, 3 Künunuevvel 1932 Samih Rifat gömüldü (Baş tarafı 7 inci sayıfada) merhum Samih Rifat Beyin de i bugün saat 14 te fevka- merasimle kaldırılmıştır. ©hâze namazı Hacıbayram pide kılındıktan sonra mer- m n Türk bayrağına sarılı ta- be in irkârlarınn ve sevdik- nal vekâleti önüne kadar ge- mai "8 Ve oradan otomobile ko- ii Cebeciye -götürülmüştür. ii İma merasiminde B. M. M. De Kâzım Paşa Hz. ile vekiller kai uslar, T.D.T.C. ve Türk ta- Ni tetkik cemiyeti, Maarif Vekâ- i erkânı, dostları ve Ankarada | ek ve orta mektep talebe- hazır blunuyorlardı. iy Bicümhur Hz.ni umumi kâ- hi Hikmet ve seryaverleri Ce- | ler temsil ediyorlardı. Re- p ümbur Hiz. B.M. M.R, Kâzım rı» Başvekil İsmet Paşa Hz. ile | “b, p ol Türk, 'veT.T.T. cemiyetleri Yek Maarif âlemi namına Maarif ki leti, Ankara vali ve belediye i muallim mektebi, er- i namına merhumun ta- N birer çelenk gönderilmiş- | m, kıt'a esker ile polis müf- iti ve bir bando muzika me- iştirak ediyordu. dağn sevenleri ve hürmet e- Yeis a, ti tarafından ebedi medfe- | kadar takip edilen merhumun Wu başında Konya meb'usu | Kin, Hazım e Bey mersiye oku- ka, Türk De Ağ e erer mer- | €yeti Azasından Ahmet Ce- rim bir mutuk irat ederek ö- imi -*MİNE cekilen büyük Türk ek he T, D.T.. Cemiyeti mer- a, Jeti ve bütün kolları namı- aglürmet ve takdir ile selimla- iE, Maar;£ vekilinin nutku a Miteakiben Maarif Vekili Ra- iyii? Bey atideki nutkunu irat | Büyük bir âlim, büyük bir Mey, büyük bir vatandaş Me bir arkadaş kaybettik. | mın ufku olmıyan insan- *R biri idi. Tarih, Türkiyat, Mağ At, şark ve garp felsefesi, | üye garp edebiyatı, şark ve ikisi, cesur ve atılgan di- geniş ihtisasiyle teşhir | bilgi sahaları idi. Onunla KN rın malümatının zengn- tp Yukuf cephelerinin derinli: | Siran olmamaları mümkün RİN Ruhu tükenmez bir heye- (ayağı id. Bütün ömrü ilim ey,“ aşkının uyumaz ve din- iğ ve Aeyecanı ile iyiliği, güzel- i Mig Yuyu arıyarak geçti, Bişi tarih ve milli dil işlerinde | ayagi vazifeleri sıhhatini | vip, nı istihkar ederek yatı. | z resinde onu Samanpa- kar aki mütevazi evinin Gl a ve bir çok kitap- “$yasr bulunmıyan ©- | Mi tutmıya bir gün bile mu- la pak, ekim, hem arkadaş ola- zi Basta döşeğinden ayır. Şin z vurduğum ted- i ionu milli vazi- ir tyden üstün tutan ruhu Müeasir olmadı. Sende- adımda dinlene- inı saatlerce mil- kinifa edişini büyük Yranlık, sıhhati için hürmet elleri üzerinde ha- | ve gözlerimiz ya- di hastalığı da zayiflemişti, Vefada, kadirşinas- likta eşi olmıyan büyük reis onu yanında ve gözü önünde tedavi ettirmek için sarayın bir daireşi- ne almıştı. Bir aydan fazla orada komşu yaşadık. Odasının önünde gecenin han- gi saatinde geçsem onu çalışır bu- lurdum. kendisine bakan hekim- lerin öğüdünü yalnız bu hususta dinlemezdi. e Gazinin emrien de hayatında yalnız bir kere iyileşin- ceye kadar çalışmayı bırakma- mak hususunda itaatsizlik göster- di. Konferansalrını en kemirici sancıların istırabı ile inliyerek ya- pıyordu. Odasından kurultay sa- lonunun kapısına kadar sedye ile İ getirilen bu hasta adam en son kuvvetini kürsüye kadar yürümek için sarfeden bu takatsiz vücut inandığı milli davayı müdafaaya başladığı zaman coşkun bir kuv- vet oluyor. Büyük salonun kapıla- rından bahçeye ve denize taştan gür sesile ve iman öşılıyan mür- şitler kudretile saatlerce konuşu- | yordu. Gelişinden daha yorgun sedye- | sine serilerek döndüğü zaman o- nun gözlerinde vazifesini yapmış idealistlerin hoşnutluğunu görü - yorduk. Onun gözlerini en son de- fa bundan üç gün evvel gördüm , Yatağında oturmuştu, belli idi ki oluracak hali yoktu. Vazifesini e- linden almayayım diye bana ken- disini kuvvetli göstermek istiyor- du. Ben târih kongresindeki söz- lerine ait tashihleri bizzat yap- maktan vaz geçmesini, bu işi ba- na bırakması için yalvardığım za- man razı olmuş gibi görünüyor, fakat derin bir yürek acısı ile ha- yat ışığının sönmek üzere oldu- ğunu gördüğüm gözlerinde bu işi bir vazife olduğu için kendisi yap mak istırarının mânası şimşekle- niyordu. Büyük bir alim, büyük bir san'atkâr, büyük bir vatandaş büyük bir arkadaş ve büyük bir mefküreci Kaybettik. Muhterem ailesiyle birlikte bü- tün memleketi, onun bütün kıy- metleriyle taniyarak seven Gazi- yi, ona sevgi ile olduğu kadar say- gı ile de bağlığı arkadaşlarını, bü- yük bir uzvundan ebediyen mah- rum kalan Maarif ailesini taziye ederim. Çin ve Japonya arasında Cenevre, 4 (A.A.) — M. Wel lington Koo'nun dün Milletler ce- | miyeti kâtibi umumiliğine konsey âzasına tevdi edilmek üzere bir vesika tevdi etmiştir. Bu «vesika, Japon heyetinin | Mançuri ihtilâfına dair olan son izahat ve iddialarının cevabını teşkil etmektedir, Bu vesika, yarın sabah neşredi- lecektir. Çin heyeti, Japon heyetinin son izahtmdan ve bilhassa Iytton ko- misyonunun sabık o erkânından- Wellington Koo'ya karşı yapılan şahsi taarruzlardan dolayı © fev- kalâde münfai| olmuş görünmek- tedir. Diğer taraftan Havas ajansına iyi malümat almakta olan bir menbadan gelen habere göre Ja- pon heyeti, Çin heyetile olan bu münakaşayı fevkalâde meclisin küşadı tarihine kadar uzatmak tasavvurunda değildir. M. Maksuoka, büyük mecliste ruya Mülkiyenin 36 ıncı ... yıldönümü mi (Baş tarofı 1 inci sayfada) formların birini yapmak için or- dular mahvolmuş, oluklar gibi kanlar akmış, fakat muvaffak o- i lunmuştur. — İşte Gazi kendi şah- sına milletini o noktaya vardır- çalıştı. Size kat'i itimatla söylü- yorum, bu memleket; bugünkü şerefli itibarına hakiki kuvvetile vardı. Görüyorsunuz ki herkesle dost bir haldeyiz. Hiç bir devlet yok- tur ki bizim gibi herkesle dost- luk şeraitinde bulunsun, kimsey- le mücadele mevzuu ikame etmi- yoruz, Hiç bir millet için kötü ni- yetle bir istikamet tutmıyoruz .. Türk mlletinin Türkiyede haysi- yetli bir surette yaşamasını meşru bir hak olarak kabul eden her- kesle dostluk yapmak isteğinde- hariçte aleyhimizde bir çok tahri- kât yapıldığını bilmiyenlerden -değiliz.,, ANKARA, 4 (Telefonla) — Bugün, Ankaradaki (o Mülkiye mektebi mezunları tarafından Gazi Hazretlerine çekilen telgraf- la Reisicümhur O Hazretlerinin lütfen verdikleri cevap şudur: Reisicümhur Hazretlerinin yüksek huzurlarına: “Ulu Gaziye bilgi: yuvalarının elli altıncı kuruluş yıl dönümünü kutlulamak için Ankara Palasta toplanan biz Mülkiyeliler yüksek saygı ve derin sevgilerimizi suna- rız efendim.,, Ordu meb'usu Ahmet İhsan Ordu meb'usu Ahmet İhsan Bey- efendiye; “Yurda ihzmet, inkılâba ve i- deale sadakat yolunda işaret ve mânası olarak toplanan Mülkiye- lilerin bayramına zevkle iştirak ederim. Derin sevgi.,, Gazi Mustafa Kemal Yunanistanda Tevkif edilen komonist meb'uslar Atina, 4 (A.A.) — Greve teş- vik eden iki komünist mab'us, tev kif edilmiştir. Bu suretle 10 ko- münist meb'ustan tevkif edilen- lerin miktarı 7 yi bulmuştur. Cümhuriyet müddei umumisi , arkadaşların greve teşvik eden memurdan mürekkep komite ef- radının tevkiflerini emretmiştir. Mısırda Suikasiçilar mahküm oldular Kahire, 4 (A.A.) — Geçen Ma- yıs ayının altıncı günü hükümet erkânmı hamil olan trenin geçe- ceği yol üzerine bomba koymak | suretile Başvekilin ve diğer iki na zırım hayatına suikastte O bulun- muş olmakla müttehem iki şahıs, miştir. İken bie ek een ni e b maktadır, Binaenaleyh, müzak ratının açılması zamanına kadar işlerde tahavvül veya hiç olmaz- sa Japonyanın hattı bir tebeddül hasıl olması ihtimali yoktur. Fevkalâde meclisin içtima ta- kesbedeceği şayıası kuvvet ka- zanmaktadır. Filvaki, üçüncü bir takım devletlerin mücadele için tertibat ti ed mak için bir adımda varmak için | mefküre | yiz. Bu böyle olmakla beraber | müebbet hapse mahküm edil. | harketinde | kâfi miktarlardadır. ribi yaklaştıkça müzakeratın ga- | yet fazla ehemmiyet ve şümul hi Sayıfa 9 * Sıhhat Bahisleri .. A Yalnız nebat ile bes- lenmenin faydaları Et yemenin zararlarını eski âlimler de biliyordu,fakat bünyemiz ne diyor ? Pek eski bir tarihe malik olan yahut nebat yiyenler | tarikati (vögötarisme) son zamana kadar milyonlara varan salikleri ile el'ân nazarı dikkatı celbetmekte- dir. Bu büyük tarikat mensupları, kendi beslenme tarzlarmın uzvi- yet için en muvafık bir yol oldu- ğuna dair pek çok yazı ve söz ile bir çok propagandalar yapmak- an geri durmamaktadırlar, Bir çok peygamberler ve hava- ! rileri, hayatlarını yalnız meyva ve sebze ile geçirmişler ve üm- metlerine etin, insanm tabiatmı bozacağına dair mev'izlerde bu- lunmuşlardır. Bu fikir, Asyadaki bazı deinlerin akideleri akideleri meyanına girdiği gibi eski ve yeni bir takım filosoflarda ayni mevzu etrafında muassırane mütalealar dermeyan etmişlerdir. Bu filosoflar arasında meşhur Voltaire, Sâneguc, Plutargue J. J. Rouseaux ve Tolstoi da vardır. Bu hükema, yalnız nebatat ile beslenmenin faziletine dair pek çok apharisme'ler yapmışlardır. Meselâ: Pluatrgue et yemek, yalnız vü- cut için tabiata muhalif değil, ay- nı zamanda ruhları ve düşüncele- ri de sakil kılar demiş, Söndgue, bir sene müddetle kendini, hay- vani gıdalardan tamamile mah- rum ettikten sonra faaliyeti dıma- ğiyesinin arttığını zikretmiş, Vol- taire fazla etle beslenenlerin kan larının bozuk olduğunu ileri sür- müş. J. J. Rauseaux da “çok et yiyenlerin daha zalim ve merha- metsiz olacaklarını nitekim vahşi ve yırtıcı hayvanların et yedikle- rini,, söylemiş, Tolestoi ise “gıda- da et, ancak behimi sevki tabii- nin neşvünemasını temine yarar,, demiştir. Fakat bugün bu güzel, parlak fikirlere, insan uzviyeli ve onun yaratılış tarzı aksi bir cevap ver- mektedir. Yani uzviyetimiz et ve nebat ile tegaddi edenlere mah- sus bir bünyede yapılmıştır. Bu hususta birinci delil dişler- dir. Malâm olduğu üzere dişlerin üç nev'i mevcut ve bunların da kesici, kemirici nevileri et ile ta- gaddiye mahsustur. İkinci delil bağırsaklardır: Yalnız et yiyen hayvanların bağırsakları kısa, ot Yiyenlerinki uzundur. İnsanların bağırsağı bu ikisinin ortası yani ne ot yiyenlerinki kadar uzun ve ne de et yiyenlerinki kadar kısa- dır. Bu iki delilde insan uzviyeti- nin muhtelif bir tagaddi tarzına mahsus yaratıldığını gösterir. Filhakika nebatatta da insan uzviyetininin esasını teşkil eden üç unsur, albümin, yağ ve mai- yati karbon mevcut, fakat gayri- Bu sebepten yalnız nebatat ile beslenmek lâzım gelse, ensicemi- zin tamir ve termimi için Ar. mand Guntur'e göre: 1 ki 205 gram ekmek 600 patates 66 kestane | ” 7 1 7 i muamele yüzünden Lâzımdır ki bu miktarlar kar-| $ısında şaşırmamak kabil değil dir bu nispetten, esas gıdaları lâ“ zm olan miktarlarda almak için ne kadarda işe yaramıyacak mad- delerin uzviyete gireceği kolayca anlaşılır. i Gıdalar hakkında (şu tafsilât hülâsa edilecek olursa et, yumur-' ta, süt, muhtelif sebze ve meyva» lar, yağ ve nişastalı maddeler en esaslı maddeleri teşkil ederler, Et, gıda listesinde en mühim bir mevki işgal etmekle beraber bazı tecezzi mahsulleri vardır ki bunların zehirli maddeler oldu- ğunda şüphe yoktur. Maamafih uzviyet bu maddeleri harice tar« detmeğe yahut zararsız bir hale sokmağa çalışır. Bu vazife ile bil hassa alâkadar olan uzuv karaci «, gerdir, / Şu halde yemek listesinden sebze ve meyvayı çıkartarak yal- nız et yemek karaciğeri ve deve ran cihazını fazla yorar. ! Şayanı Lavsiye bir rejimde, mu tedil derecede et, mebzul sebze ve meyva olmalıdır. Yemeklerde zevki nazarı dikkate almalı, çe- şitli olmalı, şahsı memnun etmeli ve aynı zamanda kıymeti gıdai- yesi de yüksek bulunmalıdır. Sabah kahvaltısı ve öğle yeme- ği kuvvetli, akşam yemeği hafif olmalıdır, Yemeklerde 1 — 2 bar- daktan fazla su içmemelidir. Ge- ce yatarken bir bardak su içmek gıdai zehirlerin böbrek vasıtasile çıkmasını temin eder. Kabız çe kenlerde bağırsak harekâtını u- yandırmak için sabahleyin aç kar« nına bir bardak su içmek de fay- dalıdır. j Şu halde yalnız nebat ile bes- lenmek, vejetaryen olmak uzvi- yet için gayri kâfi ve hem de gay» | ri mümkündür. Binaenaleyh, in- san için en şayanı kabul beslen- me tarzı et, süt, sebze, yumurta ve meyvadır, . Dr. Fazıl Şerefeddin ares Gandhi tekrar oruç tutmaya başlıyor. Bombay, 4(A.A.) — Gandi, dün kendisile birlikte “Yeravda hapishanesinde bulunan mevkuf- lardan birine yapılmakta olan hapishane memurlarile ihtilâfa düşmüş ve bunun üzerine tekrar oruç tutma- ğa başlamıştır. Mumaileyhin O bugün orucuna fasıla vermiş olduğu bildirilmek» | tedir. Mahatma, çok zayiflemiştir . Son günlerde 6 libre kaybetmiş ol duğu söylenmektedir, £ —— Italyada zelzele Roma 4 (A.A) — Salerme yakınınde vukua en gayet şiddetli bi? zelzelehalkı büyük bir heyecana düşürmüştür. Nu-