di ve İba Riza Efendinin Er “b —ı Pap r habaset ortaklığı yapmca vit di, ye damı köşke aldı, sakla- : berce evvelâ sizi öldür- ğı beraberce yaptılar, Bel- Paraları Ferit aşırdı. Bahçede- l aşına verdi, kaçırttı , ... de a bahçenin duvarı dibin- “şarak bisiklete atlıyan bu Ç dn Feridin şeriki cürmüdür. gin bunları kurduktan, yap- v sonra sizin sadık uşağınız a yanınızdan çıkacaktı. N hemen savuşsa nazarı dik- ye eder, şüpheyi davet €- Ki ö Amma bir müddet bek- h aksat şüphelerin Kadri a- ailesi üzerinde iyice yerleş- idi. * »* arkadaşının fikrine 4 ap, vile iştirak ediyor, Adil Bey e oli ai düs nlei$ bre #İ) leri | peki Tİ vd ol A, fikirde bulunuyor, Ahsen heyy pek az tereddütle bü şüp- uy bulunuyordu. Ni Efendi her i şüphele- ii eüerisaser s0 000889EAnE8AKEA0EEAEUEEEUEUESAPEENUABANEEEAAŞ BENSE SEEAA BEREN EEEEEEEEEENEEEENESAONEENA Sean TE MEMLEKET HABERLERİ rekoltesini tamamlamak için Adana pamuklarını İzmire sokmalı mı, Izmir Hastalıklı hi (Hususi) — İzmir fab ai İktisat Vekâletine mü: N ederek, İzmir immtakası- < seneki pamuk rekoltesinin senelere nispetle noksan N Bunu bir raporla bildirmişler rekoltenin Haa raporda da olmasına rağmen fabri - ri. Raya dey akil genişlettiklerini b yle rai, İş v€ kar yi ik gel e ef ar ; emir işlerdir. fabrikacıları raporların sa Adanadan (İzmire sokulmasınm serbest br pasını istemektedirler, dana Pamuklarında, İzmir ik- l A, 4, mintakasındaki bapuklar- ağ ülmiyen bir nevi hastalık e bu hastalığın adıma i kurt) denmektedir. ANA pamuklarınm İzmir ina sokulmaması da bu İzmir pamuklarma da Pie F, ini temin içindi. abrikaç, İran aku xi yp rs Ni a yk, İng ların talebi bildirile- NN iuklarının İzmi i mirc sokulma- ha ae rin öte taraftan, wn İzmir mın. hakkında- | p taraftarları da rağ bu talebini şiddet- Ii a mektedirle, i Saye lerinden İzmir ti gelen bir mektup - Ba lan pamuk re - kip, ene İzmir sanayii alay, ayet edip etmiyece- evvelâ Erenköy postahanesinden tahkikat yaptı, Absen Bey köşkünde Ferit adresine I —Şubirikigün içinde Ma nisadan Ahsen Bey köşkünde Fe- İ rit adresine bir taahhütlü mektup i geldi mi?. i Telgrafhaneden aldığı cevap şu oldu: — Evet, iki gün evvel taahhüt- | lü bir mektup verdik.. Ferit adre- sine. Henüz makbuzu da duru - yor. Fakat Manisadan değil, Ban- | dırmadan,. Bu malâmat Mehmet Ali Efen- diyi de Rıza Efendi kadar sevin- dirdi. O gün iki dosta Feridin ilk tah- Rıza yalanını, ilk düzenini nasıl kik ettiklerini söylediler.. Efendi dedi ki: — Bu hilekâr herifin size Bahdir- ma yerine Manisa demesine s8 bep her hangi bir ihtimale karşı birini buldurmak, daha uzak bir memlekette imiş gibi göstermek tahkikatı işkâl etmektir.. Nitekim eğer ben onun Bandırmada ol duğunu öğrenmeseydim Manisa - pamu sokmamalı mı? enköy postanesinden yaptığı t ilk adımda Ferid'in yalanını ortaya çıkardı... I ri biraz daha takviye için gitti, | ye gidesek, bulamıyacaktım.. Ar- ahkikat tık işin yoksa Anadoluyu ara dur. — Şimdi Bandırmaya gidecek misiniz?. — Elbet, ilk işimiz Bandırma» ya, orada bulamazsak Bursaya, arada da bulamazsak Yenişehre kadar gitmektir.. — Bandırmadan sonra neden ötelere gidiyorsunuz?. Rıza Efendi güldü ve dedi ki: — Biraz hafızanızı yoklayınız. yahut daha iyisi size bundan bir kaç gün evvel gelen mektupları karıştıralım.. O mektuplar ki ha- ni Kadri ağanın hırsız ve katil ol- duğu iddiasına varıyor ve ayni ya- zılarla size gönderilmiş bulunu- yordu .. O mektupların bizi al- datmak için size yazıldığını size diğerlerinin Bursa Yenişehrinden geldiğini unuttunuz mu?. “Bu mektupları gönderen & dambu işi dostluk için, batır için, hayırma mı yapmıştır, yoksa o - hun bir şeriki cürüm olması ibti- mali, daha mı çoktur?. Elbet, şeriki cürüm olacaktır, Feride gelen mektup da Bandırmadan geliyor, yani o civardan.. (Devam: var) İzmir pamuk fabrikalarından bir köre #Köza-yığını Ticaret odası, bir kaç günden- beri bu işle meşgul olmıya başla- mıştır. Şimdiye kadar yapılan tetkikate göre, bu sene, İzmir mın takasının pamuk rekoltesi geçen seneden noksan olarak (15000) balya tahmin edilmektedir. İzmir sanayiinin geçen sene pamuğa olan ihtiyacı 25000 bal yâ idi. Bu tetkikatten anlaşıldığı veç- hile bu sene İzmir mıntakasının pamuk rekoltesi ihtiyacı karşıla- mıyacaktır. Binaenaleyh Adana pamuklarının İzmire sokulması bu noktadan zaruri görülmekte dir. Alâkadarların verdiği malâma- ta göre, Adana pamuklarının İz- mire ithali için, Adanada bir pa | muk istasyonunun vücude geti- rilmesi ve bu suretle pamukların tasfiye edildikten sonra İzmire sevki hakkındaki cereyan kuvyet- lenmektedir. Ticaret odası, Iktısat Vekâle- #inin bu husustaki suallerine ce- vap teşkil eden raporları Anka raya göndermiştir. İzmir fabrikacıları Ticaret o | dasının raporundan sonra müra- caatlarının alacağı neticeye in tizar etmektedirler. Haber alın - dığrıma göre İzmir fabrikacıla- | rı aralarında bir heyet seçerek bu | hususta vekâletle yakından temas | etmek üzere Ankaraya göndere- | cektir. N.A. İ lak duvarlı dehlizin serin gölge- Sayıfa 5 Sfenks Konuştu! Maurice de — Birer de Rolles otosu ve bu meyanda, birer yat, değil mi?. .. Alayı bırakalım, Robertse gelin- | ce, bahsederim ki bu kadına tulmuştur. O da onu atlatınca bi- zim dandi Hindistana gönlü | mâtem içinde, döndü.. Hülyaları iflâs edince Hayber geçiti taraf- larmda hava teptilini kurmuş ola- cak... — Hava teptili mi! Haydi ca- nım... Gül ve elma ağaçları he- veslileri oralarda aradıklarını bu İamazlar.. — Robertse oruç kadınsa, ben onu bilirim.. fine dokunulmuş sayar. — Saçma şey!.. Size yemin € | derim ki güzel Dolores Delriyo veya enfes Clara Bow benden | hoşlanmadılar diye Kâşmir yolle- rında taş kırmıya gitmem.. oRo-| bertsin damarlarında lâtin kanı | olmalı.. Böyle his oyunlarına çok | ehemmiyet veriyor.. Binbaşı Punne'in bu itirazı hoşlarına gitti, Arkadaşları onu alaya aldılar. — Vay binbaşı... Şimdiden yor gun bir koca gibi söylüyorsunuz.. — Yorgunum ya.. On beş sene sadık evlilik.. Amma karım bu- na mükâfat olarak bana Hindis- tan yıldız nişanmı vermedi. Sa- dece M. P. rütbesini verdi. —M.P. dene demek?. — Masraf puslaları yüksek rüt- besi demek!.. Tekrar ediyorum, | Beonchamp'ın hikâyesi doğru ise eğer Roberts aşk yüzünden o ce- henneme gidiyorsa delirmiş de- mektir. — Sevilen kadmdan yüz bul mamak ne demektir, bilmezsiniz. — Hayır... Yirmi beş yaşımda | iken, Londrada üçüncü sınıf bir şantoza tutuldum... O beni sev- medi diye dünyadan vaz geçme- | dim, allaha şükür! — Ey ne yaptımız?. — Gidip rakip bir tiyatroda | çalışan küçük kız kardeşile ev- lenmek istedim.. Öteki onu kıs. | kandı, hemen beni sevmiye ha- zır olduğunu söyledi.. İ — Ey sonra?. — Sonrası, ikisinden de vaz geçtim, — İskoçyada balık avına çıktım.. — Roberts de öyle yapsın .. Za- ten, oğlum olursa, yirmi yaşına basınca ona şu nasihati verece - ğim: “Rüyana giren kadınla yata» | mazsan balık avma çık f,, —N.— Kohut karargâhı öğleden sonra, sıcaktan bunalmış, uyuyor.. An garyaya çıkarılmış bir kaç Pat- baulu nefer bir arabaya erzak yükliyorlar. Erkâni harbiye büroları önün- de bir növbetçi var.. Beyaz toz- lu büber ağaçları arasında,. İngi- liz banderasının kıvrımlarını dal- | galandıracak bir meltem esmiyor. Kozgunların bile sesi çılmıyor.. | Tefne ağaçlarında daldan dala dolaşan sencap yavruları yok .... Askeri karargâhın yolları bom - boş.. Güneş amansız, yakıyor . ... İ Ansızm, sessiz bir bina önünde | duran askeri otomobilden bir za- | bit indi.. Müstemleke başlığı; haki ke- ten kilöt, seferber kıyafeti. Çıp- tu” tutturan bir Sere- , sine girip, vaziyet alan yerli bir Cobra 'nın | hazin!.. Dört sedir Kobotla 3 — Zara keşif kıt'ası kuman- danı burada mı?. Son Romanı: — yüzbaşım.. Lâkin yüzbaşı burada... Soldan ikinci kapı. — Teşekkür ederim, İçeri giren zabit, ayağa kalkan arkadaşıma: 44 üncü keşif taburundan yüzbaşı Edvard Roberts... Diye kendini takdim ediyor. Öteki gülümsiyor: Hayır, — Tanıştığımıza memnunum .. —- Peshaver Baş korülüğiinlen Zara keşif kıt'asına tayinim emri- ni aldınız mı?, — Evet.. Her şey tamam.. Hat- tâ şimdiden hudut kıtaatı umum müfettişi bana tayininizi tebliğ etti... — Beni nereye gönderiyorlar? — Tundi Kamaya.. 4 numaralı istihkâm emrinize verilmiştir , ... Komşular tarafından rahatsız e- dilmek istemiyenler için hoş bir yer.. — 4 numaralı istihkâm Ozid vadisinin sonunda değil mi?. — Evet... Bera Kustha ileri karakolundan iki günlük yolda .. Puetta mevkiine geçen Gardo- nun yerini alacaksmız.. Maiyeti - nizde üç yerli zabit bulunacak, amma şimdilik vekil mülâziminiz yok, sonradan verilecek.. Naip tahsildarmızla (1) yalnızsınız . « Sohbethan isminde pek emin ve Gordonün tecrübe ettiği bir ajan- dır. Ona güvenebilirsiniz. Bir sı- gara?., — Teşekkür ederim.. — Yanınızda kitaplar vâr, w marım.. Çünkü vakit geçirmek is gin sıkılacaksınız.. Orada bekle- mek Savoy otelinde çay saatini beklemiye benzemez!.. — Her halde, okuyacak bir şe- yiniz kalmazsa bana telsizle ha- ber verin, gelecek erzak kolu ile size klüp kitaphanesinden roman lar gönderirim.. — Lütüfkârsmız.. — Oraları bilirim, azizim.. Gü- zel, muhteşem amma, hazin mi Ko- ram arasında dolaşıyordüm.. Ye- min ederim ki buna meslek” aşkı ister. Ben arkadaşlara yaldızlı hap yultturmam. İzinden geldiği- niz için size daha güç gelecek... Altı ayı İngilterede ( geçirdikten sonra, bu çekilir şey değil! Amma alışırsınız, göreceksiniz ya.. — Kabileler rahat duruyor lar mı ?. — E|. Şimdilik.. Zaten yerli- İ ler ayaklandı mr eğlence çıktı de- #mektir. Beş altı ay evvel, Gordon bu efendiler arasında güzel bir hakemlik etti.. Bir firgah (2) es- nasında $ol kulağını sıyıran bir kurşunla biten iki haftalık mü- zakere, münakaşa.. Bunun üzeri- ne, usulcacık, kimseye haber ver- meden, güzel birtedip seferine çıkıp yerlileri uslandırdı.. Netice: Makamlardan bir tevbihname , ayni zamanda müfettişi umumi « nin Miletary Gross nişanı veril- mesi teklifi.. Böylece hasıl oldu!.. — Beni asıl alâkadar eden pos- ta.. Orada mektup ne vakitler as hınır?, müvazene — On beş günde bir, sevkiyat kolu ile.. (Devamı var) (0) Bölük "kumandamına mülhak yerli siyasi ajan. küçük zabite soruyor; (2) Asilerin hakem kurultayı.