Sanayicilerin istekleri Heyet hazırladığı mubtıravı Iktısat Vekâletine verdi Ankara, 15 (Hususi) Sa. nayiciler bügün iktisat vekili Celâl Beyle tekrar görüşmüşler ve hazırladıkları mubtırayı iktı- sat vekili Beyefendiye taktim et- mişlerdir. Mubtıraya, fabrikalara lâzım olan âlât, edevat, yedek | parçalar ve iptidai maddelerin bir listesi de rabttedilmiştir. Hey'et muhtarasında takas ve ihraç vesikası usulünün kısa bir tecrübe devresinde memleketin asıl mustahsillerine maddi bir faydası ve yerli mamulâtına rakip vaziyette bulunup kontenjanla | tahdit edilen bir çok ecnebi mamulâtımın bu vesikalarla mem- lekete girmesi memleketin ihraç ve. ithal bilânçösunda istihdaf edilen gayenin elde edilmediğini kaydetmekte ve faydalı, esaslı bir dedbir bulununcaya kadar bu usul- lerin ilgasını ve buna imkân gö- rülmediği takdirde bu vesikalarla memlekete girecek mamulâlın memlekette mümasil ve muadil- leri bulunmıyan eşyaya hasrını | istemiş ve bu meyanda konten- Jan tahdidatını filen kaldıracak kadar ehemmiyetli bir yekün tu- tan bir kiloluk posta paketleri- nin meni itbali suretile hem milli para hem milli sanayiin muha- fazasını temennilerine ilâve et- miştir. Çünkü kontenjanda ol- mıyan veya miktarı az bulunan | ecnebi İks mamulâtı bu paket- lerle gelmektedir. e Fabrikalar için nümuneler ve ticari kiymeti olmıyan eşya paketlerinin müs- tesva tutulması istebmiştir. Manisa heyetinin teşebbüsleri Heyet gördüğü alâka- dan çok memnundur Ankara, 15 (Hususi) — Kuru üzüm fiatlarının maliyet fiatinden daba aşağıya düşmemesi için hükümetçe icap eden tezbirlerin alınması hakkında temenniyatta bulunmak üzere buraya gelmiş olan Manisa heyeti Başvekil Ismet Paşa Hz. tarafından kabul edildiği gibi bugünde Ziraat, iktisat, maliye, gümrük ve inhi- sarlar vekilleri tarafından da kabul edilmişlerdir. Heyetin ziraat vekili nezdinde bulunduğu sışada ziraat bankası ümumi müdür muavini o Suphi Bey de vekil Beyin yanında bu. lanarak üzümcülerin isteklerini dinlemiştir. Heyet gördüğü alâ- kadan çok memnundur. iş bankası idare hey'eti toplanıyor. Ankara, 15 (Hususi) — Siirt web'usu Mahmut Beyle iş ban- kası umum müdür vekili Muam- mer Bey İstanbula hareket et- mişlerdir. ip bankasının idare hey'eti bu | hafta (nihayetinde İstanbulda toplanacaktır. Bu toplanmaya iktisat vekili Celâl Bey de işti- rak edecektir. eğim Ziraat vakâleti teftiş heyeti reisi Ankara 15 (Hasusi) — Ziraat Vekâleti teftiş heyeti reisi Akif Bey Karadeniz vilâyetlerini tef- tiş etmek Üzere İstanbula hare- ket etmiştir. ! serttir. şayanı hayret bir ilşaat 16 Eylei 94 Küstah bir genç Gazi Hz.nin yaveri süsünü vererek onu bunu dolandırmakla maznun Fikri ... Reisicümhur Gazi hazretleri - | varakası basdırmış ve altına ri- nin imzaları ile, kalemi (mahsus müdürleri Hasan Rıza beyin im » yaseli Cümhur kalemi mahsus müdürü Hasan Rıza Beyin im- zasını taklit ve kendisine Reisi - İ zalarınıda takliden bu vesikaya | cümhur Gazi Hazretlerinin yave- | ri (Naşit bey) süsünü vererek bir | çok kimseleri dolandırmakla maz nun Hüseyin Fikri dün öğleden | sonra âğır cezada muhakeme edil miştir, i o Geçen celesede bir çok şahit- i lerin celbine lüzum © görülmüştü. Şahitlerin yalnız sekizi geleme -, miş mütebakisi, 38 şahit ve dün dinlenmişlerdir. Bununla beraber maznun mev. kiinde arap bir kadın ve © gayri mevkuf bir suçlu daha var. Ap - tullah kızı Hatice ve Darçın ha « nım ve Fahrettin efendi.. Hatice Tarçın hanım, sahte ya veri, 'sahteliğini. bildiği halde e - vinde yatırmakla maznun ve mevkuf. Fahrettin Efendi sahte yave- rin suçuna iştirakten maznundur. Kalemi mahsus müdürü Muhakeme salonu her günkün- den çok fazla kalabalık... Saat ikide davanın rüyetine başlandı. Zabtı sabık okundu. Zabta göre gelmiş Keriman H Dünya güzeli: Keriman Halis H. şerefine dün gece Taksim bahçesinde: bir müsamere veril- miştir. Havanın serin olmasına rağmen bahçe kalabalıktı. Saat dokuzda Peyamı Safa B. bir kon- “Gene bu sahnede, Keriman Halis Hanımı gene size ben takdim etmiştim. Keriman Halis H. bize burada güzelliğinin ses- siz, fakaten yüksek belâgatile vadettiği zaferi kazanarak ara- mıza geliyor. Ben burada güzellikten bah- setmiye davet edildim. Fakat biliyorsunuz ki manımıza kadar bu mevzu dün- yanın bütün mütefekkir başlarım | yormuşlur. Ve binlerce cilt ki- tapta izah edilememiştir. Yarım saatlik bir müsababenin içinde ancak biz bu güzelin etrafında küçük bir gezinti yapabileceğiz ve daha ziyade vücut güzelliğinin ruhla münase- betine şöyle bir göz gezdireceğiz: i Evvelâ yüz güzelliği üstünde bi- raz duralım: Günün her hadisesi yüzümüze belli belirsiz bir çizgi ilâve eder. Dışardan intibamı adamlarda bu çizgiler daha Mülâyim, sakin ve devamlı bir derunu müvazene içinde yaşıyan adamlar da bu çizgiler daha in- cedir. Yüzümüz, bütün mazimi- zin yazılı olduğu bir hatıra def. teridir. Dışardan intibamı Okuvvetli ferans vermiş ve demiştirki: | Efiâtundan za” | kuvvetle alan, hassas ve ihtiraslı | atmıştır. Maznun kimseyi dolandırma- dığını, vesikaya imzayı gelişi gözel attığını söyledi. iki maznuna gelince .. Darçın hanım Hüseyin Fikri. nin sabte yaver olduğunu bilme- diğini diğer maznun Fahrettin | EF. de iddiaların asılsız olduğu- nu söyledi ve şahitlerin dinlen- | mesine başlandı ... Komşu Emine hanım Emine hanım, Hatiçe Darçın hanımın komşusudur. Reis Beyin #uallerine cevaben dedi ki: — Bu efendiyi komşum Dar- çın hammın evinde bir dafa si- vil sonrada resmi elbise ile gördüm. Bize Gazinin yaveri oldum. Dedi ve evlenmek istedi Şahitlerden, mektep baş mu- allimi Naim Bey şahadetinde, Hüseyin Fikriyi Darçın hanımın evinde ve resmi elbiseyi lâbis oldugu halde Gazi Hz. nin Ya- veri Naşit Bey o'arak tanıdığını övldi alan, hassas ve ihtiraslı adamla- rm yüzünde sert kalemle yazıl- mış, silikler, çizgiler, kazıntılar ve kargacık burgacıklarla dolu, karışık ve keskin yazılar vardır. Onların yüzleri adeta bir ka- ralama defteridir. Sakin, mül4- jim ve devamlı bir derunu mü- vazene içinde yaşıyan insanla- rn yüzünde çizgiler muntazam ahenkli ve satırlar düpe düzdür. Demek ki yüzümüzün içimizle, ruhumuzla bir münasebeti var- dır. Hastalıklar, anadan babadan | tevarrüs edilen fiziyolojik kusur- | ları ayıplar, noksanlar, sinir man- zümesi üstünde ibtilâller yapar. Tabif halinde, yani hastalan- | mamış, yorulmamış insan güzel bir mahluktur. Kâinat nizamının ahengin ve muvazenenin enmu- zecidir. İşte hakiki gözel bun- ladır. Vücutlarda büyledir. Ana- dan babadan tevarüs edilen ku- surlar harıcında hergünün ha- disesi vücutlarımıza belli belirsiz | birer işaret çeker. İnsanı vücu- dun tenasübü noktasından çir- kinleştiren birşey de hastalıklar- dan sonra meslekler ve ihtisas- lardır. Filozofların, san'atkârların ek- serisi vücutça güzel değildirler.” İ Peyami Safa Bey güzelliğe ait daba bazı malümat verdik. ten sonra sözünü şöyle bitir- miştir : Burada yalnız Keriman Hali- sin güzelliğini değil, obutaya akseden kendi güzelliğinizi sey- redeceksiniz. Kendi güzelliğiniz 4 Şahit Abdullah ve Hafız Ce- lâl da maznunu Gazi Hz, nin ya- veri olarak tanıdıklarını diğer şahitlerden ikisi de m-znunu da- ha evvelden tanıdıklarını, bir gün Üsküdar adliyesinde kori- dorda resmi elbiseyi lâbis oldu- ğu halde gördüklerini ve şüphe- deluwumi beye haber verdikle- rini söylediler.. Maznun sahte yaver Hüseyin Fikride, esasen bu ihbar üze- rine yakayı ele vermiştir. Şahitlerden 17 yaşında Şökri- i ye hanımda şu suretle şahadet- te bulundu. Bir akşam bize gelmişti Gazi Hâzretlerinin yaveri (o olduğunu söyledi, Muhakeme saat ikide başla- mış ve 38 şahidin dinlenmesi saat beş buçuğa kadar devam etmişti. Şabit istima bittikten sonra heyeti hâkime yarım sa- atık müzakereden sonra mev- kufen muhakeme edilmekte olan Darçin Hanımın yalnız imzası alınmak suretile serbest bırakıl- masına ve maznun Hüseyin Fik- rinin müttefikan mevkufen mu- bakemesine devam edileceğine dair karar verdi. Ve muhake- anımın halka takdimi ve güzellik hakkında bir konierans “ Yüzümüz bütün mazimizin yazılı olduğu bir hatıra defteridir. ,, yani dünyayı kendisine taptıran Türk güzelliğini...” Konferanstan sonra Keriman Halis Hanım balka takdim edit- | miştir. | : Dil kurultayı azaları Istanbul, 15 (A.A) —T.D.G. Kâtibi Umumiliğinden : | 26Eylü'de toplanacak olan ku- rultayda âza olmak atzusiyle müracat edenlerin isimlerini neşre devam ediyoruz ; Avni Bey, Sabık (Samsun meb'usu. Sami Bey Muhabere kaymakamı. Faik Ali Bey. Mus- tafa Hakkı Bey, Darülfünun fen fakültesi reisi ve kimya müder- risi. Ahmet Şükrü Bey, gazete- | ci, O, Senai Bey, Muallim. Be- dia Neşet Hanım, Muallim. Ra- sim Bey, Diyarbekir mektupçu- su. Dr. Cevdet Nasuhi “Bey, Ziraat Bankası meclisi idare âzasından. Emin Recep Bey, Yeni nesil mektebi müdürü, Dr. Cemal Zeki Bey. Abdülve- bap Bey. Celâl Nuri Bey, Te- kirdağ meb'usu. Celâl Memdah Bey, Muallim. Ahmet Mecit Bey, Muallim. Triantafilos Bey, Eski adliye müfettişi, Ekrem Reşit Bey, Muallim. Suat Ismail Bey, Diş tabibi, Saffet Bey, Erzurum meb'usu, Edip Servet Bey, Gü- müşhane meb'usu. Avram Ga- lanti Bey, Müderris. Ismail Hak» kı Bey, Balikesir meb'usu, ye düştükleri için keyfiyeti müd- | Takas usulü “ . : | vesika ticar€ ORAK LALE a ( Baş makalemizden de malıni yüzde yirmi bef betinde fazlaya satmış. P | olurki hakikatta ( bizim memnuniyeti mucip bir Fakat burada o madalyanı9 tarafı o görünüyor, ihraci” yüzde yirmi beş nisbe* fazla para vererek vesik alan idbalâtcı bu fazla P hariçten getirdiği idhalât © sının fiyatına zammediyor. * catcıya prim olarak verdiği rayı bu suretle müstehli” sırtına yükletiyor. Diğer taraftan oidbalii” ibracatcıya yüzde yirmi be$ yi betinde fazla para verdiğini rupadaki müşterisi olan sese haber alıyor, bu müci nin müdürü ibracatcıya m yazıyor ve diyor ki: — Haber aldık. siz bize derdiğiniz mal için prim sınız, satış bedelinden bu tarı tenzil ediyoruz. Aksi ti de malınızı alamıyacağız, g f bu mıktar tenzilat ile e ten bize mal teklif eden yerler vardır. ,, yi Ihracatcı tüccarın prim aldığı fazla parayı Avru müşterisine devretmek isterik ceği açık bir hakikattir. Fi daha ucuz fiat üzerinden satmak istiyen rakipleri tar#” dan müşterisine bu yolda | lifler yapıldığını görünce # olarak muvafakat ediyor. takdirde ihracatı teşvik için bul edilen takas usu'ü mete de ihracatcı tüccarların aldı” İl prim birtaraftan memleket oi : ileri b izer raha lelelilaek çikan SUp İ ra memlekette de kalıyor, laşık yollardan ecnebi müess lerin kasalarına giriyor! Ve muamele iktısadiyatımız içi ie (“İ başlı bir zarar olan bir iş yetini alıyor! işte bir müddettenberi telerde vesika ticareti diy& yat edilen fenalığın esası ! Hiç şöphe yok ki takas memleketin ibracatım art maksadile alınmış bir tedö Tamamen hüsnü niyete nittir. Sonra mesele de mete ait hiç bir suiistimal tası da yoktur. Şu kadar büyük bir hüsnü niyet ile * edilen bu usulün ihracatı ği. raftan teşvik ederken diğe raftan memleket aleyhine # len bir noktası da olduğu mektedir. Bu itibar ile yeğ tısat vekili Celâl Beyin bahs fenalığı bertaraf tedbirler alması tabiidir. Mehmet > Ismet Pş. Hz, (Baş tarafı 1 nci sa ; hiddin Beyefendi ve dab* ii çok zevat hazır bulunmü Başvekilimiz sar Başvekil Ismet Pş. H” saat iki buçukta Aski tayyare ile hareket el saat beşte Yeşilköye m eylemişlerdir. Başvekilin leri teyyareye iki ta; kat etmiştir. Reisicümbur Hz. 019 4 Yeşilköye gitmişler ve ““& İsmet paşayı karşıl likte saraya dönmü vekil Hz. sa rayda kalmışlar ve beliadaya dönmüşler Mağ.