Gi Bu hikâye hayali bir hikâye de ğildir. 1768 senesinde sahiden olmuş- fur, O günlerde Viyanada bulunan prens de Ligne Opera dansözle- “ rinden birisine fazlaca bir meyil duyuyordu. San'at noktai naza rmdan birinci sınıf olmıyan bu dansöz teninin şeffaflığı, dudak- larının kırmızılığı, bakışınm çap- kmlığı cihetinden emsalsizdi. Perens de Ligne, kendisine kar- şı hiç müşkülât göstermemiş olan bu güzel dansözü ziyarete gitmiş. ti. Kapıyr, kısa etekli, küçük ön. lüklü, kirpikleri, daima hayran bakışlarla bakan gözlerinin etra- fma birer siyah çit kurmuş olan ufak tefek fakat civelek hizmet- çi kız actı, prensi görünce: — Aman efendim, dedi, ne fe- na tesadüf.. Pek vakitsiz geldi- indi, derken, arabası, önde yavaş gi- den bir başka arabanın yanından geçti. Prens, bu arabada kim var | diye eğilip bakınca, içindekinin | ceneral kont Esterhazi olduğunu gördü, gülümsedi. Zira, prensin aklma şeytani bir fikir gelmişti. İlk konak yerine gelince, prens hana girerek kendisine mükem- mel ve şahane bir sofra hazırlat- tı, yedi, içti.. Sonra hancıyı çağı- rarak: — Bana bak, dedi, hizmetinden memnun oldum. Yemeklerin ve şarapların, hizmetçi kızlarına ka- dar iyi ve güzel... Yalnız, sana verecek bir tek santim bile param yok!.. : Hancının yüzü sap sarı kesildi. Bu gayet asil zat nasıl olur da böy niz, Hanrmım siz kabul edemiye- cek, Prens, kendisinin beklenilme- mesinden canı sıkılarak; — Neden, diye sordi evde değil mi? pri Hizmetçi kız, gözlerini mahcu- yere eğdi, kırıttı, yanakları pembe pembe oldu ve sustu. Prens, hizmetçi kızm bir elile Şenesini okşıyarak başını kaldı- nrken, öbür eliyle önlüğünün kü- Şücek cebine bir sarı lira bıraktı ve sordu; — Kimdir bu bahtiyar?. Kız mırıldandı: — Vallahi, bilmem. Söylesem mi?, imparator birinci Fransuvanm “resmini taşıyan bir ikinci altın da- ha koydu. Hizmetçi, derin bir re- Yerans yaparak çekilirken: — Ceneral kont Esterhari ce- »plarile. .. Dedi. Prens kaşlarını çattı. Ceneral daha yüksek idi ve bu Macar a- silzade kendisinden yaş ve servet itibarile de: büyüktü. Binaena- leyh, prens, cici dansözü o günlük görmeden dönmek mecburiyetin- ie kaldı, ve içinden elbet konttan — e #lmak fırsatını ele ge- la düşünerek çekildi, git- “xy Tesadüf, bu fır, ği ik vermezi gli spa eli anlatalım. Hoş bir şey... Belki zin.de hoşunuza gider, Prens de Ligne aralık Ve; madan Prag göirine gi Viya- Prens bir kira arabaşı DE a tuttu, bi di. Fakat yarı yolda, dalgınlığı ile meşhur olan prens, yanına beş para bile almadığını farkedince şaşırdı kaldı. Demek daha ilk ko- nakta yaya kalacaktı. Bu dalgınlık prense ki olurdu ve hayatının rd yi dar bu yüzden başıma bir ek vak'alar geldi. (Hoş esasen para denilen şey, prensin cebinde hiç durmazdı. Kendisi sahsen zengin | bir de değildi. Babası ona yirmi yaşı- na gelene kadar bir hayli para vermiş, fakat oğlunun bir türlü para tutmek nedir bilmediğine kat'i kanaat getirince, kendi ser- vetini de bu uğurda sarfetme- mek için artık metelik vermez ol- muştu. Bununla beraber, bir prens için parası yoktu demek, araba parası- nı veremiyecek derecede demek olmadığını da anlarsınız. Yalnız işte o gün prensin cebinde bir tek alt bile yoktu... 1. # a. ii. le... Fakat pernes devam etti: — Yalnız, dedi, sakın mütees- sir olma.. Ben prens de Ligneyim. Ben öyle kimsenin (hakkını ye- mem.. Hancı yerlere kadar eğildi * — Aman efendim, dedi, aklım- dan böle bir şey geçirmedim bile. Af buyurunuz... — Hay hay.. Affettim.. Benim bir âdetim vardır. Ben daima ön- den giderim. Vekilharcım arka- dan başka bir araba ile ile gelir.. Şimdi nerede ise o da gelir. Ken- disine lâzım gelen hürmeti göste- riniz. Yalnız, dikkat ediniz, garip bir huyu vardır. Daima kendisini bir ceneral ve kont zanneder ve öyle giyinir. Bana çok sadık oldu- ğu ve harpte beni ölümden kur- tardığı için buna müsaade ede- rim. Esasen beni kurtarırken ba- şma bir kılıç darbesi yedi ve ha- fif tertip oynattı da.. Size itiraz edecek falan olursa, aldırmayınız. Yemek parasını, konak parasını filân hep o verecek, Haner: — Hay hay, prens hazretleri. Diye yerlere kadar eğilerek prensi arabasına kadar teşyi etti.. Her şey perensin dediği gibi yapıldı. Arkadan gelen ceneralı her konakta durduruyorlar ve pa- raları alıyorlardı. Ceneral, kızı yor, bağrıyor, küfür ediyor, ken- disin Macar kontu Esterhazi ol- duğunu söylüyor, fakat hancılar, prens de Ligne'nin sözlerini ha- tırlıyarak aldırış etmiyorlardı: — Gene kaçırmağa başladı, di- yorlardı, ne biçim kâhya bu! Kont Esterhazi o aralark Prag- ta toplanan kongreye yetişmek mecburiyetinde olduğu için, deli gibi olmasına rağmen paraları sö- külüyordu.. i İşte, “Yedi sene;, muharebele- rinin en meşhur cenerallerinden biri olan Kont Esterhaziden, genç "prens bu suretle intikam aldı. REEDER aaa enperpae eee sener Sovyet - Polanya münasebatı MOSKOVA, 24 (A.A.) — Ha- riciye komiserliği Polonya ile Sov- yetler arasında bu senenin 25 Temmuzunda imzalanan ademi tecavüz misakında derpiş olunan mukavele hariciye halk komiseri M. Litvinof ve Polonyanın Mos- kova sefiri M. Patek tarafından Prens bu kara düşüncelerle gi Cessur ve rahat adımlarla | z aka ei ala di 25 Teşrinisani s2 içki düşmanlarının dünkü toplantıları Alkolsiz içki yapılmak için: fabrika — tesisi, dispanserler açılması .. İçki düşmanları cemiyetinin senelik kongresi dün saat 16 da Halkevinde yapılmıştır. içtimaa 300 kadar aza gelmişti. Bunların çoğunu mektep talebeleri teşkil i ediyordu. Celseyi, cemiyetin reisi Mazhar Osman Bey Ankarada bulunduğundan ikinci reis mira lay Atıf Bey açmıştır. ilk olarak cemiyetin umumi kâtibi Fahret- tin Kerim Bey söz almış ve ce- miyetin mesaisi etrafında şunları söylemiştir : “ Cemiyetimiz bugün 14 üncü yıl içtimamı yapmaktadır. ilk söz olarak söyliyebilirim ki devletin resmi istatistikleri içki sarfiyatının memlekette günden güne çoğaldığını göstermektedir. 929 senesinde memlekette içki sarfiyatı A5,736000 kilo iken 931.952 senesinde bu mik- tar 6,152,000 kiloya baliğ ol muştur, Fakat biz bu rakkamlardan hiç endişe etmiyoruz ve korkmu- yoruz. Cemiyetimiz bir mefkure €sası Üzerine kurulmuştur. Yeşil Hilâl yolunda tesadüf ettiği ma- niaları daima yıkacağına emin ve mutmaindir. Biz bugün için değil, yarın için hazırlanıyoruz. Içki düşmanlığını kendimize bir şeref addediyoruz. Efkârı umu- miyede eğlencenin ancak içki ile kabil olduğu söyleniyor. Bu, doğru değildir. Biz içkisiz eğlen- cenin de güzel olduğunu ve eğ- lenilebildiğini gezintilerimizle is- bat ettik. Geri zey faaliye- timiz arasında göze maktadır. Ki ei di Mekteplerde, radyoda konfe- ranslar vermek, içki afişleri asmak, mekteplere üzerinde içki aleyhinde yazılar bulunan zarflar dağıtmak,. Bundan başka içki yüzünden vesati nakliye kazaları çoğal- mıştı içki kullanan şoförlerin iş- ten menedilmelerini belediye rei- si Mubiddin beyden rica ettik, Ricamız büyük bir alâka ile kar- şılandı ve balen içki kullanan şoförlere ehliyetname verilme- mektedir. Evvelce esrar, kokain, motfin ile, mücadele ediyorduk. Geçen senedenberi bir de heroin iptilâsı baş gösterdi ve mücadeleye gi- riştik. Içki düşmanlığı faziletkâr bir teşekküldür. Biz cemiyetin, fertlerin huzur ve selâmeti için çalışıyoruz Memlekette ilk iktı- sat mücadelesini Yeşilhilâl cemi- yeti bundan 10 sene evvel aç- mışlı şimdi de içki yerine meyva yenmesi mücadelesini açıyoruz. Istanbul valiliği hero'n ile kuv- vetli bir mücadele açmıştır. Biz de irşatlarla bu mücadeleye zahir olacağız, Maarif vekâletine müra- caat ederek mektep kitaplarında içki düşmanlığı sleyhinde yazılar yazılmasını rica ettik. Bı, vekâ- letce ehemmiyetle kabul edilmiş- tir. Memleket bar'cindeki müna- sebatımız da yolundadır. Bir çok milletlerin içki düşmanları cemi» yetlerile görüşmekteyiz. , Amerikada senelerden sonra içki yasağı kaldırılırken bizim burada içki düşmanlığı göster- memiz ve mücadele yapmamız fantazi talakki edile bilir, Ame- rikada içkinin kalkması İktisadi zaruretler yüzündedir. Biz hükü- N AN | istemiyoruz. Çünkü bu inhimaki ve kaçakçılığı attırır biz irşada telkine göveniyoruz. Bu sayede bu gün deği'se yarın memleke timizde içki düşmarlarının ço- galdığım göreceğiz. Fahrettin Kerim Bey sözlerin- den sonra Cümhuriyet bayramı mÜnasebetile Reiscümbur Gazi Hazretlerile Meclis Re's'nden gelen telgrafları okumuş telgraf- la alkışlanmıştır. Cemiyetin heroin mücadelesine teşvik edici mahiyette sıhhat vekili Refik Beyden gelen tel- graf okunmuştur. İkinci sözü hapisane doktoru Hüseyin Zati Bey almış, üzüm, incir, fındık ve saire imeyvelerin vücude olan faydalarından bahsetmiş, muka- yeseler yapmıştır. Heron felâketi Bundan sonra Fahrettin Ke- rim Bey hero'n hakkında bazı sözler söylemiş ve ezcümle de- miştir ki: “- Hero'n felâkeli bir buçuk sene evvel başladı. Tesirleri bu gün görülüyor. Son bir ay 2zar- fmda bize 20 heroin felâketze- desi müracaat etti. Bu zehir ra- kı gibi değildir. Herzaman ve heryerde iğne gibi kullanılabilir olduğu için müptelâları çoğal- maktadır. Heroin vücudu mah- veden, seviyeyi yıkan ve öldü- ren bir zehirdir. 58 kilo gelen bir felâkelzede “bir ay zarfında 38 kiloya düşmüştür. Kilosu 1200 liraya satılan bu zehir vatandaşların sıhhatini, hayatını, seviyesini, kisesini mah- vetmektedir. Size şimdi üç fe- lâketzede göstereceğim. Halle- rine bakın!,, üç felâketzade Bu sözlerden sonra Fahrettin Kerim Bey salonun gerisinde bulunan üst ve başları pejmürde çok zayıf ve yüzleri sapsarı uç kişiyi yanına çağırmış, kendile- rine hitabederek heroine nasıl alıştıklarım sormuştur. Fu üç arkadaş çekingen - tavırlarlarla şunları söylemişlerdir: “Arkadaşlarımız , heroini iyi içkidir, keyf verir diye bize söy- lediler. Evvelâ birer parça çek- tik, serkeş olcuk, : reşe'endik. Onden sonrada bırakamadık. Bize kurun çok zaran o'du. Tenbellik verdi. Sababley'n ya- tağımızdan kalkamadık. İşe gi- demedik; yevmiyem'zden olduk. Karn, baş ağrıları verdi. çok zayıfladık. Şimdi bu zehirden kurtulmak istiyoruz. ,. Bu bedbahtlar çekildikten son- ra birçok azalar yeni tekliflerde bulunmuş'ar, : cemiyetin mesaisi hakkında söz söylemişlerdir. Tekliflerden kabul edilerek ce- miyet idare heyetinin takip et- mesine karar verilenler şöle sı- ralanmıştır : 1 — Cemiyetin menafii umu- miyeye hadim cemiyetler arası- na girmesine teşebbüs etmek 2 — Milli ikbsat ve tasarruf cemiyetinden © meyvalarımızdan alkolsuz içki yapılması için fab- rika tesisini istemek 8 — Maarif vekiline, shbat APA N 4 e Kiti iile! Bilmece 9 numaralı bilmec? Aşağıdaki hecelerde0 iki le teşkil ediniz. ' tir - cek -te - bi - de - Bİ ce» me -bil - 10 - rın * YA Biz < sel - 4. e > a Şi Hal - ka - ra - va, Bu bilmeceyi hallettikten # ra 1,23,4.5.6, 7 Bü ralı bilmecelerin hal vari 1 ile birlikte iyice seke rn İÖ nuncu bilmeceyi » ceğiz, 10 numaradan ibaret mecelerin bal varakalarını Y' ki gazetemizde yazacağınız kilde (dilmece memurla gönderirsiniz. | Dikkat Bundan evvelki 10 bili hal varakaları için verdiği! mühlet yarın akşam bitiyof Derhal hal varakalarısı ş deriniz. 150 kariimize vereti miz hediyeden sizin de tali isabet eden o'ur. Hem seri hem de eğlenirsiniz. SAZAEEAESEEMSEEREMENALZE IAEA İzmirde rapor Izmir, 24(AA — Şi Ucaret ve sanayi odasının ların ve başbaşların ticari yeti ve ihracatına dair i eylediği bir rapora göre, d iktisadi mıntakası dahilinde senesi zarfında istihsal alyon mikları 45,355 kilo v€ haş tokumu miktarı 947,901 * tabmin o edilmiştir. e Mınt geçen seneki afyon rek 348,793 kilo, haşhaş rek de 11,462,332 kilo. Evvelki ise afyon rekoltesi, 262,500 haşhaş da 11,770,256 kilo Bu sene mevsim iptidasi temmuz İ den teşrinevesi yetine kadar izwir borsö' 4,779 kilo afyon ve 119,681 haşhaş tuhumu satılmıştır. Geçen sene İse, ayni tar$ de 69,882 kilo afyon 1,00 kilo haşbaş tohumu satılı Eu sebc mevsim iptidasi İzmirde geçen sene mah den takriben 6,000 kilo stoku vardı. Aynı rapora vaki ihracat İ temmuzdan "ij teşrin mihayetine kadar limanından dışın meml “ 29,974 kilo afyon ihraç edil* 4 e us” vekiline, Istanbul valis'ne ? mize müzabaretlerinden teşekkür etmek 4 — Filmler getirilmesi yük afişler için sıhhat V© nin yardımını rica etmek 5 — Sinemalarda gösterilmesi 6 — Konleransları çoğ” 7 — Içki felâketzedeli dispanserler açmak. 8 — Darülfünun ge tatillerde memleketlerine #4 leri zaman içki aleybin' paganda yapmalırını te” mek. 5 Son olarak ye gösterdiği faaliyetten dor şekkür edilmiş ve yeni 5 beyetinin seçilmesine g€$” Fakat vaktın geçmesi?” rey adetlerinin çokluğu” layı heyet seçilememişti! se! g” idare FİLİ