e ee eşime Sahte yaverin müdafaası VAKTT Bu sahtkârlığı bir çocuk saffetile yapmış, maksadı bundan ibaret.. “Yakında masum olduğum tahakkuk edecektir.Onlar hepsi bana iftira ettiler , O askerlik oyununa heves etmişti. Kendisine yaver süsü vererek bazı kimseleri aldatmaktan, do « landırmaktan suçlu Hüseyin Fik- ri efendinin muhakemesine dün öğleden sonra İstanbul ağır ceza mahkemesinde devam olunmuş - tur. Geçen muhakemede, müdde - iumumi Cemil Bey O mütaleasmı bildirmiş, ceza istemiş, muhake - me müdafaa için düne kalmıştı. Fakat, celse açılınca, İsa efendi | isminde birisinin mahkemeye bir istida göndererek, Hüseyin Fikri efendinin kendisini de aldattığı yolunda bir iddia ileri (sürdüğü anlaşıldı. Ayni zamanda ( geçen celsede dinlenilen Hüseyin kap - tanım, suçlu tarafından dolandı - rıldığı, bin liraya yakın parası a» lındığı şeklindeki iddiası da ko - nuşuldu. Mahkeme heyeti, müza - kereye çekildi. Müdafasya hazır Salona dönüşte, reis Aziz bey, suçluya sordu: — Müdafaaya hazır mısın? — Evet, Müdafaamı yazdım. Yazılı olarak veriyorum. Ancak, ayrıca ağızdan da söylemek arzu ediyorum! — Yazdığı kâğıtları mahkeme ye veten Hüseyin Fikri efendi, ceketinin düğmesini ilikledi, ha « fifçe,öksürdü: O sizesverdiğim müdafaa - namenin suretini okuyacağım, de- di. bu elimdeki kâğıtlarda notla- rım var. Bu, müsvedde! Suçlu, okumıya başladı. Bazan sesi titrek bir ifade alıyor, küçük | hadiselerin büyütüldüğünden, ba | zı kimseler tarafından kendisine muhayyel hadiseler isnat olundu- ğundan, sadece alelâde ihbarlar karşısında bulunulduğundan bah- sediyor, bunları âdil mahkeme - nin elbette düşüneceğini gşöylü - yordu. — Bugün ve şu dakikada te - <elli eden vaziyete göre nihayet pek., Suçlu, birdenbire yerine otur- du. Ağlamıya başladı. Kolu ile mı silerek, bir müddet . Nihayet, (gene ayağa tı ve cümlesini tekrarlıyarak | tamamladı: — Yakında masum tahakkuk edecektir. Yaver kordanu taktım Sonra, “Oldukça ehemmiyetli ve ağır olan,, kaydile iddia esas- larını gözden geçirdi. Şunları söy- ledi: — Evet, yüzbaşı elbisesi giy - dim, yaver kordonu taktım. Bun - ları inkâr etmiyorum. Ben, güne- şi balçıkla sıvayacak, körler fel - sefesi takip edecek adam deği - lim, Peki, bunu niçin yaptım? Ni- çin yüzbaşı elbisesi giydim, yaver kordonu taktım? Sebebini anla - tacağım. Sebebi, işte şudur: Ben, Gazinin cihanşümul şan ve şerefi- ne âşıkım. Onun yaveri sıfatını, velev ki, resmi ve hakiki olma - dan, hususi, şahsi olarak bir gün taşımak istedim. Onun için yaver kıyafetine girdim. Reis bey hazretleri, insanlar olduğum | küçükken en çok ne oyununa he- ves ederler? Tasdik buyurursu - nuz ki, askerlik oyununa. İşte ben de yaverlik oyunu oynamak istedim. Sırf heves saikasile, bel - ki çocukça, fakat tamamile masu- mane bir hareket! Suçlu, bundan sonra sahte hü- viyet cüzdanı, terlikçi Aptullah e- fendiyi dolandırmak işlerine dair söz söyledi. Şöyle dedi: — Cüzdanda kanuni manasi - le imza ve mühür taklidi yapıl - mamıştır. Terlikçi Aptullah efen- diye gelince, güya onu Çırpıcı ça- yırında bir gezinti tertibine icbar etmişim. 600 kişiden beşer, onar kuruş toplıyarak, 60 lira sarfile Çırpıcıda eğlenti tertip etmiş. Bu da doğru değildir. Bilâkis, çayır- da onu bazı şahıslar takip ediyor- lardı. Bana iltica etti. Ben de hi- maye ettim, muhakkak bir felâ- ketten kurtardım. Bunu şahitler - le ispat edebilirim. Reis Aziz bey, sordu: — Şahitler mi? Kimler? — Beraber gittiğimiz hanım » lar. Halime hanım., sonra,. “Sey- risefain,, den biri vardı. Adı ne idi? Suçlu, döndü, solunda oturan Tarçın hanıma: — Söylesene, dedi. Sen bilir- sin! l Ni Onun Kartalda oturduğu evin sahibi olan ve sahte yaverliğini Ei SERERE Şeytana tapan BERKEY AI (Baş tarafı 1 inci sayfada) rinden dolayı (Ş) barfile başla” yan hiç bir kelimeyi teleffüz etmezler. Ve şeytanı melek ta- vus diye anarlar, onu fenalığın değil iyiliğin menbaı tanırlar. Yezidilere göre şeytana yedi melek içinde allahın kendi elile yarattığı yegâne melektir. Diğer melekler, güneş, ay, yıldızlar, su- ve sairedir. Şeytan bir aralık al- laba isyan ettiği için cennetten atılmış, fakat sonradan tevbe etmiş ve tevbesi kabul olunmuş, onun içindir ki yer yüzünü 10,000 sene müddetle şeytana vermişlir. Bu müddetin henüz 6000 senesi geçti, Yezidiler her sene Musuldan mil mesafede olan Güneş mabedinde beyaz bir öküz ke- serler. Pu âdetin onlara eski Mecusilikten geçtiği anlaşılıyor. Yezidilerin mabudü de, tunç- tan yapılma bir tayustur. Fakat Yezidiler arasında birlik yoktur. Aralarındaki ihtilâfın başlıca se- | beplerinden biri mabetlere tahsis olunan parama sarfı meselesidir. Bu parayı sarf için bir ruhani meclis intibabı düşünülmüş ise de henüz bu iş başarılmamıştır. Umumi harpten evvel dünya- daki Yezidilerin adedi sayılmış ve bunların 150,000 e vardıkları tahmin olunmuştu, Halep civa- rında ve Tiflisteki Yezidiler de bu sayıya dahildir. Fakat bugün Yezidilerin 40,000 den fazla ol- madıkları söyleniyor. Eu suretle bu tuhaf mezhep sahiplerinin günden güne azaldıkları ve müzmahil olmak üzre oldukları anlaşılıyor. Taymis bu mezhebin menşeini, mezhep sabiplerinin ır- ki ve dni anlaşılmadan mahvol- malarının doğru olmıyacağını ile- ri sürerek alimlerin bunlara e- hemmiyet vermesini tavsiye edi- yor. bildiği noktasından muhakeme e- dilen Tarçın hanım şu ismi söyle- di: — Mahmut bey! | — Evet, Mahmut bey, birde | jandarmalar var. İsimlerini öğre- İ neyim mi, reis beyefendi hazret- leri? — Müdafaan bitti mi? — Hayır. Suçlu, Hüseyin kaptandan bin liraya yakın para aldığı doğru ol- madığımı, Üsküdar müddeiumu - İ miliğine müracaatı sırasında ya - ver elbisesi giyinmiş olmakla be- raber, Naşit bey olduğunu iddia etmediğini kaydederek, müdafa - asını şöyle bitirdi: — Bütün iddialar, fırsat düş « künlerinin kavli mücerretlerin - den ibarettir. Şu, bu bana iftira ediyorlar, Hepsi de, bir kadeh su- yun içinde Karadeniz icadı kabi - linden, hayalperestanedir. Ada - leti ilâhiyeye çok yakın olan âdil mahkemenizden âdilâne karar ni yaz ve istirham ederim! Reis, biraz sonra İsa imzalı is- tidanm, icabı yapılmak üzere, müddeiumumiliğe © verilmesine, Hüseyin kaptanla onun işine ait şahitlerin ve suçlunun gösterece - ği müdafaa şabitlerinin mahke - meye çağrılmalarma, bu suretle asmin. getiisleti i ka tar verildiğini bi ei Gilüke - me, başka güne bırakıldı. İsmet Pş. geldi MEDA Hasan Riza, polis müdürü Feh- mi Beyler, darülfünun müderris- leri, doktor Neşet Ömer ve li- man şirketi müdürü Hamdi Bey- ler ve daha bir çok Zatlar tara- fından karşılanmışlardır. Başvekil paşa ile birlikte, se- yahatte refakatlerinde bulunan sıhhat ve içtimai muavenet ve- kili doktor Refik bey, umum jandarma kumandanı Kâzım pa- şa, başvekâ'et kususi kalem mü- | dürü Vedit beylerle ve Ankara- dan gelerek Eskişehirde kendi- lerine mülâki olan Dabiliye ve- kili Şükrü Kaya, Siirt mebusu Mâbmut, başvekâlet müsteşarı Kemal beyler de dün şebrimize gelmişlerdir. Eskişehire kadar gelen Maliye vekili Mustafa Ab- dülbalik bey oradan Ankaraya dönmüştür. Başvekil Hz. Haydarpaşadan yanlarında Sıhhiye vekili doktor Refik ve müderris doktor Neşet Omer bey olduğu halde bir mo- törle doğruca Heybeliadaya git- miştir. yı» * Başvekilimizin Istanbula gelişi tamamile hususi mahiyettedir, biraz rahatsız olan büyük oğlu ömer beyi görmiye gelmişlerdir. Memuwuniyetle öğrendiğimize gö- re esasen ömer beyin rabatsız- lığı bafif geçmektedir. Anadolu vilâyetlerinde yaptık- ları seyahatten çok memnun gö- rünen İsmet paşa Hz. nin Istan- bulda üç, dört gün kaldıktan sonra doktor Refik ve Şükrü Kaya beylerle birlikte Ankaraya dönecekleri tahmin olunmaktadır. rr Yeni Filimleği Majik ii Sinemasında 212 Tesrinieyvel ARIANE Gabi Morlay — Victor Francen Önlimtizdeki Perşembe gününden ilibaren MAJİK sinemasmen gösteri olan ARİANE filminden bir sahne. Günün birinde meraklının biri asırlar imlidadınca aşk tabyala- rını tavsife kalkışan koca bir kütüphane meydana getirdi: Don Juandan Kazanovaya, Sa- fodan Kleopatraya, Büyük Ka- terinaya kadar yegâne zaferi: başbaşa saadet için pa- yansız şekillere giren bütün bir bile ve desise silsilesi... Bunun hiç arkası gelmiyecektir. Her | devir, her nesil a yenileyor ve ananeyi devam ettiriyorlar. Ta- ribi mubaripler, koşucular gibi beşeriyete hakim gençlik ilâhe- sinin meşalesini elden ele geçis riyorlar. Ariane bir tek aşk, Kostantin yalnız zevk peşinde... Genç kız gönlünü veriyor, Erkek keyfine bakıyor. O aşki seviyor, öteki aşktan kaçıyor. Erkek çok fazla görmüş geçirmiş. Güllerin dikenlerindeki (o zihiri | biliyor. Genç kız ona karşı narin bir zambak gibi eğiliyor. Zambak bu ezeli aşk çiçeği: ber şey onları ayırıyor. (Birbirlerinden kaçmalıdırlar... Fakat aynlamı- yorlar. Pek tatlı ve kuvvetli bir şey onların havasında esiyor. Iki tabya karşı karşıya... Bir zafer ve bir mağlübiyet olacak.. Ka- der bu neticeyi gelecek hafta Majik sinemasında göreceks'niz. Bakınız Ariane hakkında : Pa- ris - Midi Gazetesinde meşbur Fransız muharriri Pierre Volf ne yazıyor: Lâtif bir aşk sayıfas! Sinemada bir hikâye görmek istiyenler hiç uğramasınlar. Bu- rada ne dansing var; ne de asri suareler, yalnız canlı iki şahsiyet. Burada lüzumsuz teferruat, sami- ayı zedeliyen bir ses yok: Ariane ince hisliler tarafından beğenile- cektir. Ve böyle kimseler de çoktur. Eser Claude Anet'nin çok lâtif eseri M. Andre Lang'ın İ iştirakile Pau! Geimer tarafından muvaffakiyetle vaz'ı sabne edil- mişlir. Mükâleme mükemmel ve ke- limeler yerindedir. Bir dram mü- ellifi kudretini tam yerinde gös- termiştir. Natan biraderleri, bu husustaki teşebbüslerinden ve insan | LR bize böyle kıymetli bir cuda gotirdiklerinden do rik etmeliyiz. Dımağ ve nesükün ruhu tahlil €€ eser yekdiğerini çılgınca! ven ve yekdiğerinin 199 derinliklerine bakan ve 9 beraber anlaşamıyarak iztif ken iki şahıs. Pöyle bir cuda getirmek için seçileB sen bir makine önünde virdilelanimi snetmmelarlı1i Onların fevkalâde #w yetlerini hemen takdirle yoruz. Onlar bir göz meden için için iztirap Fakat yüzlerinde bu ba züküyor. Gaby'Morlayoın. besi : İki derin ve mahzun göz. Tebessüm eden ki ağız: O yalnız başlı b hassasiyettir. e Victor | Aşık ruhunu cidden te bilen yegâne artistimizöii ederim: O bir kadımi arasına almağı biliyor ittiği zaman kadın. kalbi yakını:da bulunuyor. # Victor Fransen ve Gabj bize bir aşk dersi ver lar. Mevzu sade olmasın*” bu şahsiyetler elinde bir şekil almıştır. Sevişen fakat yekdiğ* vazaalı bir tavır alan yet karşısındayız. Vietof (Don Juan) ı ve (Gabf müstaki! serbest bir lünü temsil ediyor. (benim sekiz aşıkım bağınrken yalan söYÜ dolayı utanmış gibi bir * Ve Don Juan bu i Dudaklarında beliren ile kıza bakıyor. Faks un kendisine kalbi ilk buses'ni ve bekâr€” olduğunu fark edem? sinemasında heyeca” ettim. Emsalsz bir mıştım. Ah. Hakikat: | Hakikat. bulunmaya”. ye de kiymet yoktur. iy sine derin düşündü şirden ve aşktan Y* İ bir sahifadır. vel Gaby Norlay v€ sen tarafından tem tist. Gaby Morlay ve Victof! i p