Dil Mezeleri Inkılâp yolu budur : Halka doğru gidip onu bulacağız ve Nimetullap, B. ün müdetrislerinden *tullah Bey dil anketi <p, vapları veriyor: ii rak hakkındaki SDiz ik nedir? a urultayı dilimizi içine Mcı unsurlardan, ka- urtarıp kendi öz var- Arl ap Vuşturmak, diğer tabir - ! , ndini bulmak,, için ya- a ım gelen, ve hatta bir rl akmış en büyük inkı - 21 ,viridir. Biliyoruz ki, in safhası vardır: Biri si- M içtimai. İnkılâbımı - Eng büyük Gazinin Mderliğile bittikten son- Stimağ inkılâba gelmişti.. lay seslerin birer birer N P yolundan geçmesi. li undan evvel ilk iş olarak varlığımızın menşeini, n bugüne © kadar olan ü meydana koymak.. ve iş , ODFa içtimai müessesele - lâp yolundan yürütmek ordu.. İşte içtimal sa - gene o büyük yol gösteri- &, 1 irşatları alında ilk ie yerim kurularak ) $e başladıktan sonra, vr de dil kurultayı kurula - i işe başlanmıştır. Bu i » Yani içtimai müessesele- içe yolundan geçmesi için dil gelir. Zaten içtimai ü Nelerin inkılâp Oyolundan oi milli varlığın o şimdiye "çine karıştığı yabancı un- abe kendine musallat an yat kaidelerden kurtu- i kendi öz varlığına ka - » “Öz varlığını bulması Mi, İşte bu milli o varlığın . Belmesini temin edecek diğe, çteliy, muhtelif yazıla - hasıl “lisani osmani,, den vb ne geçilmesi lâzım gel a aye yazmış i in bu kurultayın kuru- benim ötedenberi bekle- ie hamle olduğundan be- j ş özlediğim idealin şe'ni- Sörmeden doğan bir se- e bir “bayram, ol- İbi en Kurultayın kuruluşu ürkçü yahut Türkçeci a i olarak uğraşan be- i bir Türk şairi sıfatile ze uğraşan sevim - a irimiz Besim A- “e? için © bir bay - Büke, e Ondan "de Yram sevinçlerine haç alben iştirak etmiş, gön- im sürur ile dolmuştu. bi, “Abı bizim içi A Ong Zaruret midir? A a erip, > #üphe.. Hem de za- E yy Feti, Mülga sinda gelen bir â a halde içtimai mü- Böy iç biri bu milli varlı Mek halde değildir. Es- Yağ milli mü i milli müessese- z yabancı un- altında bırak - dolayı | varlığımızın Türk | onu yükselteceğiz! * * * mış, milli varlık kaybolmuştu .. .. Ne dilimiz, ne edebiyatımız ve | sair hiç birinin milli varlıkla alâ- kası yoktu., Eğer “halk tabakası,, | kendi öz varlıklarını koruyarak | kendi öz diliyle konuşmakta, an- laşmakta bulunmasaydı, o “Os- manlı tabakası,, nın eilliyetsiz şahsiyeti Türk ruhunu bozmakta devam edip duracaktı.. Zaten bir milletin dili o milletin ruhunun, öz vasıflarının aynasıdır. Halk dilinin bu ruhu nasıl ifade ettiği meydandadır.. İ Türk ruhu nasıl mütevazı, ağır başlı, ve riyadan hoşlanmaz, doğ- | ru, ciddi, samimi, sun'ilikten çe - | kinirse, Türk dili de bütün mef - humlarile bu ruhu ifadee- der... o Halbuki bunun yanında Osmanlıca ne kadar sun'i, ne ka- | dar ca'li ve ne kadar riyakârdır.. l İşte bundan dolayi şimdiye ka- dar Osmanlılığın yabancı ve ay» | kırı unsurlarına zaten hiç ısınma» mış olan Türk dilinin artık kendi öz varlığına kavuşması kadar za- ruri bir yürüyüş tasavvur edilir mi?. Ve bu inkılâp kadar zaruri bir hamle daha görülebilir mi?. Dili kendi haline, kendi 'abif tekâmülüne bırakmak — Dildeki tekâmülün nasıl bir inkılâp hamlesile en doğru bir yo- la gireceğini göstermek için vak- tile “inkılâbın felsefesi,, nde yaz- dığım şu cümleyi hatırlatırım: “.w Fakat buna mukabil halk ta- bakası o sun'i lisana karşı müte- neffir, öz varlığına yabancı olan o dili konuşmaktan çekinir, ve kendi öz dilile kendi düşünceleri- rini ifade etmiye uğraşırdı. Bu i- kilik neticesi olarak tersine tekâ- mül etmekte ol yanında asıl milli varlığı ifade &- den, onun bekâretini yaşatan bir “Türkçe,, tedavül ede gelmiştir. ,, | İşte lisani osmaninin bu tersine ©- | lan tekâmülü yerine Türkçeyi asıl en doğru tekâmül yoluna sokacak | olan hamle inkılâp hamlesidir.. Bir de şunu ilâve edeyim ki dilde inkılâp vücude getirirken “Biz halkın seviyesine ineceği- mize, halkı bizim seviyemize çı- karalım.,, gibi sözler de işin hiç İ farkma Yarılmadığını gösterir. İDil inkılâbimda — Diğer inki- lâplar da böyledir. — Biz halka ! | inecek değiliz, biz evvelâ “halkı | bulacağız,, ve sonra onu yüksel - İ teceğiz.. Evet Osmanlılığın biz- den ayırdığı halka doğru gidip evvelâ onu bulacağız ve sonra o- nu yükselteceğiz... İşte inkılâp ye- lu budur... ! Bilin millileşmesi, sadeleş- mesi aleyhinde propaganda — Evet bunları bende duy- dum.. Evvelâ çok garip buldum i ve hayret eltim.. Fakat bunda hayret edilecek bir şey yok.. Her inkılâbın aleyhtarları, mürtecile- ri olduğu gibi bunun da mürteci- leri vardır.. Ve onlar da bu yolda çalışacaklardır.. Fakat müsterih o- lalımı. Bunların zerre kadar tesi- İri olamaz.. Çünkü dil inkılâbı ka- “lisani osmani,, | VAKIT savan sanan are Bas anada erene -a m Bir cuma bir de Çıldıras — Aman yarabbi.. günkü maçı hatırlayınız, şu manzaraya bakınız.. cağım yahu.. Bu ne iş?. Bu sözleri söyliyen adam, dün: kü maçın, seyircilerinden, yanım- da oturan birisiydi.. o Söylerken mütemadiyen kıvranıyor, yerinde duramıyordu.. Fakat ne bu sözle” rinde haksız, nede hareketlerin- de yalnızdı.. Berbat dekorlu Taksim avlu * ! sunda dün yapılan maç hakika- ten cuma günkü çok ahenkli, çok cazip maçtan çok farklıydı. Evvelâ Türk takımı hayli aca- yip bir tarzda kurulmuştu. O ka- dar ki maç başlamadan bir kaç dakika evvel radyo ile ilân edilen takım bile değildi. Belki hepsi tek tek iyi ve değerli olan oyun- cular o şekilde yan yana getiril mişlerdi ki aralarmda anlaşmala- rı imkânı tabii surette azdı ve beklenemezdi. İkinci kısımda daha acayiple- şen bu takım, maça başlanırken şu tertipte sahaya çıkmıştı: Hüsamettin, Yaşar, Bürhan — Subhi, Nihat, Hüsnü, Muzaffer, Hakkı, Zeki, Fikret, Rebit.. Misafirlerimiz Misafirlerimiz cuma günkü kadrolarını muhafaza ediyorlar- dı. Maçı Rus hâkemi idare ede- cekti.. Düdüğün çalması ile be- raber ilk Rus akınının kalemize indiğini ve topun kalemize girdi- ğini gördük.. Bu sayı zamansız ve fevkalâde addedilebilirdi. Fakat bizi en çok endişeye sev- keden nokta bu değildi.. Hüsa- mettinin biran içinde hiç asabına hâkim olmadığını ve pek becerik- sizçe işe başladığını görüvermiş- tik... Ve bize asıl bu nokta, ilk ve haklı endişeyi vermiş oldu. Umumi temposuzluk Devre sonu geldiği vakit sayı vaziyeti değişmemişti.. Fakat se- İ yircilerde güzel, ahenkli, heye- | canlı bir maç görmüş değillerdi . i Bizim takım tam 45 dakika kaleden başlıyarak umumi bir temposuzluk, âmeli bir sinirlilik İ içinde bocalayıp durmuştu. Bu temposuzlukla sinirliliği derece derece artlıran muhtelif âmiller vardı. Boy Ve cüsse. fai- İ kiyetleri daha çok tebarüz eden Rus sporcuları karşısında iyi bir netice alabilmemiz fevkalâde s0- | #eskaşeanamanaamamızz anna Rae azim dar tabii ve yerinde bir inkılâp daha gösterilemez. Halk bunun nasıl kendinin varlığına doğru çok feyizli bir inkılâp olduğunu İ bu inkılâbın mahiyetindeki yük- seklikten ve ruhları hemen içine alacak kadar sıcak ve cana yakın oluşundan Ohemen sezecek gö- recek ve anlıyacak ve hemen ©- nu benimseyecektir.. Bunun için bu mürteci herzelerinin ömrü ben- ce değil günle, hattâ saatle sa- yılıdır. n SPOR tâ! 1310000089 RAN 080010800 0 40 vee ad Haberleri A Ruslar dün sıfıra karşı dört sayı ile takımımızı yendiler Dün “xaragümrux sanasında Futbolumuzun aczini, dünkü maçta, yüreğimizi şişiren bir acılıkla bir kere daha görmüş olduk .. yapılan Pera - Setönik maçından bir görünüş ğuk kanlı, fevkalâde anlaşmış ve idareli olmamıza bağlıydı. Halbuki... Ikinci devre İkinci devreye başlanırken, magafon iki taraf kaptanlarının oyunun sertliğine karşı koymak i- çin tedbirler aldıklarını, hâkemin id. pi Ky ey demek olduğunu tamamen kavra- cağmı bildirdi. Halk bunu memnuniyetle telâk ki ediyor ve Türk takımında ma- kul değişmeler bekliyordu. Vakı- a takım bir hayli değişik bir ter- tiple meydana çıktı.. Fakat maal- esef bu tertip de hiç yerinde de- gildi.. Meselâ Muzaffer sağ hafa, Cevat sol hafa alınmıştı. Sağ açı” ğa Beşiktaşlı Şeref geçirilmişti ... Bu genç topu, vurmak için sağ a yağından soluna geçirmiye mec » bur kalıyor, bittabi hiç muvaffak | olamıyordu.. Birinci devrenin ortasındanberi de oyundan çıkan Fikretin yerin- de Eşref çalışıyordu. Devre başından itibaren iki ta- kım tam on beş dakika yaman bir mücadeleye giriştiler ki aşağı yukarı maçın en iyi dakikaları da bunlardı. yıldırım gibi akan bir şütü ikin- ci Rus sayısını çıkardığı andan itibaren maç tekrar, görülmesi ar- zu edilmiyen manzaralarla dol mıya başladı.. Tempomuz büsbü- tün bozulmuş, sinirlilik ve sertleş me hali tekrar başlamıştı. Hâkem fazla yumuşak görünüyordu. Fakat halkın en çok hoşmutsuz- luğunu doğuran oyuncularımızın bazı hatalı zannettikleri hareket- lere karşı ayni tarzda hareket yo" luna kapılmaları idi. Bu hareket daha çok kendileri aleyhine neti- ce veriyor, oyun sertleşiyor, 80 ğuk kanlılığını kaybeden takım dakika geçtikçe berbatlaşıyordu . Nitekim devre, son dakikada biribiri arkasına yaptıkları iki sayıdan sonra ve $ı- fira karşı dört sayılık bir netice | ile bitti... .». Sıfıra karşı dört sayı... Belki Türk ve Rus futbolü arasındaki nispeti oldukça iyi ifade eden bir i rakamdır.. Fakat bu nispet dün- İ kü maçta tabii surette ve iyi ifa- İ de edilmiş olmadı. Bununla bera- Fakat Rus sol içinin | misafirlerimizin | ber sertleşme ve münasızl hareketlerinden, takımın * Ey&t rulmamış.olmasmdan & zar, dünkü maç:'kadar, kafa, ve vücut faikiyeti Karşamde iğ tüğümüz aciz halini göste 3 bir maç ender bulunabilirdi.. Eğer kısa bir zamanda vücudu yerinde, sporun ve futbolün ne mış, evvelâ atletizm, sonra fut- ! bola başlamış yeni futbolcüler bu- lamaz ve yetiştiremezsek vah futbolümüzün haline.. A. Sım Selânik muhteliti Perayı yendi Dün Karagümrük sahasında da Selânik muhteliti Pera ile karşı- laşmış ve çok faik bir oyundan sonra Perayı bire karşı üç sayı i- le yenmiştir.. Selânik muhteliti 3 sayısını birinci devrede yapmış, Pera da son devrede biraz kendi- ni toplıyarak üçe karşı bir sayı i- le mukabele edebilmiştir. Maç büyük bir kalabalık tara“ fından heyecanla seyredilmiştir « “ Istanbulspor » takımı şehrimizde İstanbul Halkevi spor (şubesi riyasetinden : Şehrimize Türkiye futbol birinciliğini kazandıran İstanbul spor birinci futbul takı- mı 24 — 10 — 932 pazartesi gü- nü tam saat İ4lte Adnan vapuru ile Galata rıhteumına © gelecekler- dir. Şehrimize en yüksek şerefi ka- | zandıran kıymetli klüp arkadaş- larimızı karşılamak üzere Evimi- ze mensup bütün sporcular mez- kür gün ve saatte Galata rıhtı- mında bulunmalarını ehemmiyet- le rica ederiz. İstanbul” mıntakası viyasetin- den: Türkiye futbol şampiyonu İstanbul spor takımı pazartesi gü nü saat on dörtte Adnan vapuru i le İstanbula gelecektir. İstanbula ilk defa olarak bu şerefi kazan- dıran arkadaşlarımızın lâyık ol» dukları şekilde karşılanması va- zifemizdir.. Bütün sporcu arka- daşların meskü gün ve saatte Ga- lata rıhtımında hazır bulunmalas rı ehemmiyetle rica olunur ,