un söy lenmiş olan nutuklar Kurultay bir kuvvet olarak doğuyor. Dilimizin feyizli topra- ında büyüyecek ve şeref başaklarının hasadına başlıyacak C6 ıncı sayıfaddn dsvam ) | Bamak derecesinde bir milliyet duygusu besliyebilmeli idiler! Kâzım Paşa Hazretle- rinin nutku “Beni kurultaya reis seçtiğini- te teşekkür ederim. Kıymetli ve kabiliyeti pek büyük olan hakiki Türk dilini tetkik etmek ve onu lâyık olduğu mevkie yükselmek *n ehemmiyetli ve milli vazife - mizdir. Memleketin omünevverle *i bu vazifelerini yapmak maksa- dile burada toplanmış bulunuyor- lar. Kurultayda cereyan edecek Müzakere ve serbest münakaşa - lardan çok faydalı neticeler elde *dileceğine şüphe yoktur. Bu su - tetle zengin dilimizin kendi hu - *usiyetleri içinde inkişafıma yarı » Yan yeni iyiliklerden ( birisidir. Yüksek kurultaya sonsuz saygı- larımı tekrar ederek intihabınıza teşekkür eder ve bana tevdi bu - Yurduğunuz vazifeyi iftiharla ifa Ya başlarım.,, Maarif Vekilimizin nutku “ Türkiye cümhuriyetinin şan- u reisi, Türk irfan âleminin dâhi buğu Gazi Mustafa Kemal Hazretlerini, Türk dili Kurultayı- in mümtaz ve muhterem azaları- Nt derin saygılarla selâmlarım. (Alkışlar). İİ 1919 mayısının 19 undan, ya- Reisin Samsuna çıkışından be- i milli istiklâl savaşı içindeyiz. Askeri, siyasi, adli, hukuki, mali iktisadi, hatta karantine idareleri “olayısile sıhhi sahalarda savaşı- Muz tam, mutlak kali ve ebedi luşa vardı. Son dört yıldır, 9 ağustos 1928 yburnu hitabesi ile, milli kül ün ana ve temel unsurları üze- inde inkılâp ve ıslahat pençeleş- Mesi başlamış bulunuyor. Lâtin Harflerinin alınışı bu sahadaki za İtrlerden birincisi oldu. e Büyük I reisin himayesinden şeref ve mü- i temadi irşatlarından ışık alan ta- | rih mesaisi milli tarihin kalbini i kanatan iftira ve husumet diken- İ lerini temizledi. Şimdi ruhumu - zun kubbesinde onun yeniden şınlıyan sesi bize diyor ki: “Millete verdiğimiz söz daha yerine gelmedi, millet huzurunda içtiğimiz ant daha tamam olma - dı. Milli kültür toprağı Ooyabancı çizme altından henüz kurtulma dr. Türk dili kendi asil benliğini bulmadı. Onu sevgi ile ve şefkat- le kucaklıyan, onu yeniden ana sütü ile emzirerek taze, coşkun ve ölümsüz hayata eriştirin.,, Birinci Türk Dili kurultayı ça- ğıran ve vazife gösteren bu hita- i bın millet göğsünden aksetmis ce İ vabıdır. Bu Türkçemizdir ? “Bizlerin, yani dünkü ve bugün | kü şartlar içinde okumuş yazmış- ların konuştuğumuz ve bilhassa yazdığımız dile Türk dili demek- | te hakiki tereddüdüm vardır. 17 milyon Anadolu Türkü içinde an- İ cak yüzde ona varabilecek bir zümrenin anlıyabildiği dile Türk- | çe denemez. Selçuklardan beri se kiz asır süren şaşkın bir inat ile, şuursuz ve kozmopolit bir delâ - letle türkçe, bizzat Türkler tara - fından ölüm çukuruna sürüklen - di. Çok defa hiçbir mecburiyet ol i maksızın kapitülâsyon bağışlıyan | Osmanlı, diplomatları, gibi, Os - | manlı müellifleri, şairleri, ediple- İri, âlimleri de yabancı istilâsına karşı Türk dilinin kapısını ardı - na kadar açtılar böylece dilimiz türkçe olmaktan çıktı. İçinde pek az türkçe kelimelerle bazı türk « çe kaideler bulunan bir Osmanlı: ca, bir yeni dil oldu. İnkılâp ida- resinin Osmanlı idaresinden tes - lim aldığı ümmiler e yekünunun korkunç fazlalığına O sebepler a- ranırken, Osmanlıca (dediğimiz ve bu gün hâlâ devlet idaresinde Büyük Dil Kurultayı Açılırken Izmir ne düşünüyor ? Hoş geldiniz. Hepinize kutlu olsun Kurultay, Bü toplnnış pek değerli, 'Tarih alır bu günü Altın yasılarin yazar, kalır ba günkü ünü Bulundukça kökte yıldız ve kökte durduk - ça ay. Dilimizi kurtarmak istiyoruz, Yahut ona, biz varmak istiyoruz. O ölmemiş, diri, sağlam yaşıyor ve bağrımda ne varlıklar taşıyor. İşlenecek unutulan türk dili: Anlıyacak (Buğaziçi), “Edil. Yüzlerle yıl “Kaba, diye yerilen, Yat dillere yüksek yerler verilen, Çirkin çağdan biz artk, Kurtulduk, sanıyorum. Saygılaria burada (Gazi) Şi anıyorum: Olmasa idi o eğer, Evet, o ulu Kişi Hungi baba yiğit Başuracak bu igi?. Gözlin aydm, ey büyük Türk Tabım Dilin artde bilki buldu, kabanı. ÖMER CAVKAYTAR Çeğ: Murada devir manasınadır. Tabın: Yek, yg ayy ve fikir cereyanlarında sayısı az Türklerin anlaşma vasıtası ol « makta devam eden bu yeni ve ya bancı dili Türk milletinin benim- semekten istinkâf etmiş olmasını dahi gözde tutmak pek yanlış sa- yılmaz. Son astın muhtelif zaman larında yapılmış süreksiz ve ya mahdut tesirli tecrübelerden son- ra, son 22 yıllık Türkçülük cere » yanının gittikçe artan ve genişli- İ yen saflaştırma gayretine rağmen bu dil hâlâ Türkçeleşmedi. Millet hâlâ yüzde yetmişini anlamadığı bir dille hitap ediyoruz. Boyun - duruğu ka olarak kullanmak İtecrübesi sekiz asır sürdü. Ka- İ sırga hoyratlığı ile giren yaban ' kaide ve kelimelerin ezici yükü altında dilimizin ruhu felce uğra- dı ve hayatı cendere içinde kaldı. Uzak ve derin mazilerden beri ilim ve san'atın cömert kayank ve zengin ifade vasıtası olan Türk dili muammalarla' dolu divanlara, en çetrefil tabirler, terkipler ve ıstılahlar sergisi kitaplara ölme - den gömüldü. Dilimize gene kendimiz tara - frmdan sokulmuş olduğunu söyle - diğimiz arap ve Fars kelime veya kaidelerinden. şikâyetimiz arap ve Fars milletlerine veya dilleri » ne karşı sevgi ve saygımızın ek - sikliği şeklinde tefsir edilemez. Her hangi milletin asil ruhlu ha» | kiki milliyetperverleri, bizim gay- retlerimizin başkaları için müte - arriz olmıyan, ancak Türk mille - tine ilmi irfanı anlıyabileceği bir dille sunmaktan ibaret manasını kolaylıkla sezerler ve takdir eder ler. Son asırlar medeniyetinin hay- ret verici bir yürüyüşle ileri gide- bilmesi okuma ve öğrenmenin u - mumi ve demokratik bir müesse- se haline gelmiş (olmamasından dır. Bugün ilimle fenle eski devir- ma münhasır kalmıyorsa bunun en başla gelen sebebi her yeni bil- ginin yayılmasındaki ve öğrenil - mesindeki (kolaylıktır. | Bunun vasıtası yalnız mektepleri arttır - mak, yalnız halkı okutmak değil ondan daha evvel halka kendi di- Ni ile öğretmeyi temin etmektir. Osmanlıca ile ilişiğimizi bir an ev Vel kesmek, milli kültür istikbali için kat'i bir zarurettir. 100 bin kelim& Anadoluda halk konuşma di - linde yaşadığını mütehassıslların temin ettikleri 80 ve ya 100 bin | kelime bu işe temel olabilir. Es - | kiler başka Türk lehçelerinde eski yazma vesikalarda buluna » cak kelimelerden Türkiye şive » sine uygun şekillerile tamamlanır. Yabancı dillere, ancak bunların hiç birinde karşılığı bulunmıya - cak mefhumlar için müracaat e - dilmelidir. Bunun daha geniş mü- İze ve güdülecek yol hakkında kat'i karar yüksek kurultaya aittir lerde olduğu gibi pek sayılı ada- | Birinci Türk dili kurultayının muhterem azaları; Kararlarmızın bütün hükümet teşkilâtı tarafından bütün imkân vasıtalarile tatbikine çalışılacağı» nı size resmen arzetmeye başve » kil İsmet paşa Hazretleri tarafın- dan memurum. (Alkışlar) Bu şeref verici vazifeyi mem- nuniyetle ifade ederken (devlet, hükümet ve millet tarafımdan el birliği ve fikir birliği ile kavran- mış işlerin en kısa zamanda en büyük muvaffakıyete ereceğine, sınırsız göklere doğru yorulmaz kanat açacağına derin bir inanış- la inandığımı söylemek isterim. Türk dilinin Türk milleti tarafın- İdan kurtarılacağından şüphe e - denlerin, Türk dilinin asli zengin liğinin asli haşmet ve azametini tekrar kazanacağına inanmıyan « ları millet hafızasının cehenne - minde dünyanın sonuna kadar ya nacaklarına inandığımı söyle » mek isterim. (Şiddetli alkışlar) Kurultayınız bir kuvvet olarak doğuyor. Dilimizin feyizli topra - ğında yeşeren bu kuvvet, gittikçe büyüyecek ve az zamanda şeref başkalarının hasadına başlıya - caktır. Uzun asırlar durmuşuz, fa- kat artık durmak mefhumunun milli hayatın sırtından atmış ve durdurulmaz diye anılacak yürü - yüşe geçmiş bulunuyoruz. İleri a- tılma aşkımız her sahada harp nis zamına geçmiş ordular (halinde görünüyor. Hakiki hayattan ve hayatlı hakikatten doğan ihtiyaç İ bize dünyada en ileri ve en milli ideal ordularından birini, en şan- lılarından birini temsil ediyorsu * İ nuz, Kültür ordusu baş kumanda- nının ve bu günkü toplanış ve a- çılışı ile milleti tarihe ebediyyen kutlulanacak bir gün kazandı « taleaşı salâhiyetle dil âlimlerimi « | ran kurultayınızm ulu varlığı ö * nünde saygı ile baş eğerim. (Şid- detli alkışlar). LE LU GEM TAMEMEN AZERI ARANMAK AM 2 A ar AŞ Ez mar KEMA DA ABE lik kurultayın tafsilâtı: Bugünkü toplantı saat 14 de olacaktır (Baş tarafı 6 ıncı sahifede) ikten sonra reis intihap edilme- Öilâzrm geldiğini bildirdi. İp Cemiyet umumi kâtibi Ruşen ire bey büyük millet meclisi re- ve Türk dili tetkik cemiyeti a- 8 Kâzım paşayı teklif etti. Bu İklit alkışlar ve ittifakla kabul | Sözel Mi, yam Hd pk dir “i hazretlerinin £ol tarafla» “yeri aturmakta olan Kâzım paşa NE w arasında reislik makamı» Ç Saktı. İki â paşa Hz. bundan sonra p,'eis vekili ile dört kâtip seçil- İN Galip ve Samih Rifat lerin intihap edilmesini teklif | Ren vekilliklerine müttefikan | vekili Reşit Galip ve Sa- HA Kürek beyler kâtipliklere de İç, 3il Müştak, Ali Riza, Muzaf - | İş Refik Ahmet beyler seçildi. | z Riyaset divanı toplandıktan Talip ilk defa maarif vekili Reşit GE söz aldı. tip çok heyecanlı olan genç maa- *kilinin irat ettiği nutuk bir defalar alkışlarla kesildi. Bil Çaya yapacağı / işler a daki kanaatini söylerken rca alkışlandı. Reşit Galip beyin sürekli al - kışlar arasında biten nutkundan sonra 10 dakika istirahat verildi. Salonda sigara içmek yasak ol- duğu için istirahat Ozamanmdan istifade etmek istiyenler bahçeye çıkıyorlardı. Gazi hazretleri ve refakatlerin deki zevat, yerlerinden kalkarak Ka em dolaşmıya başladı- ar, Bu esnada Gazi hazretlerine birçok meb'uslar, tanınmış şah- siyetler arzı tazimat ediyorlardı. Ikinci celse.. Kâzım paşa 1530 da reislik kürsüsüne gene geçmişti. Herkes yerli yerine oturunca zili çaldı. İlk defa umumi kâtip Ruşen Eş - ref bey söz aldı. , Anadolunun bütün vilâyetle - rinden, belediyelerden, mual - limlerden, maarif cemiyetlerin - den, halk fırkası şubelerinden ge- len binlerce telgrafları ve mek - tupları gösterdi. Evvelâ kıymetli başvekilimiz İsmet paşadan ge - len telgrafı okudu: Bundan sonra İstanbul beledi- ye reisi Muhittin bey dahiliye ve- kili Şükrü Kaya bey ve Viyana ilimler akademisinden gelen tel - istirahat esnasında.. ! graflar okundu. Şiddetli alkışlar- la karşılanan telgraflar şunlardır: Maarif Vekili Dr. Reşit Galip Beyefendi elinden Dil Kurultayı yüksek reisliğine: “Türk dili kurultayının açıl - masını yüreğimizden sevinçler ta- şarak kutlularız. Kurultay son a « sırlar mütemadiyen ihtilâle uğrı - yan milli kültürün kıyamı ve ce - vabı eseridir. Kurultay milli kül - türe temel atarken onun kucağm- da yer alan idealist azanın duydu ğu heyecanı ve gururu hep duyu“ yoruz. Kurultayda çalışanlara ne mutlu. Kurultayın dediklerini ye rine getirmek için elinden gelen ber hizmeti yapmak hükümet için ve her vatandaş için bir borç, bir şeref olacaktır. Başvekil: İsmet “Ulu Gazinin yarattığı ve yü - rüttüğü inkılâplardan © birisinin daha temelini bu gün yüksek reis liğinizde toplanan kurultay atı - yor, Türke öz dilini verecek'olan kurultaya büyük saygılarımı su - nârım, Şükrü Kaya Viyana, 25 — Uzun seneler - denberi şark lisanları ilminin in - kişafına çalışan Viyana ilimler a- kademisi Türk dili (o kurultayına muvaffakıyetler temenni eder. Reis namına umumi kâ tip Rader Macher Siyasi varlığımız kurtuldu. Mil Ki birliğimiz kuruldu. Bu büyük işleri başaran Ulu yaratıcı durma- dan dinlenmeden mübarek başı » nı ve mübarek savaşını Türk mil- letinin geniş dili ve derin benliği üstüne çevirdi. Bu işaretten do - ğan büyük kurultay bu gün ken dimize ve bütün cihana yepyeni ilmi ve milli hakikatlerin davası - nı ilân ve ispata başlarken Türk- lüğü her yolda korumıya matuf o- lan bu mukaddes bilgi ve kültür hamlesinin şehirlerinde tecellisi- ni görmekle bir kat daha sevinen İstanbul halkınm nihayetsiz heye canlarını ve candan alâkasını ar- zeder, büyük kurultayı tebrik ile muvaffakıyetler dilerim efendim. İstanbul belediye reisi: Muhittin Alkışlarla dinlenilen bu tel - graflardan sonra Ruşen Eşref bey diğer yüzlerce telgrafı okumakla kurultayın uzun zamanlarını iş- gal etmiyeceğini söyledi, gerek bu okuduklarına ve gerek diğer tel - sek kurultayın müsaadesini rica etti, Ve kurultay bunu tasvip ey- ledi. Ari ve sami diller Bundan sonra T. D. T. C. rei- si Samih Rifat bey kurultayın iki celsesini dolduran uzun konferan- sına başladı. Samih Rifat bey, Türk dilinin ari ve sami lisanlarla münasebet- leri mevzuu üzerinde söz söyledi: “Yakın vakitlere kadar Avru- palılar Türk dili ile ari diller a - rasında bir münasebet bulmuyor- lardı. Son zamanlarda yakınlık - lar olduğunu kabul ettiler, fakat bunu nihayet bir ihtilâta atfedi - yorlar. ! Samih Rifat bey, iki'lisan ara- sındaki münasebetin alelâde bir ihtilât neticesinde husule gelebi - lecek rabıtalardan çok derin oldu ğunu iddia ediyor. Bundan başka müdafaa ettiği bir esas var ki, bu da ayni münasebetlerin son taba » kalara ait benzeyişlerinden ziya » de lisanların teşekkül devirlerine taallük eden esaslarda mevcut bu- lunduğudur. Samih Rifat bey, bu izahattan sonra Fransız âlimlerinden Cun- in arapça ile ari Jisanlar arasın - da yaptığı rwukayeseler esasını i- graflara kâtibi umumilikçe müna | zah etti. Bu mukayese esasların - sip cevaplar yazılması için yük - | da şimdiye kadar yapıldığı gibi (Lütfen sahifeyi çeviriniz) p<