirelim! dedi. Sonra ayağa kalktı. Bir haf- ta sonra için bir randevu mahal- li tayin etti, çıkıp gitti. Acaba bir deliye yoksa bir dalavereciye mi çalmıştım? Bunu mutlaka anlamak istiyor * mi, dum. Gazetecinin elinden ne kur tulur? Takibat neticesinde Mon Parnas mahallesinin bir oteline * vardım. Orada bir Amerikalı mu © İ babirle karşılaşmıyayım mı? Bu sırada bir büyük Amerika gazetesi: “Eski dünyanın asille - ri ne oldu?,, diye bir anket neş- rediyor. Meğer bu ankete cevap verenlerden birisi de benim gibi bir “ miş!.. | Yarından itibaren : Evlenecek Erkekler Tramvaydaayılmıyan bir sarhoş Harbiye — Fatih hattında işli - | yen bir tramvayda bir sarhoş hâdi- se çıkarmıştır. Ni “asil!,, Sadık isminde birisi fazla sar * hoş olduğu halde Tepebaşından * tramvaya binmiş, sallana, sallana * i gidip kadınların yerine oturmuş * tur. Sadık tramvay içinde olduğu İnu unutarak oturduğu iki kişilik sırada boylu boyuna uzanmış, ken ! disini kaldırmak isteyen biletçi * ye: — Haydi: İşine git.. Rahatım* bozma, Ben evime gidiyorum, de“ miştir.. Kontroller de sarhoşa kalk masını ihtar etmişler, fakat sarh©” İ şu kaldıramamışlardır . Tramvs” | durmuş, işe polisler müdahale €t” miş, sarhoş kollarından tutularak tramvaydan indirilmiş, ayıltılm üzere merkeze götürülmüştür. AL Sali ie ea

Bu sayıdan diğer sayfalar: