Sayıfa 6 (Aşk ArayanAdam Mubarriri : Pitigrilli Tercüme eden : fa. im ez — Evet. (Sabun köpükleri) i - | bir arzu ve merak vardır. Bir genç simli uzun bir şiir yazmıştı. Omuz- | kızın “sokakta bir aptal peşime ta- larımın güzelliğini methediyordu. | kıldı,, diyişinde bir gurur ve nah- Son dört mısra aklımda kalmış «| vet vardır. Ve bir kadm kendisine tı. Müthiş sinirime dokunuyordu. | kabalık yaptığı için bir adama Vücudümden bahsederken: Omuzlarını Gayet hafif Kaşmirden bir şalla Örtmek isterdim. Diyordu. Bu dört mısra bir tür- lü aklımdan çıkmıyor, o uyurken, uyanırken, dudaklarıma geliveri - yordu. » Bu pis şairden nefret ediyor - dum. (Sabun köpükleri) ni kirli © “ensesihi yıkamağa kullansa daha u kendisine söyle - kimseler yıkanır, fakat ben temizim, yıkanmağa ih- tiyacım yok,, dedi. di Pek yeni bir buluş değil, » — Hiç duymadığım için bana yeni bir şey geldi. — Demek hoşuna gitti, — Evet. Bu aptalca cevabı bek- lemediğim bir zamanda yaptığı için güldüm. — Sonra? — Sonrası, seni tanımadığın bir başkası ile de aldattım. Pek acma- cak bir hali vardı. Zavallı, fakir, sefil bir adamdı. Bir de, kuvvetli, sihhatli bir genç ile daha aldattım. »hürmetsizlik etti, derse, bir ta - raftan şuhluğu bundan memnun- dur. — Sonra? li — Ne sonrası? - — Devam et bakalım. — Sonre, seni aptal bir adamla aldattım. Sokakta peşime takılmış- tı. Bir dükkâna girdim. Pudra al- dım. O da geldi sabun aldı. Bir başka dükkân camekânında görüp eldivenler seyretmeğe başladım. O da durdu, kravatları seyretti. Bir pastaneye girip çay istedim. O dondurma ısmarladı. Çayı kaynar kaynar içtim, O dondurmasını bi- tirmedi, paranın üstünü almadan gene peşime takıldı ve bu sefer| dedi. — Ne meharet doğrusu? — Aptalların takip usulü böyle- dir. Fakat muvaffak oluyorlar. Ze- ki adamlar, gülünç olmak korku- sile böyle şeylere teşebbüs etmez- ler. Fakat bir kadının nazarında gülünç olmaktan çekinmek doğru değildir. Senin en büyük kabaha- tin beni zeki insanlar arasına bı » Bir başka sefer de üç aydanberi | rakman oldu. Bütün bu adamlar peşimde dolaşan birisinden kur- | düşünüyorlar, derin şeylerle meş- tulmak için..... Sonra, Romada | gul oluyorlardı. Ben bir cambaz Ekselsiyor otelinde gördüğümüz | kızı idim nihayet. Her şeyden ev- bir zabit ile... — Kendisile selâmlaşinıyorduk bile. — Evet. İşte onun bu lakaydisi hoşuma gidiyordu. Bana kur yap- madığı için kendimi ona verdim. Beraber yaşamağa başladığımız © zaman bana dikkat ediyordun. Kıskanıyordun. İşte o zaman beni kıskandığın için #eni aldattım. Sonraları bana itimat etmeğe baş- Tadın. Aptalca bir itimat. İşte bu- nun için de aldattım. Çünkü artık beni “şayanı arzu,, bulmuyordun. | ları üzerinde inşa olunan yeni şeh- Ve zannediyordun ki ma ildmnkei, zi küşadı resmini yaptı. sen beni arzu etmiyorsun başka er- kekler de etmez. Ne yanlış bir dü- şünce, — Demek beni bu kadar hafif- İ Yikler için aldattım? — Fakat dostum, işte insan böy- le aldatılır. Kadinlarin (o korsalar dıkları zamana ait ruhi roman- larda içinde tabancalarla düello- lar yapılan romanlarda kadm, an- cak üç yüz elli sahife tereddütten — sonra aldatırdı. Hakikatte bu, büs- bütün başkadır. Ani bir kararla al- 'datılır. Bir defasında cambazha - nede sen oyun oynarken seni al - datmıştım. — Fakat oyunum ancak kırk beş dakika sürüyordu. — Bu müddet zarfmda, bir ka- dın arzu eder, tereddüt eder, ka- rar verir, Sonra vazgeçer, nadim olur, nadim olduğuna tekrar na - dim olur, aldatır, gene pişman ola- bilir. Ne zannediyorsun? Aldat - mak için Fransız ihtilâli kebiri gibi yarım asır hazırlanmak mi lâzım? Pol bir sigara yaktı. Sordu: — Peki ama şairden tiksinme - din mi? .— Her histe, o hissin aksi his - sin rüşeymi vardır. Her his, ayni kuvvette olarık o hissin mukabil hissi taşır. Bir ev kadınm alkışla - nan bir dansöze dudak büküşünde 2200 yıllık bataklık vel ben cambaz matmazel Jutta Şumanım. Benim insiyakıma hiç bir zaman hitap etmedin. Benim sadece kafama hitap ediyordun. (Devarız var) Nasıl kurutuldu ? Bir kaç gün evvel İtalya Başve- kili sinyor Musolini Romaya ya - km bir yerdeki Pontine bataklık- Yeni şehre Littoria namı veril - miştir, Şimdiye kadar bu bataklıkları kurutmak için bir çok teşebbüsler vuku bulmuş, fakat muvaffakıyet elde edilememişti. Pontine havalisi, Milâttan üç a- $ır evvel vuku bulan bir zelzele ne- Hicesinde bataklık haline gelmiş, burası ziraata müsait bir hale ge- irmek için uğraşılmış, fakat bü- har v mesai boşuna gitmişti. Bu Er için Neron, lar, Papalar hatâ birinci Na- polyon çalışmış, fakat bütün bu te- sebbüsler akamete uğarmıştır. “Gittikçe artan nüfusumuza ii bulmak için ya Alpleri geçmek, yahut denizi aşmak icabediyordu, Bugün ise Romadan yarım saat bir yerde yeni bir vilâyeti zapta muvafak olduk. Dahili işler, işsiz- fik meselesini bertaraf edecek ve İtalyanlar memleketlerinden müha crete mecbur kalmıyacaklardır. ,, Halihazırda yeni şehri inşa ile meşgul olan amelenin sayısı 55 bindir. Kurutulan arazi işletilmek- te ve binlerce insan bu havalide yaşamaktadır. Haber verildiğine göre 17 mil yon dönüm arazi kazanılacak ve ziraate, ikamete yarar bir hale ge- lecektir. | ÇÖCÜK | Bilmecede kâzanan Talililer Dört hafta evvelki bilmecemi- zi doğru halledip bize gönderen karilerimizden Beyoğlu İtalyan mektebinde üçüncü sınıfta Rafi beye birinci mükâfat olan bir sa- at vereceğiz. Rafi beyin perşembe günü öğ- leden sonra idarehanemize gele - rek saat hediyesini almasını rica ederiz. Gelirken bir de fotoğrafını ge- tirirse gazetemizde ( dercedece- ğiz. Mürekkepli kalem kazananlar 1 — Kadıköylünde Modada 51 No. dn İsfot Hanım. 2 — Kadıköy Lisesi birinci smıf E gübe- sinde 147 No, li Mehmet Ferruh B. Birer kitap kazanan 15 talili 1 — Topkapı 34 üncü Taş mektep talebe- sinden Arpasmini mahallesinde 95 numaralı evde Mebrure Hikmet bank, 2 — Bitlis 3 inci mektepten 100 numarak Zeki, 3 — Bolu örta mektep birinci smıf 8 şubeninden 21 vumaralı İbrahim, 4 — Istanbul Kaba | yanıma geldi ve “Hava ne güzel!,, | taşta Gazi Orman paşa orta mektebi birin- ci sınıf 2 inci şube 414 numaralı Saliâhat- tin, $ — Maçka Kâğrthnne caddeni 27 nu marsda Singerzade spartımanı 3 numara Jülide Osman, 6 — Erenköy ilk 88 inci mek tep Afif, T — Kadıköy Gazipaşa mekte 4) Melike Münir, 8 — İzmir sanatlar mek tebinden 119 Haldun Nimet, 9 .— Şişli Mi- di ağarlımanında 167 numarada Şevki, 10 — Feriköy büyük yeni sokak numara 9 Ahmet Duran, 11 — Halil, 12 — İzmirde ilk mektep talebe- #inden 67 Hilsamttin Cemal, 15 — İstanbul Kıztaşmda Hadiye Hasan, 14 — Taksimde Bırnasivilerde Hanan Raif Rey kerimesi 1e- JAl, 15 —— Galatasaray İstiklâl esddesi Mus- tafa Hull, bay ve hanımlar, Birer kutu pisküvi kazanan 15 talili 1 — Erenköy kız lisesi müdürü Mahir bey kerimesi Kevser, 2 — Şişli Oamanbey Afitap sokak Bö numarada 7.S,3 — Om İ ta ticaret mektebi Sedat Galip, 4 — Eren- köy kız lisesi dördüncü sınıf talebesinden Belkis Galip, 5 — Dördüncü Vakıf Han 4 üncü kat 19 numarada Meziyet, 6 — Ba- kırköy Yenimahalleğe Mehmet Muvaffak, 7 Fatihte Manisalı Wırm sokak 23 Mehmet Murat beyin hanesinde Ümmügülsüm, 8 — Kıritoprak. kız orta mektep birinci smıf B şubede 109 Than Nakip, $ — Erenköy telli kavak sokak, 20 mumarmda Naime Emel, 10 — Pertevniyal lisesi 3 üncü se nıf 453 Necip, 11 — Adanada Ülemektep talebesinden Hulğsi, 12 .— Adanada M.D, 13 — Maçkada AH Mahi» bey kerimesi Ferhânde, 14 — Beşiktaşta Mustafa Recal 15 — Kadıköyünde Yeldeğirmeninde Haltık bey oğlu Fikret bey ve hanımlar. Birer paket çikolata kazanan 15 talili karlimiz 1 — Erenköy lisesi 125 numaralı Nevia İsmall, 2 — Erenköy kız Hsesi son senifin. | dan Fehamel Necmettin, 3 — Beylerbeyi | arabatılar sokak 52 numarnda Ahmet Va- mf, 4 — İstanbul kız orta mektebi 121 Ma. Tise, 5 — 24 üncü Sik mektep senil 4 şube 2 Zafer, 6 — İstanbul kız lisesinde Türkün Nuri, 7 — İstanbul defterdarlığı yol şube | müdürü Hazan Sabri, bey kardeşi Yusuf Korkmaz, 8 Kadıköy kız orta mektebi 2 inci sınıf 2 şube sinden 226 Meliha Besim, 9 — Matmazel Alba Duplex, 10 — Beyaz Cimhuriyet osdderinde 75 numarada Saf - ranbotulu Mustafa, 1 Hasan Remizi Bey, 12 — Erenköyünde Ruh Bey kerimesi Güzide Hanım, 13 — İstanbul 12 inci flkmektep talebesinden Metiha Rem zi, 4 — Eyüpte Fahrünnisa, 15 — Kasım- paşada Mustafa Cemâl Bey mahtumu Yusuf B. 16 — Çarşambada Rasim B. kerimesi Has ma, 17 — Darüşşafakada Ali Baha, Bey ve Hanımlar, Kart poslal kazananlar 150 inciye kadar katrpostal kazanan karilerimizin hediyele « bugünkü posta ile gönderilmiş- ar, Dikkat Bilmecede kazananların mü - kâfatları her perşembe günü öğ- leden ezim idarehanemizde ve - Üç hafta mükâfatını almı; reise 7 yan karilerimizin hediyeleri veril - mez. Hediyelerinizi derhal alı - niz. Güzel yazı müsöbakası Çocuk sayıfasında güzel yazı hi Ankarada Rüstem | Beşiktaş Metiytçi | Mi Namzet hanım bana sakin bir tavırla dedi ki: — Desenize., Siz zevcenizin sizi geçindirmesini istiyorsunuz öyle mi?. — Evet matmazel.. İşin doğru- su bu.. “Eevlenecek hanım,, biraz dü- şündükten sonra dedi ki: — Kendi kendinize bühtan et- meyiniz. Siz çok yakışıklı bir a - damsmız, Herkesin bu dünyada bir mukadderi vardır. Hayat hoş ve faydalı şeylerden mürekkep - | tir. Hayatımın ilk kısmını tama» men fayda uğruna feda ettim. İh- tirasım vardı. Usulünü biliyor- dum. Hayatımın sonuna kadar ra hat geçinmek için lâzım olanı hü- kümet hizmetinde elde ettim. Ken di maaşım ve pederimle, valide- min aldıkları sayesinde bir koca besliyebilirim. Siz bizim şirketi - mize zevki, aşkı, muhabbeti, sa - mimiyeti getirirsiniz. o Neticede gene borçlu çıkacak benim. Karşımda ciddi ve zeki bir kadın vardı. Hakiki bir namzet- le karşılaşmıya lâyık kıymetli bir mahlük. Bir lâhze düşündüm. Mu- babirlik mesleğini bıraksam; mu- harrirliğin akibeti olan sefalet ve sefahat hayatmdan kendimi kurtar sam. Ömrümün son senelerini, be- ni refah ve saadet içinde besliye- cek olan şu aile içinde; kılıbık bir koca halinde geçirsem.. Böyle bir talie insan hayatında bir defa te- sadüf eder. Birdaha * böyle cebi dolgun ve sevgiden başka bir şey düşünmiyen kırklık bir kadın bul- mak ne mümkün!.. Evet bir tek defa tali yüzüme gülecek oldu.. Onun da kıymetini bilmedim.. NK Yalnızlığa davet Bir şato ve 60,000 franklık bir irat sahibi olduğumu ilân edince 135 talip bulmuştum. İşin garibi $u ki, tenha bir adada bir kulü- bede benimle yaşıyacak bir kim- se aradığım zaman taliplerin mik- tarı birdenbire 324 ü buldu. Ga- i zetelere şu ilânı vermiştim: “Polinezyanın tenha bir ada- sında yaşıyan bir mösyö Pariste bulunuyor. Tenha adadaki mün « zevi hayatına iştirak edecek bir genç kadınla evlenmek arzusun - dadır.,. Aldığım kabul cevaplarının çokluğu karşısmda düşündüm. Müstakbel zevcemi (o götüreceğim i cap edecekti. Binaenaleyh ilk ran devumu saat yedide verdikten sonra ayni gün saat üçte milli kü- tüphaneye koştum. Sözde ikamet ettiğim tenha adayı tayin etmek icap ediyordu. Büyük bir atlasta Okyanusyayı araştırdım. Vakti - le “Markiz,, adalarından yedisi « kaligrafi müsabakası açtık. Müsabakaya iştirak etmek çok kolaydır. 1 — Beyaz bir kâğıda siyah mürekkeple “Vakıt (o gazetesinin açmış olduğu güzel yazı müsa * bakasına ben de iştirak . ediyo - rum.,, diye yazınız. (Adresinizi de okunaklı yazarak imzanızı atınız. (Çocuk sayıfası mubarri - ri) ne gönderiniz, © Evlenmek istiyen Kadınlar O yer hakkında tafsilât vermek i - 26 Kânuruevvel 1937 Yazan: Perri Pizani Matmazel, siz buraya tenha adanın adamını görmiye mi geldiniz ? nin meskün ötekilerinin hali ol * duğunu okumuştum. : Haritada (Hive Oo) adasının şimalinde ve yüz kırk ikinci tul dairesi üzerinde Katu Huku iş *, minde bir adacık gördüm. Ada * cığın yanında ingilizce “Hali a da,, kelimeleri yazılı idi. Bu ka * darı kâfi geldi. Esasen Okyanus hakkında birçok eserler okudu ğumdan ve oturduğum ada hak- kında istediğim tafsilâtı uydura- bilecektim. Artık her suale cevap verebilirdim. Bir çeyrek saat son- ra ilk namzedime tesadüf edece- ğim Konkordiya meydanında bu- lunuyordum. | Namzet hanım bâna şünu yaz mıştı: z “Mavi bir tayyör elbise giye ceğim ve elimde bir gözete tuta- cağım.,, Akşamın saat yedisinde arka- sında mavi tayyörü olan ve elin- de gazete tutan genç kadın Kon « kordiya gibi kalabalık bir yerde kaç tane bulunur? Birkaç dakika- da mektuptaki tarife tamamile w- yan yirmi kadar kadin gelip geç- tiler. Hepsi yeralti şimendiferinin merdivenlerini indiler. Nihayet takriben otuzunda, “ mahviyetkâr bir surette giyinmiş biri gözüktü. Bu, diğerleri gibi yeraltı şimen « diferlerine doğru yürümedi. İstâs- yon önünde beş aşağı, üç yuyari dolaşmıya başladı. Bir müddet bekledim, nihayet yanma yakla « şarak dedim ki: " — Matmazel siz buraya tenli adanın adamını görmek için mi geldiniz? Genç kadın bir taaccüp harek# ti yaptıktan sonra dedi ki: — İlânı veren sizsiniz, : değil mi mösyö?, Sizinle müşerref ol « duğuma memnunum. Maamafih sizi bambaşka tasavvur (o ediyor- dum. Beraberce Tüyleri bahçesi « ne yürüyorduk, anlatıyordu: İ — Polinezya kelimesini gaze- tede görünce karşıma çok esmer ve iri yapılı birinin o çıkacağını zannetmiştim. i — Evet, saçları da gür siyah.. — Tamam. Lügat kitabma bakmıştım. Kitapta diyor ki: “Po- linezyalılar dünyanm en güzel a- damlarıdır.,, — Hayretinizi anlıyorum.. E- vet sözünüz çok doğru. Kadınlar artık sokakta dönüp yüzüme bakmıyorlar. — Yanlış anladınız. Ben sizin çirkin olduğunuzu söylemek iste- medim, Yalnız teninizi çok beyaz buldum. Halbuki... — Evet, daha esmer olmaklı- ğım lâzımgelirdi. Fakat altı ay * dir Fransadayım. Yüzümün es merliği yavaş yavaş geçti. : — Affedersiniz, burasmı düşü nememiştim. Maamafih sözleri- me gücenmeyiniz. Hoşuma gi“ debileceğinizi hissediyorum. Na zikâne konuşuyordu. Koluna gir- dim, gidip bir bankete oturduk. Elektrik lâmbaları yanmıya baş « lamıştı. Sordum: a — Sizin gibi genç ve güzel bir kadının şu medeni şehri terkede- rek ıssız bir adaya gitmiye razi olması şayanı hayret değil mi? *