kAra Aş Team emare ema Muharriri : Pitigrilli yan dam Tercüme eden: fa. a — Ben, dedi, tango oynamak 1 goy istiyorum... Otomobil “Palerme;, isimli bir barm önünde durdu. İçeri girdi- ler. Tatlı, bayıltıcı bir tango çalı yordu Garsonlar, Pol ile Yuttaya yer bulmak için koşuştular ve iki genç ayakları serpantinlere takıla takıla masalar arasından ilerledi- ler, Bir masaya oturdular.. Pol şampanya ısmarladı, ve; — İçiniz, dedi, içiniz.. Derler ki deva verici sular mahallinde içi melidir. Aksi takdirde kendile- rinden beklenilen neticeyi ver- mezler. Ben © şampanyada Pari rmarterde içilmelidir | — Biliyor musunuz, dünyanın en sehhar kadını Pari dur.. Bunu bir çok kiz k mez.. Napolyon Mısırdan dönci- ken bir kaç mumya getirmişti . . Bunların arasında Kleopatra'nın da mumyası vardır ve milli kü- tüpbanede metfundur.. Bu mur- yanın tozu da Parisin tozuna ka- ,rışmıştır ve zaman zaman kendi kendi »€ soruyorum: Acaba Pari- hvet diyarı olmasa s6 | mumyadan çıkıp etrafa ya tozun tesiri midir?. | kemikten bir Bu Hâkim :Delimi, Akıllı mı? Okuduğunuz © vak'adak i hâkimin ne garip bir mahlük 3 olduğunu snliyorsunuz.Bize 3 3 sy sg mn # bildiriniz : — Bu adam deli mi, aki im? Beş güne, yani lefrikan 20incisi çıktığı güne kada gelen cevaplar içinde doğ- uyu bilenlerden 50 kişiye (4 hediyeler vereceğiz. pyar bayvanın iskeleti anlaşıla bilir ama, bir cümleden, bir kadının aşk hakkındaki telâk- kileri hakkında hüküm çıkarmak doğru olamaz. Pol anlamadı. Sadece: — Sizi, dedi, çılgıncasına sevmekten korkuyorum. Jutta güldü: lar böyle?... Çılgıncasına bir aşk! Bu sözü, avukatlar aşk cinayetlerinde kul- lanırlar. Ben aşkta şiddet ara- mam. Bana vüs'at lâzım. Ben ağ- kr voltla değil, amperle ölçerim. Garson sokulmuş, bir şampan- ya daha isteyip istemediklerini son bir şampanya daha ge- şti.. Bir dansör Yuttayı dan- sa davet etti, fakat Yuta reddetti. Bir kadeh şampanya içerek cevap verdi: — Aşk, fantazi ahengi içinde bir hız değiştirmekten ibarettir. .. | Şu dansedenler, vücut vücuda ya pışarak kendilerini aşka yaklaşı - yorlar o zannediyorlar, sormuştu. Pol: — Hesap! Dedi. Bu aralık bir başka dan- | sör gelerek Jutta'yı dansa davet etti. Bu sefer Jutta kalktı. Pol onu dansederken seyredi- yor ve bir taraftan da düşünü- yordu. Demin hâkim Martine'de Fakat | iken bir insanın içinde birçok in- uzaklaşmaktan başka bir şey sanların yaşadığını söylemişti, yaptıkları yok., vk değildir. aral — Fakat aşkın iki derinin te- ii masından doğduğunu... — Biliyorum, biliyorum. Pek- Bir tango çalıyordu. Saksofon arasıra çalgısını bırakarak “Şiki- i olan şarkıyı ekuyor- vu: “Şitika, sen; reddettim, fakat beni | alelâde bir tarif, Aşkı “iki deri. | dinlememeliydiz. Çünkü seni affeder. nin teması,, olarak tarif etmek bir İ dim... Muhakkak affederdim, zira... askeri şeref madalyasmı, “ asılan yuvarlak bir maden li parça Pol Pot düşüncelerine de - vam ediyordu. Evet, bir insanm sr., olarak tarif etmekle müsavi. | içinde, birçok insanların yaşadı- dir. Pol Pot suratını asi. vermek için ağzına bir tuzlu ba- dem attı. Yutta'yı gayet saf ve te- miz bir mahlük olarak tanımıştı. Halbuki bir parça alkol onun aşk ak hususunda ns kadar tecrübe sahi- bi olduğunu göstermeğe kâfi gel- mişti,.. — Ben, dedi, aşk nedir bilmi- yorum.. — Görüyorum... çok memnunum... — Halbuki iyi bildiği rip 0! Ve bundan — Ned Garson şişesi getirmişti. Pol: — Ben, dedi, otuz beş yaşm- dayım. Aşk hakkında fazla ma - lâmatım yok. Halbuki Jutta, bir tek cümleniz, bana, aşk hakkın- İ “İsmin o ka | daki fikirlerinizi göstermiye kâf; geldi. Bir nebatat mütehassısı, ©- line geçen bir yapraktan hangi ümu söylemişti. İşte, Juttada da Cevap birçok kadın yaşıyor, ve şimdi, dansörün kollarmda - süzülüyor « du. Sarkı söyliyen adam, şarkının tarafını tamamladı: *emağalı , Mi Ta, ismin 0 katar tatlı ki Şi İşte asıl aşk! Tabii e doktorların & ei arif ettikleri aşk bu dar tatlı ki Şikita!,, karşısında Ütuyordu. Jutta Şuman, yerine döndüğü za- mantığı şk okunu alar reş - vur böyle g atmaz. Bugün, aşk çocuğu, nişan talimlerini yap mıştır ve her okun bir hedefi vardır. — Ne demek istediğinizi an- nebata ait olduğunu anlar. “Cu- | ıyamıyorum. Fakat birçok za « vier,, birkaç patça kemikten, nes- manlar olur ki, aşk, okunu he- li mahvolmuş hayvanatı meydana | saplamadan atar ve kendini: b» « koyma m? — Bazan da aldanabilirler, Siz de onlar gibi yapmayınız. Bir | İ rakıverir, Siz aşk nedir bilmiyot- sunuz, “Devamı var) — Oh... Ne büyük sözler bun- | | oklarını VAKIT . e sergisi Bakırköyde yeni bir sergi cuma günü açılıyor Bakırköy, mühim sanayi mın 3) takalarımızdan biridir. Bu küçük | kazemızda sekiz on fabrika fas aliyette bulunmaktadır. Bakırköy Halk Fırkası, tasarruf, iktisat ve yerli ma'ı baftası münasebetile Bakırköyünde fırka merkezinde o bavalideki fabrikalar masnya- ından bir sergi vücuda getir miştir. Sergi yarınki cuma günü saat onda merasimle açılacaktır, Açılma sırasında Galip Bahtiyar Beyle muallim Mediha hanım birer nutuk söyliyeceklerdir. Sergi bütün hafta zarfında >i- yaretçilere açık bulundurulacak- tır, İktisat haftası içinde gece ve gündüz Bakırköy sinemaların- da da projeksyonla tasarruf ve- cizeleri gösterilecektir. Tarihimizi yazanlar çağrılıyor Edebiyat fakültesi reisliğinden: Türk tarihi tetkik cemiyeti tara- fından hazırlanmakta olan Tütk tarihinin ana hatları kitabının Tür medeniyeti tarihi kısmını yazmak üzere vazife almış olan ve İstanbulda bulünan arkadaş» 'ann bügün (Perşembe) saat on beşte Edebiyat fakültesine teş- rifleri rica olunur. Kaçak mallar ve bin i lira rüşvet teklifi Gümrük muhafaza memurları Galatadan geçen Yani isminde birisini çevirmişler, elindeki ba- vulu muayene etmişlerdir. Ba- vu'da kaçak pijamalar, kumaşlar görünce yakalıyarak (merkeze götürmüşlerdir. Yolda isminin Bella Süla ol- duğunu söyliyen bir Italyan me- murların yanına yaklaşmış bavu: lün kendisine ait olduğunu ve verilmesini istemiştir. Bu iddiayı yapan İtalyan da yakalanarak merkeze götürülmüş, orada zabıt tutulurken Yaninin Aya, de oturan nişanlısı Kiçanın evin- de de diğer bir bavulu olduğu" nu söylemiştir. Bu bavul da mer- keze getirilince içinden ipekli gömlek kolları, bir fotoğraf ma- kinası ve iki fotoğraf camı çık- mıştır. Bellâ Sülâ camların kendisine verilmesini istemiş, verilmeyince memurlara 25 Jira rüşvet teklif etmiş, ret cevabı almca rüşvetin mikdarını 1000 liraya çıkarmıştır. Zabıta bu mesele hakkında tah» kikata devam etmektenir. Ku maşları hariçten İtalyanın get diği, satmak için Yaniye verdiği, Yan'rin Bunlara tesahuba üzerine aralarında kavga çıktığı tahmin edilmektedir, aklar Satıcıların bağırmaması Dünkü bir akşam gazetesi, satıcıların sabahları (erkenden bağırmalarının men'i baklıında dabiliye vekâletinden belediyeye Zi lamim geldiğini yazıyordu. Belediye re'si "muavini Hamit B. Söyle bir emirden haberdar ol- madığını, bu hususun bir madde balinde zaten zabıtai belediye talimatnamesinde mevcut oldu- ğuru, şube'ere' daima emirler verildiğini söylemiştir. —— dali 5 15 Könunmeveel 1932) Yerli mal | Memleketlerimizi filme çeken Amerikalı Hanım İ Mis Carolyn Smiley Amerikaya dönün“ Türkiye hakkında konferanslar verece | © — mz | Miss Carolyn Smiley isminde bir | casmı Amerikadaki konfe: hanım, memleketimize gelmiştir. Bu Amerikalı hanım Türkiyenin i yenileşmesi O mevzuu etrafında | tetkiklerde O bulunmakta, muhte- İ lif müesseseleri gezmektedir. Dün i bir muharririmiz kendisile görüş- müştür. Miss Carolyn Smiley şun- ları söylemiştir: “Amerikada başka memleket - lere, başka milletlere karşı çok a- | Jâka duyulur. Bu merak ve alâ- kaya neşriyatla ve daha ziyade konferanslarla cevap verilir, Ben İ de dünyanın muhtelif (o yerlerini gezip tetkik eder, memleketime İ dönünce gezip gördüğüm yerler hakkında konferanslar (veririm. Son zamanlarda Amerikada Tür- kiyeyi yakından tanımak ve iyi İ tanımak merakı merikalıların kulaklarında Tür- i kiye aleyhinde fena bir propagan da vardır, bunun yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Amerika yenile- şen ve daima ilerliyen Türkiyeyi tanımak istiyor. İşte ben de bu ! maksatla seyahat ediyorum. 8 teş rinievelde Amerikadan ayrıldım, önce Fransaya gittim, oradaki ta lebe hayatımı tetkik ettim, oradan İsviçreye geçtim, İsviçreden de Türkiyeye geldim. Ankaraya ve Kayseriye gittim. Ankaradaki yenilik ve terakki hayret verici - dir. Ankarada maarif vekâleti ta- lim ve terbiye reisi İhsan beyi ziyarel terbiye enstitüsünü, o İsmet pasa kız enstitüsünü, kız ve erkek li- selerini ve çocuk yuvasını gez- i dim. Buralarda gördüklerim ba - na büyük bir memnuniyet verdi. Birçok notlar aldım, ayni zaman- | da gördüğüm iyi şeylerin hepsini ! filme çektim. Ankaradan bahse- derken size bir hatıramı anlata «- yım: Sokakta tek başıma gidi - yordum. Yolda bir hanımla karşı- laştım. Bu hanım bana ingilizce olarak: “Sizi galiba tanıyorum!,, dedi; kendisite: “Galiba ben de sizi tanıyorum!,, diye cevap ver- dim. Fakat ikimiz de biribirimi- zi nereden tanıdığımızı anlıya - bilmek için uzun uzadıya düşün- dük. Bu hanım Ankarada çalışan Doktor Fatma'dır. Dökuz sene ev vel Bostonda bir klüpte bir top“ lantıda ben teşrifat memurluğu vazifesini görüyordum, muhte - lif milletlerden kimseler vardı, ben Türklerle beraber bulunup onlara hizmet etmek istemiştim, onun için beni o zaman Bostonda | vermişlerdi. Kendisile * o zaman bir kere o klüpte görüşmüştüm. Dokuz sene sonra Ankara sokak- ! larında yalnız başıma dolaşırken | böyle eski bir tanıdığa rasgelmek beni çok sevindirdi. Bu doktor i Fatma bana Himayeietfali gez- i dirdi, Doktor Fuat Beyle tanıştır- i dı, Himayeietfalde çok iyi şeyler İ filme aldım. i taki köy mektebini gezdim. Ki terdi. Resmi dairelerinizdeki in - tizam göze çarpıyordu. Kayseri - dede birçok iyi manzaraları, Yenileşen o Türkiyeyi göste - ren güzel manzaraları fik me çektim. oTalas köyle uyanmıştır. A -| ettim. Ankarada Gazi | ! talebe olan bu Fatmanın yanına | i gördüm, bunları pek beğendim, | i Kayseride de liseyi ve Talas- | seri valisi bana pek kolaylık gös ! rımda bilhassa anlatacağım Amerikanm Boston şehrinden | rinden birinde tanıştığım köy , adam gündüz çocukları okuti mektep zamanı bittikten son! çocukların annelerini di okutuyt Bu köy hocası kısa bir zamapi köyün kadınlarının dörtte okuma öğretmiştir, şimdi de kalanlarla uğraşıyor. Bu hocaları memleketinizin larıdır. Öğrendim ki Talas nün hocası değildir. Türkiyede bir müddet kalacağım ve İstanbul darü nu ile diğer bazı mektep leri # zeceğim. Buralarda gördük filme alacağım. Amerikaya nünce Türkiyedeki reketi hakkında bir seri rans vereceğim; konferans esnasında bu filmleri de gi cağim.,, Miss Carolyn Smiley, ö m memleketinizd€ çi de l terakki MW deki salı günü sabahı Fındık! giderek Güzel san'atlar sini, o gün öğleden sonra tanbul ilkmekteplerinden gezecektir. Miss Carolyn Smiley dün küdar Amerikan kız lisesini ret etmiş, mektep talebe ve limlerine ait bazı filmler tir, Çocuk hekimleri # Çocuk Hekimleri Encümeni melik kongresini Saka “çık man. daki Türk Tıp Cemiyeti binesif” da yapmış ve yeni bir idare yeti seçmiştir. Reisliğe hastanesi çocuk hastalıkları tahassısı Pr. Dr. Ihsan H ikinci reisliğe Haseki hast çocuk hastalıkları möütab Pr. Ali Şükrü, umumi kâtip Üsküdar çocuk bakım evi hekimi Dr. Sezai, Beşiktaş çocuk bakımevi bekimi Fahrettin, kâtipliğe Ahmet Akkoyunlu beyler mişlerdir. —— veznedâ pi İ Komünistlerin muhakeri İstanbul ağırceza mah sinde, dün Emin ve ark npın komünistlik tabrik maktan maznun olerak celsede muhakemelerine edilmiştir. — m — Halkevinde kitapçıli ye Istanbul Halkevi idare dün Istanbul kitapçılarını ederek Halkevi mecmuası9!9 filirleri”” temin için hakkında rümünü cak işler sormuştur. | Halkevi namına b# Bu akşam Perapalastâ ve belediye reisi Muhittin riyasetinde bazı tanınmış ve Beyler bir içlima Y9 Halkevi içtimai muavenet namına verilecek büyük bazırlıkları etrafında 8 lerdir. içtimada bir faa mitesi seçilecektir. ———— Gayri mübadiller um kongresi d Gayri mübadiller cemiye re beyeti dün sabah ge” lanmış, tevzi edilecek meselesi etrafında görü ig Idare heyeti umumi kor 15 kânanusanide yapılm rarlaştırmıştır. örüşei niyet 4 am | 000 söyl yi İ TA La gi “ Beyi” Fili ds laf |