kurtarmıya * “Tuzla ile Gebze sarilinda bir facia Bir ihtiyar VAKTT üzellik öküzlerini Sahtekârlığa ve uğraşırken tren altında parçalandı Dün sabah Tuzla ile Gebze a- rasında feci bir tren kazası ol - muş, Ankaradan şehrimize gelen trenin altında kalan bir köylü parça parça olarak ölmüştür. Ankara treni dün sabah saat sekize doğru Gebzeden Tuzlaya doğru gelirken metrük tuğla fab- rikası önündeki virajda makinist bir köylünün demiryolları üze - rinden iki öküzile birlikte geçti - ğini görmüş, lâkin arada bir kaç yüz metreye yakın mesafe oldu - ğu için tren gelinciye kadar köy- İünün hattan uzaklaşacağını zan- nederek düdük çalmakla iktifa # €tmiş, fren yapmamıştır. Lâkin köylü ile tren arasında az bir me- safe kaldığı halde hâlâ onun hat- tan çekilmediğini görünce fren Yapmış, saatte 40 kilometre ka - : dar sür'atle giden tren o hızla 50 metre gittikten sonra durmuş, bu arada köylüye çarparak sürükle- miş ve biçareyi parça parça et - miştir. Trenin istasyon olmıyan bir yerde birdenbire duruşu yolcular arasında telâş uyandırmış, her - kes dışarıya fırlamıştır. Yolcular dışarı çıktıkları zaman feci bir manzara ile karşılaşmışlar, za - vallı adamcağızın bir kolu ve bir bacağı kopan cesedinin ufak par- çalara ayrılan başının trenin ö - nünde durduğunu görmüşlerdir. Bu vaziyet uzerine derhal tren - den çıkarılan telgraf makinesi hat boyundaki telgraf tellerine | takılmış ve Gebzeye telgraf çe - kilmiştir. Bu sırada kazayı uzaktan gör- düğü anlaşılan zavallı köylünün ailesi efradı ağlaşarak gelmişler- dir. Bunlardan ölenin muhacir Ahmet adlı yetmiş yaşlarında ka- dar bir ihtiyar olduğu öğrenil- Sihirli miştir. Anlaşıldığma göre Ahmet ağa iki öküz koşulu sapanile de- miryolundan geçerken sapan ray- lara takılmış, bu sirada tren de görünmüştür. Ahmet ağa sapana bağlı olduklarşı için tren tara - fından ezilmek tehlikesine matuz olan öküzlerini kurtarmak (için sapanı raylardan ayırmağa çalış - mıştır. İşte bu sırada tren gelmiş ve zavallı köylüyü öküzlerle be- raber sürüklemeğe ( başlamıştır. Fakat öküzler (sürüklenirken müthiş bir kuvvet sarfederek bo- yunduruğu kırmışlar, bu suretle kurtulmuşlardır. Ahmet ağa ise parçalanmıştır. Kazadan iki saat kadar sonra hâdise mahalline gelen müddeiu- mumi tahkikata başlamış, maki - nistin ve yolculardan bazılarınm ifadelerini (almıştır. | Makinist köylünün çekileceğini zannettiği ve sapanın raylara takılı olduğu- nu bilmediği için daha evvel fren yapmadığını söylemiş ve: “— Daha kuvvetle fren yapa » rak köylüyü kurtarmak belki de mümkündü. Fakat bu ( takdirde sür'atle giden tren hemen hemen ani bir şekilde duracağı için tren- de bulunanlardan belki on, on beş kişinin ölmesi ihtimali vardı. Eh- veni şeri tercih etmek mecburiye- tinde kaldım,, demiştir. Lokomotife bakıldığı zaman sapanın, lokomotifin ön tarafın - da bulunan hareket kolunu iğ - rilttiği görülmüştür. Alâkadar - ların söylediklerine nazaran, hat üzerinde bulunan sapanm. treni raydan çıkarması tehlikesi de mevcut bulunuyordu. Bu kaza yüzünden her zaman 10,20 de Haydarpaşaya (gelen Ankara treni dün saat ancak 13,40 da varmıştır. Gözler Kedi, köpek, maymun bu güzel kadı- nıngözleri karşısında uyuyuveriyor ! Paristen Londra gazetelerine bildiriliyor: Bugünlerde bütün O Pariste şöhret kazanan genç kız matma - zel Kaissa Robbadır, Gözleri - nin kuvveti ve güzelliğile Pari - sin her sosyetesine giren ve bu gözlerin sihirkâr tesirini (her hayvan üzerinde (tecrübe ede - rek muvaffak olan © matmazel girdiği her yerde karşılaştığı her hayvana bir iki saniye bakarak | 9) onu derin bir uykuya daldırıyor. Matmazel Robba'nın git'iği her yere misafirlerin hepsi 'dilerile, köpeklerile, maymunla- rile, kuşlarile geliyorlar. Matma- zel bunların (o gözlerine bakar bakmaz bunlar da ölümden fark- sız derin bir uykuya dalıyorlar. Matmazel yılanlarla kerten - keleleri de ayni şekilde uyutmı - ya muvaffak olmuştur. Bu hayvanların bu çeşit uy- kuya yarmalarından dolayı hiç- bir zarara uğramadıkları anlaşı * lıyor. kes Gözlerile hayvanları teshir i eden Kaissa Robba fe âkete mani olamıyor ! Dünyanın en güzel kadını ve yıldızı nasıl mahvoldu ? Nevyorkta (yaşamakta olan Meşhur ve güzel yıldız (Mary Nolan dolandırıcılık o töhmetile tevkif olunmuştur. Mary ikamet ettiği bir otele borcunu ödemek için bir çek yazmış, otel bu çe - kin havale olunduğu bankayı a - ramışsa da böyle bir banka bu - lunmadığını görerek işi zabıtaya haber vermiş ve zabıta sahtekâr- lık ve dolandırıcılık yüzünden gü zel yıldızı tevkif etmiştir. | Mary Nolan İtalyan bir baba ile Amerikalı bir kadının evlâdı- dır. Valdesi onu henüz bir buçuk yaşındayken Amerikaya götür - müş ve bir manastıra yerleştir - mişti. Mary, on dört yaşına bastığı zaman ölüm yatağına düşen kız kardeşini görmek üzere manas - tırdan çıkmış, ve bir daha manas tıra dönmemişti. Bu hadiseden birkaç ay son- Mari Nolan ra Marinin güzelliği nazarı dik- kati celbetmiş, kendisi de herke - sin gıpta ettiği bir yıldız, bütün dünyanın sevdiği bir (güzellik kraliçesi olmuştur. Harison, Hishere, Jana Gil < son gibi bütün dünyaca tanınmış | sanatkârlar onu kendilerine mo- | del yapmak için biribirlerile ya- rış etmişler ve Mary (dünyanın en güzel kadını ilân olunmuştu. Mary, sahne âlemine İmogen Vilson namile girmiş, ve bu isim| altında birçok iskandallerin kah- ramanı olmuştu. Marinin kara suratlı yen Frank Tinneyi sevmesi muvaffakıyetlerini berbat etmiş, bunun üzerine Franktan ayrılmıştı. Geçen sene marlında zengin bir borsacı olan (oVallace Mak Crerg ile evlenmiş, fakat birkaç ay sonra ondan da boşanmış ve iflâsının ilânı için müracaat et - mişti. Bütün bu (hadiselerden sonra vukubulan bu sahtekârlık ve dolandırıcılık ithamı Mariyi büsbütün yıkmış gibidir. Kendisi son hadiseden sonra “Artık yıkıldım. Bunun hepsi de komed - j bu mel'un güzelliğim yüzünden “aşıma geliyor.,, demiştir. 30 Kânunuevvel 1932 Tasarruf ve Yerli mal Dün binlerce talebenin konferans İsalonunda ve abide önünde tezahürat! Dün Talebe Taksime doğru giderken Tasarruf haftası (o münosebetile tanzim edilen programın ikmali için dün Milli Türk Talebe Birliğinin te- şebbilsü ile Darülfünun ve Yüksek tahsil geneliği Darülfünun konferans salonunda bir miling tertip etmişler- dir, Tasarruf hakkında müderrisler - den İbrahim Fanl Bey tarafından bir konferans verildikten sonra tale- be tarafından da heyecanlı nutukle” söylendi. Mitingte yüksek tahsil © lise talebesinden binlerce talebe hâ* zir bulunmuş ve mitingi müteakıp bi kafile halinde Beyazıt, Divanyolik Ankara caddesi ve Köprü (yolu il Taksime kadar gilmişler, cümhuriyt âbidesi önünde ayni suretle nutullaf irat edildikten sonre dağılmışlardır —— m Öİ mf Yunanistan ordusunu azaltıyor ! Selânikte musevilerin yaşaması imkânsız .. Tasarruf yüzünden alınacak tedbirler kabine ile Venize osun arasınıaçtı! Selânik, 28 (Hususi) — Yu- nanlılar tarafından yapılan şid - detMi tazyikler yüzünden unsurunun selânikte yaşamasına imkân kalmamıştır. Yunanlılar mu sevilerin elinden bütün ticareti al- mak ve onları hicrete icbar etmek için muayyen bir program takip e- diyorlar ve bunda da muvaffak o- luyorlar. Burada çıkan musevi ga zetelerinde okunduğuna göre se- lânik musevi amele ve esnafı, müçtemi bir halde ailelerile bera- ber Cezair, Tunus ve Fasa hicret etmek ve orada yerleşmek için Fransada alâkadar teşkilât ve ma- kamata müracaat eylemişlerdir .. Şimdiye kadar Selânik musevile- rinden beş yüz ailelik bir grup, şimali Afrikaya hicret etmek iste- diklerini beyan eylemişlerdir. Bunları, daha bir çok musevi ai- leleri takip edecektir. Bütçenin tevzini yolunda .. Atina, 28 (Hususi) — Yunan hükümeti, bütçesini tevzin edebil- mek ve bir milyar drahmi tahmin edilen açığı kapatmak için iki kol- musevi İ orduyu lâğvetmek, beş piyade fır- kasının kadrosunu da liva derece. sinde indirmek niyetinde bulunu- yordu. Hükümet ordu kadrosunda yap- mak istediği bu tasarrufu, uzun seneler sulhün müemmen olduğu hakkındaki kanaatine istinat etti- riyordu. M, Venizelosla fırkası, memle - ketin müdafaası tehlikeye düşece- ği iddiasile hükümetin tasavvuru- na şiddetle muhalefet ediyorlar .. Başvekil M. Çaldaris, bu mesele - nin mütehassıs erkânı askeriyeyle siyasi fırkalar rüesasından mürek- kep bir encümen huzurunda mü - zakere ve tetkik edilmesini teklif İ İ meb'usan heyeti umumiyesinde müzakeresinde ısrar etmektedir « Bu meseleden dolayı, kabine iW M. Venizelos arasındaki | ihtilâf gerginleşmiştir. Mesele meclisi meb'usan heyeti umumiyesine getirildiği takdirde kabinenin ekalliyette kalması ve istifa etmesi ihtimali vardır. müc-?e“.ilsEnineltçşou?a- ari diÇ Yeni ve eski takvim Atina, 28 (Hususi) — Dahiliye nezaretine gelen haberlere gör€ eski takvim taraftarları, noktai nazarlarını kabul ettirmek için A” tina üzerine bir yürüyüş hareketi tertip etmek niyetinde bulunuyor” lar. Eski takvim taraftarları noktai nazarları kabul edilmediği takdir” de kiliseden ayrılarak ayrı ve mü” takil din cemaatları teşkil etmek tehdidinde bulunuyorlar. Dahiliye nezareli, mahalli hükümetlere es“ ki takvim taraftarlarınm bu yürü” yüş hareketine müsaade etmeme * lerini emretmiştir. Kilise, eski takvime avdet et * memekte ısrar etmekte ve eski tak” vim taraftarları ayrı dini cemaat” lar teşkiline kalkışacak olurlarsa. onları mürted ilân etmek tasavvur runda bulunmaktadır. Kilise bu noktai nazarın bükü” mete bildirmek nivetindedir. ingiltere, Amerikay# altın gönderiyor New-York, 29 (A.A.) — Ma jestic vapuru, 15 Kânunuevvel taksitinin bir kısmı olan 15 mil yon'dolar altını hamil olduğu hal de buraya gelmiştir. Vapurda 2,5 milyon dolar kıy” metinde Fransız altını da vardı ettiği halde M. Venizelos, mesele- | Bu altının hususi bir mücssesey€ nin ehemmiyeti hasebile meclisi | gönderilmiş olduğu söyleniyor, A