Sayıfa 4 VAKIT - Mektep kitapları fiatını Kıbrısta İRençber Mehmet hakkın daki iddianın aslı yok! yarı yarı imkânı indirmek vardır Satılmıyan kitabı kitapçı basmaz, harf inkılâbındaki ziyanları, kârları yanında hiçtir. Servet sahibi oldular Mektep kitaplarınm basılması ve fiatlandırılması hususunda aç- tığımız ankete devam ediyoruz. | Dün de Millet kütüphanesi sahibi Cemal Azmi beyle konuştuk ve kendisinden, şimdiye kadar dinle- diğimiz kanaat ve hükümlerden şok başkalarını dinledik. Cemal beyin, ayni zamanda dünkü sa - yımızda (o neşrettiğimiz Ahmet Halit beyin fikirlerine de kısmen cevap teşkil eden sözleri şunlar - ar; — Bir hükme göre mektep ki - taplarının satılan kısmına, satıl - Miyan kitapların ziyanı yükletili- ! yormuş.. Bu meselede kitap ala - ! cak talebenin ne taksiratı var, her hangi bir kitap satılmıyacak- sa kitapçı o kitabı neden bası - yor? Sonra bir kitapçının elinde ay Nİ cins kitaptan birkaç tane oldu- ğu için bunların bir kısmı satılı - yor, diğerleri satılmıyormuş da bunun için satılanm kârından sa- tilmyanın ziyanma eklemek mec buriyeti hâsıl oluyormuş. Bunun hiç de böyle olmaması lâzımdır. Yapılan iskonto biribirinin ayni kitaplar için müsavi surette yapı- İsa bribirinin ayni kitapları sa- tan ayni kitapçı olduktan sonra Ayni cins kitaplardan müsavi mik tarda satmak daima bu kitapçı - Bin elindedir. Bu her zaman is - Pat edilebilir. Sonra satılacak ki- tap miktarı aşağı Yukarı malüm- dur, Bu bilgi basılacak kitabın a- dedinin malüm olması demektir. Bu takdirde bu rakam elde mev « cut ayni kitaplara taksim edilir ve baskı işleri bu suretle yapılır. sa “elde kalacak kitap,, meselesi kökünden halledilmiş olmaz mı?, Esasen bugün mektep kitapları - mın en çoğu kitapçılık şirketinin elindedir ki, istenirse bu şekli derhal tatbik edebilirler. Daha sonra kitapçıların kârı Ve zararı malâm değil, deniyor. Bu da yanlış olsa gerektir. Büyük sermayeli kitapçıların munta - EB ŞA eebeleri vardır. Diğer- rine gelince bunların esasen en kl kaplar mahduttur ve Iâmd Plarm sermayeleri de ma- imdur. Daha doğrusu bu kısım kitapçılar kazanacaklarını um - madıkları kitapları basmazlar. Bundan maada stoktan da bahse diliyor. Esasen her kitap basılır- ken bu şekilde hesap edilir. Yedi yüz satılacak kitap bin tane bası- lir ve evvelden bilinir ki, bunun öç yüzü elde kalacaktır, Bu elde kalacağı bilinen kitaplar satılır « sane âlâ. Satılmazsa okkaya ye- rilir. Evet; ilk harf inkılâbında bazı değişiklikler olmuş, bazı ki- taplarda tadilât yapılmış. Fakat © zaman da satılan kitaplar ka - zanılan paralar yanında bir deve ile karınca nispetindedir, Kitap fiatınm ucuzlaması için bütün mektep kitaplarını devletin yap- maşından başka çare yoktur. Ve bu bir hakikattir ki bunu her za- man İspat etmiye hazırım. Bundan maada gene ag. Y güzel ve | temiz kitap çıkması için gene ki» | tabı devletin yapmasından başka çare yoktur. Devlet yapacağı ve ya yaplıracağı iş için şartlar ko - yar. Bu işi yapanlara da bu şart- ları yerine getirmiye mecbur tu - tulur, İşte bu suretle iş temiz çı- kar, Kitapçı da temizlik kadar u- cuzluğa da bakar. Devlet matbaasının son yaptı- ğı tarih ve yurt bilgisi ve diğer e- serler cidden takdire değer işler- dir.. Sonra eserin ilmi kıymeti tak- dir edilmiyor da iskonto takdir ediliyor, deniyor. Bu da yanlış ol- sa gerektir. Maarifin beğendiği her kitap bir ilim heyetinin ciddi tetkikinden geçiyor. Bu halde her kabul edilen kitabın iyi olma- sı lâzımgelir. En sonra memlekette bir çok larından kazanılan paraya atfe - diliyor, Bu iddiaya da şöyle de - rim: Memlekette mektep (kitabı basan dört ve nihayet beş kitap- çı var. Halbuki başka eserler ba- san birçok kitapçı var. Acaba bu kitapçılar da mektep kitaplarm » dan kazandıkları para ile mi di- ğer kitapları (o basıyorlar? Hayır tabı satmıyorlar, satamıyorlar. Mektep kitabı tabileri mekteplere doğrudan doğruya kitap veriyor- lar ve mekteplere yüzde 40 iskon- to yaparlarsa diğer kitapçılara halde bu kitapçılar bu işten isti - fade etmiyorlar demektir. — Mektep kitaplarımı bugün- künden ucuza mal etmiye imkân yok mudur? — Olmaz mr.. Bu fiatlar yarı yarıya indirilebilir. Çünkü bu iş- le uğraşanlar bu kitapların her formasını 6 kuruştan hesap edi - yorlar. Halbuki bu hesap ancak bin tane basılan. kitaplar için makbul olabilir. Baskı on bin o - lur ve on bini geçerse beher for- e altı kuruşa değil üç kuruşa mal edilir. Hiçbir mektep kitabı da yoktur ki on binden az satıl sın! Mektep kitapları yapanlar ser» vet sahibidirler ve bu servetlerini bu işten kazanmışlardır. — Kitaplar Devlet matbaası ta- rafından basılır veya bastırılırsa ne kazanılır? konto veriyor. Fiatlarda esaslı bir hesaba, insaflı bir kâra istinat ederek kitapçılara dağıtılır. Bu suretle istifade umumileşir. Emin olunuz ki bazı kitapçıların ölme - sine sebep de mektep kitapları basma işinin mahdut ellerde kal- masıdır, Devlet matbaası bizzat bastıra- masa bile bu işi muntazam bir münakasa açarak hariçteki mat- banlara yaptırabilir ki, bu vazi - yet mahdut kitapçıların elinde ka lan matbaâcıları da memnun € - der. Çünkü bu kitapçılar matbaa- cıları da kazandırmamaktadırlar. Bu usulün diğer bi faydası dı xd eserlerin basılması mektep kitap- | çünkü diğer kitapçılar mektep ki- | yüzde 30 iskonto yapıyorlar. Bu | — Kendi basarsa maktu bir is. | Rumlarla İngilizler geçinemiyorlar! Bir spor müsabakası yü- zünden çıkan badise |.. Atinada çikan Yunan gazete - lerinden “Proiya,, Kıbrısta İngi - İ Hzlerin rumlara karşı çok şiddet- W hareket ettiklerinden, bir taz - İ yik siyaseti takip ettiklerinden bahsederek, buna delil yolla bir kaç hadiseden bahsediyor. Bu arada şunları yazıyor! “Gençlerde Kıbrısın Yunanis- tana terki temayülünün uyanma - ması maksadile, mekteplerde ta - rih programından Yunan tarihi - ne ait kısım çıkarılmıştır. 24 teşrinievelde, rumlara ait spor sahalarına ayak basmak im- kânsız bir hale getirilmiştir. Bu » nun sebebi, bir spor müsabaka »- I sında, rakibi İngilizi mağlüp ede rek Yunanlıyı sekiz bin rumun şiddetle alkışlamak suretile, hara- bulunmaları - retli tezahüratta dır. 1931 teşrinievelinde Kıbrıs is- İ yanında ölenlerin ruhları için â - yin yapılması, suç sayılmıştır. İ o Geçen senenin teşrinievel ayın baz kardeşi vurulan on dört ya - şmda bir rum genci, 24 saat ka- rakolda alıkonulmuş, anası, baba sı da polis nezareti altında tutul- muştur. Geçen teşrinieveldeki isyanda ölenlerin ruhlarına dua edilmesi, yüz lira para cezası yahut altı ay hapis cazas çeletirileceği tehdidi ile, yasak edilmiştir. Mukaddes Dimitriyos günün - de kiliseler, taharri memurları ile dolmuştu. Bu tedbir, papasların bir sene evvelki isyan hareketine dair ima mahiyetinde bir şey söy ledikleri takdirde, derhal tevkif edilmelerini temin içindi.,, Ynnanistân ve Kontenjan Yunanistan hükümeti 15 teş- rinisanide müddeti biten konten- jan listesindeki bazı eşyalarm 15 mayıs 933 tarihine kadar Yunan gümrüklerinden içeri girmesine müsaade elmiye karar vermiştir. bu maddeler arasında yumurta, fasulya ve sair hububat vardır. amm — Samsun ve civarında ihracat Son hafta zarfında Samsun mıntakasından 8910 kilo tütün, 1300 sandık yumurta çıkarılmış- tır. Yumurtaların 1061 sandığı Ispanyaya, 55 sandığı Italyaya, ! 154 sandığı Marsilyaya gönde- rilmiştir. ai Rize dansı Dans muallimi Bahri Bey, Ri ze raksını bir salon dansı haline getirmek üzere, çalışmaktadır. Henüz provaları yapılan bu dans, sskiz figörden ibarettir. Bahri Bey, bunun, birçok Av- rupa dansları gibi hoşa gidecek ve benimsenecek asri bir dans olacağı kanaatindedir. büyük sermayeli kitapçıları mek- tep kitapları kadar ilmi eserlere de kıymet vermiye sevketmiş ola Rai Yalnız müsaade ile girecek olan | Istanbul ikinci ceza mahke- mesi salonuna ayak basan Meh- met, me iş yaplığı sorulunca, şöyle cevap verdi ; — Rençberlik! Ne iş yapaca- ğım başka? Zabıt kâtibi dava dosyasırı araştırarak, davanın esasma da- ir yazılanları, yüksek sesle oku- du: — Aslı olmadığı halde Ça- ta'ca yolunda müsellâh eşhas çıkarak kendisini soydukların- dan bahisle resmi memurları iğfale tesnddi. ... Suç, ceza kanununun 283üncü maddesine uygundu. Reis, renç- ber Mehmedi sorguya çekti: — Mehmet, sen önüne silâblı adamlar çıkarak... Rençber Mehmet, sorgu tek- miilenmeden cevap vermeye dav- randı; — Yok, beyim, yok, öyle si- lâhis filân kimse çıkmadı önüme. — Silâhsızmı idiler? — Ne silâhlı, ne silâbsız hiç kimse çıkmadı önüme... — Şimdi öyle diyorsun ama jandarmaya böyle dememişsin; Önüne 'çıkan silâhh adamların seni soyduklarından babsetmişsin halbuki sonradan tahkikat neti- cesinde, bunun aslı, esası olma- dığı anlaşılmış? — Demedim öyle şey, Beyim, demedim, Ne kârm olacak be- nim böyle şey uycurmaktan? beni soyan olmayınca “soydular,, deyipte kimden şikâyetçi olaca- ğım?.. Birşeyim alınmadan, kim- den ne istiyeceğim? Hiç ben boşu boşuna başıma iş çıkarır- mıyım? Bu kadar akılsız değilim ben! di — Demek sen “paramı aldı lar,, filân. Uzun boylu bir genç olan BORSA 26 T. sani 1932 Kuruş | 20 1. Franmz WI 1 Steriin 00— 1 Dolar 214, 0 Lirst 214— 20 £. Belçika 20 Drahmi j2 İsviçre Y 20 Leva 1 Florin Bi— 20 Kuron Çek 194 Çok Tintimrı Girap. sa. 16). 1206| v8 Ty 81) 66.73) Belgrat 11780) ZSomlove l 11, ŞE keş 24,30 | Çimento Ar. 430 | Ünyon Dey. 1450 | Şar Dey. 810) İtniym d1, | Şark m. ceza Telefon istikrazlar bi dei 0589 Şârk Diyolları 60 D.Muvahhide S7, Gümrükler 5,60 4.“ -h Şİ fon, ajana ve boraa haberleri, müsellâh adamların yolunu kestiği yalanını uydurduğundan maznun « İ rençher Mehmet, elini, koli i kımıldatarak, çabuk ça söyliyordu. Gene sorgu teknik lenmeden atıldı: “il — Hayır, katiyyen, beyini. Bende çalınacak para nerede” çalsınlar? İşte, emeğimle üç kuruş kazanıyorum, karnımı © yuruyorum. Çift, çutuk sahibi zengin bir adam değilim ki silâhlı haydut falan ya geçse, başmı çevirip bak” bana | yi — Peki, niçin sen böyle şikâyette (o bulunmadığın bali “bulundu,, diye yazsınlar İ — Ne bileyim ben? A ermedi doğrusu orasina. silâhlı adamlar çıkmış, beni muşlar, filân... Ruyamda böyle şey olmadı! Müddeinmuminin mütmlesiii Bu akşam saat 21, 30 da (üç saat) Opereti 3perde27tablo Yazan: EkremReşit 8. Besteliyen: İ da delil bulunmadığını ileri versin | ys | Dur, Mehmet? Daha y bir müzakereden 468tâ, müddi için, ittifakla beraeti kararl#f” | Rençper Mehmet, arkası defa tekrarladı. ISTANBUL BELE Cemal Reşit B. Pa Pazari?) zar pa an Imdı. Rençper Mehmedin, v#” uydurarak, resmi memurları bi fale teşebbüs ettiğine dair gi ren müddeiumumilik. beraet rarı istedi, pe — Hay, Allah uzun ömi Rençper Mehmet, selâm rip, salondan çıkmak üzere, dım attı, yerl verilmedi ? a i Mehmet, bunun üzerine; döndü. Mahkeme böyeti, umumiliğin isteğine uygun rak, rençper Mehmedin bir suç işlediği sabit olmsöil ğ rıldığını bildirdi. — Allah hepinize uzun versin... Uzun, çok uzun öMÜğ iskemleyi kenara çekip, ma” me salonundan çıkarken, ba İ lere dönerek, bu sözleri bi Istanbul Belediye” Darülbedayi Şehir Tiyatr©” İ Temsilteri : N İli uni yy 27 T.sani 27 Recep 28 Rec” il İİ Gün doğuşu “ İSTANBUL — 18 den 1045 ayi ri Nihal banım, 18,45 ten 29 * tra, 19 dan 21,0 n kadar ” heyeti, 2130 dan 22 ye Kxdn Koro bayeti, 22 den 2250 8 >