Savıfa 10 YAKIT İnkılâbimızıl mükemmel filmi nasıl olacak ? ve Türkler - Rusyada sinemacılık Istıklâl mücadelemiz hakkında Rusların da iştirakile yapılacak film hakkında tetkiklerde bulun- mak üzere memleketimize gelen Sovyet Senaryo muharrirlerindep Zarhi yoldaş yarın Maarif vekâ- eti umumi müfettişlerinden Re- pat Nuri ve ilk tedrisat müfet- tişlerinden o Nurullah © Beylerle birlikte Mudanyaya, oradan oto- mobille Bursaya gidecektir. Bur- sadan sonra Balıkesir ve Izmiri ziyaret edecek, Dumlupınar ve Sakarya gibi harp sahaları civa- rm gezerek, yapılacak (film hakkında tetkikatta bulunacak kendisine milli istiklâl mücade- lemiz hakkında izahat cektir, ö Zarhi yoldaş şehrimizde bu- lunduğu müddet zarhında da İstanbulun birçok yerlerini do- laşmış, mahallelerde | tetkikat yapmış, camileri ve müzeleri gezmişlir. Zarhi yoldaş Anado'udaki bu seyahatinden sonra Ankaraya gidecek, orada yapılacak filmin senaryosuvu hazırlıyacaktır. Bu filmin hazırlanmasile meşgul ol- mak üzere teşkil edilen Yakup Kadri, Reşat Nuri, Talim ve Ter- biye heyeti âzasından Avni ve Er- agrul Muhsin beylerden mürekkep bir heyet bu senaryo projesi üzerin- de Zarhi yoldaşla birlikte meşgul wsolacaklar, filmin maballi olması «işin kendisine yardım edecek. lerdir. Zarhi yoldaş bundan sonra Moskovaya gidecek filmin çevril- mesi için lüzumu olan aletler rejisör ve diğer elemanlarla bir- likte bir müddet sonra tekrar buraya gelecek, derhal filmin çevrilmesine başlanılacaktır. Fil- min harici sahneleri memleketi mizde, dahili sahneleri de Mos kovada çevrilecektir. Filmin esası Zarbi yoldaş dün kendişil rüşen bir muharririmize ri cek film hakkında şu izahatı vermiştir: — Filmin senaryosunun esaşi hazırlanmış gibidir. Yainiz bu senaryoda bulunacak vakanın iskeleti henüz taayyün elmemiş- tir. Bu filmin mevzuu ipkılâptan evvel Anadoludan Istanbula ge: lip burada Istanbul işgalini gör- dükten sonra milli şuuru uyana- rak Anadoluya geçen ve istiklâl mücadelesine iştirak eden bir gencin etrafında toplanacaktır. Bu genç, Türk ihtilâlini yaratan ruhu temsil edecektir. ,, Zarhi yoldaş memleketimiz hakkındaki ibtisaslarım da şöyle anlatmıştır: — Türkiyede çok iyi karş landım. Burada karşılaştığım her Türkten itinalı bir alâka gör- düm. Türkiye beni herhangi bir Av- rupa memleketinden daha fazla alâkadar etti. Türkiyede yalnız harici manzaraları görüp geçe- cek bir seyyah vaziyetinde de- gilim. Türkiye hakkında bir fi- lim yapacağım için memleketinizi yakından ve derinden «nlamak vazifesile mükellefim. Sizi ve inkılâbınızı (anladıktan Osonra Türkleri ve Türkiyeyi sevmemek, verile- taktir etmemek imkânsızdır. Bu- rada istiklâlini kurtarmağa az melmiş ve muvaffak olmuş bir milletin, uyanan bir memleketin rukunu görüyorum. Memleketi- nizde yeni müesseseleri, bazı mektepleri, halk evini gördüm. Bu maddi milesseselerden daha alâka uyandıncı olan bir şey vardır ; Bunları yapan milletin ruhu. Rusya ve Türkler “İstiklâlini ve ilerlemeği isteyen milletler olmak itibari'e Ruslar ve Türkler birbirlerine çok ben- ziyorlar. Aradeki ruh yakınlığı itibarile Ruslar Türkleri çok ya- kın anlarlar, Bunun içindir ki İs- | tiklâl mücadeleniz esnasında sizi harekete getiren ruh ateşini ya- pacağımız filmde iyi ifade ede- ceğimizi ve meydana Sizin yadır- gamıyacağınız bir eser vücude getireceğimizi zannediyornz. Rusyadaki sinemaciliğe gelin- ce, harplem evvel Rusyada sine- macılık yoklu, Herşeyde olduğu gibi sinemacılığı da memlekette ilerleten Sovyet inkılabı olmuş tur. Şimdi Moskovada adeta müstakil bir şehir halinde sine- ma atelyeleri vardır. Iki sene evvel inşası bitirilen bu atelyeler ber türlü levazimi camidir. Ay- nca birde sinema akademisi yaptık. Bizde operatörlük te çok ilerlemiştir. Kendımize mahsus usviler sayesinde her nevi film- leri dünya filmlerile rekabet edebilecek bir mükemmeliyette alabiliyoruz. Artistleri büyük bir itina ile tetiştiriyor ve bilbassa fikri terbiyelerine çok ehemmi- yet veriyoruz. Ayrıca senaryo muharrirleri de yetiştiriliyor. Rus- yada tiyatroda çok ilerlemiştir. Morkovada (Omevcut ve hali faaliyette 200 tiyatroya i âveten İ son zamanlarda yeniden 6 tiyat- ro binasının inşasına başlanılmış- tır. Bundan başka seyyar tiyatro heyetleride vardır. Bunlar va- gonlar dahilinde memlekette se- yabat ederek temsi'ler verirler. “..0ENEN ENA EEEEEEENENENEENEAEA, i Memleket Başı ezilerek öldürülmüş! Filmin esası hakkında malümat -Ruslari Yedi ay evel kaybolan çoban Ramazan | ı İ meğer ne olmuş ? Bundan yedi ay evvel Narlı dere köyünde çobanlık eden Ra- mazan isminde" birisi garip bir şekilde ortadan kaybolmuştu O vakit yapılan tabkikatta çoban Ramazanın uzun bir zaman için gurbete gittiği haberi çıkarıl- mıştı. Bu haber üzerine Rama- zanın bir cipayele kurban gitti- ğinden şüphe edilmemişti. Son zamanlarda vukubulan bir ihbar müthiş bir cinayeti meydana çı- karmıştır. Bu ibbarda çoban Ramazanın Narlıdere köyü civa- rında dağda bir ağaç altında uyurken başı kocaman hir taşla ezilmek suretle öldürüldüğü ve katilin Musa is»inde birisi ol duğu hildiriliordlu Zabıta derhal faa'iyete geçmiş, Musayı yakalamıştır. Musa; evvelâ inkâr etmiş, ci- vayetin nasıl yapıldığını anlatma” mışsa da bazı ifadeleri garip görülmüş, vak'a mahalline gö- türülmüstür. Ağaç altında yapı- lan bafriyatta insan kemikleri bu uumuştur. Çınayetten sonra orada bira- kılan cesedin, vahşi bayvanlar ve kartallar tarafından parçalar- dığı anlaşı mıştır. Yakalanan Mu sa; müphem bazı *fadelerde bu- lunduğuvdan tahkikat derinleş tirilmektedir. Tahkikafı müddei- umumi mmuü'vini Ali Cey idare etmektedir. Anasının namusu Ne duruyorsun? “Anan eve erkek aldı ,, ihba'ından çıkan facia Izmir, 14 (tiususi) — Den zli- nin Çal kazasırın Çalikebir kar- yesinde o havaliyi hayretler içe risnde bırakan, tüyler ürpertici bir cinayet o'muş ve bir kadın oğlu tarafından balta ile öldü- rülmüştür. * Hadiss şudur: Kazada, namus ve iffetile ta nınmış ve sevimş bir kadın vardır. Köse Ömer karısı Emine Hanim. Em'ye ti. canından faz» la sevdiği Ahmet isminde 22 yaşlarında genç ve yakışıklı bir erkek ev.âda maliktir. Ahmet, hadise günü arkadaş- larile beraber do aştığı esnada bir diğer arkadaşı karşısına çı- karak; Burada ne dolaşıyorsun, annen eye erkek aldı. Demiştir. Annesinin, namusu hakkında en ufak bir şüpheyi aklına getirmemiş olan Ahmet, arkadaşmı nefretle göğsünden itmiş ve: Hüriyet tepesinde Hırsız diye mevkuftu, serbest bırakıldı Eskici Abdulkadir oğlu Meh- met, . İstanbul VE mahke- mesi huzurunda mevkuf oarak duruyordu. Onun mevkuf olarak buraya getirilmesine sebep, Hü- riyet tepesi civarında hir. dre birisini soymıya davranmak, Bu sene Teşrinievvelin onuncu Saat yirmi bir buçuk... isminde biri, Şişlideki işini görmüş, Hüriyet tepesi ya- nından geçmiş, Bulgar hastanesi yakınındaki yoldan oturduğu ye- re dönüyor. Bu sırada, oradaki Dere içinde bir dam altında es- kici Mehmet, birkaç tanıdığı ile oturmuş, yemek yiyorlar. Meh- met, oraya biraz içmiş olarak gelmiş. Şundan, bundan konu- şurlarken, birdenbire yanındaki- lere elile susmaları için işaret ediyor. — Birşey işitmiyor musunuz? 5 Me gez — His, ş sesleri var! pak — Yoldan... — Yoldan değil, birisi şeftali bahçelerine saptı. Bayırdan iniyor. Ve Mehmet, yerinden firli- yor, hemen pencereye koşuyor : Ayak — İşte,... işe. Lirsı, şeftali ağaçlarına doğru, etrafı kolla" yarak yürüyor. Muhakkak hırsız- dır! Gidip şunu tutayım ! Bir o zamandanberi, oradaki bahçede bulunan şeftaliler, ge- celeri beşer, onar eksilmektedir. Orada bulunanlar, bunu düşü- nerek “ belki! ,, diyorlar. Mehmet, kapıyı açıp, dışarıya çıkıyor. — Hey, kim var orada? Arkadaşları da kapını önüne çıkıyorlar. Uzaktan bakıyorlar. Mehmet, gördüğü adama yakla- şıyor. Soyulan adam anlatıyor Bundan sonrasını, mahkemede davacı Mustafa şörle anlatıyor : Ben babçeye filin ayak basmamıştım. Bulunduğum yer, herkesin geçtiği yoldu, Bu Meh- met, yo'umun Üzerine çıktı, Be- nim paramı ve silâbımı zorla al mak istedi. Derken jandarmalar yetiştiler. Kendisini yakaladılar! Maznun Mebmet, bu iddiayı kabul etmiyor, “* bayır, ben on- | dan zorla bir şey almak isteme- İ adamla konuştular. Ben başka Diyerek uzaklaşmak istemiştir. Fakat, A'met, o arkadaşının fazla ısrarı Üzerine, inanmış, ve süratle eve koşarak bir omuz darbesile kapıyı itmiş, içeriye girmiştir, Ayni hızla kapısı açılan yatak odasında görülen manzara, bir ev.âdı delirimiye kâfi derecede iğrenç ve fecıdir: Emine Hanım, oğlundan daha genç biriyle be- raberdi, Şuurunu kaybeden oğul, eline geçirdiği baltayı, yatağın Üzeri- ne doğru fırlatmış ve kendi de orada yıkılıp ka'mıştır. Bir, iki saat sonra eve giren komşular, Emine Hanımı yatak- ta kanlar içersinde ölmüş ve oğlu Ahmedi kapı eğişinde yan baygın bir vaziyette bulmuş- lardır, Üçüncü şahıs O ortadan kaybolmuştur. ' Ana katili Ahmet, mevkufen şehrimize getirilmiş ve tecennün eseri gösterdiği için müşahede altına alınmıştır. AMEAAE EAA NEAEEAAEEAEEAAAAAAASAEE SEA “Maberieri | dim. Bu, doğru değil! ,, diyor. Şahitler | çağırı'dı. Bunlardan Kigork, şöyle söylüyor: — Yemek yerken, Mehmet, yemek yediğimiz masanın altın- dan kalktı, — Masanın altından kalktı ve demek? Mehmet, masanın altında mı yemek yiyordu? — Yok, efendim, yani bizim yanımızdan ayrıldı. “Hırsız var!,, diye dışarıya çıktı, yoldan sapan birşey bilmiyorum. Başka şahitler de aşağı yukarı bu şekilde ifade verdiler, Müddeinmumi Kâşif B,, id- dia edildiği gibi, Mehmedin “ce- bir ve tehdit suretile abz ve ' 15 Kânünuevvel 1Yİğ i Odemişte yeni * ka binası Odemiş belediyesi, Ode Gazipaşa caddesinde güz€, otel yaptırmıştı. Odemiş Fırkası teşkilâtı dağınık bin da oduğu için ödemiş yesi bü binayı Fırkaya Ve kararlaştırmış ve bina Fw* teslim edilmiştir. Muallimler liği, musiki yurdu, spor lerinin hepsi ve okuma da yeni fırka binasına Yi rilmiştir. Beyşehrinde ze” bir çocuk Beyşehri Gazı Paşa me” üçüncü sınfında dokuz yâ össüz bir çocuk vardır. dayısının o bimayesi (o altındi” Bu çocuğun derslere karşi * alâ sasıyle beraber bilhassa * ata kabiliyeti fazladır. Bi ride bir kereste fabrikasi” dır. Bu çocuk teneke ve parçaları ile, bir saat bereğinden istifade ederek; fabrikanın ufacık bir nüm yapmıştır. Tava zar arında nulan değirmen taşı bir buğday tanes'ni un haline tirmektedir Çocuk büyük bir arriği yaptığı bu ü'ak fabrika moif| mektebin müzesine hediy& m'ştir. 7 Gene bir derste buhar nesni görmüş, bunu da İ ederek bir çay kutusu, bir © teneke parçasile müteharfi ufak buhar makinesi nümü' yapınıştır. Manisada fırka işli. Aradolu entetesi Manisa belediyesinden bulan istifalar “işininin aynizamanda Cümhuriyet Fırkası vilâyet kongresinde zakeralın idaresi için İzmir» b'usu Kâmil,Elâziz Meb'usu sin Beyler memuren Ankar Manisaya gelmişlerdir. Ci karışık bir vaziyet almış ala işlerin tetkikine bu iki meb” memur edilmesi çok isabet muştur. Diğer taraftan şimdiki idare heyetinin iyi çalışma iddia eden grup, yeni intil için propagandalarına deva! mektedir. Memurlara elbiselik veriliyor memürlar İzmirde çıan İzmir rası altı tassilte verilmek y > cumartesi gününden itibari yi * elbiselik kumaş tevziine 4 ast”, caktır. Kooperatif, kum bise yapmak üzere terzi min etmiştir. Terzi parasi taks tte alınacaktır. | Selçukta Alko, fabrikası yap! Selçukta, istasyon karf" ki arsada Kuşadalı Ab | yin idaresi altında bir alk9|.b rikası tesis edilmiştir. a j da kanın makine ve ald ime | Se ve hemen ye! | kılacaktır. Bu suretle, Selcuk ve İspirto ihtiyacı daha seri”. liye masrafı daba az olara min edilmiş olacaktır. “EAA tah, ne uyacak bir cürüm yok ( gasp,, de bulunduğu sabit olma- dığını ileri sürerek, beraetini is- tedi: — Anlaşıhyor ki maznun yoldan geçen davacının ağaçlara doğru yürümesinden şüphelenmiş, ya* mına giderek “burada ne arıyor- sun ?,, demiştir. Başka bir şey yapmamıştır. Şahitler de bunu teyit ediyorlar. Şu halde, ortada ceza kanununun495 inci maddesi- Reis Nusret Bey, karar! dirdi : atin — Mehmet, beraat © di serbest bırakılacaksı bir daha işini, gücü” ta, böyle işlere karışma İzadli,. Reis, sonra davacıya — Sen de, bir yef€, doğru yo'dan ayrılma yoldur, diye yol bari sapma! hi 4 h