5 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

5 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ibrit Kralının eşyası Stokholmda müzayedeye çıkarıldı Yal iyor üstündeki villâsı 75000 korona rtalı olan ada 75000 korona satıldı nn — I . N var Kroygerin say | Piraye A çıkarılmıştır. Eşyanın m ç, © Müâmeleşi, kibrit kra- | $ ş l tokholmdeki sayfiyesinde ay adır. eni ayedeye iki yüz kişi işti- | baki getir Buna rağmen eşya, Yy “ğerinden çok ucuza sa | Beki, 8 Müşteriler, fiatı yükselt | Mane © kadar hararetli dav | aktadırlar. İ Engsholmen ismindeki sayfiye- ' sinin bulunduğu üç küçük ve bir | > Mılğı e müzayede süre- | büyük parçadan müteşekkil olan | adaya ancak 75,000 kron verilmiş» tir. Halbuki sade adadaki villâ, yangına karşı 75,000 krona sigor- talıdır. Kibrit kralınm tablolara ve di- ğer san'at eserlerine ait kolleksi- yonunun müzayedesi, Eylül ve Teşrinievvel aylarında cereyan €- decektir. Ücüncü Balkan konfe- Yansına Marahhaslarımız. Ürün. “üncü balkan konferansı ya akan konferansı Türk an Yımi Eyüöle doğru konferans salonunda 2 meb'usu Hasın beyin tde toplanarak konfera- p Mere twznamesini tet- “iy , ©“ ve heyeti mürahhasamız tiz Şecektir. Heyeti mürahha- e aradan mürekkp ola- “ bal min edilmektedir. Üçün- Ni ân konferansında müza- Md €cek başlıca mes'ele- yerelde Bükreşte toplana- | | | N iy. şehrimizdeki konfe- Mi eya, wya, Bu'garistan aras yare münakaşalara se- | Arnavut'uk veren ekalliyetler mes- al Sinci balkan konferar- “eş ekim kalmasına sebebiyet i derecede münakaşalara ve Ağan tu akalliyet meseles işl suretle peticelenmesi» Bağ, caktır. Ni konferansında Türk he- N ha hasas reisi ve Trab- it usu Hasan bey Anna- iş tak fikri hakkında N M'unmuştur : Mik alkan #tihadı fikri, Nk bü “zel bir mefküredir. Bu tiz İN yakın bir atide ta- ki Mü, gereğinden şüphe et- y” au yi msfküreye inanan- Up te, ayete kadar müdafaa Mae Vaz geçmiyeceklerdir. arasında - bulun- “ “Yarız. l | | | ki Arın Lüpenin yeni bim Sazis Löplan- nu Ol, di uz; GÖR tarafı sarılmış bir Kk idi “trafına bakındı. De- ini kabul etmişti. memnun oluyordu. a Valteksten kur - hş tn, Sonra, Sarı Klarayı ya- acik Polislere karşı müda- SYuncağından ibaret ka ii Tay di, ns duruyorsun? Yü- iş, Pala | b Ri fi ve Rani s*ç kalmıştı. Tam matkeli dansöz gene al- > iyeti altında çıktı y müyordu, ve mer “ orjöre, peşinde beş halde koşa ko- İdüt etti. Bir ta - k Gülüşlü hazırlık seçilmek üzere Üçüncü balkan konferansı me- saisinin makul tarzı haller ile neliceleneceği muhakkak değil dir. Bu konferans hakkında faz- la ümitler beslemiyoruz. İtilâf yo'unu kapayan Türkiye değil- i dir. Sulha çalıştığımız kanâatile vicdanımız omüsteribtir. Konfe- ransın muvaffakiyeti kâfi gayret ve 'hüsnü niyet iraesine bağlıdır. Bu gayreti ve hüsnü niyeti en vasi surette göstererlerin ön sa- fında bulunuyoruz. Gazi Türki- yesi, hiç bir zaman milletlerin dostluğu aleyhine çalışmamıştır. nkara'nın enbüy Kitap; gâzete ve GREY Rİ AKBA Kitap evi ve kir LL Her lisanda gazete LALA YENİR TET) e TÜ EET LTİ Ta ava Her “türlü Foloğraf Yar Rİ rara Etem Pertev ıtrıyatı Le TİC Kadın! bir macerası — 38 Tückçeye çevizen : m e ii Mpg raftan maskeli dansöz karşısın - da, öbür taraftan da Jorjöre beş altı adım ötede idi. İri Pol, âni bir kararla cebinden tabancasını çıkararak ateş etti. Fakat Raul bir tokat vurarak tabancanın nam Usinı o havaya kaldırmış, kurşun da dekorlar arasmda © kaybolup gitmişti. Bununla beraber Valtek si tanımış olan maskeli dansöz baygın bir halde heyecan ve kor- kusundan yere yuvarlanmıştı. İşte bü aralık bir vaka' cere * yan etti. Bu hâdise, şüphesiz on saniyeden fazla sürmemişti. Ta - banca patlar patlamaz, büyük bir karışıklık olmuş, halk itişip kakış mıya başlamıştı. Jorjöre İri Po - lün üzerine atılarak onu belinden 5 anamın ai ictima aktedeceklerdir. pir Yeni Nogriyat : Kooperatif Eylül ayma mahsus (4) üncü nüshası da çıktı. Kiymeti ve zen- gin münderecatına rağmen fiatı (10) kuruş olan bu iktisadi halk mecmuasında A. H. beyin mü- him bir baş makalesi vardır. Muharrir, dünyanın gümrük tah- ditleri, konterjan ve kompansas- yon usullerile yeni bir kurunu vustaya doğtu gittiğini söyle- mekte ve aceba milletler, güm- rükleri kapadıkları gibi, beynel- milel tunelleri ve kanallarıda mı kapayacaklar sualini sormak- | tadır. Kooperatif mecmuasında dünyaya ve memleketimize ait en mühim hadiseler çok müfit şekilde hulâsa “edilmiş ve bun- ların başlıcaları tahlil o unmuş- tur, Bilâistisna her kesin istifade ile takip edebileceği refikimizi, karilerimize tavsiye ederiz. Muhit Bu nefis aile mecmuası yeni çıkan eylül nuslıssından itibaren fiatı 20 kuruşa indirildiği halde nelasetine ve münderccatının zenginliğine asla halel gelmemiş- tir. Dünya güzelimizin üç renkli bir tablosunu ve müteaddit poz- larını neşreden bu sayısında U- şaki zade Halit Ziya Beyin (Onu | beklerken) hikâyesi, Cenabı Şa- babettin Beyin (Onlar ve biz) müsahabesi, müteaddit renkli il- lüstrasyonlarla Şu kız (küçük hi- kâye), müderris Ismail Hakkı Beyin (Tarih tedrisi) makalesi, Yaşar Nabi Beyin yeni manzum Mete ismindeki milli piyesinden parçalar vs. vs. Teşekkür Sevgili ve kiymetli annemiz Ruhiye Hanımın cenaze merasi- minde lütfen hazır bulunan 7z€- vati kirama gerek tahriri ve ge- rek şifahi taziyet eden Bey ve Hanımfendilerin cümlesine ayrı ayrı teşekküre tecssürümüz mani olduğundan muhterem gaz:teni- zin tavassutunu rica ederiz, Merhumenin evldtlarr Mermduha, Ri- za, Muhip, zevci, Burhanettin, hemşiresi | | ni milletler içinde edebi mevkii - Namiye. 'Fabrikatörler toplanıyorlar Istanbul fabrikatörleri bu gün sabahleyin sıat dokuz buçukta merkezinde bir sanayi birliği armış ve: — Flaman, diye muavinine ba ğırmış, yetiş.. Buraya gel, öteki - ler Raul ile dansözü yakalasınlar. Sonra ortaya iri sakallı bir a- dam çıktı. Kollarını açarak sivil vaziyette bulunan memurları gö- ğüsledi. Ne hakla herkesin üzeri * ne hücum ettiklerinden, kaba ha- reketlerinden dolayı — sanki on- ların polis olduğunu hiç bilmiyor muş gibi — onları protesto etmi- | Gayet | ye, söylenmiye, basladı. şık birisi de bu karğaşalıktan is - tfade ederek altın saçlı maskeli | dansözü, hâlâ baygın bulunduğu yerden kaldırmıştı. Bu, Fauldü. Raul Kurvilin muvaffak olan manevrasından istifade (ederek, ve halkın da polislerin derhal ye- tişmesine mâni olacağını hesaplı » yarak, omuzunda genç kiz oldu- ğu halde, gazinonun salonuna i- Sayıfa 9 ATALAR SÖZÜ — Elin gözü taşı eritir. | Bu “Göz değmek —. İsabeti ayn,, dediğimizdir. -Atalar bun - dan çok sakınır idiler. Filhakika | bir adam kararından fazla göste- riş yaparsa halk ona gözünü di - ker, O gösterişin zail olması için suri, manevi gönül birleştirir - ler. Sırası düştükçe o adamın ze- vali esbabı hazırlanır. Bazı fena tesadüfler de yardım eder, O kim se kül olur, mahvolur, gider, Göz değmesi budur, yoksa gözden bir İ ok çıkıp da o adamın yüreğine saplanmaz &. Kendi kendine sessizce, göste- rişsizce çalışan bir adam iflâs e - der, Kendi üzerine nazarı dikka - ücelbeden yeni çıklı bir (o zengin | de iflâs eder. Birincisine hiç kim senin nazarı değmediği için kim- se haberdar Oolmaz. İkincisine Velet Çelebi yorgun bir ineğin karşısında te « sadüf ettiği aynaya baktığını bir kere göz önüne getiriniz. Onun güzel, derin bakışlı, fakat mana- sız, kayıtsız nazarile aynaya bak tığını düşününüz. Her hangi ma « nasız bakış için bundan beliğ bir tabir bulunabilir mi, Bu teşbih i - gin inekten daha liyakatlisi var mı, Hatta ineğin yerine — başka» larını bırakınız — öküz bile ka - im olur mu. Bu söz de ayrıca bir tablo değil mi? Fakat bu kabil ibareye (Me - sel) den ziyade (Tabiri mahsus) demeli.) Muherriri : ». — İnersin gönül inersin. Attan b ner eşeğe binersin. .. N — O bir diken, Yoktur eken. He yerde biter. Herkese batar. (Bazı adam var. Yaradılıştan muzır, fena, şerrünnaslır. i bep nazar değdiğinden iflâsı göz değme, isabeti ayn neticesi olur. Bu hal suri olsun ve manevi ol - sun haktır. ... — Hünki un olur, basılır. Dizimki ceviz olur kağıştar. (Başkası hiç sessiz kazanır, bo yuna çuvalları ( doldurur. Bizim kazancımız ceviz kadar sayılı, mahdut olduğu halde halk içinde gürültüsü ayyuka çıkar. Şu yolda da söylerler: — Elin kısrağı ceylân doğursa kimse duymaz. Bizim (tavuk bir yumurta yumurtlasa velvelesi dün yayı tutar, k 5 .. vr — İnek aynaya bakar gibi, (Meselâ resim sergisinde bu san'atla hiç alâkası olmıyan cahil fikirsiz bir zavallı, bir tablonun karşısına geçer, bir müddet ba - kar, bakar amma (Bakar — öküz) gibi bakar, İşte o kabil kimseler hakkında irat edilir. Bizde henüz Türklüğün, Türk dilinin lisanı, edebiyatı, tarihi, nefis san'atlar tarihi tedvin edil- mediği için bizim de diğer mede- miz belirmemiştir. Edebiyatı top- gene | lanan, işlenen milletlerin bu kabil eserlerinden bazılarını âcizane o- kuduk. Onlarda şu balâdaki ta - bir gibi bir sözü icazın, belâgatin arşü âlâsına çıkarırlar, Ve haklı - dırlar, Kendi kendimize zavallı Filhakika aldanmamıştı. Halk, kulislerde olan bitenden haberdar değildi. Cazbant bir tango çalı - yordu. Gülüşüp eğleniliyor, ve dans ediliyordu. Onun için, iki kolu ile maskeli dansözü havaya kaldırmış sık bir adamın sahne merdivenlerinden inip de salon - da ilerlediği görülünce, halk, bu- nun bir numara olduğunu zannet- O kabil kimseler hakkmda söy . sl” lenir. di ie ... — Oddur ocağı taşıran. Erdir av« radı şişiren. (Çünkü atalar (at, göre eşer) demişler. a MAN — Oğlan evlenmek isterse (Gurbe te çıkacağım) der. Kız koct İsteran (Allah canımı alsın) der. . sahibinâ . s — Oğlunu azdırma hocasız kalır, Kızını şımartma kocasız kalır. ... — Oynaşa güvenen, ersiz kalır, (Oynaş — dost dedikleridir. Bugün arkadaş diyorlarmış.) ;: 4 4 — Oyma kardaşın gözünü, ağlıyı. cak anandır. (Vatanına, vatandaşına hiya- net etme, Zararı kendine, vatan- daşınadır, maalindedir. | . * 4 — Öterse, gürel düdük. (Bir şeyin yalnız şekli güzel ol- mak kâfi değil, ise yaraması da şarttır, yerinde kullanılır.) “a 4 — Öksüzrün ahı pekçe gelir. Yabca kakar. (Öksüzün gönlü kırıldığında (ah) etmesi çok kuvvetli ve tesir- li olur. Kalkması yani hükmü geç“ mesi ise (yabca) yani yavaşça ve ağır ağır olur. Kolay kolay geç- mez. Onun için - herkesten ziya- de - öksüzün gönlünü kırmaktan sakınmalı) 1 Velet Çelebi Bu suretle gazinonun geniş kapı » larma kadar geldi, kapıdan çik « tı. Halk onun gazinonun etrafın» da bir tur yaptıktan sonra dönüp geleceğini zannediyordu. Fakat Raul dışarı çıkınca, maskeli dan- sözü kucağına almış ve koşmıya başlamıştı. Bu suretle elli adım ilerdeki otomobiline kadar karan Irk köşelerden istifade ederek git- ti ve ona yol verdi. Raul ilerliyor, | ti ve bindi. Arkasından, hâlâ: o ilerledikçe halkın açtığı yol ü - zerine kapanıyor, kendisini takip | etmek istiyenlere mâni oluyordu. | Bir aralık sahneden bir ses yük * seldi: — Tutunuz, tutunuz.. Kaçı * yor. — Tutunuz, kaçıyor. Sesleri geliyordu. Raulün oto- mebili öteki otomobillerin yanım da duruyordu. “Tutunuz,, sesle - rins şoförler kulak dikmişlerdi. Yalnız, meselenin ne olduğunu bilmedikleri için birbirlerine s0- Bu o kadar kemik bir tesir yap | Yuşturmarya başladılar, bu suretle” mıştı ki, halk, bunu da bir numa- ra zannederek kahkahalarla gül- miye başladı, ve kimse Raule do- kunmadı. Raul, esasen tahmin et- lerliyordu. Zira, buradan kaçma» | tiği bu hadisenin muvaffak oldu- nın daha kolay olacağını hesap - lamıştır.. a e ğunu görünce, gülerek etrafı se « lâmlıyor ve avrnr götürüyordu. | j Raul, rahatsız edilmeden otomo « i bilini hareket ettirebildi. Kendi kendine: < — Bu ö3fe; de muvaffak ol « dum, Diyordu. i Bitmediğei | Gi i Sd

Bu sayıdan diğer sayfalar: