Sayıfa 4 Mahke v melerd Türk güzeli mi, Yunan güzeli mi ? derken çıkan kavga ve bir ölüm Dün ağır ceza mahkemesinde Yorgiyi kasten öldürmekle maz - nun kunduracı Süleyman efendi - nin mubhakemesine (bakılmıştır. Ağır ceza mahkemesinde evvelce Süleyman efendi hakkında karar verilmiş ve bu karar temyiz mah kemesi tarafından tetkik edile - rek nakzen geriye gönderilmişti. Dünkü celsede davanm nakzen bakılması için duruşma olunca müddeiumumilik makamı bu da vanm çok iyi tetkik edildiğini ve doktorların raporlarınca temyiz mahkemesine gönderilmesini iste miştir. Fakat Süleyman efendinin ve- kili Ethem Ruhi bey temyiz kara- rına ittiba edilmesini heyeti haki- meden istemiştir. Heyeti hakime gerek müddei - wmiliğin gerekse vekilin talep- i tetkik ederek mahkeme - nin nakzen tetkikine karar ver- miştir. Bu karar üzerine söz alan vekil Ethem Ruhi bey Süleyman ile maktul Yorginin o arasındaki vaziyetleri izah etmiş ve demiş - tir ki; — Divanyolunda kunduracı dükkânmda Yorgi ile Süleyman e fendi çok masumane başlıyan bir münakaşa yapmışlardır. Bu münakaşanın mevzuu gü - zellik meselesidir. Süleyman, Türk güzelinin Yu- nan güzelinden daha güzel oldu - ğunu söylemiş Yorgi de Yunan güzelinin Türk güzelinden daha zarif olduğunu iddia ederek mü- nakaşa başlamıştır. Nihayet Yor- gi (Ben sana gösteririm) İşte burada başlıyan bu sözün son safhası malüm. Fakat yaralanan Yorgi Cerrah paşa hastanesine gidiyor. Opera - tör Bürhanettin Bey on gkünde iyi olacağını söylüyor. Onuncu günü Yorgi kendi isteği ile hastaneden çıkıyor. Fakat çıkarken Oo taburcu kâğıdına (İyi olmuştur) kaydi i- lâve ediliyor. İki ay sonra Yorgi tekrar has- talanmış, Balıkir hastanesine git- miş, Ameliyat olmuş, ölmüş. Hiç kimsenin haberi yok, Mahkemei aliyeniz sorunca cevap geliyor.,, Süleymanın vekili bundan son ra operatör Bürhanettin beyle di ğer doktorların mahkemeye çağ rılmasını istedi. Bu suretle vak - anın karanlık tarafların aydın- lanacağını da ilâve etti. (Heyeti hakime doktorların celbine karar verdi. Açığım çıktı ! Dün ikinci ceza mahkemesin - de, üç aylık maaş dağıtırken zim metine para geçirdiği iddiası ile mahkemeye sevkedilen zat işleri memurlarından Arif (efendinin muhakemesine devam edilmiş - tir. Şahitlerden Necmettin efen - di, Abdülkadir efendiler dinlen - miş.bu şahitler maaş tevzi yerin" de para koymak için ayrıca bir vezne olmadığını bir masa üzerin- de para dağıtıldığını, Arif efen * dinin “Açığım çıktı,, dediğini işit tiklerini söylemişlerdir. Arif efendinin vekili, müekki linin açık çıkan parayı ödediğini defterdarlığın aleyhinde takibat - tan vazgeçtiğini söylemiş ve Arif efendinin namuslu bir adem ol - duğunu ilâve etmiştir, Heyeti hakime Arif efendi hak kında bildiklerini söylemek üze - demiş, | re birkaç şahit daha celbine ka - cek çarşamba gününe talik etmiş tir. iki kişi öldürmekle maznun bir adamın muhakemesi Ağır ceza mahkemesinde iki kişiyi birden öldürmekle maznun Akif efendinin muhakemesine de vam edilmiştir. Ancak müddeiumumilik ma kamı maktullerden birisinin tıbbi tedbirin iyi alınmadığı için öldü- günü söylemiş ve şahit olarak Be yoğlu zükâür hastanesi başhekimi operatör Fikret beyle Darülâceze operatörü Salih beylerin ve Al - man hastanesi operatörünün rm - hakemeye çağrılmasını istemiş - tir. Heyeti hakime bu talebi ka - bul etmiştir. Sebepsiz tevkifin muhakemesi Çatalca müddelumumisi De - mir bey sebepsiz olarak iki kişiyi tevkif ettiğinden dolayı ağır ce - za mahkemesinde iki ay hapse mahküm olmuştu. Temyiz mah - kemesi tarafından bu karar nak- zedildiğinden dün #nwbakemenin yeniden görülmesine (başlanmış ve temyiz kararına ittiba ed tir. Ağır ceza iddia makamı Üçüncü ceza aza mülâzimi ve müddelumumi muavini beyin müddelumumi muavini sa ceza iddia makamını işgal etmesine ka rar verilmiştir. iki hırsız Kçüncü ceza (mahkemesinde hırsızlık vak'asından dolayı mu- hakemesi görülen Mehmet iki se- ne ve Yusuf da 7 ay hapse mah - küm olmuştur. Selçuk kız sam'at mektebi müdürlüğü Çapadaki Selçuk kız san'at mektebinin bir zamandan beri münhal buluran müdürlüğüne İzmir İisesi Fransızca muallimi Asım Tevfik B. tayin edilmiştir. Asım Tevfik B. evvelce Galata saray lisesinde riyaziye muallim- liği, Edirne San'atlar mektebin- de müdürlük etmiş, diğer muh- telif maarif ve idare vazifelerin- de bulunmuş kıvmetli bir mek- tepçidir. eni vazifesinde de muvaffakıyetinin devamını dile- riz. | lâhiyetini haiz olarak ağır ———— At canbazları At canbazlarından Galip, ço- | ban Rifat, Nuri dün Fatihte At pâzarlığı yaparlarken kavga et- | Nuriyi taşla başından yaralamış- lardır. kaka kakma har ANAN Sinem Muazzam rar vermiş ve muhakemeyi gele - | Muhlis | mişler, Galiple Rifat bir olarak | VAKT Haliçte | Unkapanı mir edilebile. cek mi? Geçen bafta kapatılan Unka- panı köprüsünün demir aksamı nın kullanılacak derecede sağ lam olduğu yapılan bir muaye nede snlaşılmıştır. Eski ve harap düba'arın yeni dubalarla değiş- tirilmesi ve bir kısım dubaların da tamir edilerek köprünün Ha- Fen en dar kısmı o'an Eyüp ile Sütlüce arasma konması fikirleri vardır. Yeni köprü yapılıncıya kadar Unkapanı köprüsünden bu İ şekilde istifade kabil olup olmi- yacağı tetkik edilmektedir. tamir işi için 120,000 lira sarfı lâzım gelmektedir. Büyük bir sam'atkâr Emil Konrat isminde meşhur bir Bariton şehrimize ge'miş ve kendisini tanıyanlar tarafından karşılanmıştır. Bari, Lozan, Şaf Havz koru: larının müdürü olan Emil Kon- rat tanıdıklarının ricası Üzerine teklif edilen parayı kabul etmi- yerek cumarlesi akşamı radyoda İ bir konser vermeyi kabul etmiş- tir. San'atkâr beynelmilel musiki ustatlarının en gözel parçalarım İ söyliyecektir. | İ Izmir üzüm ve incir İzmirden mevsim bidayetinden 15”eylüle Kadar 576bton üzüm, 1837 ton incir ibraç o'unmuştur. Bu seneki üzüm ihracatı ge- çen seneye nazara 3702 ton faz- ladır. Erenköyünde bir yangın Erenköyünde Ömerpaşa geçi- dinde tüccar Yunus Beyin evinin çamaşırhanesinden yangın çık- mış, çamaşırhane ile üzerindeki üç oda tamamen yanmışlır. —u— Dil kurultayına gire- cek gazeteciler Matbuat Cemiyeti Kâtibiumu- miliğinden : 26 Eylülde Dolma- bahçe sarayında toplanacak Dıl kurultayına girecek gazetecilerin kâğıtları cemiyetimizden verile- ceğinden bu akşama kadar ber dilde çıkan gazele ve mecmua- ların kurultaya gönderecekleri arkadaşların ikişer tane resmile cemiyetimize gelmeleri gerektir. Bu akşam Glorya' da “Don Jose Mojica,. SONAŞKIM filminde. İlâveten fstanbul'dan Bağdara Fox tarafından filme alınmış seyahat | vans man 4 UN BA AA 1 Bar NA Bu akşamdan itibaren âasında ve emsalsiz Atlantid Diyarında Fransızca sözlü ve şarkılı filmi göreceksiniz. Bir aşk ve esrar manzumesidir. Maamafıb buna karar verilirse | Mütercimi » Zonguldak mebusu Halı Ne kadar muti ve munkat-bir bale gelmiş olursa ©'sün beheme- hal mevki ve vaziyetini bizzat kendisinin tayin edeceği bir gün gelecek değil midir? yata meftür ve İsyankâr bir ruh ile girecek olduktan, onu &zmiş olan tazyik ve tethişler 'neye ya- rar? Şu halde körpe bir çocuk için pek kuvvetli bir gıda olan (kaide) ve (muhakeme) sistemin- deki şiddet ve ciddiyeti, neva- zişkâr bir beşaşetle mutedil bir İ hale getirmek zaruridir. Bilhas i sa, rolündeki sertliğe bütün bü- tün zihin sardırmış olan bir ba” banın biraz da anaca duygulara malik olması icap eder. Diğer taraftan ananın » hesaplı bu'un- dukça pek valiz olan - şefkati, acınacak bir zaaf haline inkılâp elliği zaman bütün tesirini kayb- eder. Anawm, bayat vasılasi| çok şeyler yapabileceği muha kak olmakla beraber, sırası gel- | yardımından | dikçe idrakin de istifade etmesi lâzımdır: Anaom kendine has bir idraki vardır ki terbiyede, bunu da kullanmıya mecburdur. Ana, icap ettikçe emrelmesini de bilmelidir. Fakat bu emirler; yavan, sinirli, sebat- sız ve mütelevvin bir eda ile de- ğil fakat, çocukların hürmet ve tevkırnm celbedebilecek sükün ve ciddiyetle verilmelidir. Burada mü'âhaza edilmiye lâ- yık birçok şeyler daha tasavvur ediyoruz. Bu mevzu, baddi 75- tında pek muğlâktır. O kadar ki ileri sürülen prensiplerin tatbi- kattaki bütün inceliklerini yek- nazarda hissettirmek mümkün olamaz. Şu halde evvelâ, ;muh- telif yaşları tefrik ve tasnif et- mek icap eder: İlk yaşlarda ço- İ cuk, bilhassa ananın vesayetin- ağır sözleri bu kadar körpe bir yavru için yaradılmış şeyler de- ğildir. Benaberin; bu yaşlarda baba, ancak lürün: gördükçe ve yalmz uzaktan uzağa wüdahale etmelidir. Anamın akıl ve basi- retne güvene bilirse esas ve te- ferrüattaki mes'uliyeti, kâmilen ona bırakır. Bu itibarla, çocuk büyüyüp de daha şiddetli bir nüfura ihtiyaç göstereceği zama- na kadar yökün heman bütün tır. Böyle bir tahavvül vukuunda da babanın, nufuzunu heman kullanmıya başlamaktan sarfı na- i kuvvetle karşısındaki varlığın z2- fı arasındaki nisbetsizliği: mülâ- I baza ederek kendisini mülâyim, gevşek hatta lüzumundan fazla balim göstermesi pek de mah- zarlu bir kareket değildir. Şüp- hesiz biraz sonra istimal edeceği nufuzu heman ilk adımda itibar- dan düşürmemek ve bir zaman için, onu adeta uyur bir halde bırakmak lâzımdır. Buna muka- bil, mes'uliyetin en büyük kısmı, henüz kendisine ait olduğu için İ ananın da kendisinin tabii bir ' bassası olan şefkat ve merhamet duygulirma oçokca kapılmak- tan sakınması icabeder. İ Çocuk, şüphesiz bakılıp idare edilmeğe mübtaçtır. Ananın ve- sayetine bırakılması, ber türlü AİLE ei Baba, ancak lüzum gördükçe ! (Köprüsü gene ta- uzaktan uzağa müdahale etmelidi Şiddetin ifratı yüzünden ha | dedir. Bâbanım pek sert elile | ağırlığı apanm sırtında kalacak- | zar elmesi ve istimal edebileceği | İ de bir tali ne kadar âz *" nizam ve kaideden müstesna kalması icin değil, daha mülâ- ! 22 Evini 1 Tetril Ne “ yim ve “körpe varığına vygün bir nizam ve k tesirini duyabilmesi içindifi nâberin, ilk devrede babi fuzunu ne kadar az hisse ora o kadar çok nufuz gö meğe çalışır. Elverir ki Wi raftan çocuğun yaşı, di i taltan kadınlığın müşfi tile mahdut olan öçüyü bırakmasın. Çocuk büy ro'ler değişir. Babe, gündet ne ciddiyetini takınmıya V€| dahalesini artırmıya başlari! da bilakis her gün arta merhamet o şimesi ( göste! çocuğu müdafaaya hazır P nur, İki cinsin terbiyesinde de N İ benzer bir usule imtisal bilir; Olanların terbiyesi | rodan doğruya babaya, kızla kide anaya ait olmalıdır. mülâbazamız, üzerinde tevâk edilmesi abesolan bir takım ruri sebeplere istinat eder. kek çocukların terbiyesinde | banın en büyük mesuliyeti j lenmesine mukabil, ananın, * makça bir zafa kapılması nevaziş ve şefkat gösterme ibaret olan tabii rolini ifa mesi lazımdır. Kızların terbil sinde, bilakis kadının faaliyef hakimiyeti daha çok ve dg müessir olmak lâzım gelir. : banın ihmal ettiği rolü, o çe' , Ana ve babanın terbiyedeki | zilet ve meziyetleri, bü sur” ve ahval ve şeraitim icanl göre <biribirile | katışarak birine tadil ve tevazün irler. (Burada söz götürmi bir terbiyeye elzem olan bi hassaları bir araya getirmek "9 kadın ve erkekten her bir” dikkat etmesini icap ettiresi * bir mülâhaza dermeyan ede& Hayat, eğer tabiatin, talef tavsiye ettiği bir şekilde. İ edilseydi, nekadar güzel ol İki genç sevişiyorlar, evledif) lar; çocukları oluyor; sevgilet revnak ve taravetinden bir#| bu şirin varlığa veriyorlar; ç€ küyüyor; ciddi ve mühim al lara ihtiyacı arttıkca ebev: yaşı ilerliyor; biraz sonra Çi yetişiyor: Erkekse iş ve m sahibi oluyor; kız ise evlenif ana » baba çocuklarının baht! lığından memnun, çalışka rile ve fedavârlıklarile börçif” ödediklerini görerek mesatti" Sükün içinde ibtiyarlığın P ve saadetinden istifade €! lar; etraflarında kütüğü ve resi o'duklari yeni bir nesli tiştiğini görerek ilk duygu” kalplerinde yeniden doğduğ hissediyorlar. y Bu levha, tabii çerâit içi doğan ve büyüyen bir w gösterir; fakat heybatl se nasip Olur? Bazan api tebessümlerinin rayılası0! ge şu minimini yavru kayboW” çıktığı toprağa gömülür bazan şu gerç kız, gö” şamak, yüreklere inşirah vE için doğmuşken, göz bae il taravetli çoğ iken dalından kopar, bet olur, Bazan şu genç apn€ “| memeden kestiği ve ilk ne lerile okşadığı yavrularının den gaspedilir. a